12 Ocak 2014 Pazar

Tertib sırasıyla dört halife

Ey insan! Allah Fetih Suresi'nin son âyetinde Peygamberimizin risaletin tasdik ederek Sahabelerin dört mühim hususiyetini ve özelliğini beyan eder. Bu dört mühim hususiyet ile aslında dört halifenin de tertib sırasını bize gösterir. 
Şöyle ki sahabe efendilerimiz Peygamber Efendimizle (asm) daima beraberindedir. Peygamber Efendimizle beraber olan sahabeler içinde Hicret'te dahi beraberinde olan kader arkadaşı Hz. Ebubekir (ra) işaret edilerek ilk halifeyi de işaret etmektedir.
İkinci olarak sahabe efendilerimiz kâfirlere karşı çok şiddetlidirler, fakat içlerinde biri vardır ki O'ndan daha şiddetlisi yoktur. O da Hz. Ömer'dir (ra). Bu hususiyet ile Hz. Ömer'e ikinci olarak işaret edilmiştir.
Üçüncü olarak sahabeler kendi aralarında gayet merhametlidirler, fakat öyle merhametli biri vardır ki kendi ruhunu dahi feda etmiştir. O da Hz. Osman'dır (ra). Allah bu özellik ile Hz. Osman'ı üçüncü olarak göstermektedir.
Dördüncü olarak sahabe efendilerimiz çokça rüku ve secde eden kimselerdir. Bu husus ile önce çıkan mümtaz şahsiyet Hz. Ali'dir (ra). Allah bu hususiyet ile Hz. Ali'yi dördüncü olarak göstermektedir.
Sahabe efendilerimizin bir mühim özelliği de sadece Allah'ın lütuf ve rızasını istemeleridir. Onların her biri ihlas kahramanıdır. Öyle ki onların alındaki secde eserleri onlar için  bir alamettir ve bu alamet ile sahabeler Tevrat'ta dahi haber verilmiştir. 
Allah, İncil'de dahi sahabelerin vasıflarından bahsetmiştir. Onlar gür bir ekin gibidir ki filizlenmiş, kuvvet bulmuş ve kalın gövdesi üzerinde dimdik durmaktadır. Bu hal Allah'ın hoşuna gitmekte, aynı zamanda kafirleri de öfkelendirmektedir.
Sahabe içinde Resul-i Ekrem'den, Hz. Ebubekir ve Hz. Ömer'den sonra fitneler çıkmış, sahabeleri üzmüştür. Allah ise Fetih Suresi'nin sonunda onları teskin ederek mağfirete mazhar olduklarını vahyetmiştir. Zira sahabeler arasındaki kavgaların en mühim sebebi ictihad farkı ve münafıkların fitneleridir.
Allah bu hususları bize şu âyetle haber verir: "Muhammed Allah’ın Resûlüdür. Ve O'nun berâberinde bulunanlar; kâfirlere karşı çok şiddetli, kendi aralarında gāyet merhametlidirler; onları çokça rükû‘ eden kimseler ve çokça secde eden kimseler olarak görürsün; (onlar) Allah’dan bir lütuf ve bir rıdvân (sâdece O’nun rızâsını) isterler. Secde eserinden olan alâmetleri, yüzlerindedir. Bu, onların Tevrât’taki vasıflarıdır. İncîl’deki vasıfları ise, bir ekin gibidir ki filizini çıkarmış, sonra onu kuvvetlendirmiş, sonra kalınlaşmış da gövdesi üzerine dikilmiştir; (bu hâl) ekincilerin hoşuna gider; (onlar hakkındaki bu benzetme) kâfirleri onlarla öfkelendirmek içindir. Allah, onlardan îmân edip sâlih ameller iş­leyen­lere bir mağfiret ve (pek) büyük bir mükâfât va‘d etmiştir. (Fetih, 29)"
Allahım, bizi ve neslimizi sahabe efendilerimizi takib eden ve bir mağfiret ve büyük bir mükafata mazhar olanlardan eyle.. Âmin..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder