Ey insan! Müşriklere iyiliği emretmeyi hatırlatmayı mü’minlerin üzerine yazan Allah, o hatırlatmaya rağmen dinlerini bir oyun ve bir eğlence edinen ve dünya hayatının kendilerini aldatarak ölümü ve ahireti unutturan kimseleri bırakmasını, hem bir kimsenin kazandığı günahları yüzünden helake düşürülmemesi için Kur’ân’la nasihat etmesini Resul-i Ekrem’e (asm) buyurur. Allah, günahları yüzünden helake düşürülen kimse için Allah’dan başka bir dost ve şefaatçinin olmadığını, düçar olduğu azabın kendisinden men edilmesi için her türlü fidyeyi feda edecek dahi olsa ondan kabul edilmeyeceğini bildirir.
Allah, Resul-i Ekrem’e (asm) hitab ederek onlara, hayatı ve her türlü menfaati veren ve zararlar defeden Allah’ı bırakıp kendilerine herhangi bir fayda ve zarar vermeye gücü yetmeyen şeylere mi tapmalarını istediklerini sormasını buyurur. Allah, ayrıca Allah’ın kendilerini hidayete erdirdikten sonra ökçeleri üzerinde geriye döner gibi imanı bırakıp küfre mi döndürülmelerini beklediklerini söylemesini bildirir. Allah, ökçeleri üzerinde tekrar küfre dönen kimseyi, bize gel diyerek kendisini hidayete davet arkadaşları olduğu halde, şeytanların onu yeryüzünde nereye gideceğini şaşırmış bir kimseye benzetir. Allah, Resul-i Ekrem’e (asm) doğru yola iletmesi olan hidayetinin, hidayetin ta kendisi olduğunu ve kendilerine herşeyi şefkatle terbiye eden âlemlerin Rabbine teslim olmalarının emredildiğini söylemesini bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “De ki: “Allah’ı bırakıp da, bize ne fayda veren ne de bize zararı dokunan şeylere mi tapalım? Ve Allah bizi hidâyete erdirdikten sonra, ökçelerimiz üzerinde geriye (küfre) mi döndürülelim? O kimse gibi ki, ‘Bize gel!’ diye kendisini hidâyete da‘vet eden arkadaşları varken, şeytanlar onu yeryüzünde şaşkın bir hâle düşürmüştür.” De ki: “Şübhesiz Allah’ın hidâyeti, hidâyetin ta kendisidir. Ve bize, âlemlerin Rabbine teslîm olmamız emredildi.” (En’am Suresi, 71)”
Allahım, bizi ve neslimizi imanda sabit olan ve imana davet eden hidayet ettiğin ve Sana teslim olan kullarından eyle.. Âmin..
Allah, Resul-i Ekrem’e (asm) hitab ederek onlara, hayatı ve her türlü menfaati veren ve zararlar defeden Allah’ı bırakıp kendilerine herhangi bir fayda ve zarar vermeye gücü yetmeyen şeylere mi tapmalarını istediklerini sormasını buyurur. Allah, ayrıca Allah’ın kendilerini hidayete erdirdikten sonra ökçeleri üzerinde geriye döner gibi imanı bırakıp küfre mi döndürülmelerini beklediklerini söylemesini bildirir. Allah, ökçeleri üzerinde tekrar küfre dönen kimseyi, bize gel diyerek kendisini hidayete davet arkadaşları olduğu halde, şeytanların onu yeryüzünde nereye gideceğini şaşırmış bir kimseye benzetir. Allah, Resul-i Ekrem’e (asm) doğru yola iletmesi olan hidayetinin, hidayetin ta kendisi olduğunu ve kendilerine herşeyi şefkatle terbiye eden âlemlerin Rabbine teslim olmalarının emredildiğini söylemesini bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “De ki: “Allah’ı bırakıp da, bize ne fayda veren ne de bize zararı dokunan şeylere mi tapalım? Ve Allah bizi hidâyete erdirdikten sonra, ökçelerimiz üzerinde geriye (küfre) mi döndürülelim? O kimse gibi ki, ‘Bize gel!’ diye kendisini hidâyete da‘vet eden arkadaşları varken, şeytanlar onu yeryüzünde şaşkın bir hâle düşürmüştür.” De ki: “Şübhesiz Allah’ın hidâyeti, hidâyetin ta kendisidir. Ve bize, âlemlerin Rabbine teslîm olmamız emredildi.” (En’am Suresi, 71)”
Allahım, bizi ve neslimizi imanda sabit olan ve imana davet eden hidayet ettiğin ve Sana teslim olan kullarından eyle.. Âmin..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder