Ey insan! Resul-i Ekrem’e (asm) hitab eden Allah, insanların hidayete ermesinin O’na (asm) aid olmadığını, vazifesinin yalnız âyetleri ve hakkı tebliğ olduğunu, ancak Allah’ın dilediğini hikmetine binaen bir lütuf olarak hidayete erdirdiğini bildirir. Allah, ayrıca hayır ve hasenat olarak ne sarf ederlerse, onun kendileri için olduğunu haber verir. Allah, yalnız Allah’ın rızasını arzu ederek hayır ve hasenattan ne sarf ederlerse Allah’ın onun ecir ve sevabını tam olarak vereceğini ve ahirette de hiçbir haksızlığın yapılmayacağını bildirir.
Allah, Allah’ın rızasınını arzulayarak verilen sadakaların, ilim tahsil etmek ve cihad için Allah yolunda mücadele ve mücahedeye adanmış olduğu için yeryüzünde rızık kazanmak ve maişetleri için dolaşamayan fakirler için olduğunu haber verir. Allah, ilim ve cihad için Allah yolunda adanmış o kimselerin iffetli olmalarından dolayı, onların fakir hallerini bilmeyen kimseler tarafından zengin zannedileceğini ve onları simalarından tanıyacaklarını ve maddî menfaat için ısrar ederek insanlardan bir şey istemediklerini bildirir. Allah, hayır ve hasenattan Allah yolunda sen sarf ederlerse onu Allah’ın hakkıyla bilen olduğunu buyurur.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “(Sadakalar, ilim ve cihâd için) Allah yolunda adanmış, (bu yüzden) yeryüzünde (maîşet için) dolaşamayan fakirler içindir. İffetli olma(ların)dan dolayı, (hâllerini) bilmeyen kimse onları zengin zanneder. Onları sîmâlarından tanırsın. Isrâr ederek insanlardan (bir şey) istemezler. O hâlde hayır (ve hasenat)dan ne sarf ederseniz, artık şübhesiz Allah, onu hakkıyla bilendir. (Bakara, 273)”
Allahım, bizi ve neslimizi rızan için Allah yolunda adanmış kimselere sadakalarla yardım eden kimselerden eyle.. Âmin..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder