Ey insan! Hidayete mukabil dalaleti, bağışlanmaya karşılık azabı satın alanların cezası olan azab, Allah'ın Kitab'ı hak ile indirmesine rağmen onların az bir menfaat için bile bile hakkı gizleyip inkâr etmeleri sebebiyledir. Hak ile indirilen Kitab hakkında ihtilafa düşenlerin haktan uzak bir ayrılık içinde olduklarını Allah bildirir.
Allah, kitab ehline hitab ederek ibadet maksadıyla yüzlerini doğu ve batı taraflarına çevirmelerinin iyilik için yeterli olmadığını haber verir. Allah, iyiliğin ancak öyle bir kimsenin iyiliğinin olduğunu haber verir ki o kimsenin Allah'a, ahiret gününe, meleklere, kitablara ve peygamberlere iman ettiğini bildirir. O kimsenin elindeki mala olan sevgisine rağmen malı akrabalara, yetimlere, yoksullara, yolda parasız pulsuz kalmışa, dilenenlere ve kölelere verdiğini ve o kimsenin namazı vaktinde, devamlı olarak ve tadil-i erkâna riayet ederek hakkıyla eda ettiğini ve farz bir vecibe olarak zekâtı verdiğini bildirir. Onların bunları Allah rızası için yaptığını, zira onların söz verdikleri zaman sözlerini yerine getirdiklerini ve kendilerine bir sıkıntı, fakirlik, hastalık geldiğinde ve savaşın şiddetli anında sabrettiklerini, işte onların doğru kimseler ve takva sahibi kimselerin ancak olanların olduğunu bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “(Ey ehl-i kitab!) Yüzlerinizi (ibâdet maksadıyla) doğu ve batı tarafına çevirmeniz iyilik (için yeterli) değildir; fakat iyilik o kimsenin (iyiliği)dir ki, (o kişi) Allah’a, âhiret gününe, meleklere, kitab(lar)a ve peygamberlere îmân eder; ona (o elindeki mala) olan sevgisine rağmen malı akrabâlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa, dilenenlere ve köleler uğrunda verir; namazı hakkıyla edâ eder ve zekâtı verir. Çünki (onlar) söz verdikleri zaman sözlerini yerine getirenler ve sıkıntı (fakirlik), hastalık ve savaşın şiddetli ânında sabredenlerdir. İşte onlar, doğru olan kimselerdir. Takvâ sâhibi olanlar da işte ancak onlardır. (Bakara, 177)”
Allahım, bizi ve neslimizi iyiliği hakikî iyilik olan doğru ve takva sahibi kimselerden eyle.. Âmin..
Allah, kitab ehline hitab ederek ibadet maksadıyla yüzlerini doğu ve batı taraflarına çevirmelerinin iyilik için yeterli olmadığını haber verir. Allah, iyiliğin ancak öyle bir kimsenin iyiliğinin olduğunu haber verir ki o kimsenin Allah'a, ahiret gününe, meleklere, kitablara ve peygamberlere iman ettiğini bildirir. O kimsenin elindeki mala olan sevgisine rağmen malı akrabalara, yetimlere, yoksullara, yolda parasız pulsuz kalmışa, dilenenlere ve kölelere verdiğini ve o kimsenin namazı vaktinde, devamlı olarak ve tadil-i erkâna riayet ederek hakkıyla eda ettiğini ve farz bir vecibe olarak zekâtı verdiğini bildirir. Onların bunları Allah rızası için yaptığını, zira onların söz verdikleri zaman sözlerini yerine getirdiklerini ve kendilerine bir sıkıntı, fakirlik, hastalık geldiğinde ve savaşın şiddetli anında sabrettiklerini, işte onların doğru kimseler ve takva sahibi kimselerin ancak olanların olduğunu bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “(Ey ehl-i kitab!) Yüzlerinizi (ibâdet maksadıyla) doğu ve batı tarafına çevirmeniz iyilik (için yeterli) değildir; fakat iyilik o kimsenin (iyiliği)dir ki, (o kişi) Allah’a, âhiret gününe, meleklere, kitab(lar)a ve peygamberlere îmân eder; ona (o elindeki mala) olan sevgisine rağmen malı akrabâlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa, dilenenlere ve köleler uğrunda verir; namazı hakkıyla edâ eder ve zekâtı verir. Çünki (onlar) söz verdikleri zaman sözlerini yerine getirenler ve sıkıntı (fakirlik), hastalık ve savaşın şiddetli ânında sabredenlerdir. İşte onlar, doğru olan kimselerdir. Takvâ sâhibi olanlar da işte ancak onlardır. (Bakara, 177)”
Allahım, bizi ve neslimizi iyiliği hakikî iyilik olan doğru ve takva sahibi kimselerden eyle.. Âmin..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder