Ey insan! Savaşı kazandığını zannedip okçular tepesini terk eden mü'minler, gelen düşman takviye kuvvet ile kuvvetlenen müşriklerin saldırması üzerine harb meydanından uzaklaşmaya başladılar ve kimseye bakmadan geriye dönerler. Peygamber (asm) ise onları geri gelmeleri için çağırır. Böylece Allah, onları keder üzerine kederle cezalandırır.
Kederle cezalandırılan taife olan samimî mü'minlerin üzerine o kederin ardından Allah, bir emniyet ve bir uyku indirir ki o tatlı ve güzel hal onları bürür. Münafıklardan olan bir taife ise nefisleri kendilerini öyle bir derde düşürmüş ki cahiliye zannıyla Allah hakkında haksız yere zanda bulunurlar. Allah'ın zafer ve galibiyet vaadi olan işten kendilerine bir şeyin olup olmadığını sorarlar. Allah da Peygambere (asm) işin tamamıyla Allah'a aid olduğunu söylemesini ve onların açıklayamayacakları şeyleri içlerinde gizlediklerini bildirir. O münafıklar birbirlerine Peygamberin (asm) söylediği gibi zafer ve galibiyet işinden kendilerine bir şey düşecek olsaydı, Uhud'da öldürülmeyeceklerini söylerler. Üzerlerine ölüm yazılmış olanlar, ölüm geleceği zaman evlerinde dahi bulunsalar bile ölmekle yatacakları yere mutlaka çıkıp gideceklerini Allah Peygambere (asm) söylemesini bildirir. Allah, kullarının sinesinde olan imtihan ederek dener, böylece kalblerde olan gizledikleri kötülüklerden temizler. Allah, sinelerde gizlenen ne varsa hakkıyla bilendir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Sonra o kederin ardından (Allah) üzerinize bir emniyet, bir uyku indirdi ki, (o hâl) içinizden bir tâifeyi (samîmî mü’minleri) bürüyordu; (münâfıklardan) bir tâife de vardı ki, doğrusu nefisleri, kendilerini derde düşürmüş, Allah hakkında haksız yere, câhiliye zannıyla zanda bulunuyorlardı. “Bu işten (zafer ve galibiyet va‘dinden) bize bir şey var mı?” diyorlardı. (Ey Resûlüm!) De ki: “Şübhesiz iş tamâmıyla Allah’a âiddir!” Sana açıklayamayacaklarını içlerinde gizliyorlar. (Birbirlerine:) “Eğer (Muhammed’in dediği gibi) bu işten bize bir şey olsaydı, burada öldürülmezdik” diyorlardı. De ki: “Evlerinizde bile bulunsaydınız, üzerlerine ölüm yazılmış olanlar,(öldürülerek) yatacakları yerlere mutlaka çıkıp giderlerdi!” Artık (bu, birçok hikmetler ve) Allah’ın sînelerinizde olanı denemesi, hem kalblerinizde olanı temizlemesi içindir. Çünki Allah, sînelerin içinde olanı hakkıyla bilendir. (Âl-i İmran, 154)”
Allahım, bizi ve neslimizi daima emniyette eyle ve sinelerimizi daima temiz eyle.. Âmin..
Kederle cezalandırılan taife olan samimî mü'minlerin üzerine o kederin ardından Allah, bir emniyet ve bir uyku indirir ki o tatlı ve güzel hal onları bürür. Münafıklardan olan bir taife ise nefisleri kendilerini öyle bir derde düşürmüş ki cahiliye zannıyla Allah hakkında haksız yere zanda bulunurlar. Allah'ın zafer ve galibiyet vaadi olan işten kendilerine bir şeyin olup olmadığını sorarlar. Allah da Peygambere (asm) işin tamamıyla Allah'a aid olduğunu söylemesini ve onların açıklayamayacakları şeyleri içlerinde gizlediklerini bildirir. O münafıklar birbirlerine Peygamberin (asm) söylediği gibi zafer ve galibiyet işinden kendilerine bir şey düşecek olsaydı, Uhud'da öldürülmeyeceklerini söylerler. Üzerlerine ölüm yazılmış olanlar, ölüm geleceği zaman evlerinde dahi bulunsalar bile ölmekle yatacakları yere mutlaka çıkıp gideceklerini Allah Peygambere (asm) söylemesini bildirir. Allah, kullarının sinesinde olan imtihan ederek dener, böylece kalblerde olan gizledikleri kötülüklerden temizler. Allah, sinelerde gizlenen ne varsa hakkıyla bilendir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Sonra o kederin ardından (Allah) üzerinize bir emniyet, bir uyku indirdi ki, (o hâl) içinizden bir tâifeyi (samîmî mü’minleri) bürüyordu; (münâfıklardan) bir tâife de vardı ki, doğrusu nefisleri, kendilerini derde düşürmüş, Allah hakkında haksız yere, câhiliye zannıyla zanda bulunuyorlardı. “Bu işten (zafer ve galibiyet va‘dinden) bize bir şey var mı?” diyorlardı. (Ey Resûlüm!) De ki: “Şübhesiz iş tamâmıyla Allah’a âiddir!” Sana açıklayamayacaklarını içlerinde gizliyorlar. (Birbirlerine:) “Eğer (Muhammed’in dediği gibi) bu işten bize bir şey olsaydı, burada öldürülmezdik” diyorlardı. De ki: “Evlerinizde bile bulunsaydınız, üzerlerine ölüm yazılmış olanlar,(öldürülerek) yatacakları yerlere mutlaka çıkıp giderlerdi!” Artık (bu, birçok hikmetler ve) Allah’ın sînelerinizde olanı denemesi, hem kalblerinizde olanı temizlemesi içindir. Çünki Allah, sînelerin içinde olanı hakkıyla bilendir. (Âl-i İmran, 154)”
Allahım, bizi ve neslimizi daima emniyette eyle ve sinelerimizi daima temiz eyle.. Âmin..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder