11 Ocak 2014 Cumartesi

Allah dilediğini rahmetine koysun

Ey insan! Mü'minler biat edip Hudeybiye'de zafer kazandılar. Fakat o inkar edenler mü'minleri Mescid-i Haram'a girmelerini ve beklettikleri kurbanlarını yerlerine ulaştırmalarını engellediler. O sene ziyaret ve kurban Hudeybiye antlaşması ile seneye kaldı.
Mekke'ye gitmek isteyen o mü'minlerin tanımadığı nice mü'minler vardı Mekke'de. Eğer onları tanıyabilselerdi ve kâfirlerden ayırabilselerdi Allah onların Mekke'ye girmelerine müsaade edecek ve mü'minlerin eliyle onları cezalandıracaktı. Tanımadıklarından mü'minleri de çiğneyip zarar verme ihtimali ve bunun neticesinde çekecekleri vicdan azabı olarak bir vebal vardı. Böylece Mescid-i Haram'a o sene girmek mukadder olmadı. Allah buna müsaade etmedi ki dilediğini rahmetine koysun.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Onlar öyle kimselerdir ki, inkâr ettiler ve sizi Mescid-i Harâm’dan, bekletilen kurbanları da yerlerine ulaşmaktan men‘ ettiler. Hâlbuki (Mek­ke’de) kendilerini (henüz) tanımadığınız mü’min erkeklerle mü’mine kadınları bilmeyerek kendilerini çiğneyip de, onlardan dolayı size bir meşakkat bir vebâl (bir vicdan azâbı) dokunacak olmasaydı (kâfirlerle savaşmanıza engel olmazdı). (Ama böyle yaptı) ki Allah diledi­ğini rahmetine koysun! 
Eğer (o mü’minler kâ­fir­­lerden) ayrılmış olsalardı (da siz onları tanıyabil­seydiniz), elbette onlardan (Mekke­lilerden) in­kâr edenleri (pek) elemli bir azâb ile cezâlandırırdık. (Fetih, 25)"
Allahım, bizi ve neslimizi daima Mescid-i Haram'a giren ve kurbanlarını yerlerine ulaştıranlardan eyle.. Âmin..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder