Ey insan! Allah, Talut’un ordusuyla Kudüs’ten ayrılınca onlara, Allah’ın kendilerini bir nehir ile imtihan edeceğini, bu imtihana rağmen nehirden içenlerin kendisinden olmadığını, fakat eliyle bir avuç alanların müstesna olup bundan fazla tatmayanların kendisinden olduğunu söylediğini bildirir. Allah, içlerinden pek azının müstesna, hepsinin kana kana o nehirden içtiklerini buyurur. Talut ve beraberindeki iman edenler o nehri geçince, sudan kana kana içenlerin, o gün Calut ve ordusuna karşı bir takatlerinin olmadığını söylediğini Allah bildirir. Allah, gerçekten kendilerinin sonunda Allah’a kavuşacak kimseler olduklarını yakin bir iman ile sezenlerin ise nice az sayıdaki toplulukların, sabrettikleri için sabredenlerle beraber olan Allah’ın izniyle kendilerinden daha çok sayıdaki cemaate galib geldiğini söylediklerini bildirir.
Allah’ın imtihan ettiği nehirden kana kana içenlerin geride kalıp Talut ile birlikte giden ve ona itaat eden mü’minlerin Calut ve ordusuna karşı çıktıklarında şefkatli Rableri olan Allah’a yalvarıp üzerlerine sabır yağdırmasını, geri gitmemek ve düşmanın üzerine gitmek için ayaklarına sebat vermesini ve kâfirler topluluğuna karşı galib gelmeleri için kendilerine yardım eylemesini dua ettiklerini bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “(Tâlût ve ona itâat eden mü’minler) Câlût ve ordusuna karşı çıktıklarında ise şöyle dediler: “Rabbimiz! Üzerimize sabır yağdır, ayaklarımıza sebât ver ve kâfirler topluluğuna karşı bize yardım eyle!” (Bakara, 250)”
Allahım, bizi ve neslimizi üzerlerine sabır yağdırdığın, ayaklarına sebat verdiğin ve kâfirler topluluğuna karşı yardım eylediğin kimselerden eyle.. Âmin..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder