Ey insan! Allah’ın âyetlerini inkâr edenlerin Allah’ın hakkında hiçbir delil indirmediği şeyleri Allah’a ortak koşmaları sebebiyle Allah, o inkâr edenlerin kalblerine korku salacağını, onların varacakları yerin ateş olduğunu ve inkârcı zalimlerin kalacağı yer olan Cehennemin ne kötü yer olduğunu bildirir.
Allah yemin ederek mü’minlere olan vaadi olan zaferi yerine getirerek izni ile kâfirleri öldürdüklerini, arzu ettikleri zaferi onlara gösterdiklerini bildirir. Bu zafer, daha sonra mü’minlerin dünya menfaatlerine karşı zaafa düşerek Uhud Savaşı sırasında Peygamberin (asm) düşmanların takviye kuvvetlerinin gelebileceği geçidi tutan okçulara verdiği ne olursa olsun terk etmeme emir hususunda zafere ulaştıklarını zannederek ihtilafa düşerek Peygamberin (asm) emrine isyan ettikleri zamana kadar devam etmiştir. Onlar içinde dünya menfaati olan ganimeti isteyen de vardı, ahiret mükâfatını isteyen de vardı. Bunun üzerine Allah, mü’minleri imtihan etmek üzere Uhud’un nihayetinde müşrikleri mağlub etmekten alıkoydu. Allah, bu hata ve mağlubiyetten sonra mü’minleri afvettiğini ve mü’minlere karşı pek büyük ihsan sahibi olduğunu bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Ve and olsun ki Allah, (siz) izni ile onları öldürürken, size olan va‘dini yerine getirmiştir; tâ ki (Allah) arzu ediyor olduğunuz (zafer)i size gösterdikten sonra, zaafa düşüp (peygamberin geçidi tutan okçulara verdiği) emir husûsunda ihtilâfa düşerek isyân ettiğiniz zamâna kadar! İçinizden dünyayı (ganîmeti) isteyen de vardı, (ve yine) içinizden âhireti isteyen de vardı. Sonra (Allah) sizi imtihân etmek için, sizi onlardan (onları mağlûb etmekten) alıkoydu. Bununla berâber muhakkak ki (O) sizi affetti. Hem Allah, mü’minlere karşı (pek büyük) ihsan sâhibidir. (Âl-i İmran, 152)”
Allahım, bizi ve neslimizi daima zafer verdiğin ve emirlerine itaat edenlerden eyle.. Âmin..
Allah yemin ederek mü’minlere olan vaadi olan zaferi yerine getirerek izni ile kâfirleri öldürdüklerini, arzu ettikleri zaferi onlara gösterdiklerini bildirir. Bu zafer, daha sonra mü’minlerin dünya menfaatlerine karşı zaafa düşerek Uhud Savaşı sırasında Peygamberin (asm) düşmanların takviye kuvvetlerinin gelebileceği geçidi tutan okçulara verdiği ne olursa olsun terk etmeme emir hususunda zafere ulaştıklarını zannederek ihtilafa düşerek Peygamberin (asm) emrine isyan ettikleri zamana kadar devam etmiştir. Onlar içinde dünya menfaati olan ganimeti isteyen de vardı, ahiret mükâfatını isteyen de vardı. Bunun üzerine Allah, mü’minleri imtihan etmek üzere Uhud’un nihayetinde müşrikleri mağlub etmekten alıkoydu. Allah, bu hata ve mağlubiyetten sonra mü’minleri afvettiğini ve mü’minlere karşı pek büyük ihsan sahibi olduğunu bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Ve and olsun ki Allah, (siz) izni ile onları öldürürken, size olan va‘dini yerine getirmiştir; tâ ki (Allah) arzu ediyor olduğunuz (zafer)i size gösterdikten sonra, zaafa düşüp (peygamberin geçidi tutan okçulara verdiği) emir husûsunda ihtilâfa düşerek isyân ettiğiniz zamâna kadar! İçinizden dünyayı (ganîmeti) isteyen de vardı, (ve yine) içinizden âhireti isteyen de vardı. Sonra (Allah) sizi imtihân etmek için, sizi onlardan (onları mağlûb etmekten) alıkoydu. Bununla berâber muhakkak ki (O) sizi affetti. Hem Allah, mü’minlere karşı (pek büyük) ihsan sâhibidir. (Âl-i İmran, 152)”
Allahım, bizi ve neslimizi daima zafer verdiğin ve emirlerine itaat edenlerden eyle.. Âmin..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder