Ey insan! Allah, kendisine verilen saltanatla gururlanarak haddini aşıp Rabbi hakkında Hz. İbrahim (as) ile tartışan Nemrud’u misal olarak gösterir. Allah, gururlanan Nemrud’a Hz. İbrahim’in (as) Rabbinin hayat veren ve öldüren olduğunu söyleyince, Nemrud’un kendisinin de hayat verip öldürdüğünü söylediğini haber verir. Allah, bunun üzerine Hz. İbrahim’in (as) Allah’ın güneşi doğudan getirdiğini, kendisinin de batıdan getirmesini söylemesi üzerine o inkârcı Nemrud’un şaşırıp kaldığını ve Allah’ın zalimler topluluğunu inkârlarındaki inadları yüzünden hidayete erdirmediğini bildirir.
Allah, ölümünden sonra dirilişin bir numunesini göstermek üzere Resul-i Ekrem’e (asm) Hz. Uzeyr’in (as) duvarları, çatıları üzerine çökmüş, harab olmuş bir şehre uğradığını ve Allah’ın orayı ölümünden sonra nasıl dirilteceğini söylediğini haber verir. Allah, bunun üzerine onu ölü olarak yüz sene bıraktığını, sonra da dirilttiğini ve ona, ne kadar öyle kaldığını sorduğunda, onun da bir gün veya günün bir kısmı kadar kaldığını söylediğini bildirir. Allah, Hz. Uzeyr’e (as), bir gün veya daha az değil, bilakis yüz sene kaldığını, yanındaki yiyecek ve içeceğin bakmasını ve onların bozulmadığını, fakat eşeğinin kemiklerinin dahi çürüdüğünü buyurduğunu haber verir. Allah, Hz. Uzeyr’e (as), bunların onu insanlara öldükten sonra dirilmeye bir delil kılmak için olduğunu, sonra oradaki kemiklere bakmasını, onları birbiri üzerine kaldırıp nasıl bir et giydirdiğine bakmasını bildirir. Allah, Hz. Uzeyr’in (as) ölünün diriltilişini görerek Allah’ın kudretinin kendisine açıkça belli olmasıyla Allah’a, Allah’ın herşeye gücü yeten olduğunu artık şübhesiz bildiğini söylediğini bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Veya (görmedin mi) o kimse gibisini (Uzeyr’i) ki, o (duvarları), çatıları üzerine çökmüş (harâb olmuş) bir şehre uğradı. “Allah, burayı ölümünden sonra nasıl diriltecek?” dedi. Bunun üzerine Allah, onu yüz yıl ölü bıraktı, sonra kendisini diriltti. (Ona) buyurdu ki: “Ne kadar kaldın?” (O da:) “Bir gün veya günün bir kısmı kadar kaldım!” dedi. (Allah ona) şöyle buyurdu: “Hayır! Yüz yıl kaldın; şimdi yiyeceğine ve içeceğine bak, bozulmamış! Bir de eşeğine bak (kemikleri dahi çürümüş)! İşte (bunlar) seni insanlara (öldükten sonra dirilmeye) bir delil kılmamız içindir; kemiklere de bak, onları nasıl birbiri üzerine kaldırıyoruz! Sonra da onlara bir et giydiriyoruz.” (Uzeyr, onun diriltilişini müşâhede ederek Allah’ın kudreti) böylece kendisine açıkça belli olunca şöyle dedi: “(Artık) biliyorum ki şübhesiz Allah, herşeye hakkıyla gücü yetendir.” (Bakara, 259)”
Allahım, bizi ve neslimizi herşeye hakkıyla gücü yeten olduğunu bilen ve tefekkür eden kullarından eyle.. Âmin..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder