Ey insan! Allah, Resul-i Ekrem’in (asm) ümmetini doğru yola hidayet etmekle insanların üzerine hesab gününde umum peygamberler lehine şahidler olmaları ve Peygamber (asm) da mü’minlerin üzerine şahid olması için mutedil olarak adaletli ve dengeli bir ümmet kılmıştır. Allah, Resul-i Ekrem’in (asm) daha önce yönelip üzerinde durduğu Kâbe’yi, Peygambere (asm) halisane tabi olanları, imanlarında samimî olmayıp ökçeleri üzerinde küfre geri dönecek olanlardan ayırmak için kıble yapmıştır ki bu Allah’ın doğru yola hidayet ettiği kimselerden başkasına ağır gelir. Allah, Kâbe’den önce Mescid-i Aksa’ya doğru kılınan namazları ve imanlarını zayi etmeyeceğini, insanlara karşı çok şefkatli olan Rauf ve çok merhametli olan Rahim olduğunu bildirir.
Allah’dan hoşnud olacağı bir kıble için meded ve inayet bekleyerek yüzünü sürekli göğe çeviren Resul-i Ekrem’e (asm) Allah hitab ederek yüzünü göğe çevirip durduğunu gördüğünü bildirir. Allah, Resul-i Ekrem’e (asm) kendisini hoşnud olacağı bir kıbleye mutlaka döndüreceğini ve bunun için de artık yüzünü Mescid-i Haram tarafı olarak Kâbe’ye çevirmesi buyurur. Ve mü’minlere de Peygamberleri (asm) gibi nerede olurlarsa orada namaz için yüzlerini Kâbe’ye çevirmelerini emreder. Ayrıca Allah, kendilerine kitab verilenlerin, mü’minlerin artık namazda yüzlerini Mescid-i Aksa yerine Mescid-i Haram tarafına, Kâbe’ye çevirmelerinin Rablerinden gelen bir hak olduğunu gerçekten bildiklerini, bile bile kabul etmediklerini ve onların yapmakta olduklarından Allah’ın gafil olmadığını bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “(Ey habîbim!) Yüzünün göğe çevrilip durduğunu muhakkak görüyoruz. Artık seni, hoşnûd olacağın bir kıbleye elbette döndüreceğiz; bundan sonra yüzünü Mescid-i Harâm tarafına (Kâ‘be’ye) çevir! (Ey mü’minler!) O hâlde (siz de) nerede olsanız, artık (namazda) yüzünüzü onun tarafına çevirin! Hem doğrusu o kendilerine kitab verilenler, şübhesiz bunun Rablerinden (gelen) hak olduğunu gerçekten biliyorlar. Allah ise, (onların) yapmakta olduklarından gafil değildir. (Bakara, 144)”
Allahım, bizi ve neslimizi Kâbe’ye yönelen ve Senden gelen hakka tabi olanlardan eyle.. Âmin..
Allah’dan hoşnud olacağı bir kıble için meded ve inayet bekleyerek yüzünü sürekli göğe çeviren Resul-i Ekrem’e (asm) Allah hitab ederek yüzünü göğe çevirip durduğunu gördüğünü bildirir. Allah, Resul-i Ekrem’e (asm) kendisini hoşnud olacağı bir kıbleye mutlaka döndüreceğini ve bunun için de artık yüzünü Mescid-i Haram tarafı olarak Kâbe’ye çevirmesi buyurur. Ve mü’minlere de Peygamberleri (asm) gibi nerede olurlarsa orada namaz için yüzlerini Kâbe’ye çevirmelerini emreder. Ayrıca Allah, kendilerine kitab verilenlerin, mü’minlerin artık namazda yüzlerini Mescid-i Aksa yerine Mescid-i Haram tarafına, Kâbe’ye çevirmelerinin Rablerinden gelen bir hak olduğunu gerçekten bildiklerini, bile bile kabul etmediklerini ve onların yapmakta olduklarından Allah’ın gafil olmadığını bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “(Ey habîbim!) Yüzünün göğe çevrilip durduğunu muhakkak görüyoruz. Artık seni, hoşnûd olacağın bir kıbleye elbette döndüreceğiz; bundan sonra yüzünü Mescid-i Harâm tarafına (Kâ‘be’ye) çevir! (Ey mü’minler!) O hâlde (siz de) nerede olsanız, artık (namazda) yüzünüzü onun tarafına çevirin! Hem doğrusu o kendilerine kitab verilenler, şübhesiz bunun Rablerinden (gelen) hak olduğunu gerçekten biliyorlar. Allah ise, (onların) yapmakta olduklarından gafil değildir. (Bakara, 144)”
Allahım, bizi ve neslimizi Kâbe’ye yönelen ve Senden gelen hakka tabi olanlardan eyle.. Âmin..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder