25 Kasım 2010 Perşembe

Gül Ahmedim!

Gül Ahmedim, sana layık bir ümmet olamadık. Senin arkanda hakkıyla duramadık. Sen bizi kardeş yaptın, biz çakıl taşları Uhud'dan büyük, Kabe'den muhterem dedik uhuvveti kırarak. Sen dünyaya geldin "ümmetî, ümmetî" diyerek bizi kucakladın, tıpkı abanın altına aldığın âlin gibi. 
Bize o kadar düşkünsün ki sıkıntıya düşmemiz sana ağır gelir. Öyle ki yarın mahşerde peygamberler bile "nefsî nefsî" derken Sen yine şefkat ve refetini gösterip bizim için Rabbimizden afvımızı isteyeceksin. 
Biz Seni unuttuk, sünnetini bir kenara bırakıp haktan saptık, Sen Allah'ın izni ile her yüz senede bir varis gönderdin ki bize tekrar Seni sevdirdi, dinini ve sünnetini ihya etti dünyamızda. 
Son asır öyle şiddeetlendi ki, dünya büyüleyici bütün güzellikleriyle bize geldi ve Senden çekip aldı. Sen bir daha bize şefaat eder gibi son varisini de gönderdin. O varisin bize Nur Risaleleriyle geldi, hem Seni hem Kur'ân'ı sevdirdi, bizi yaratıp besleyen Rabbimizi tanıtıp sevdirdi. Allah'ın kulu, Senin ümmetin olduğunu hatırlattı.
Şimdi O'nunla Seni biliyoruz, seviyoruz O'nun gibi.
Ve O'nun arkasında bir ağızdan salat u selam ediyoruz "Milyonlarla salat, milyonlarla selam Senin üzerine olsun yâ Resulallah, yâ Habiballah, yâ Emine Vahyillâh"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder