Ey insan! Allah, sayılı günler olarak orucun mü’minlere farz kılındığını, hasta olan veya yolculukta bulunan kimsenini tutamadığı günler sayısınca başka günlerde oruç tutmasını emreder. Tutamadığı oruçların yerine tutmaya gücü yetmeyenlerin ise tutamadığı her bir gün için bir fakirin bir günlük yiyeceği kadar fidye verme borcu olduğunu bildirir. Allah’ın belirlediği bu fidyeye rağmen gönlünden koparak bir hayır işlemek için daha fazla vermesinin kendisi için daha hayırlı olduğunu haber verir. Allah, bu kadar hafifletmeyle birlikte oruç tutmanın güçlüğüne rağmen oruç tutmanın daha hayırlı olduğunu bildirir.
Allah, orucun farz kılındığı sayılı günlerin Ramazan ayı olduğunu haber verir. O Ramazan ayında insanlara rızasına götüren doğru yolu göstermek ve hidayet ile hak ile batılı ayıran hükümler olan furkandan apaçık deliller olmak üzere, Kur’ân’ın indirildiğini haber verir. Allah, Kur’ân ayı olan Ramazan ayına erişenlerin o ayda oruç tutmasını emreder. Ramazan ayında hasta olan veya yolculukta bulunan bir kimsenin daha sonra başka günlerde tutamadığı günler sayısınca oruç tutma borcu olduğunu bildirir. Allah, daha sonra tutamadığı o oruçları kaza etme imkânı vermekle
kullarına kolaylık istediğini, zorluk istemediğini haber verir. Allah, işte kullarına sağladığı bu kolaylıklar ile tutmaları gereken sayıyı tamamlamaları ve doğru yola hidayet etmesine karşılık olarak nefsinini kulluğunu bilmekle tekbir getirerek Allah’ı büyük tanımaları ve Allah’ın nimetlerine şükretmeleri için olduğunu bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “(O sayılı günler) Ramazan ayıdır ki, insanlara doğru yolu göstermek ve hidâyet ile furkandan (hak ile bâtılı ayıran hükümlerden) apaçık deliller olmak üzere, Kur’ân onda indirilmiştir. Öyle ise içinizden kim o aya erişirse, artık onda oruç tutsun! Kim de hasta olur veya yolculukta bulunursa, artık (onun üzerine, tutamadığı günler) sayısınca başka günler(de oruç tutma borcu) vardır. Allah size kolaylık ister ve size zorluk istemez. İşte (bütün bunlar) sayıyı tamamlamanız ve sizi hidâyete erdirmesine mukabil (tekbir getirerek) Allah’ı büyük tanımanız içindir; hem tâ ki şükredesiniz. (Bakara, 185)”
Allahım, bizi ve neslimizi oruçlarını hakkıyla tutan, Seni büyük tanıyan ve şükreden kullarından eyle.. Âmin..
Allah, orucun farz kılındığı sayılı günlerin Ramazan ayı olduğunu haber verir. O Ramazan ayında insanlara rızasına götüren doğru yolu göstermek ve hidayet ile hak ile batılı ayıran hükümler olan furkandan apaçık deliller olmak üzere, Kur’ân’ın indirildiğini haber verir. Allah, Kur’ân ayı olan Ramazan ayına erişenlerin o ayda oruç tutmasını emreder. Ramazan ayında hasta olan veya yolculukta bulunan bir kimsenin daha sonra başka günlerde tutamadığı günler sayısınca oruç tutma borcu olduğunu bildirir. Allah, daha sonra tutamadığı o oruçları kaza etme imkânı vermekle
kullarına kolaylık istediğini, zorluk istemediğini haber verir. Allah, işte kullarına sağladığı bu kolaylıklar ile tutmaları gereken sayıyı tamamlamaları ve doğru yola hidayet etmesine karşılık olarak nefsinini kulluğunu bilmekle tekbir getirerek Allah’ı büyük tanımaları ve Allah’ın nimetlerine şükretmeleri için olduğunu bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “(O sayılı günler) Ramazan ayıdır ki, insanlara doğru yolu göstermek ve hidâyet ile furkandan (hak ile bâtılı ayıran hükümlerden) apaçık deliller olmak üzere, Kur’ân onda indirilmiştir. Öyle ise içinizden kim o aya erişirse, artık onda oruç tutsun! Kim de hasta olur veya yolculukta bulunursa, artık (onun üzerine, tutamadığı günler) sayısınca başka günler(de oruç tutma borcu) vardır. Allah size kolaylık ister ve size zorluk istemez. İşte (bütün bunlar) sayıyı tamamlamanız ve sizi hidâyete erdirmesine mukabil (tekbir getirerek) Allah’ı büyük tanımanız içindir; hem tâ ki şükredesiniz. (Bakara, 185)”
Allahım, bizi ve neslimizi oruçlarını hakkıyla tutan, Seni büyük tanıyan ve şükreden kullarından eyle.. Âmin..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder