Ey insan! Allah, kendilerine verilen mallarını gece ve gündüz, gizli ve açık olarak Allah yolunda sarf eden kimseler için Kendi katında mükâfatları olduğunu müjdeler. Allah, ayrıca onlara hiçbir korkunun olmadığını, mahzun da olmayacaklarını bildirir.
Allah, haksız ve emeksiz kazanç olan riba denilen faizi yemenin dehşetini bildirmek için faiz yiyenlerin kabirlerinden, kendisini şeytanlaşmış cinnîlerin çarpmış olduğu bir kimsenin cinnet nöbetinden kalktığı gibi kalkacaklarını haber verir. Allah, onların bu hale düşmelerinin sebebinin ise alış-verişi faize benzetmeleri olduğunu bildirir. Allah, oysa alış-verişin faiz gibi olmayıp bilakis helal kıldığını, faizi ise haram kıldığını buyurur. Allah, o halde kendisine şefkatle terbiye eden Rabbinden bir nasihat gelen kimsenin faizden vazgeçmesi halinde onun İslam’a girmeden önce aldıklarının kendisinin olduğunu, geri iade etmesine gerek olmadığını, o faiz hakkındaki hükmün Allah’a aid olduğunu haber verir. Allah, İslam’a girdiği ve kendisine nasihat geldiği halde helal sayarak faize dönenlerin ateş ehli olduklarını, onların orada ebedî olarak kalıcı olduklarını bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Ribâ (fâiz) yiyenler (kabirlerinden), ancak kendisini şeytan çarpmış kimsenin, cinnet nöbetinden kalktığı gibi kalkarlar! Bu, şübhesiz onların: “Alış-veriş (de) ancak fâiz gibidir” demeleri yüzündendir. Hâlbuki Allah, alış-verişi helâl, fâizi ise haram kıldı! O hâlde kim kendisine Rabbinden bir nasîhat gelir de (fâizden) vazgeçerse, artık geçmişte olan (İslâm’a girmeden önce aldıkları) kendisinindir. Onun işi (hakkındaki hüküm) ise Allah’a âiddir. Kim de (helâl sayarak fâize) dönerse, işte onlar ateş ehlidirler! Onlar orada ebedî olarak kalıcıdırlar. (Bakara, 275)”
Allahım, bizi ve neslimizi faizin her çeşidinden mahfuz kıldığın kullarından eyle.. Âmin..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder