22 Aralık 2010 Çarşamba

Evleniniz, çoğalınız!

Ve İnsanoğlu yaratıldı ve dünya gönderildi. Peki insanlar nasıl çoğalacaktı? Bu zahmetli iş nasıl aşılacaktı? İşte İlahî hikmet iki cinsi önce kalbî muhabbet dairesinde bir araya getirdi, ülfet verdi aralarına. Sonra erkeği kadına kadını erkeğe meylettirdi. Neslin devamı için bir ücret gerekiyordu, hayatın devamı için gereken gıdanın alınması için verilen ücret gibi, belki daha da fazla.
İşte bu muhabbet ve lezzetle yeni nesiller geldi dünyaya. Dünya insanla şenlendi. Bazen bazı arızalar çıktı, neslin önünü almak için, insanın kökünü dünyadan kazımak için.
Bu hastalık müslümanlara da bulaştı maalesef. Peygamber Efendimiz (asm): "Evleniniz, çoğalınız, çünkü ben Kıyamet gününde sizin çokluğunuzla iftihar edeceğim." (Beyhakî, 7:81) "Sevimli, doğuma müsait kadınlarla evlenin" (Ebu Davud, Nikah, 2; İbn Mace, Nikah,1) buyurdu bu hastalığı tedavî etmek için.
"Hem fakirlik korkusu ile çocuklarınızı öldürmeyin! Onları da sizi de biz rızıklandırırız. Şübhesiz onları öldürmek, büyük bir günahtır. (İsra, 31)" âyetiyle Allah, fakirlik korkusuyla çocuklarını öldürenleri tokatladığı gibi çocuk olmasını engelleyenleri de tokatlamıyor mu sizce?
Sevimli ve doğuma istidadlı kadınla evlenmeyi emretti ve çoğalın dedi ki Arabcada çoğalmanın en azı üçtür, iki çoğalmak değildir ki kendi de yedi çocuk sahibi oldu.
Çoğalın derken bu çocukları öyle yetiştirin ki yarın mahşerde iftihar edeyim diyerek ümmetini teşvik etti hem çoğalmak hem de yetiştirmek için.
İlâhî! Bize ve neslimize nûrunla hayat ver!
Bizi ve neslimizi nûrunla yaşat! Ve o nûrunla öldür!
Ve bizi ve neslimizi, bize ihsânın olan nur-u nûrunla haşret! Lütfet! Kerem kıl!
Hatalarımızı ve seyyiâtımızı mağfiret eyle!
Ve bizi, başında Habîb-i Zîşân’ın (asm) olan fırka-i nâciye-yi kâmileye ilhâk et! Âmîn! Âmîn! Âmîn!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder