Ey insan! Allah’ın bir sığır kesmelerini emrettiği buzağıya tapan İsrailoğulları, adeta kesmemek için işi yokuşa sürmek adına Hz. Musa’ya (as) Rabbine dua ederek kendilerine bildirilen orta yaşta, sapsarı ve bakanların hoşuna giden sığırın ne olduğunu iyice açıklamalarını isterler ve sığırların birbirine benzediğini, bununla beraber eğer Allah dilerse, doğruyu bulan kimseler olacaklarını söylerler.
Hz. Musa (as) o İsrailoğullarına, o sığırın yeri sürmek üzere boyunduruğa vurulmadığını ve ekin sulamak üzere su taşıyan bir sığır olmadığını, kusursuz sapsarı bir sığır olup onda bir alacanın olmadığını Rabbinin buyurduğunu söyler. İşi yokuşa süren buzağıya tapan İsrailoğulları, Hz. Musa’ya (as) böylece gerçeği getirdiğini söylediler. Bunun üzerine giderek o sığırı bulup kestiler. Fakat onların o sığırı nerede ise kesemeyeceklerini Allah bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “(Mûsâ şöyle) dedi: “Şübhesiz O (Rabbim) buyuruyor ki: Doğrusu o, ne yeri sürmek üzere boyunduruğa vurulan, ne de (su taşıyarak) ekin sular bir sığırdır. Kusursuzdur, onda bir alaca yoktur.” (Onlar:) “İşte şimdi gerçeği getirdin!” dediler. Bunun üzerine onu (bulup) kestiler, fakat nerede ise (bunu) yapmayacaklardı. (Bakara, 71)”
Allahım, bizi ve neslimizi hakkı görüp bilen ve tabi olan kullarından eyle.. Âmin..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder