İslâmiyet, teslimiyettir selam ve selamet olan îman ve Kur'ân hakikatlerine, gönüllerin sultanı olan Habibullah'a, kalblerin sahibi olan Allah'a.
İslâmiyet, en büyük insanlıktır, uzuvlar ve duygular sahibi olan bir insan bedeni gibi. Bir aza hastalandığında bütün vücud rahatsız olur. Onun derdiyle dertlenir. Bunun gibi İslâmiyet'in azaları ve duyguları olan müslümanlar, birbirinin ıztırabıyla muztarip olur. Derdiyle dertlenir.
Bir göz diğer gözü tenkid etmez, dil kulağa itiraz etmez, kalb ruhun aybını görmez. Belki birbirinin noksanını ikmal eder, kusurunu örter, ihtiyacına yardım eder. İşte vücudun hayatını devam ettiren bu ruhtur. Bunun gibi İslâmiyet vücudunu da devam ettiren ruh ihlastır, samimiyettir. Tenkid yerine tekmil, ayıplamak yerine örtmek, takaddüm yerine yardımlaşma, mübareze yerine müzakere ve meşverettir.
İhlası kaybeden bir müslüman kangrene döner, vücudun huzurunu bozar, tahakküm ve baskı yapar. Kuvveti dağıtır. Bu genele sıçrarsa koca İslâm vücudu rüzgar önündeki yaprak gibi savrulur, zulüm ve baskı şimşekleri altında yaşamaya mecbur olur. Bu hastalığın ilacı tam ihlastır.
Tam ihlasa sahip olan müslümanlar İslâm'ın birliğini, bu da insanlığın dirliğini getirecektir.
İnsanlığın dirliği İslâm'ın birliğindedir. Bu da insan suretinde melekleri yetiştirecektir. Asr-ı saadet ve İslam'ın bin senesi buna şahiddir.
Aksinde zulüm, tahakküm, baskı, diktatörlük, namussuzluk, alçaklık insanlığı hırpalayacak, insanları insan kıyafetindeki canavarlara çevirecektir. Son asır buna şahiddir.
Allahım, bizi ve neslimizi İslâm'a daima hizmetkâr eyle.. Âmin..
Allahım, bizi ve neslimizi İslâm'a daima hizmetkâr eyle.. Âmin..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder