Ey insan! Allah, peygamberlerin bazısını bazısına üstün kıldığını, içlerinden bazısıyla bizzat konuştuğunu, bazılarını da derecelerle yükselttiğini buyurur. Allah, peygamberlerden olan Hz. Meryem’in oğlu Hz. İsa’ya (as) ise apaçık deliller olarak mucizeler verdiğini ve kendisini Ruhu’l-Kudüs olan Hz. Cebrail (as) ile takviye ettiğini bildirir. Allah, eğer dileseydi, peygamberlerden sonrakilerin kendilerine apaçık deliller geldikten sonra birbirlerini öldüremeyeceklerini, fakat hayra ve şerre kabil yarattığını insanı iradesinde serbest bıraktığı için ihtilafa düştüklerini, bunun üzerine de bir kısmının iman edip bir kısmının da inkâr ettiğini haber verir. Allah, eğer dileseydi, insanların birbirini asla öldüremeyeceğini, fakat Allah’ın dilediğini yaptığını bildirir.
Allah, iman edenlere hitab ederek, öyle bir günden sakındırır ki o günde herhangi bir alış-verişin yapılmadığı, sığınılacak bir dostluğun olmadığı ve Allah’ın izni olmadıkça bir şefaatin olmadığı bir gündür. Allah, o gün gelmeden önce, iman edenlere kendilerini rızıklandırdığı şeylerden Allah yolunda sarf edip harcamalarını emreder. Allah, o günü ve âyetleri inkâr eden kâfirlerin zalimlerin ta kendileri olduğunu bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Ey îmân edenler! İçinde ne bir alış-veriş, ne bir dostluk, ne de (Allah’ın izni olmadıkça) bir şefâat bulunan bir gün gelmeden önce, sizi rızıklandırdığımız şeylerden (Allah yolunda) sarf edin! Kâfirler ise, zâlimlerin ta kendileridir. (Bakara, 254)”
Allahım, bizi ve neslimizi rızıklandırdığın şeylerden yolunda sarf edenlerden eyle.. Âmin..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder