Ey insan! İsrailoğullarına Allah tarafından onların yanında olan Tevrat’ı tasdik edici bir peygamber geldiğinde kendilerine kitab verilenlerden bir taife, sanki kendilerine verilen Kitab’dan haberleri yokmuş ve âyetlerini bilmiyorlarmış gibi, onların yanlarında olan Allah’ın kitabını sırtlarının gerisine attılar, hesaba katmadılar.
Allah’ın kitabını sırtlarının gerisine atan İsrailoğulları, Hz. Süleyman’ın saltanatı aleyhinde sihir yaptığına dair uydurup söyledikleri şeylere tabi oldular. Halbuki, onların söylediği gibi Hz. Süleyman (as) sihir yapmamış ve kâfir olmamıştır. Şeytanlar insanlara sihri talim ederek öğretmiş ve Allah’ın izniyle Babil’de bulunan Harut ve Marut isimli iki meleğe imtihan için indirilen şeyleri öğreterek kâfir olmuşlardır. Halbuki o iki melek olan Harut ve Marut, kendilerinin ancak bir imtihan için gönderildiğini, kendilerine bakarak sihri caiz görerek yapmakla kâfir olma, diyerek ancak onu isteyene öğretirlerdi. O iki meleğin böyle söylemesine rağmen insanlar, koca ile karının arasını ayıracakları şeyleri öğrenerek küfre düşüyorlardı. Halbuki o iki melekten öğrendikleri şeyler, Allah'ın izni olmadıkça, hiçbir kimseye zarar verici şeyler değildir. Böylece o insanlar, o iki melekten kendilerine manen zarar verecek ve hiç fayda vermeyecek şeyleri öğreniyorlardı. Allah, yahudilerin o sihri satan alan kimsenin ahirette hiçbir nasibi olmadığını Allah'ın gönderdiği Kitab sayesinde hakkıyla biliyorlardı. Bile bile onun peşinden gidiyorlardı. Mukabilinde kendilerini ve ahiretlerini sattıkları o sihrin ne kadar kötü olduğunu keşke bilselerdi.
Allah’ın kitabını sırtlarının gerisine atan İsrailoğulları, Hz. Süleyman’ın saltanatı aleyhinde sihir yaptığına dair uydurup söyledikleri şeylere tabi oldular. Halbuki, onların söylediği gibi Hz. Süleyman (as) sihir yapmamış ve kâfir olmamıştır. Şeytanlar insanlara sihri talim ederek öğretmiş ve Allah’ın izniyle Babil’de bulunan Harut ve Marut isimli iki meleğe imtihan için indirilen şeyleri öğreterek kâfir olmuşlardır. Halbuki o iki melek olan Harut ve Marut, kendilerinin ancak bir imtihan için gönderildiğini, kendilerine bakarak sihri caiz görerek yapmakla kâfir olma, diyerek ancak onu isteyene öğretirlerdi. O iki meleğin böyle söylemesine rağmen insanlar, koca ile karının arasını ayıracakları şeyleri öğrenerek küfre düşüyorlardı. Halbuki o iki melekten öğrendikleri şeyler, Allah'ın izni olmadıkça, hiçbir kimseye zarar verici şeyler değildir. Böylece o insanlar, o iki melekten kendilerine manen zarar verecek ve hiç fayda vermeyecek şeyleri öğreniyorlardı. Allah, yahudilerin o sihri satan alan kimsenin ahirette hiçbir nasibi olmadığını Allah'ın gönderdiği Kitab sayesinde hakkıyla biliyorlardı. Bile bile onun peşinden gidiyorlardı. Mukabilinde kendilerini ve ahiretlerini sattıkları o sihrin ne kadar kötü olduğunu keşke bilselerdi.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Ve şeytanların, Süleymân’ın saltanatı aleyhinde söylemekte oldukları (sihir yaptığına dâir uydurdukları) şeylere tâbi‘ oldular. Hâlbuki Süleymân kâfir olmadı (sihir yapmadı); fakat şeytanlar insanlara sihri (ta‘lîm ederek) ve Bâbil’deki iki meleğe, (yani) Hârût ve Mârût’a indirilen şeyleri öğreterek kâfir oldular. Hâlbuki (o iki melek): “Biz ancak bir imtihan (için gönderilmiş)iz, sakın (sihri câiz görerek yapıp da) kâfir olma!” demedikçe hiçbir kimseye öğretmezlerdi. Buna rağmen o ikisinden, koca ile karısının arasını kendisiyle ayıracakları şeyleri öğreniyorlardı. Hâlbuki onlar, Allah’ın izni olmadıkça, onunla hiçbir kimseye zarar verici değillerdi. Böylece kendilerine zarar verecek ve fayda vermeyecek şeyleri öğreniyorlardı. Şânım hakkı için, (yahudiler) onu (o sihri) satın alan kimsenin âhirette hiçbir nasîbi olmadığını bilmişlerdi. Mukābilinde kendilerini sattıkları şey ne kötüdür! Keşke bilselerdi! (Bakara, 102)”
Allahım, bizi ve neslimizi kendilerine zarar veren ve fayda vermeyen şeyleri öğrenenlerden eyleme ve sihrin her çeşidinden daima muhafaza eyle..
Allahım, bizi ve neslimizi kendilerine zarar veren ve fayda vermeyen şeyleri öğrenenlerden eyleme ve sihrin her çeşidinden daima muhafaza eyle..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder