Ey insan! Allah, kocaları ölen dul kadınlarla evlenmek isteyenlerin bunu üstü kapalı bir söz veya bir hareket ile ima ettikleri evlenme hususunda veya böyle bir arzuyu gönüllerinde gizlemelerinde kendilerine bir günah olmadığını bildirir. Allah, iman edenlerin o dul kadınları ileride nikahlarına almaya talib olacaklarını bildiğini, fakat meşru bir söz söylemeleri dışında, onlarla gizlice anlaşmamalarını buyurur. Üzerlerine farz olarak yazılmış olan bekleme süresi sona ermeden onları nikah altına almaya çabalamamalarını emreder. Allah, ayrıca, içlerinde olanı bildiğini, bu sebeble de Allah’a karşı gelmekten sakınmalarını, ayrıca Allah’ın çok mağfiret eden Gafur ve günahları cezalandırmakta hiç acele etmeyen Halim olduğunu bildirir.
Allah, nikahlarına aldıkları kadınları, eğer kendilerine dokunmadan ve onlara her hangi bir mehir tayin etmeden boşamaları halinde iman edenlere bir günah olmadığını, fakat ümidleri yarıda kaldığı için gönüllerini alacak şekilde onları faydalandırmalarını haber verir. Allah, genişlik içinde olanın kendi durumuna göre, darlık içinde olanın da gücünün yettiğince onları faydalandırma borcu olduğunu bildirir. Bu faydalandırmanın, iyilik edenler üzerine bir vazife olduğunu ve örfe uygun bir faydalandırma olduğunu bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Eğer kadınları kendilerine dokunmadan ve onlara bir mehir ta‘yîn etmeden boşarsanız size bir günah yoktur. Fakat (gönüllerini alacak şekilde) onları faydalandırın! Genişlik içinde olan(ınız)a, kendi durumuna göre, darlık içinde olan(ınız)a da gücü yettiğince (onları faydalandırma borcu) vardır. (Bu,) iyilik edenler üzerine bir vazîfe olarak örfe uygun bir faydalandırmadır. (Bakara, 236)”
Allahım, bizi ve neslimizi aileleriyle sıkı ve sağlam bir bağ ile bağlanmış yuvalar kuranlardan eyle.. Âmin..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder