Şeytanın çok insanlara küfür ve inkarı yutturmasının sebebi, onların aklen küfre hükmetmesi ile şeytan akıllarını ellerinden alır. Zira akıl vahdetin delillerini doğadan toplayıp ona getirir, o aksini iddia eder, aklını şeytana teslim eder. Şeytan da ona küfür ve inkarı yutturur.
Şeytanın insanlara küfür ve inkarı yutturabilmesinin ikinci yolu bir takım desise ve aldatmalarıdır ki gaflet, dalalet, safsata, inad, mağlata (şamata), mükâbere (büyüklenme), iğfal ve görenek gibi hilelerdir. Bu desiseler batılı hak ve imkansızı mümkün gösterir.
Bediüzzaman Hazretleri bunu, Kur'ân'ın Allah kelamı olduğunu şeytana ispat eden ve şeytanı susturan Yirmialtıncı Mektub'ta şöyle izah eder: "İnkâr ise; o adem-i kabul değil, belki o kabul-ü ademdir, bir hükümdür. Onun aklı hareket etmeye mecburdur. O halde senin gibi bir şeytan onun aklını elinden alır. Sonra inkârı ona yutturur. Hem ey şeytan! Bâtılı hak ve muhali mümkün gösteren gaflet ve dalalet ve safsata ve inad ve mağlata ve mükâbere ve iğfal ve görenek gibi şeytanî desiselerle, çok muhalâtı intaç eden küfür ve inkârı o bedbaht insan suretindeki hayvanlara yutturmuşsun."
Allahım, bizi ve neslimizi bu ve bütün şeytanî desiselerden muhafaza eyle. Sağlam ve sarsılmaz bir iman nasib eyle. Âmîn.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder