Ey insan! Hz. Musa'nın (as) kavmi olan İsrailoğullarında kavimlerine hak ile doğru yolu gösteren ve hak ile adaleti tatbik eden bir cemaat vardır.
Firavun zulmünden kurtulmuş Hz. Musa'nın (as) kavmi İsrailoğullarını Allah, hikmeti gereği on iki kabileye ve ümmete ayırmıştır. Hz. Musa (as) kavmi ile Tih çölüne geldiklerinde kendinden su ister. Bunun üzerine Allah, Hz. Musa'ya (as) asasıyla taşa vurmasını vahyeder. Asasını taşa vurur vurmaz on iki pınar birden fışkırır. On iki kabile, o on iki pınardan içeceği yeri iyice bilir. Allah'ın onlara ihsan ve ikramı bununla kalmaz. Üzerlerini bulutlarla gölgeler ve afiyetle yemeleri için gökten kudret helvası ile bıldırcın indirir ve onlara rızıklandırdığı temiz şeylerden yemelerini emreder. Allah'ın bu kadar nimet ve ihsanına karşılık şükür yerine nankörlük ederek, aslında kendilerini şefkatle kuşatan rahmete değil, kendilerine zulmetmektedirler.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Onları (İsrâiloğullarını) on iki kabîleye, ümmetlere ayırdık. (Tîh çölünde) kavmi kendisinden su isteyince Mûsâ’ya: “Asânla taşa vur!” diye vahyettik. (Taşa vurunca) hemen ondan on iki pınar fışkırdı! Her kabîle (su) içeceği yeri iyice bildi! Hem üzerlerini bulutlarla gölgeledik ve onlara kudret helvası ile bıldırcın indirdik. “Sizi rızıklandırdığımız temiz şeylerden yiyin!” (dedik). Hâlbuki (onlar, nankörlük etmekle) bize zulmetmediler; fakat kendilerine zulmediyorlardı. (Araf, 160)”
Allahım, bizi ve neslimizi nankörlük edip kendilerine zulmedenlerden eyleme.. Âmin..
Firavun zulmünden kurtulmuş Hz. Musa'nın (as) kavmi İsrailoğullarını Allah, hikmeti gereği on iki kabileye ve ümmete ayırmıştır. Hz. Musa (as) kavmi ile Tih çölüne geldiklerinde kendinden su ister. Bunun üzerine Allah, Hz. Musa'ya (as) asasıyla taşa vurmasını vahyeder. Asasını taşa vurur vurmaz on iki pınar birden fışkırır. On iki kabile, o on iki pınardan içeceği yeri iyice bilir. Allah'ın onlara ihsan ve ikramı bununla kalmaz. Üzerlerini bulutlarla gölgeler ve afiyetle yemeleri için gökten kudret helvası ile bıldırcın indirir ve onlara rızıklandırdığı temiz şeylerden yemelerini emreder. Allah'ın bu kadar nimet ve ihsanına karşılık şükür yerine nankörlük ederek, aslında kendilerini şefkatle kuşatan rahmete değil, kendilerine zulmetmektedirler.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Onları (İsrâiloğullarını) on iki kabîleye, ümmetlere ayırdık. (Tîh çölünde) kavmi kendisinden su isteyince Mûsâ’ya: “Asânla taşa vur!” diye vahyettik. (Taşa vurunca) hemen ondan on iki pınar fışkırdı! Her kabîle (su) içeceği yeri iyice bildi! Hem üzerlerini bulutlarla gölgeledik ve onlara kudret helvası ile bıldırcın indirdik. “Sizi rızıklandırdığımız temiz şeylerden yiyin!” (dedik). Hâlbuki (onlar, nankörlük etmekle) bize zulmetmediler; fakat kendilerine zulmediyorlardı. (Araf, 160)”
Allahım, bizi ve neslimizi nankörlük edip kendilerine zulmedenlerden eyleme.. Âmin..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder