Eyyüb (as) hastalanmış, senelerce yara bere içinde kalmış. Öyle ki yaralarından kurtlar çıkmış. Yine de sabır içinde şükretmiş.
Kurtlar iman mahalli olan kalbine ve imanın tercümanı olan diline ilişince ibadetine zarar verir düşüncesiyle, sırf Allah için, kendi istirahati için değil, Allah'tan şifa taleb etmiş.
Yâ Rab, zarar bana dokundu diye münacaatta bulunmuş. Allah için olan bu dua neticesinde tam bir sağlığa ve afiyete kavuşmuş.
Kıssadan hisse almak kabilinden, Hz. Eyyüb'ün zâhirî yaralarına mukâbil bizim bâtınî ve ruhî yaralarımız var. İşlediğimiz her bir günah, aklımaza giren herbir şüphe, manevi küçük bir yılan olup ısırmakta ve âhiretimizin mahvına çalışmaktadır. Öyle ise Eyyüb as'ın yaptığı o münacaata biz daha muhtacız. Zira bizim yaralarımız ebedî hayatımızı tehdit etmektedir.
Unutmamalıdır ki, herbir günahta bir küfür tohumu vardır ve küfre gidecek bir yol vardır.