7 Aralık 2010 Salı

Âdiyat mu'cize-i kudrettir, Kur'ân yırtar perdeyi

Beyanı mucize olan Kur'ân, felsefenin âdet perdesi altında sakladığı, cahilce ve lakayd bir şekilde üstünde geçtiği şeylerin âdet ve ülfet perdesini beyanatıyla yırtar, o acib hakikatleri şuur sahiblerine açar, onların ibret nazarlarını çekerek akıllara tükenmez bir ilimler hazinesi açar.
Fesfese bu âdet perdesi altındaki mu'cize-i kudrete nazar etmez, ülfet ve âdet olarak bakar, geçer. Gözünü harikulâdelikten düşen, hılkatin intizamından çıkan, fıtratın kemalinden düşen nadir ferdlere dikkat eder, ibretlik diye insanlara takdim eder. 
İşte bu iki nazarı, yani Kur'ân-ı Mu'cizü'l-Beyan ile felsefe hikmetinin mevcudata bakış farklılıklarını Bediüzzaman Hazretleri Onüçüncü Söz'de şöyle beyan eder:
"Kur’ân-ı Mu'ciz-ül Beyân'ın bütün kâinattaki âdiyat nâmıyla yâdolunan, hârikulâde ve birer mu'cize-i kudret olan mevcûdât üstündeki âdet ve ülfet perdesini keskin beyânâtıyla yırtıp, o hakaik-i acîbeyi zîşuura açıp, nazar-ı ibretlerini celbedip, ukûle tükenmez bir hazine-i ulûm açar.
Felsefe hikmeti ise, bütün hârikulâde olan mu'cizât-ı kudreti, âdet perdesi içinde saklayıp, câhilâne ve lâkaydâne üstünde geçer. Yalnız hârikulâdelikten düşen ve intizâm-ı hilkatten hurûc eden ve kemâl-i fıtrattan sukut eden nâdir ferdleri nazar-ı dikkate arzeder, onları birer ibretli hikmet diye zîşuura takdim eder. Meselâ: En câmi' bir mu'cize-i kudret olan insanın hilkatini âdi deyip lâyakdlıkla bakar. Fakat insanın kemâl-i hilkatinden hurûc etmiş, üçayaklı yahut iki başlı bir insanı bir velvele-i istiğrabla nazar-ı ibrete teşhir eder. Meselâ: En lâtif ve umumî bir mu'cize-i rahmet olan bütün yavruların hazine-i gaybdan muntâzam iâşelerini âdi görüp, küfran perdesini üstüne çeker. Fakat intizâmdan şüzuz etmiş, kabilesinden cüda olmuş, yalnız olarak gurbete düşmüş, denizin altında olan bir böceğin bir yeşil yaprakla iaşesini görür, ondan tecelli eden lütuf ve keremle hâzır balıkçıları ağlatmak ister (Hâşiye). (Haşiye): Amerika'da aynen bu vâkıa olmuştur.
İşte Kur’ân-ı Kerim'in ilim ve hikmet ve mârifet-i İlâhiyye cihetiyle servet ve gınâsı; ve felsefenin ilim ve ibret ve mârifet-i Sâni' cihetindeki fakr ve iflâsını gör, ibret al! (Onüçüncü Söz)"
Allahım, bizi ve neslimizi Kur'ân'ın nazarıyla bakanlardan eyle.. Âmin..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder