Ey insan! Ehl-i kitab olan yahudi ve hristiyanlardan öyle bir taife var ki Kur’ân’ın iman edenlere indirildiğini söyleyerek günün evveli olan sabahleyin Kur’ân’a iman edip günün sonunda akşamüstü ise inkâr ederlerse, mü’minlerin dinlerinden dönebileceklerini umarlar.
Yalandan Kur’ân’a iman edip sonra inkâr eden ehl-i kitabdan o taife, kendi dinlerine tabi olandan başkasına inanmamaları noktasında birbirlerini uyarırlar. Allah ise Peygamber Efendimize (asm) hitab ederek hidayetin Allah’ın hidayeti olduğunu buyurur. Allah, o ehl-i kitaba, kendilerine verilenin benzeri başka birine de verildiği için mi iman etmediklerini veya kıyamet günü şefkatle terbiye eden Rablerinin huzurunda mü’minlerin kendilerine karşı delil getirerek galib geleceklerini düşündükleri için mi böyle söylediklerini sorar. Allah, lütfun Kendisinin elinde olduğunu ve onu dilediğine verdiğini, zira Kendisinin lütfu geniş olan Vasi ve kime vereceğini hakkıyla bilen Alim olduğunu bildirmesini Peygamber Efendimize (asm) buyurur.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Fakat dîninize tâbi‘ olandan başkasına inanmayın!” (dediler). (Ey Resûlüm!) De ki: “Şübhesiz hidâyet, Allah’ın hidâyetidir. Size verilenin benzeri,(başka) birine (de) veriliyor veya (kıyâmet günü) Rabbinizin huzûrunda (mü’minler)size karşı delil getirecekler (de galip gelecekler) diye mi (böyle söylüyorsunuz)?” De ki: “Şübhesiz lütuf, Allah’ın elindedir. Onu dilediğine verir!” Allah ise, Vâsi‘ (lütfu geniş olan)dır, Alîm (hakkıyla bilen)dir. (Âl-i İmran, 73)”
Allahım, bizi ve neslimizi hidayet ve lütuf ihsan ettiklerinden eyle.. Âmin.
Yalandan Kur’ân’a iman edip sonra inkâr eden ehl-i kitabdan o taife, kendi dinlerine tabi olandan başkasına inanmamaları noktasında birbirlerini uyarırlar. Allah ise Peygamber Efendimize (asm) hitab ederek hidayetin Allah’ın hidayeti olduğunu buyurur. Allah, o ehl-i kitaba, kendilerine verilenin benzeri başka birine de verildiği için mi iman etmediklerini veya kıyamet günü şefkatle terbiye eden Rablerinin huzurunda mü’minlerin kendilerine karşı delil getirerek galib geleceklerini düşündükleri için mi böyle söylediklerini sorar. Allah, lütfun Kendisinin elinde olduğunu ve onu dilediğine verdiğini, zira Kendisinin lütfu geniş olan Vasi ve kime vereceğini hakkıyla bilen Alim olduğunu bildirmesini Peygamber Efendimize (asm) buyurur.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Fakat dîninize tâbi‘ olandan başkasına inanmayın!” (dediler). (Ey Resûlüm!) De ki: “Şübhesiz hidâyet, Allah’ın hidâyetidir. Size verilenin benzeri,(başka) birine (de) veriliyor veya (kıyâmet günü) Rabbinizin huzûrunda (mü’minler)size karşı delil getirecekler (de galip gelecekler) diye mi (böyle söylüyorsunuz)?” De ki: “Şübhesiz lütuf, Allah’ın elindedir. Onu dilediğine verir!” Allah ise, Vâsi‘ (lütfu geniş olan)dır, Alîm (hakkıyla bilen)dir. (Âl-i İmran, 73)”
Allahım, bizi ve neslimizi hidayet ve lütuf ihsan ettiklerinden eyle.. Âmin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder