5 Aralık 2010 Pazar

Ezber evhamı bozar

Ey insan! Kur'ân hâfızların gönüllerine nakşoldu. Öyle nakşoldu ki onları "Muhakkak ki o Zikr’i (Kur’ân’ı) biz indirdik ve muhakkak onu koruyucu olanlar da elbette biziz! (Hicr, 9)" âyetine mazhar eyledi ve onlara yüksek bir rütbeyi kazandırdı.
İnsanın belki de en önemli varlığı gönlüdür. Gönül dünyası güzel olanlar, hayata hep güzel bakarlar, güzel görürler. İşte ezber, gönül mahzeninin defineleridir. Öyleyse bu mahzene mücevver kıymetinde olan iman ve Kur'ân hakikatleriyle doldurmalıdır. Böyle bir gönülde hakikatlar saklamalıdır. Böylece gönül iman ve Kur'ân hakikatlerinin zarfı ve mahzeni olur. 
İman ve Kur'ân hakikatlerini Kur'ân harfleriyle yazan bir âlimin yüz şehid sevabı alacağı rivayetlerde geliyor. Ve Bediüzzaman Hazretleri bu hadisin bir nüktesini "Yazı Mektubu"nda tefsir ediyor, açıklıyor. 
Siyah nur ile yazılan bu hakikatler en başta yazan şahsın anlayışına hitab ediyor. Okumakla elde edilen istifadeyi belki ona katlıyor.
Bu istifade cihetini nazara aldığımızda ezber yazının önüne geçiyor. Satırda ve hatırdaki hakikatler gönüle nakşoluyor, kişinin iç dünyasını ve manevî hayatını ıslah ve terbiye ediyor. Kalbine gelen evhamları bozuyor. Hakikatler gönül dünyasına güneş gibi doğuyor, akıl ve kalb bu hakikatlerden meşguliyetine göre ziyadesiyle istifade ediyor.
Allahım, bizim ve neslimizin hakikatlerin ezber ve yazılmasında hissesini ziyade eyle.. Âmin..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder