Ey insan! Allah, ehl-i kitaba hitab ederek ibadet maksadıyla yüzlerini doğu ve batı tarafına çevirmelerinin iyilik için yeterli olmadığını, iyilik eden kimsenin Allah’a, ahiret gününe, meleklere, kitablara ve peygamberlere iman eden kimse olduğunu ve onun da elindeki malı sevmesine rağmen akrabalara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa, dilenenlere ve kölelere vermek için sarf ettiğini, namazı hakkıyla vaktinde eda edip zekâtı da verdiğini haber verir. Onların iyiliklerinin iyilik olmasının sebebini ise onların söz verdikleri zaman sözlerini yerine getirdiklerini ve maişetine dair bir sıkıntı olarak fakirlik, hastalık ve savaşın şiddetlendiği anında sıkıntılara sabredenler olduğunu, doğru olan kimselerin ancak onlar olduğunu, takva sahibi olanların da onlar olduğunu bildirir.
Allah, iman edenlere hitab ederek adaleti ve asayişi sağlamak üzere herhangi bir insanı öldürenler hakkında iman edenlerin üzerine kısasın farz kılındığını haber verir. Kısasın da hür olana hür, köleye köle, kadına kadın şeklinde yapılacağını, yerine bir başkasının öldürülemeyeceğini bildirir. Ayrıca Allah, öldüren kimsenin lehinde olarak öldürülenin kardeşi tarafından cüzi bir şeyin afvedilmesi halinde afvedenin örfe tabi olarak diyette aşırıya kaçmamak olduğunu ve öldürenin de örfe uygun istenilen diyeti ona güzellik ödemesi gerektiğini haber verir. Allah, bu şekilde diyet ödenme yolunu açmasının Rableri tarafından bir hafifletme ve bir rahmet olduğunu, buna rağmen haddi aşan kimse için pek acıklı bir azabın olduğunu bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Ey îmân edenler! Öldürülenler hakkında üzerinize kısas farz kılındı! Hür olana hür, köleye köle, kadına kadın (kısâs edilir, öldürülür)! Fakat (öldüren) o kimse lehinde, kardeşi tarafından (cüz’î) bir şey affedilirse, o takdirde (affedene düşen,) örfe tâbi‘ olmak (diyetini aşırıya kaçmadan almak)tır ve (öldürene düşen de, diyeti) ona güzellikle ödemektir. Bu, Rabbiniz tarafından bir hafifletme ve bir rahmettir. Buna rağmen kim bundan sonra haddi aşarsa, artık ona (pek) acıklı bir azab vardır! (Bakara, 178)”
Allahım, bizi ve neslimizi hakka ve hukuka riayet eden kullarından eyle.. Âmin..
Allah, iman edenlere hitab ederek adaleti ve asayişi sağlamak üzere herhangi bir insanı öldürenler hakkında iman edenlerin üzerine kısasın farz kılındığını haber verir. Kısasın da hür olana hür, köleye köle, kadına kadın şeklinde yapılacağını, yerine bir başkasının öldürülemeyeceğini bildirir. Ayrıca Allah, öldüren kimsenin lehinde olarak öldürülenin kardeşi tarafından cüzi bir şeyin afvedilmesi halinde afvedenin örfe tabi olarak diyette aşırıya kaçmamak olduğunu ve öldürenin de örfe uygun istenilen diyeti ona güzellik ödemesi gerektiğini haber verir. Allah, bu şekilde diyet ödenme yolunu açmasının Rableri tarafından bir hafifletme ve bir rahmet olduğunu, buna rağmen haddi aşan kimse için pek acıklı bir azabın olduğunu bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Ey îmân edenler! Öldürülenler hakkında üzerinize kısas farz kılındı! Hür olana hür, köleye köle, kadına kadın (kısâs edilir, öldürülür)! Fakat (öldüren) o kimse lehinde, kardeşi tarafından (cüz’î) bir şey affedilirse, o takdirde (affedene düşen,) örfe tâbi‘ olmak (diyetini aşırıya kaçmadan almak)tır ve (öldürene düşen de, diyeti) ona güzellikle ödemektir. Bu, Rabbiniz tarafından bir hafifletme ve bir rahmettir. Buna rağmen kim bundan sonra haddi aşarsa, artık ona (pek) acıklı bir azab vardır! (Bakara, 178)”
Allahım, bizi ve neslimizi hakka ve hukuka riayet eden kullarından eyle.. Âmin..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder