30 Nisan 2017 Pazar

O, mü’minlere karşı çok merhametlidir

Ey insan! İman edenlere çokça zikretmelerini emreden Allah, ayrıca sabah akşam olmak üzere beş vakit namazlarda tesbih etmelerini bildirir.
Allah, iman edenlere, dalalet ve küfür karanlıklarından iman ve hidayet nuruna çıkarmak için üzerlerine rahmet eden olduğunu, ayrıca meleklerin de iman edenler için mağfiret dilediklerini, mü’minlere karşı çok merhametli olduğunu bildirir.
Allah bu hususu bize şöyle haber verir: “O, sizi karanlıklardan nûra çıkarmak için üzerinize rahmet edendir; melekleri de (sizin için mağfiret diler)! Çünki (O,) mü’minlere karşı çok merhametlidir. (Ahzab, 43)”
Allahım, bizi ve neslimizi nura çıkardığını, üzerlerine rahmet ettiğin, meleklerin mağfiret dilediği kullarından eyle.. Âmin..

Allah'ı beş vakit namazda tesbih edin

Ey insan! Allah, iman edenlere Allah’ı çokça zikretmelerini emreder.
Allah, iman edenlere çokça zikretmenin dışında Allah’ı sabah akşam olarak beş vakit namazda bütün kusur ve ayıblardan pak ve beri olduğunu tesbih etmelerini emreder.
Allah bu hususu bize şöyle haber verir: “Ve O’nu sabah-akşam (beş vakit namazda) tesbîh edin! (Ahzab, 42)”
Allahım, bizi ve neslimizi sabah akşam Seni tesbih eden kullarından eyle.. Âmin..

29 Nisan 2017 Cumartesi

Ey îmân edenler! Allah’ı çokça zikredin!

Ey insan! Allah, Hz. Muhammed’in (asm) insanların erkeklerinden hiçbirisinin babası olmadığını, ancak Allah’ın Resulü ve peygamberlerin de sonuncusu olduğunu, Allah’ın ise insanlar ne yaparlarsa herşeyi hakkıyla bilen olduğunu bildirir.
Herşeyi hakkıyla bilen olduğunu haber veren Allah, iman edenlere hitab ederek Allah’ı her zaman ve daima çokça zikretmelerini bildirir.
Allah bu hususu bize şöyle haber verir: “Ey îmân edenler! Allah’ı çokça zikredin! (Ahzab, 41)”
Allahım, bizi ve neslimizi Seni çokça zikreden kullarından eyle.. Âmin..

Muhammed, sizin erkeklerinizden hiçbirisinin babası değildir

Ey insan! Allah, peygamberlerin Allah’ın vahiy olarak gönderdiklerini halka tebliğ ettiklerini ve Allah’tan korktuklarını, Allah’tan başkasından da korkmadıklarını, tebliğ neticesinde doğan mesuliyetin hesabını görücü olarak da Allah’ın yeter olduğunu bildirir.
Allah, peygamberlerin sonuncu olan Hz. Muhammed’in (asm) insanlardan hiçbir erkeğin babası olmadığını, Allah’ın Resulü ve peygamberlerin sonuncusu olduğunu, Allah’ın ise ne yaparlarsa herşeyi hakkıyla bilen olduğunu bildirir.
Allah bu hususu bize şöyle haber verir: “Muhammed, sizin erkeklerinizden hiçbirisinin babası değildir; fakat Allah’ın Resûlü ve peygamberlerin sonuncusudur. Allah ise, herşeyi hakkıyla bilendir. (Ahzab, 40)”
Allahım, bizi ve neslimizi Resul-i Ekrem’e (asm) hakkıyla tabi olan kullarından eyle.. Âmin..

28 Nisan 2017 Cuma

Allah'ın gönderdiklerini teblîğ ederler ve O’ndan korkarlar

Ey insan! Allah, Resul-i Ekrem’in (asm) kendisi için takdir ettiği bir şeyi yerine getirme hususunda kendisine bir zorluk olmadığını, kendisinden önceki peygamberler için de Allah’ın kanununun böyle olduğunu haber verir. Allah, emrinin ise mutlaka yerini bulan ve gerçekleşen bir kader olduğunu bildirir.
Allah, peygamberlerin Allah’ın kendilerine gönderdiği âyetlerini tebliğ ettiklerini ve kusur etmemek için Allah’tan korktuklarını haber verir. Allah, ayrıca peygamberlerin Allah’tan başka kimseden korkmadıklarını bildirir. Allah, peygamberlerin getirdiklerine isyan edenlerin hesabını görücü olarak da Allah’ın yettiğini buyurur.
Allah bu hususu bize şöyle haber verir: “Onlar (o peygamberlerdir) ki, Allah’ın (vahyen) gönderdiklerini teblîğ ederler ve O’ndan korkarlar; hem Allah’dan başka, kimseden korkmazlar. Hesab görücü olarak da Allah yeter! (Ahzab, 39)”
Allahım, bizi ve neslimiz yalnız Senden korkan ve âyetlerini tebliğ edenlerden eyle.. Âmin..

Allah’ın emri, mutlaka yerini bulan bir kaderdir

Ey insan! Allah, Resul-i Ekrem’e (asm) hem Allah’ın hem de kendisinin nimet verdiği evladlığı Hz. Zeyd’e zevcesi olan Hz. Zeyneb’i nikahı üzerinde tutmasını ve Allah’dan sakınmasını söylediğini hatırlatır. Allah, Hz. Zeyd’in boşadığı Hz. Zeyneb ile nikahlayacağını bildirdiği şeyi ortaya çıkarıcı olduğu halde gizlediğini ve insanların yanlış anlayacağından çekindiğini Resul-i Ekrem’e (asm) bildirir. Allah, çekinme hususunda Allah’ın daha layık olduğunu haber verir. Allah, Hz. Zeyd’in kendisinden faziletçe yüksek gördüğü Hz. Zeyneb’i boşayınca onun Resul-i Ekrem’e (asm) nikahladığını, böylece evladlıklarının boşamakla alakalarını kestikleri hanımlarıyla evlenmelerinde bir zorluk olmamasını murad ettiğini, böylece Allah’ın emrinin yerine getirilmiş olduğunu bildirir.
Allah, Resul-i Ekrem’e (asm), kendisi için takdir etmiş olduğu bir şeyi yerine getirmesinde Peygambere bir zorluk olmadığını bildirir. Allah, kendisinden önce gelip geçen peygamberler için de Allah’ın kanununun böyle olduğunu haber verir. Allah, Kendisinin emrinin ise mutlaka yerini bulan bir kader olduğunu bildirir.
Allah bu hususu bize şöyle haber verir: “Allah’ın, kendisi için takdîr ettiği bir şey(i yerine getirmek)te Peygambere herhangi bir zorluk yoktur. Bundan önce gelip geçen (peygamber)ler için de Allah’ın kanûnu (böyle)dir. Allah’ın emri ise, mutlaka yerini bulan bir kaderdir. (Ahzab, 38)”
Allahım, bize ve neslimize emirlerini yerine getirmede kolaylık ihsan eyle.. Âmin..

27 Nisan 2017 Perşembe

Mü’minlere bir zorluk olmasın

Ey insan! Allah, Allah ve Resulü (asm) bir işe hüküm verdiğinde mü’min erkek ve mü’min kadınlar için başka seçme hakkı olmadığını haber verir. Allah, buna rağmen Allah’a ve Resulüne (asm) isyan eden kimsenin apaçık bir sapıklık ile dalalete düşmüş olacağını bildirir.
Allah, Resul-i Ekrem’e (asm) bir hatırlatmada bulunarak kendisine hem Allah’ın hem Resul-i Ekrem’in (asm) nimet verdiği kimse olan evladlığı Hz. Zeyd’e (ra), zevcesi olan Hz. Zeyneb’i nikahı üzerinde tutmasını ve böyle bir hanıma sahib olduğu için de Allah’a karşı gelmekten sakınmasını söylediğini, bunun yanında Allah’ın kendisini ortaya çıkarıcı olduğu şey olan Hz. Zeyd’in boşadığı Hz. Zeyneb’i hanım olarak kendisine nikahlayacağını bildirdiği hükmü gizlediğini ve bunu insanlara söylemekten çekindiğini bildirir. Allah, çekinme hususundan Kendisinden çekinmesine daha layık olduğunu haber verir. Allah, Hz. Zeyd’in fazilet cihetiyle kendisini denk görmediği için Hz. Zeyneb’i ihtiyacı olan boşamayı yerine getirince onu Resul-i Ekrem’e (asm) nikahladığını, böylece hanımlarından boşanıp alakalarını kestiklerinde evladklık edindikleri kimselerin hanımları ile evlenmelerinde mü’minler için bir zorluk olmamasını, böylece Allah’ın emrinin yerini bulduğunu bildirir.
Allah bu hususu bize şöyle haber verir: “Hani (sen), kendisine hem Allah’ın ni‘met verdiği, hem de senin ni‘met verdiğin kimseye (Zeyd’e): “Zevceni üzerinde (nikâhında) tut ve Allah’dan sakın!” diyordun; Allah’ın, kendisini ortaya çıkarıcı olduğu şeyi ise, içinde gizliyordun ve insanlardan çekiniyordun. Hâlbuki Allah, kendisinden çekinmene daha lâyıktır. Buna rağmen Zeyd (kendisini fazîlet cihetiyle ona koca olarak denk görmediğinden) ondan ihtiyâcı (olan boşamasını) yerine getirince, onu sana (biz) nikâhladık; tâ ki, kendi (zevce)lerinden alâka(larını) kestikleri zaman evlâdlıklarının zevceleri (ile evlenmeleri husûsu)nda mü’minlere bir zorluk olmasın! Ve Allah’ın emri, (böylece) yerine getirilmiş oldu. (Ahzab, 37)”
Allahım, bizi ve neslimizi sadece Senden çekinen kimselerden eyle.. Âmin..

Her kim Allah’a ve Resûlüne isyân ederse

Ey insan! Allah, Müslüman erkekler ile Müslüman kadınlar, mü’min erkekler ve mü’min kadınlar, itaatkâr erkekler ve itaatkâr kadınlar, sadık erkekler ile sadık kadınlar, sabreden erkekler ile sabreden kadınlar, Allah’a gönülden bağlı erkekler ile gönülden bağlı kadınlar, sadaka veren erkekler ile sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkekler ile oruç tutan kadınlar, ırzlarını koruyan erkekler ile kadınlar, Allah’ı çokça zikreden erkekler ile kadınlar için Allah tarafından bir mağfiret ve büyük bir mükâfat hazırlandığını bildirir.
Allah, bir mağfiret ve büyük bir mükâfat hazırladığı kimselere, Allah ve Resulü (asm) bir işe hüküm verdiklerinde mü’min olan bir erkek ve mü’min olan bir kadın için o hükme zıt olan işlerinde kendileri için başka bir yolu seçme haklarının olmadığını haber verir. Allah, buna rağmen Allah’a ve Resulüne (asm) isyan eden kimsenin ise muhakkak apaçık bir sapma ile dalalete düşmüş bir kimse olduğunu bildirir.
Allah bu hususu bize şöyle haber verir: “Hem Allah ve Resûlü bir işe hüküm verdiği zaman, artık ne mü’min bir erkek, ne de mü’min bir kadın için (o hükme muhâlif) işlerinde kendilerine (başka bir yolu) seçme hakkı yoktur! Ve her kim Allah’a ve Resûlüne isyân ederse, artık muhakkak ki apaçık bir sapıklık ile dalâlete düşmüş olur. (Ahzab, 36)”
Allahım, bizi ve neslimizi Allah ve Resulünün (asm) hükmüyle hareket edenlerden eyle.. Âmin..

26 Nisan 2017 Çarşamba

Allah onlar için bir mağfiret ve büyük bir mükâfât hazırlamıştır

Ey insan! Allah, Ehl-i Beyt’i tertemiz yapmak istediğini bildirdikten sonra evlerinde Allah’ın âyetlerinden ve onlardan sudur eden hikmetten kendilerine okunanları tefekkür edip düşünmelerini bildirir. Allah, bütün incelikleri bilen Latif ve gerek evdeki gerek dışarıdaki her hallerini bilen Habir olduğunu haber verir.
Allah, hakka teslim olan Müslüman erkekler ile Müslüman kadınlar, iman eden mü’min erkekler ile mü’min kadınlar, Allah’ın emir ve yasaklarına itaat eden erkekler ile itaatkâr kadınlar, sözlerine sadık olan erkekler ile kadınlar, ibadete ve günahlara ve musibetlere sabreden erkekler ile kadınlar, Allah’a gönülden bağlı mütevazı erkekler ile kadınlar, rızıklandırıldıklarından sadaka veren erkekler ile kadınlar, oruç tutan erkekler ile oruç tutan kadınlar, ırzlarını koruyan erkekler ile kadınlar, Allah’ı çokça zikreden erkekler ile kadınlar için Allah tarafından bir mağfiret ve büyük bir mükâfat hazırlandığını bildirir.
Allah bu hususu bize şöyle haber verir: “Muhakkak ki Müslüman erkekler ve Müslüman kadınlar, mü’min erkekler ve mü’min kadınlar, itâatkâr erkekler ve itâatkâr kadınlar, sâdık erkekler ve sâdık kadınlar, sabreden erkekler ve sabreden kadınlar, (Allah’a) gönülden bağlı (mütevâzi) olan erkekler ve (Allah’a) gönülden bağlı (mütevâzi) olan kadınlar, sadaka veren erkekler ve sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkekler ve oruç tutan kadınlar, ırzlarını koruyan erkekler ve (ırzlarını) koruyan kadınlar, Allah’ı çok zikreden erkekler ve zikreden kadınlar var ya; (işte) Allah bunlar için bir mağfiret ve büyük bir mükâfât hazırlamıştır. (Ahzab, 35)”
Allahım, bizi ve neslimizi mağfiret ve büyük bir mükâfat hazırladığın kullarından eyle.. Âmin..

Evlerinizde Allah’ın âyetlerinden ve hikmetten okunanları düşünün

Ey insan! Allah, herhangi bir kadın gibi olmadıklarından erkeklerle ciddiyetle konuşmalarını emrettiği gibi, evlerinde de vakarla oturmalarını ve cahiliye kadınlarının açılıp saçılması gibi ziynet ve süslerine göstermemelerini, namazı hakkıyla eda edip zekâtı vermelerini, Allah ve Resulüne (asm) itaat etmelerini emreder. Allah, Ehl-i Beyt’e hitab ederek bu emirlerle Allah’ın onlardan günah kirini gidermek ve onları tertemiz yapmak istediğini bildirir.
Ehl-i Beyt’i tertemiz yapmak istediğini haber veren Allah, yine Ehl-i Beyt’e hitab ederek Allah’ın âyetlerinden ve onlardan süzülen hikmetten okunanları düşünüp tefekkür etmelerini haber verir. Allah, herşeyin bütün inceliklerini bilen Latif ve herkesin her halinden haberdar olan Habir olduğunu bildirir.
Allah bu hususu bize şöyle haber verir: “Hem evlerinizde Allah’ın âyetlerinden ve hikmetten (size) okunanları düşünün! Şübhesiz Allah, Latîf (bütün incelikleri bilen)dir, Habîr (her hâlinizden haberdâr olan)dır. (Ahzab, 34)”
Allahım, bizi ve neslimizi evlerimizde âyetlerden ve hikmetten okunanları düşünenlerden eyle.. Âmin..

25 Nisan 2017 Salı

Evlerinizde vakarla oturun ve cahiliye devri gibi açılıp saçılmayın

Ey insan! Allah, Peygamber (asm) hanımlarına hitab ederek onlara kadınlardan herhangi biri gibi olmadıklarını, Allah’dan sakınıyorlarsa yabancı erkeklerle konuşurken yumuşak bir eda ile konuşmamalarını, böylece kalbinde bir hastalık bulunan kimsede tamah ve istek uyandırmamasını ve bir şey söylemeleri gerektiğinde ciddiyetle güzel bir söz söylemelerini bildirir.
Peygamber (asm) hanımlarına hitab eden Allah, ayrıca evlerinde otururken vakarlarıyla oturmalarını ve cahiliye devrinin kadınları gibi açılıp saçılmamalarını, ziynet ve süslerini göstermemelerini namazı devamlı vaktinde, tadil-i erkan üzere olarak hakkıyla kılmalarını, üzerlerine düşen zekâtı vermelerini, Allah’a ve Resulüne (asm) itaat etmelerini haber verir. Allah, Ehl-i Beyt’e hitab ederek Allah’ın bu emirleriyle onlardan günah kirini gidermek ve onları tertemiz yapmak istediğini bildirir.
Allah bu hususu bize şöyle haber verir: “Hem evlerinizde (vakarınızla) oturun ve evvelki câhiliye devri (kadınlarının) açılıp saçılması gibi, ziynetlerinizi ızhâr etmeyin; namazı hakkıyla edâ edin; zekâtı verin; Allah’a ve Resûlüne itâat edin! Ey Ehl-i Beyt! Allah (bu emirleriyle), sizden ancak kiri (günâhı) gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor. (Ahzab, 33)”
Allahım, bizi ve neslimizi günah kirini giderdiğin ve tertemiz yapmak istediğin Ehl-i Beyt gibi eyle.. Âmin.


 

Siz kadınlardan herhangi biri gibi değilsiniz

Ey insan! Allah, Peygamber (asm) hanımlarına hitab ederek içlerinden Allah’a ve Resulüne (asm) itaat edip salih bir amel işleyenin mükâfatını iki kat artıracağını ve Cennette onun için hoş bir rızık hazırladıklarını bildirir.
Allah, yine Peygamber (asm) hanımlarına hitab ederek onların kadınlardan herhangi biri gibi olmadıklarını, Allah’a karşı gelmekten sakınıyorlarsa yabancı erkeklerle konuşurken kalbinden bir hastalık bulunan kimsenin hoşlanıp tamah etmemeleri için konuşmalarını yumuşak bir eda ile yapmamalarını ve vakarlı bir şekilde ciddiyetle güzel bir söz söylemelerini buyurur.
Allah bu hususu bize şöyle haber verir: “Ey Peygamber hanımları! (Siz,) kadınlardan herhangi biri gibi değilsiniz; eğer (Allah’dan) sakınıyorsanız, o hâlde (yabancı erkeklerle konuşurken) konuşmayı yumuşak (bir edâ ile) yapmayın ki kalbinde bir hastalık bulunan kimse tamah etmesin; ve (bir şey söyleyeceğinizde ciddiyetle) güzel bir söz söyleyin! (Ahzab, 32)”
Allahım, bizi ve neslimizi daima Senden sakınan kimselerden eyle.. Âmin..

24 Nisan 2017 Pazartesi

Ona mükâfâtını iki kat veririz

Ey insan! Allah, Peygamber (asm) hanımlarına hitab ederek içlerinden apaçık bir çirkinlik yapan olursa, ona azabın iki kat artırılacağını, bunun ise Allah’a pek kolay olduğunu bildirir.
Allah, Peygamber (asm) hanımlarından Allah ve Resulüne (asm) itaat edip salih bir amel işleyene mükâfatını iki kat vereceklerini ve Cennette onun için hoşuna gidecek güzel bir rızık hazırladıklarını bildirir.
Allah bu hususu bize şöyle haber verir: “Fakat içinizden kim, Allah’a ve Resûlüne itâat eder ve sâlih bir amel işlerse, ona mükâfâtını iki kat veririz ve (Cennette) onun için (çok) hoş bir rızık hazırlamışızdır. (Ahzab, 31)”
Allahım, bizi ve neslimizi Sana ve Resulüne (asm) itaat edip salih amel işleyenlerden eyle.. Âmin..

İçinizden kim apaçık bir çirkinlik yaparsa

Ey insan! Allah, Resul-i Ekrem’in (asm) hanımlarının Allah’ı, Resulünü (asm) ve ahiret yurdunu isteyenlerden iyilik edenlere pek büyük bir mükâfat hazırladığını bildirir.
Allah, Resul-i Ekrem’in (asm) hanımlarına hitab ederek içlerinden apaçık bir çirkinlik yapanlara azabın iki kat artırılacağını, bunun ise Allah’a pek kolay olduğunu bildirir.
Allah bu hususu bize şöyle haber verir: “Ey Peygamber hanımları! İçinizden kim apaçık bir çirkinlik yaparsa, ona azab iki kat artırılır. Bu ise, Allah’a göre pek kolaydır. (Ahzab, 30)”
Allahım, bizi ve neslimizi apaçık bir çirkinlik yapanlardan eyleme.. Âmin..

23 Nisan 2017 Pazar

Bir kısım âyetleri göstermek için yapılan kudsi seyahat, Mirac

Ey insan! Mirac, Cennetten çıkarılan ve dünyaya indirilen ahsen-i takvim suretinde yaratılan insanın iman ve salih amel ile ala-yı illiyyin olan kulluğun zirvesine çıkmak, kul olmakla birlikte Allah'ı sevgili bulmak, hüzün senesinde mahzun bir Peygamber (asm) iken bir kısım âyetleri göstermek üzere huzura davet edilerek Makam-ı Mahmud'un sahibi olduğunu ilan etmektir bütün meleklere, başta namaz olmak üzere yüzlerce hediye ihsan etmektir ins ve cinne..
Bir hüzün senesinde, bir hüzün gününde has kulu Resul-i Ekrem'i (asm) teselli etmek üzere ve O'na (asm) bir takım âyetlerini göstermek için Mescid-i Haram'dan etrafını mübarek kıldığı Mescid-i Aksa'ya gece yürüyüşüyle götüren ve bütün peygamberlere imam yapan, oradan yedi kat semayı gezdiren, semanın sakinlerini ziyaret ettiren, sonra mahlukatın nihayeti ve başlangıcı olan sidretü'l-i münteha denilen yere, oradan da Kab-ı Kavseyn denilen makama ulaştıran, yerden velayetiyle geldiği gibi oradan da risaletiyle ümmetine nice hediyelerle gönderen âlemlerin Rabbi olan Allah'ın şanı ne yücedir.
Allah, bize bu hususu şu ayetle haber verir: "Kendisine âyetlerimizden bir kısmını gösterelim diye, kulunu (Muhammed’i) bir gece Mescid-i Harâm’dan, etrâfını mübârek kıldığımız Mescid-i Aksâ’ya (İsrâ -gece yürüyüşü- ile) götüren (Allah, her türlü noksanlıktan) münezzehtir. Şübhesiz ki Semî'(herşeyi işiten), Basîr (hakkıyla gören), ancak O’dur. (İsra, 1)"
Allahım, bizi ve neslimizi hayatının saniye, dakika, saat, gün, hafta, ay ve senelerini Mirac şuuruyla yaşayanlardan eyle.. Âmin..

Allah’ı, Resûlünü ve âhiret yurdunu istiyorsanız

Ey insan! Allah, Hz. Peygambere (asm) hitab ederek hanımlarına, dünya hayatını ve süsünü istiyorlarsa, kendilerini boşama bedelini verip güzelce bir bırakma ile salıvereceğini söylemesini bildirir.
Allah, Resul-i Ekrem’e (asm) hanımları, eğer Allah’ı, Resulünü (asm) ve ahiret yurdunu istiyorlarsa, içlerinden iyilik edenlere pek büyük bir mükâfat hazırladığını söylemesini bildirir.
Allah bu hususu bize şöyle haber verir: “Yok eğer (siz), Allah’ı, Resûlünü ve âhiret yurdunu istiyorsanız, hiç şübhesiz ki Allah, içinizden iyilik edenlere (pek) büyük bir mükâfât hazırlamıştır.” (Ahzab, 29)”
Allahım, bizi ve neslimizi Seni, Resulünü (asm) ve ahiret yurdunu isteyip iyilik edenlerden eyle.. Âmin..

22 Nisan 2017 Cumartesi

Eğer dünya hayâtını ve süsünü istiyorsanız

Ey insan! Allah, müşrik ordularından bir taifeyi öldürüp bir taifeyi esir alan mü’minleri onların yerlerin, yurtlarına, mallarına ve daha önce ayak basmadıkları Hayber kalesine varis kıldığını, bunu yerine getirmek için de Allah’ın herşeye hakkıyla gücünün yeten olduğunu bildirir.
Allah, Resul-i Ekrem’e (asm) hitab ederek hanımları olan zevcelerine, eğer dünya hayatını ve süsünü istiyorlarsa, onlara boşama bedeli verip güzelce bir bırakmayla salıvereceğini söylemesini buyurur.
Allah bu hususu bize şöyle haber verir: “Ey Peygamber! Zevcelerine, de ki: “Eğer dünya hayâtını ve süsünü istiyorsanız, öyleyse gelin size boşama bedeli vereyim ve sizi güzelce bir bırakmayla salıvereyim.” (Ahzab, 28)”
Allahım, bizi ve neslimizi dünya hayatını ve süsünü isteyenlerden eyleme.. Âmin..

Allah Hayber’e sizi vâris kıldı

Ey insan! Allah, Hendek Harbinde ehl-i kitabdan olan Kureyza yahudilerinin o müşrik ordularına yardım ettiklerini, onları kalelerinden indirdiğini ve onların kalblerine korku düşürdüğünü haber verir. Allah, mü’minlerin o topluluklardan bir taifeyi öldürdüklerini, bir taifeyi de esir aldıklarını bildirir.
Müşrik ordularından bir taifeyi öldürüp bir taifeyi esir aldıklarını mü’minlere bildiren Allah, onların yerlerine, yurtlarına, mallarına ve henüz almadıkları ve ayak basmadıkları onlar için yeni bir yer olan Hayber kalesine mü’minleri varis kıldığını, bunu da yerine getirebileceğini herşeyi hakkıyla gücünün yeten olarak bildirir.
Allah bu hususu bize şöyle haber verir: “Ve (Allah) onların yerlerine, yurtlarına, mallarına ve henüz ayak basmadığınız bir yere (Hayber’e) sizi vâris kıldı. Çünki Allah, herşeye hakkıyla gücü yetendir. (Ahzab, 27)”
Allahım, bizi ve neslimizi her daim inayet, hıfz ve emanında eyle.. Âmin..

21 Nisan 2017 Cuma

Bir tâifeyi öldürüyordunuz, bir tâifeyi de esir alıyordunuz

Ey insan! Allah, inkâr edenleri öfkeleri sebebiyle hiçbir hayra ve zafere eremeden geri çevirdiğini haber verir. Allah, savaşta düşmanlarına galib gelmeleri için mü’minlere Allah’ın yettiğini, Allah’ın ise pek kuvvetli Kavi ve kudreti daima üstün gelen Aziz olduğunu bildirir.
Kavi ve Aziz olan Allah, ehl-i kitabdan olduğu halde o müşrik topluluk ve ordularına yardım eden Kureyza Yahudilerini sığındıkları ve yaşadıkları kalelerinden indirdiğini ve onların kalblerine korku düşürdüğünü haber verir. Allah, o topluluklardan Allah’ın yardımıyla bir taifeyi öldürdüklerini, bir taifeyi de esir aldıklarını mü’minlere bildirir.
Allah bu hususu bize şöyle haber verir: “Ve (Allah), ehl-i kitabdan, onlara (o müşrik ordularına) yardım edenleri (Kureyza yahudilerini), kalelerinden indirdi ve kalblerine korku düşürdü; bir tâifeyi öldürüyordunuz, bir tâifeyi de esir alıyordunuz. (Ahzab, 26)”
Allahım, bizi ve neslimizi halis ve kamil mü’minlerden eyle.. Âmin..

 

Allah, savaşta mü’minlere yeter

Ey insan! Allah, sözlerini değiştirmeyen doğru kimseleri sözlerindeki sadakatleriyle mükâfatlandıracağını, günahlarında ısrar eden münafıklara dilerse azab edeceğini veya tevbe edenlerin tevbelerini kabul edeceğini haber verir. Allah, tevbe istiğfar edenlere karşı çok bağışlayan Gafur, merhamet dileyenlere karşı çok merhamet eden Rahim olduğunu bildirir.
Allah, inkâr edenleri kendi öfke ve hırsları sebebiyle hiçbir hayra ve zafere eremeden geri çevirdiğini haber verir. Allah, savaşta düşmanlarını hezimete uğratıp galib gelmeleri için mü’minlere yettiğini, buna da delil olarak Allah’ın pek kuvvetli Kavi ve kudreti daima üstün gelen Aziz olduğunu göstererek bildir.
Allah bu hususu bize şöyle haber verir: “Hâlbuki Allah, inkâr edenleri (kendi) öfkeleriyle geri çevirdi; hiçbir hayra (zafere) eremediler. Allah ise, savaşta (galip gelmeleri için) mü’minlere yetti. Çünki Allah, Kavî (pek kuvvetli)dir, Azîz (kudreti dâimâ üstün gelen)dir. (Ahzab, 25)”
Allahım, bizi ve neslimizi Seninle yetinen mü’minlerden eyle.. Âmin..

20 Nisan 2017 Perşembe

Tâ ki Allah, doğru kimseleri sadâkatleriyle mükâfâtlandırsın

Ey insan! Allah, mü’minlerden öyle erlerin olduğunu ki Hendek Harbi günü Allah’a verdikleri sözde durduklarını, onlardan kiminin adağını yerine getirerek şehid olduklarını, kiminin de şehid olmayı beklediklerini haber verir. Allah, onların hiçbir şekilde sözlerini değiştirmediklerini bildirir.
Mü’minlerden olan sözlerini değiştirmeyen erlerden bahseden Allah, doğru kimseleri sözlerindeki sadakatleriyle onları mükâfatlandıracağını, münafıkları da günahlarındaki ısrarları sebebiyle dilerse azab edeceğini veya tevbe ederlerse tevbelerini kabul edeceğini haber verir. Allah, hatalarını anlayıp günahta ısrar etmeyerek tevbe istiğfar edenlere karşı çok bağışlayan Gafur, onlara azab etmemek için çok merhamet eden Rahim olduğunu bildirir.
Allah bu hususu bize şöyle haber verir: “Tâ ki Allah, doğru kimseleri sadâkatleriyle mükâfâtlandırsın, münâfıklara da dilerse azâb etsin, yâhut (tevbe ederlerse) tevbelerini kabûl etsin! Şübhesiz ki Allah, Gafûr (çok bağışlayan)dır, Rahîm (çok merhamet eden)dir. (Ahzab, 24)”
Allahım, bizi ve neslimizi doğru kimselerden eyle.. Âmin..


 

Mü’minlerden öyle erler vardır ki

Ey insan! Allah, harb esnasında mü’minlerin düşman topluluklarını gördüğünde bunun Allah ve Resulünün (asm) kendilerine vaadi olduğunu, Allah ve Resulünün (asm) doğru söylediğini söylediklerini haber verir. Allah, bu vaadi görmeleri mü’minlerin iman ve teslimiyetlerini artırdığını bildirir.
Allah, mü’minlerden öyle erlerin olduğunu haber verir ki harb günü Allah’a verdikleri sözde durduklarını bildirir. Allah, yine o mü’minlerden kiminin de adağını yerine getirerek şehid olduklarını, kiminin de kardeşleri gibi şehid olmayı beklediklerini haber verir. Allah, onların hiçbir şekilde verdikleri sözü asla değiştirmediklerini bildirir.
Allah bu hususu bize şöyle haber verir: “Mü’minlerden öyle erler vardır ki, (o gün) Allah’a verdikleri sözde durdular. Öyle ki onlardan kimi adağını yerine getirdi (şehîd oldu), kimi de (şehîd olmayı) bekliyor! Fakat (onlar) hiçbir şekilde (verdikleri sözü) değiştirmediler. (Ahzab, 23)”
Allahım, bizi ve neslimizi sözünü değiştirmeyen erlerden eyle.. Âmin..

19 Nisan 2017 Çarşamba

Bu Allah’ın ve Resûlünün bize va‘d ettiği şeydir

Ey insan! Allah yemin ederek Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı uman ve Allah’ı çok zikreden kimseler için Allah’ın Resulünde (asm) güzel bir örnek olduğunu haber verir.
Allah, harb esnasında mün’minlerin, üzerlerine gelen düşman topluluklarını gördüklerinde, bunun Allah ve Resulünün (asm) kendilerine vaad ettiği şey olduğunu, Allah ve Resulünün (asm) doğru söylediğini söylediklerini haber verir. Allah, Allah ve Resulünün (asm) vaad ettiği şeyi görmeleri de onların ancak iman ve teslimiyetini artırdığını bildirir.
Allah bu hususu bize şöyle haber verir: “Mü’minler ise (düşman) topluluklarını görünce: “Bu Allah’ın ve Resûlünün bize va‘d ettiği şeydir; Allah ve Resûlü doğru söylemiştir!” dediler. Ve (bu vâ‘d olundukları şeyi görmeleri) onları ancak îmanca ve teslîmiyetçe artırdı. (Ahzab, 22)”
Allahım, bizi ve neslimizi iman ve teslimiyetini artırdığın kimselerden eyle.. Âmin..

Allah’ın Resûlünde güzel bir örnek vardır

Ey insan! Allah, münafıklarının korkaklıklarından üzerlerine gelen düşman topluluklarının Medine’den gitmediklerini sandıklarını, eğer o ahzabın, toplulukların tekrar gelmesi halinde de bedevi Arablar içinde çölde yaşayan kimseler olarak bulunmayı ve Müslümanların ne halde olduklarına dair haberleri Medine’den gelenlere sormayı arzu edeceklerini haber verir. Allah, o münafıkların Müslümanların içinde kalsalar da pek az savaşacaklarını bildirir.
Allah yemin ederek Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı uman ve Allah’ı çok zikreden kimseler için Allah’ın Resulünde (asm) savaşta ve barışta, sağlıkta ve hastalıkta, mutluluk ve hüzünde güzel bir örnek olduğunu bildirir.
Allah bu hususu bize şöyle haber verir: “And olsun ki sizin için, Allah’a ve âhiret gününe kavuşmayı uman ve Allah’ı çok zikreden kimseler için Allah’ın Resûlünde güzel bir örnek vardır. (Ahzab, 21)”
Allahım, bizi ve neslimizi Sana ve ahiret gününe kavuşmayı uman, Seni çok zikreden ve Resul-i Ekrem’i (asm) tam örnek alan kimselerden eyle.. Âmin..

18 Nisan 2017 Salı

İçinizde olsalardı, ancak pek az savaşırdı

Ey insan! Allah, münafıkların harbe pek azının geleceğini bildirmekle birlikte gelenlerin ise mü’minlere karşı pek cimri olacaklarını haber verir. Allah, korku halinde üzerine ölüm baygınlığı gelmiş kimselerin baktığı gibi gözlerinin dönerek Resul-i Ekrem’e (asm) bakacaklarını, galib gelineceği belli olunca da ganimet hayrına karşı hırslı kimseler olarak Resul-i Ekrem’i (asm) keskin dilleriyle inciteceklerini bildirir. Allah, onların iman etmemiş olduklarını ve bundan dolayı da Allah’ın amellerini boşa çıkardığını ve bunun da Allah’a pek kolay olduğunu bildirir.
Allah, Hendek Harbi bittikten sonra münafıkların korkaklıklarından dolayı düşman topluluklarının Medine’den gitmediklerini sandıklarını haber verir. Allah, eğer ahzab olan toplulukların tekrar üzerlerine gelmeleri halinde, kendilerini bedevi Arablar için çölde yaşayan kimseler olarak bulunmalarını ve Müslümanların haberlerini Medine tarafından gelenlere sormayı arzu edeceklerini haber verir. Allah, o münafıkların Müslümanların içinde kalmaları halinde pek azının savaşacaklarını bildirir.
Allah bu hususu bize şöyle haber verir: “(Onlar korkaklıklarından dolayı düşman) toplulukların (Medîne’den) gitmediklerini sanıyorlar. Ve eğer o ahzâb (o topluluklar, tekrar) gelecek olsalar, arzû ederler ki, doğrusu kendileri keşke çölde yaşayan kimseler olarak bedevî Arablar içinde bulunsalar da sizin haberlerinizi (Medîne tarafından gelenlere) sorsalar! Zâten içinizde (kalacak) olsalardı, ancak pek az savaşırlardı. (Ahzab, 20)”
Allahım, bizi ve neslimizi hakiki Müslümanlardan eyle.. Âmin..

Onlar size karşı pek cimri olarak harbe gelirler

Ey insan! Allah, Hendek Harbinde münafıkların içindeki savaştan alıkoyanları ve kardeşlerine savaşı bırakıp kendilerine gelmelerini söyleyenleri bildiğini haber verir. Allah, onların savaşmaktan kaçtıklarından savaşa pek az geldiklerini bildirir.
Allah, o münafıklardan savaşa gelmeleri halinde pek cimri olarak geldiklerini, çok az katkı sunduklarını haber verir. Allah, düşmanın hücumu sırasında korku üzerlerine geldiğinde onların, üzerlerine ölüm baygınlığı çökmüş kimse gibi gözlerinin dönerek Resul-i Ekrem’e (asm) baktıklarını bildirir. Allah, galib olacakları belli olup korku hali geçtiği zaman ise o münafıkların ganimet hayrına karşı hırslı kimseler olarak incitici keskin dilleriyle inciteceklerini bildirir. Allah, o kimselerin gerçekte iman etmediklerini ve bundan dolayı da onların amellerini Allah’ın boşa çıkardığını ve bunun Allah’a pek kolay olduğunu bildirir.
Allah bu hususu bize şöyle haber verir: “(Hem gelseler dahi) size karşı pek cimri olarak (gelirler). Fakat korku(lu bir hâl) geldiği zaman, onları, üzerine ölüm (baygınlığı) çökmüş kimse gibi, gözleri dönerek sana baktıklarını görürsün! Korku (hâli) geçtiği zaman ise, hayra (o ganîmete) karşı hırslı kimseler olarak keskin dilleriyle sizi incitirler. İşte onlar (gerçekte) îmân etmemişlerdir; bunun üzerine Allah, amellerini boşa çıkarmıştır. Bu ise, Allah’a göre pek kolaydır. (Ahzab, 19)”
Allahım, bizi ve neslimizi amellerini boşa çıkardıklarından eyleme.. Âmin..

17 Nisan 2017 Pazartesi

Allah, savaştan alıkoyanları şübhesi biliyor

Ey insan! Allah, Hendek Harbinden kaçmak isteyen münafıklara Resul-i Ekrem’in (asm), eğer Allah’ın onlara bir kötülük veya bir rahmet dilerse, ondan kendilerini Allah’dan başka kimsenin koruyamayacağını söylemesini buyurur. Allah, onların kendilerine Allah’dan başka bir dost ve bir yardımcı da bulamayacaklarını bildirir.
Allah, Hendek Harbine katılmaktan alıkoyanları ve harbe katılmamaları için kardeşlerini kendilerine çağıranları şübhesiz bildiğini haber verir. Allah, onlardan savaşa pek azının gelip katıldıklarını bildirir.
Allah bu hususu bize şöyle haber verir: “Allah, içinizden (savaştan) alıkoyanları ve kardeşlerine: “Bize gelin!” diyenleri şübhesiz ki biliyor. Zâten (onlar) savaşa ancak pek az gelirler. (Ahzab, 18)”
Allahım, bizi ve neslimizi ittifak ve ittihadı kuvvetlendirenlerden eyle.. Âmin..

Allah’dan koruyacak kim olabilir?

Ey insan! Allah, Resul-i Ekrem’e (asm) hitab ederek kalbinden bir hastalık ve nifak bulunanlara, niyetleri ölümden veya öldürülmekten kaçmak ise, bu kaçmanın kendilerine asla bir fayda vermeyeceğini, buna rağmen yine kaçarlarsa o takdirde dünyada pek az faydalanabileceklerini söylemesini bildirir.
Allah, Resul-i Ekrem’in (asm) o münafıklara, kendilerine bir kötülük istemesi veya bir rahmet dilemesi halinde o kötülük veya rahmetin onlara ulaşmasını Allah’dan başka kimsenin engelleyemeyeceğini söylemesini haber verir. Allah, onların kendilerine Allah’dan başka hakiki bir dost ve bir yardımcı bulamayacaklarını bildirir.
Allah bu hususu bize şöyle haber verir: “De ki: “Eğer size bir kötülük istese veya size bir rahmet dilese, sizi Allah’dan koruyacak kim olabilir?” Hâlbuki (onlar) kendilerine Allah’dan başka ne bir dost, ne de bir yardımcı bulabilirler. (Ahzab, 17)”
Allahım, bizi ve neslimizi Seni dost ve yardımcı bulanlardan eyle.. Âmin..

16 Nisan 2017 Pazar

Eğer ölümden veya öldürülmekten kaçıyorsanız

Ey insan! Allah, savaştan kaçmak isteyen ve üzerlerine gelen düşmanların fitne isteğini hemen yerine getiren münafıkların daha önce savaş esnasında arkalarını dönüp kaçmayacaklarına dair Allah’a söz verdiklerini, Allah’a verilen sözün ise mesuliyet olduğunu bildirir.
Allah, Resul-i Ekrem’e (asm) hitab ederek sözlerinde durmayıp savaştan kaçmak isteyen münafıklara, bu kaçışlarının sebebi eğer ölümden veya savaşta öldürülmekten kaçmak ise kaçmanın ecele faydası olmadığını, bunu bilmelerine rağmen yine de kaçmaları halinde dünyada pek az faydalanacaklarını, fakat ahireti kaybedeceklerini söylemesini bildirir.
Allah bu hususu bize şöyle haber verir: “(Ey Resûlüm!) De ki: “Eğer ölümden veya öldürülmekten kaçıyorsanız, kaçmak size aslâ fayda vermez. Şâyet (kaçarsanız), o takdirde (dünyada) ancak pek az faydalandırılırsınız!” (Ahzab, 16)”
Allahım, bizi ve neslimizi dünya ve ahirette iyilik verdiğin kullarından eyle.. Âmin..

Allah’a verilen söz mes’ûliyetlidir

Ey insan! Allah, düşmanın Medine’nin etrafından üzerlerine gelmesi ve sonra da o münafıklardan mü’minler içinde fitne çıkarmaları ve dinlerini terk etmeleri istenmesi halinde bunu hemen yapacaklarını bildirir.
Savaştan kaçmak istediklerini ve üzerlerine gelen düşmanların isteklerini yerine hemen getireceklerini bildiren Allah, o münafıkların daha önce savaşacaklarına ve arkalarını dönüp kaçmayacaklarına dair Allah’a söz verdiklerini haber verir. Allah, Kendisine verilen sözün ise mesuliyet olduğunu bildirir.
Allah bu hususu bize şöyle haber verir: “Hâlbuki daha önce onlar, arkalarına dönüp kaçmayacaklarına dâir Allah’a söz vermişlerdi. Allah’a verilen söz ise mes’ûliyetlidir. (Ahzab, 15)”
Allahım, bizi ve neslimizi Sana verilen sözünü yerine getirenlerden eyle.. Âmin..

15 Nisan 2017 Cumartesi

Münafıklardan fitne çıkarmaları istense hemen yaparlar

Ey insan! Allah, Hendek Harbinde münafıklardan bir taifenin Medine halkına orada duracak yerlerinin olmadığını, hemen dönmelerini söylediğini haber verir. Allah, ayrıca o münafıklardan bir fırkanın da evlerinin açık ve korumasız olmadığı halde öyle olduğunu ileri sürerek harbden kaçmak için Resul-i Ekrem’den (asm) izin istediklerini bildirir.
Allah, Hendek Harbinin dışında Medine’nin etrafından onların üzerlerine düşmanlar gelmesi ve savaştan kaçmak için bahane üreten münafıklardan mü’minler içinde fitne çıkarmaları ve dinden çıkmaları istenmesi halinde mutlaka bunu yapacaklarını ve fazla gecikmeden yerine getireceklerini bildirir.
Allah bu hususu bize şöyle haber verir: “Hem (Medîne’nin) etrâfından üzerlerine girilseydi de sonra kendilerinden (o münâfıklardan) fitne (çıkarmaları, dinden çıkmaları) istenseydi, mutlaka bunu yaparlardı ve bunda fazla gecikmezlerdi. (Ahzab, 14)”
Allahım, bizi ve neslimizi münafıklardan eyleme ve onların fitnelerinden daima muhafaza eyle.. Âmin..

Onlar sadece kaçmak istiyorlardı

Ey insan! Allah, Hendek Harbinde imtihan edilen ve şiddetli bir sarsıntı ile sarsılan mü’minler içinde bulunan münafıklar ile kalblerinde itikad zayıflığı hastalığı olanların, Allah ve Resulü’nin (asm) kendilerine boş bir vaadde bulunduklarını söylediklerini bildirir.
Allah, yine Hendek Harbi esnasında münafıklardan bir taifenin Medine olan Yesrib halkına hitab ederek kendileri için orada duracak bir yerin olmadığını, harbi bırakıp hemen dönmelerini söylediklerini haber verir. Allah, o münafık taifeden bir fırkanın da Resul-i Ekrem’den (asm) izin alabilmek için evlerinin açık durumda olup korumaya muhtac olduğunu söylediklerini, halbuki evlerinin açık ve korumasız olmadığını, onların sadece savaştan kaçmak istediklerini bildirir.
Allah bu hususu bize şöyle haber verir: “Yine o vakit onlardan (o münâfıklardan) bir tâife: “Ey Yesrib (Medîne) halkı! (Burada) sizin için duracak yer yok, hemen dönün!” demişti. Onlardan bir fırka da: “Gerçekten evlerimiz açık (korunmaya muhtaç)tır” diyerek peygamberden izin istiyordu. Hâlbuki o (evleri) açık değildi. Sâdece kaçmak istiyorlardı. (Ahzab, 13)”
Allahım, bizi ve neslimizi Allah ve Resulüne (asm) daima itaat ve tabi olan kullarından eyle.. Âmin..

14 Nisan 2017 Cuma

Allah ve Resûlü bize boş bir va‘dde bulunmuş

Ey insan! Allah, Hendek Harbinde mü’minlerin üzerine düşmanlar geldiği sırada imtihan edildiklerini ve harbin dehşetinden şiddetli bir sarsıntı ile sarsıldıklarını bildirir.
Allah, Hendek Harbinde mü’minler imtihan edildiği zaman kalblerinde nifak hastalığı bulunan münafıklar ile kalblerinde itikad zayıflığı hastalığı bulunanların, Allah ve Resulünün (asm) kendilerine bulundukları vaadin boş olduğunu söylediklerini bildirir.
Allah bu hususu bize şöyle haber verir: “O zaman münâfıklarla kalblerinde bir hastalık (i‘tikad zayıflığı) bulunanlar ise: “Allah ve Resûlü bize sâdece boş bir va‘dde bulunmuş!” diyorlardı. (Ahzab, 12)”
Allahım, bizi ve neslimizi kalblerinde nifak ve itikad zaafı hastalığı bulunanlardan eyleme.. Âmin..

İşte orada mü’minler imtihân edilmişti

Ey insan! Allah, Hendek Harbi vaktinde Müslümanlara bulundukları mevzie üst ve alt taraflarından geldikleri vakit, gözlerinin kaydığını, yüreklerinin gırtlağa dayandığını ve Allah hakkında türlü türlü zanlarda bulunduğunu bildirir.
Allah, üzerlerine düşmanların üzerlerine geldiği sırada mü’minlerin sabır ve sebatlarının imtihan edildiğini ve düşmanların dehşetinden şiddetli bir sarsıntı ile sarsıldıklarını bildirir.
Allah bu hususu bize şöyle haber verir: “İşte orada mü’minler imtihân edilmiş ve şiddetli bir sarsıntı ile sarsılmışlardı. (Ahzab, 11)”
Allahım, bizi ve neslimizi düşmanın zararından ve sarsıntısından daima muhafaza eyle ve ayaklarımıza daima sebat ver. Âmin..

13 Nisan 2017 Perşembe

Allah hakkında türlü türlü zanlarda bulunuyordunuz

Ey insan! Allah, iman edenlere hitab ederek Allah’ın kendilerine olan nimetini hatırlamasını buyurur. Allah, Hendek Harbi vaktinde kendilerine gelen orduların üzerine bir rüzgar ve kendilerini görmedikleri ordular gönderdiklerini haber verir. Allah, nimetini hatırlayıp hatırlamadıklarını gördüğünü bildirmek için ne yaparlarsa hakkıyla gören olduğunu bildirir.
Ne yaparlarsa hakkıyla gören olduğunu bildiren Allah, o zaman iman edenlere bulundukları mevkiinin üst ve alt taraflarından geldiklerini ve düşmanları gördükleri vakit gözlerin kaydığını, yüreklerin ise gırtlaklara dayandığı, Allah hakkında türlü türlü zanlarda bulunduklarını bildirir.
Allah bu hususu bize şöyle haber verir: “Hani (onlar) size, üstünüzden ve alt tarafınızdan gelmişlerdi ve o vakit, gözler kaymış, yürekler gırtlaklara dayanmıştı ve Allah hakkında türlü türlü zanlarda bulunuyordunuz. (Ahzab, 10)”
Allahım, bizi ve neslimizi kendilerini rahmetinle kuşattığın kullarından eyle.. Âmin..

Allah’ın size olan ni‘metini hatırlayın

Ey insan! Allah, Resul-i Ekrem’e (asm) tebliğ vazifesi yapacaklarına dair verdikleri sağlam sözlerine dair doğruluklarından sormak için tebliğ vazifelerini yerine getireceklerine dair pek sağlam sözlerini aldıklarını haber verir. Allah, o peygamberleri yalanlayan kâfirler için ise pek elemli bir azab hazırladığını bildirir.
Allah, o peygamberlere ve getirdiklerine iman edenlere, bilhassa sahabelere hitab ederek Allah’ın kendilerine olan nimetlerini hatırlamalarını bildirir. Allah, Hendek Harbi vaktinde üzerlerine ordular geldiğinde o orduların üzerine onları perişan eden bir rüzgar ve kendilerini görmedikleri orduları gönderdiklerini haber verir. Allah, nimetini hatırlayıp hatırlamadıklarını gördüğünü bildirmek için ne yaparlarsa hakkıyla gören olduğunu bildirir.
Allah bu hususu bize şöyle haber verir: “Ey îmân edenler! Allah’ın size olan ni‘metini hatırlayın; o vakit (Hendek Harbinde) size ordular gelmişti de, onların üzerine bir rüzgâr ve kendilerini görmediğiniz ordular göndermiştik. Allah ise, ne yaparsanız hakkıyla görendir. (Ahzab, 9)”
Allahım, bizi ve neslimizi nimetlerini hatırlayan ve hududsuz şükreden kullarından eyle.. Âmin..

12 Nisan 2017 Çarşamba

Tâ ki o doğru kimselere doğruluklarından sorsun

Ey insan! Allah, Resul-i Ekrem’e (asm) tebliğ vazifelerini yerine getirmeleri için peygamberlerden sağlam sözlerini aldıklarını ve onlar gibi Resul-i Ekrem’in kendisinin (asm) ve Hz. Nuh (as), Hz. İbrahim (as), Hz. Musa (as) ve Hz. Meryem (rah) oğlu Hz. İsa’dan (as) pek sağlam sözlerini aldıklarını bildirir.
Allah, peygamberlerden tebliğ vazifeleri için pek sağlam sözlerini aldıklarını bildirmekle Resul-i Ekrem’e (asm) şefkatle terbiye eden Rabbinin o doğru kimseler olan peygamberlere doğruluklarından yaptıkları tebliğ vazifesi hakkında sormayı murad ettiğini haber verir. Allah, o doğru kimseler olan peygamberlerin getirdiklerini yalanlayan kâfirler için ise yaptıklarına karşılık olarak pek elemli bir azab hazırladığını bildirir.
Allah bu hususu bize şöyle haber verir: “Tâ ki (Rabbin) o doğru kimselere (peygamberlere) doğruluklarından (yaptıkları tebliğ hakkında) sorsun! Kâfirler için ise (pek) elemli bir azab hazırladı. (Ahzab, 8)”
Allahım, bizi ve neslimizi doğru kimselerden eyle.. Âmin..

O peygamberlerden de sağlam sözlerini almıştık

Ey insan! Allah, Resul-i Ekrem’in (asm) mü’minlere kendi nefislerinden ve arzularından daha evla ve öncelikli olduğunu, Peygamber (asm) hanımlarının da mü’minlerin anaları olduğunu haber verir. Allah, mü’minlerin akrabalarının miras hususunda birbirlerine diğer mü’minlerden ve Muhacirlerden Allah’ın Kitabı’nda daha layık olduğunu, fakat dostları olan mü’min ve muhacirlere vasiyette bulunarak iyilik yapmalarının müstesna olduğunu ve bunların kitabda yazılı olduğunu bildirir.
Allah, Resul-i Ekrem’e (asm) hitab ederek tebliğ vazifelerini yerine getirmeleri için peygamberlerden sağlam sözlerini aldığını hatırlatır ve onlar gibi Resul-i Ekrem’in (asm) kendisinden ve Hz. Nuh (as), Hz. İbrahim (as), Hz. Musa (as) ve Hz. Meryem’in (rah) oğlu Hz. İsa’dan (as) da vazifelerini yerine getireceklerine dair pek sağlam bir söz aldığını bildirir.
Allah bu hususu bize şöyle haber verir: “Hani (tebliğ vazîfelerini yerine getirmeleri için) o peygamberlerden de sağlam sözlerini almıştık; senden de ve Nûh, İbrâhîm, Mûsâ ve Meryemoğlu Îsâ’dan da. Ve onlardan pek sağlam bir söz aldık. (Ahzab, 7)”
Allahım, bizi ve neslimizi tebliğ vazifesini hakkıyla yerine getirenlerden eyle.. Âmin..

11 Nisan 2017 Salı

Peygamber, mü’minlere kendi nefislerinden daha evlâdır

Ey insan! Allah, edinilen evladlıkları kendi babalarına nisbet ederek çağrılmasını ve bunun Allah katında daha doğru olduğunu bildirir. Allah, ayrıca evladlıkların babalarının bilinmemesi halinde ise onların din kardeşleri ve dostları olduğunu ve ona göre muamele edilmesini haber verir. Allah, kasıdsız olarak yapılan hatalarda kendilerine bir günah olmadığını, lakin kalblerinin kasdettiği, bilerek işledikleri hatalarda günah olduğunu, Kendisinin ise tevbe ve istiğfar edenler, kasden hata işlemeyenler için ise çok bağışlayan Gafur ve çok merhamet eden Rahim olduğunu bildirir.
Allah, Resul-i Ekrem’in (asm) mü’minlere kendi nefislerinden ve menfaatlerinden daha evla ve öncelikli olduğunu, Peygamberin (asm) hanımlarının da mü’minlerin anaları olduğunu haber verir. Allah, Allah’ın Kitabı’nda akrabaların birbirlerine miras hususunda diğer mü’minlerden ve hicret ederek yanlarına gelen Muhacirlerden daha layık olduğunu, ancak bu hükme rağmen mü’min ve muhacir dostlarına iyilik olarak yapacakları vasiyetin müstesna olduğunu ve bu hükümlerin Allah’ın Kitabı Kur’an’da yazılı olduğunu bildirir.
Allah bu hususu bize şöyle haber verir: “Peygamber, mü’minlere kendi nefislerinden daha evlâdır; zevceleri de onların analarıdır. Akrabâlar ise, Allah’ın Kitâbı’nda birbirlerine (mîras husûsunda, diğer) mü’minlerden ve Muhâcirlerden daha lâyıktırlar; ancak dostlarınıza bir iyilik (vasiyet) yapmanız müstesnâ. Bunlar kitabda yazılmıştır. (Ahzab, 6)”
Allahım, bizi ve neslimizi Peygamberi (asm) nefislerinden evla ve ala tutan, Kitaba tabi olanlardan eyle.. Âmin..

Bu, Allah katında daha doğrudur

Ey insan! Allah, sevginin yalnız Kendisine ve Kendisi için olduğunu bildirmek için bir adamın içinde iki kalb kılmadığını haber verir. Allah, ayrıca hanımlarının bazı azalarını analarına benzeterek kendilerine zıhar yaptıkları zevcelerini anaları saymadığını, edindikleri evladlıklarını da kendilerine öz oğulları gibi kılmadığını bildirir. Allah, onların bu iddialarının kendi ağızlarındaki sözleri olduğunu, Kendisinin ise hakkı söylediğini ve onları doğru yola hidayet ettiğini bildirir.
Evladlıklarının öz oğulları gibi olmadığını bildiren Allah, onları çağırırken onları kendi öz babalarına nisbet ederek çağrılmasını haber verir ve bunun Allah katında daha doğru olduğunu bildirir. Allah, evlatlık edinilen çocukların babalarının bilinmemesi halinde onların din kardeşleri ve dostları olduğunu haber verir. Allah, ayrıca buna rağmen kasıdsız olarak hakkında hata ettikleri hususlarda kendileri için bir günah olmadığını, fakat kalblerinin kasdettiği kasıtlı hatalarda günah olduğunu, tevbe ve istiğfar etmeleri halinde ise Allah’ın çok bağışlayan Gafur ve çok merhamet eden Rahim olduğunu bildirir.
Allah bu hususu bize şöyle haber verir: “Onları (evlâdlıklarınızı kendi) babalarına nisbet ederek çağırın! Bu, Allah katında daha doğrudur. Şâyet babalarını bilmiyorsanız, o takdirde (bilin ki onlar) sizin din kardeşleriniz ve dostlarınızdır. Bununla berâber, hakkında hatâ ettiğiniz şey husûsunda size bir günah yoktur. Fakat kalblerinizin kasdettiğinde (günah) vardır. Çünki Allah, Gafûr (çok bağışlayan)dır, Rahîm (çok merhamet eden)dir. (Ahzab, 5)”
Allahım, bizi ve neslimizi âyetlerine tabi olup mağfiret ve merhamet ettiğin kullarından eyle.. Âmin..

10 Nisan 2017 Pazartesi

Bunlar sizin ağızlarınızdaki sözünüzdür

Ey insan! Vahyedilene tabi olmasını Resul-i Ekrem’e (asm) bildiren Allah, işlerini hakkıyla nihayete erdirmek için vekil olarak Allah’ın yeteceğini ve yalnız Allah’a tevekkül etmesini bildirir.
Allah, her bir adamın sinesinde, içinde iki kalb kılmayıp yalnız bir kalb kıldığını haber verir. Ayrıca Allah, hanımlarının bazı azalarını annelerine benzeterek zıhar yapıp kendilerine haram kıldıkları zevcelerini anaları saymadığını bildirir. Allah, ayrıca kendi neslinden olmayıp evlad edindikleri erkek çocukları öz oğulları gibi de kılmadığını haber verir. Allah, Allah’dan başkasını da sevmek, zıhar ve evladlık iddialarının onların ağızlarındaki sözleri olduğunu buyurur. Allah, onlar gibi batılı söyleyip dalalete sevk etmediğini, hakkı söyleyip doğru yola hidayet ettiğini bildirir.
Allah bu hususu bize şöyle haber verir: “Allah, bir adamın içinde iki kalb kılmadı. Ve kendilerine zıhâr yaptığınız zevcelerinizi, analarınız saymadı. Evlâdlıklarınızı da öz oğullarınız (gibi) kılmadı. Bunlar sizin ağızlarınızdaki sözünüzdür. Hâlbuki Allah, hakkı söyler ve doğru yola O hidâyet eder. (Ahzab, 4)”
Allahım, bizi ve neslimizi Seni seven, hakka tabi olan ve doğru yola hidayet ettiğin kimselerden eyle.. Âmin..

O hâlde Allah’a tevekkül et!

Ey insan! Kâfirlere ve münafıklara tabi olmamasını ve Allah’dan sakınmasını Resul-i Ekrem’e (asm) bildiren Allah, Rabbinden kendisine vahyedilene tabi olmasını, dünya ve ahiret namına ne yaparlarsa Allah’ın hakkıyla haberdar olduğunu bildirir.
Ne yaparlarsa hakkıyla haberdar olduğunu bildiren Allah, bu sebeble de sebeplere riayet ettikten sonra neticesini razı olarak Allah’tan beklemek şartıyla Allah’a tevekkül etmesini Resul-i Ekrem’e (asm) haber verir. Allah, Kendisine tevekkül ettiğinde işlerini ve niyetlerini hakkıyla nihayete ulaştıracak vekil olarak Allah’ın yeteceğini bildirir.
Allah bu hususu bize şöyle haber verir: “O hâlde Allah’a tevekkül et! Çünki vekîl olarak Allah yeter! (Ahzab, 3)”
Allahım, bizi ve neslimizi Sana tevekkül edip vekil olarak Seni bilenlerden eyle.. Âmin..

9 Nisan 2017 Pazar

Rabbinden sana vahyedilene tâbi‘ ol

Ey insan! Resul-i Ekrem’e (asm) hitab eden Allah, yalnız Kendisinden sakınmasını, kâfirlere ve münafıklara ise kesinlikle itaat etmemesini, bundan da haber olduğunu bildirmek için herşeyi hakkıyla Alim ve her işi hikmetli olan Hakim olduğunu haber verir.
Resul-i Ekrem’e (asm) kâfirlere ve münafıklara itaat etmemesini haber veren Allah, ancak Kendisini şefkatle terbiye eden Rabbinden kendisine vahyedilene tabi olmasını buyurur. Allah, ayrıca ne yaparlarsa ondan da şübhesiz hakkıyla haberdar olduğunu bildirir.
Allah bu hususu bize şöyle haber verir: “Ve Rabbinden sana vahyedilene tâbi‘ ol! Şübhesiz ki Allah, ne yaparsanız hakkıyla haberdardır. (Ahzab, 2)”
Allahım, bizi ve neslimizi Resul-i Ekrem’e vahyedilene tabi olanlardan eyle.. Âmin..

Allah’dan sakın; kâfirlere ve münâfıklara itâat etme

Ey insan! Kur’an-ı Kerim’in 33. suresi olan Ahzab Suresi, Peygambere (asm) ve Müslümanlara Allah’dan sakınıp kafir ve münafıklara itaat etmemelerini, vahyedilene tabi olmalarını, tevekkül etmelerini, zıhar yapmamalarını, evladlıkların öz evlad olmadığını, aile hayatı ile ilgili hükümleri, tesettürü haber verir. Allah, ayrıca surede Allah’ı zikir ve tesbih etmelerini, Resul-i Ekrem’e (asm) salat ve selam edilmesinin lüzumunu, insanın mesuliyetini bildirir.
Allah, Resul-i Ekrem’e (asm) hitab ederek Allah’dan sakınmasını, kâfirlere ve münafıklara asla itaat etmemesini buyurur. Allah, herşeyi hakkıyla bilen Alim ve her işi hikmetli Hakim olduğunda şübhe olmadığını bildirir.
Allah bu hususu bize şöyle haber verir: “Ey Peygamber! Allah’dan sakın; kâfirlere ve münâfıklara itâat etme! Şübhe yok ki Allah, Alîm (herşeyi hakkıyla bilen)dir, Hakîm (her işi hikmetli olan)dır. (Ahzab, 1)”
Allahım, bizi ve neslimizi Senden sakınıp kafir ve münafıklara itaat etmeyenlerden eyle.. Âmin..

 

8 Nisan 2017 Cumartesi

Müslümanlara ittihadı gösteren sure, Ahzab Suresi

Ey insan! Ahzab Suresi, Kur’an’ın 33. suresi olup 90. sure olarak Mekke devrinde 73 ayet olarak nazil olmuştur.
Sure ismini hizbler, topluluklar, gruplar manasına gelen ve Müslümanlara karşı Arab kabilelerinin birleşmesinden alır.
Allah surede; vahyedilene tabi olmayı, herkeste tek kalbin olduğunu, zıhar yapmanın ve evlad edilenlerin öz evlad olmağını, Hendek Savaşındaki mü’min ve münafıkların tavırlarını, Allah’ın mü’minlere inayetini, Resul-i Ekrem’in (asm) aile hayatı ve hanımlarıyla ilgili hükümleri, tesettürün farz oluşunu, ailevi münasebetleri, Allah’ı zikir ve tesbihin ehemmiyeti, Peygambere (asm) salat ve selamın lüzumu, insanın mesuliyetini haber verir.

Allahım, bizi ve neslimizi Ahzab Suresinden murad mana ve fazilete ve rızana mazhar eyle.. Âmin..
 

Rablerinin gönderdiklerini hakkıyla teblîğ ettiklerini ortaya çıkarsın

Ey insan! Gaybına hakkıyla kimseyi haberdar etmediğini bildiren Allah, ancak peygamberlerinden gaybından bir kısmını bildirmeye razı olduğu kimselerin müstesna olduğunu, o peygamberlerin önünden ve arkasından gözetleyici melekler gönderenin Allah olduğunu bildirir.
Gaybından bir kısmını bildirdiği peygamberlerin önünden ve arkasından melekler gönderen Allah, böylece o peygamberlerin, Rablerinin kendilerine gönderdiklerini kullarına hakkıyla tebliğ ettiğine şahid olup kıyamet günü ortaya çıkarmak istediğini, Allah’ın onların yanında bulunan her şeyi ilmi ve kudreti ile kuşattığını ve hiçbir şeyi atlamadan herşeyi bir bir kaydettiğini bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Tâ ki (o peygamberlerin), Rablerinin gönderdiklerini hakkıyla teblîğ ettiklerini ortaya çıkarsın; çünki Allah, onların yanında bulunan (her)şeyi (ilmi ile) kuşatmış ve herşeyi bir bir kaydetmiştir. (Cin, 28)”
Allahım, bizi ve neslimizi âyetlerini hakkıyla tebliğ eden kullarından eyle.. Âmin..

7 Nisan 2017 Cuma

Peygamberden râzı olduğu kimseler müstesnadır

Ey insan! Allah, bütün gaybı hakkıyla bilenin Allah olduğunu, ayrıca ancak Kendisinin bildiği gaybına hiç kimseyi hakkıyla muttali kılmadığını bildirir.
Gaybına kimseyi hakkıyla haberdar kılmayacağını bildiren Allah, ancak peygamberlerinden gaybından bir kısmına muttali olmasına razı olduğu kimselerin müstesna olduğunu, bunun da sebebinin Allah’ın, gaybı bildirdiği o peygamberin önünden ve arkasından gözetleyici melekler gönderdiğini bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Ancak peygamber(lerin)den (gaybın bir kısmını bildirmeye) râzı olduğu kimseler müstesnadır; çünki O (Allah), onun (o peygamberin) önünden ve arkasından gözetleyici (melek)ler gönderir. (Cin, 27)”
Allahım, bizi ve neslimizi razı olduğun kullarından eyle.. Âmin..

Gaybı hakkıyla bilen Allah'dır

Ey insan! Resul-i Ekrem’e (asm) hitab eden Allah, Allah ve Resulüne (asm) isyan edenlere, tehdid olundukları azabın yakın mı, yoksa Rabbinin o azabın gelmesine uzun bir süre mi tayin ettiğini bilmediğini söylemesini buyurur.
Resul-i Ekrem’e (asm), isyan edenlerin tehdid olundukları azabın yakın mı uzak mı olduğunu bilmediğini söylemesini emreden Allah, bütün gaybı hakkıyla bilenin Allah olduğunu, ayrıca ancak Kendisinin gaybına hiç kimseyi muttali kılmayacağını bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “(Bütün) gaybı hakkıyla bilen (O’)dur; hem gaybına hiç kimseyi muttali‘ kılmaz. (Cin, 26)”
Allahım, bizi ve neslimizi gaybına hürmetli olan kullarından eyle.. Âmin..

6 Nisan 2017 Perşembe

Tehdîd olunageldiğiniz yakın mıdır, uzak mıdır bilmiyorum

Ey insan! Allah, Allah’ın verdiği imkân ve çokluklarına güvenerek Allah’a ve Resulüne (asm) isyan edenlerin, nihayet tehdid olundukları Cehennem azabını gördüklerinde, kimin yardımcı bakımından güçsüz ve sayıca daha az olduğunu göreceklerini bildirir.
Allah, Resul-i Ekrem’e (asm) hitab ederek Allah ve Resulüne (asm) isyan etmelerinin cezası olarak tehdid olunageldikleri o azabın gelmesinin yakın olup olmadığını veya şefkatle terbiye eden Rabbinin o azabın gelmesine uzun bir süre mi tayin ettiğini bilmediğini söylemesini buyurur.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “(Ey Resûlüm!) De ki: “Tehdîd olunageldiğiniz (o azab) bilmiyorum yakın mıdır, yoksa Rabbim ona uzun bir süre mi ta‘yîn eder?” (Cin, 25)”
Allahım, bizi ve neslimizi Cehennem azabından muhafaza eyle.. Âmin..

Tehdîd olunup durduklarını gördükleri zaman

Ey insan! Resul-i Ekrem’e (asm) hitab eden Allah, kendisinin yapabileceğinin ancak Allah’dan haber vermek ve Allah’ın gönderdiklerinden bir tebliğ olduğunu söylemesini buyurur. Allah, Peygamber (asm) hakkı tebliğ ettiği halde Allah’a ve Resulüne (asm) isyan eden için Cehennem ateşi olduğunu ve orada ebedî olarak kalıcı olduklarını bildirir.
Allah, Allah’ın verdiği güce ve çokluklarına güvenerek Allah ve Resulüne (asm) isyan edenlerin, hayat ve ölümden sonra kıyamet günü isyan etmelerine karşılık tehdid olunup durdukları Cehennem azabını gördükleri zaman, kimin yardımcı bakımından daha güçsüz ve sayıca daha az olduğunu göreceklerini ve bilecekleri bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Nihâyet tehdîd olunup durdukları (Cehennem azâbı)nı gördükleri zaman, artık kimin yardımcı bakımından daha güçsüz ve sayıca daha az olduğunu bileceklerdir! (Cin, 24)”
Allahım, bizi ve neslimizi Cehennemden ve Cehennemi gerektiren amellerden muhafaza eyle.. Âmin..

5 Nisan 2017 Çarşamba

Allah ve Resûlüne isyan eden için Cehennem ateşi vardır

Ey insan! Resul-i Ekrem’e (asm) hitab eden Allah, kendisinin Allah’a isyan etmesi halinde kendisini Allah’ın azabından hiç kimsenin kurtaramayacağını ve Allah’dan başka Allah’ın azabından sığınacak bir kimseyi de bulamayacağını söylemesini buyurur.
Allah, Resul-i Ekrem’e (asm), kendisinin Allah’dan haber vermek ve Allah’ın gönderdiklerini aynen tebliğ etmekten başka yapabileceği bir şey olmadığını söylemesini buyurur. Peygambere (asm) düşenin ancak tebliğ olduğunu bildiren Allah, o halde Allah’a ve Resulüne (asm) isyan eden kimse için Cehennem ateşi olduğunu ve isyanlarından ısrar edenlerin Cehennemde ebedî olarak kalıcı olduklarını bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “(Benim yapabileceğim) ancak Allah’dan ve O’nun gönderdiklerinden bir tebliğdir.” O hâlde kim Allah’a ve Resûlüne isyân ederse, artık şübhesiz ki ona Cehennem ateşi vardır; (ve onlar) orada ebedî olarak kalıcıdırlar. (Cin, 23)”
Allahım, bizi ve neslimizi Sana ve Resul-i Ekrem’ine (asm) itaat eden kullarından eyle.. Âmin..

O’ndan başka sığınacak bir kimseyi aslâ bulamam

Ey insan! Resul-i Ekrem’e (asm) hitab eden Allah, Allah’ın yardımı olmadan kendi başına insanlar için kesinlikle bir zarara ve bir faydaya sahib olmadığını söylemesini buyurur.
Allah, Resul-i Ekrem’e (asm), eğer kendisinin Allah’a isyan etmesi halinde kendisini Allah’ın azabından asla hiç kimsenin kurtaramayacağını ve Allah’a isyan etmekten ve O’nun azabından Allah’dan başka sığınacak bir kimseyi de asla bulamayacağını söylemesini ve ilan etmesini buyurur ve bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “De ki: “Doğrusu ben ki, (eğer O’na isyân edersem) beni Allah’(ın azâbın)dan hiç kimse aslâ kurtaramaz ve O’ndan başka sığınacak bir kimseyi aslâ bulamam! (Cin, 22)”
Allahım, bizi ve neslimizi Senden ancak Sana sığınan kullarından eyle.. Âmin..

4 Nisan 2017 Salı

Sizin için bir zarar ve faydaya sahib değilim

Ey insan! Resul-i Ekrem’e (asm) hitab eden Allah, ancak Rabbine ibadet ettiğini ve Allah’a hiç kimseyi ortak koşmadığını ilan etmesini buyurur.
Resul-i Ekrem’e (asm) hitab eden Allah, ayrıca kendi başına, insanlar için bir zarara ve bir faydaya sahib olmadığını söylemesini bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “De ki: “Şübhesiz ki ben (kendi başıma), sizin için ne bir zarara, ne de bir faydaya sâhib olabilirim. (Cin, 21)”
Allahım, bizi ve neslimizi yardımınla insanlara faydalı olan kullarından eyle.. Âmin..

Ancak Rabbime ibâdet ederim

Ey insan! Allah, Allah’ın kulu olan Resul-i Ekrem’e (asm) hitab ederek kendisinin ancak şefkatle terbiye eden Rabbine ibadet ettiğini ve Allah’a ulûhiyetinde, rububiyetinde ve icraatinde hiç kimseyi ortak koşmadığını söylemesini ve ilan etmesini buyurur.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “(Habîbim, yâ Muhammed!) De ki: “(Ben) ancak Rabbime ibâdet ederim ve O’na hiç kimseyi ortak koşmam! (Cin, 20)”
Allahım, bizi ve neslimizi ancak Sana ibadet eden ve Sana hiç kimseyi ortak koşmayanlardan eyle.. Âmin..

3 Nisan 2017 Pazartesi

Allah’ın kulu ibâdet etmek üzere namaza kalkınca

Ey insan! Allah, mescidlerin kesinlikle Allah’ın olduğunu, öyle ise oralarda Allah ile beraber başka kimselere de ibadet edilmemesini bildirir.
Allah, Allah’ın has kulu olan Resul-i Ekrem’in (asm) Allah’a ibadet etmek üzere namaza kalktığında okuduğu Kur’ân’ı dinleyen cin topluluğunun, Resul-i Ekrem’in (asm) etrafında nerede ise keçe gibi sımsıkı birbirlerine geçecek şekilde Kur’ân dinlemeye üşüştüklerini bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Şu da muhakkak ki, Allah’ın kulu (o peygamber) O’na ibâdet etmek üzere (namaza) kalkınca, (okuduğu Kur’ân’ı dinlemekte olan cinler) nerede ise onun etrâfında keçe gibi birbirlerine geçeceklerdi (öyle üşüştüler). (Cin, 19)”
Allahım, bizi ve neslimizi razı olduğun şekilde namazı kılan ve Kur’ân’ı okuyan kullarından eyle.. Âmin..

Şübhesiz ki mescidler Allah’ındır

Ey insan! Allah, hak yol olan İslam üzere dosdoğru gidenleri bol su vererek rızıklarını bollaştırmakla onları imtihan edeceğini, böylece bolluk içinde şımarıp Rabbisinin zikri olan Kur’ân’dan yüz çevirenleri çetin bir azaba sokacağını bildirir.
Allah, mescidlerin Allah’ın olduğunu, oraların yalnız Allah’a ibadet etmek için olduğunu, o halde oralarda Allah ile beraber başka kimselere de ibadet etmemelerini bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Şübhesiz ki mescidler Allah’ındır; o hâlde (oralarda) Allah ile berâber hiç kimseye ibâdet etmeyin! (Cin, 18)”
Allahım, bizi ve neslimizi Senin olan mescidlerinde ve her zaman yalnız Sana ibadet eden kullarından eyle.. Âmin..

2 Nisan 2017 Pazar

Tâ ki onları, o bolluk içinde imtihân edelim

Ey insan! Resul-i Ekrem’e (asm) hitab eden Allah, hak yoldan sapan kâfirlerin hak yol olan İslam üzere dosdoğru gitmeleri halinde, onlara bol su vererek rızıklarını bollaştıracaklarını haber verir.
Allah, hak yol olan İslam üzere dosdoğru gidenlere bol su vererek rızıklarını bollaştırmakla onları o bolluk içinde imtihan etmeyi murad ettiğini haber verir. Allah, böylece o bolluk içinde şımarıp şefkatle terbiye eden Rabbisinin zikri olan Kur’ân’dan ve hükmünden yüz çeviren kimseyi çetin bir azaba sokacağını bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Tâ ki onları, onda (o bolluk içinde) imtihân edelim. Artık kim Rabbisinin zikrinden (Kur’ân’dan) yüz çevirirse, (Rabbi de) onu çetin bir azâba sokar! (Cin, 17)”
Allahım, bizi ve neslimizi bolluk içinde dahi zikrin olan Kur’ân’dan yüz çevirenlerden eyleme.. Âmin..

Kâfirler İslam yolunda dosdoğru gitselerdi

Ey insan! Allah, hidayet olan Kur’ân’a iman eden, kendilerinden hakka teslim olup Müslüman olanlar ve hak yoldan sapanlar olduğunu söyleyen bir cin topluluğunun, Müslüman olmayıp hak yoldan sapanların, artık Cehenneme odun olmuş olduklarını söylediklerini bildirir.
Resul-i Ekrem’e (asm) hitab eden Allah, eğer hak yoldan sapan kâfirlerin hak yol olan İslam’da dosdoğru gitselerdi, onları imtihan etmek üzere onlara bol su vererek rızıklarını bollaştıracaklarını bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “(Ey Habîbim!) Eğer (o kâfirler) o yolda (İslâm yolunda) dosdoğru gitselerdi, elbette onlara bol su verirdik (rızıklarını bollaştırırdık). (Cin, 16)”
Allahım, bizi ve neslimizi imtihanı kaybedenlerden eyleme.. Âmin..

1 Nisan 2017 Cumartesi

Sapanlar, artık Cehenneme odun olmuşlardır

Ey insan! Allah, Kur’ân’a iman eden cin topluluğunun, kendilerinden hakka teslim olan Müslümanlar olduğu gibi içlerinden hak yoldan sapan, Müslüman olmayanlar da olduğunu, fakat Müslüman olanların doğru yolu aramış olduklarını söylediklerini bildirir.
Allah, cinlerden iman eden topluluğun, hakka teslim olmayarak hak yoldan sapıp Müslüman olmayanların, amellerinin karşılığı olarak artık Cehenneme odun olmuş olduklarını söylediklerini bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “(Hak yoldan) sapanlara gelince, artık (onlar) Cehenneme odun olmuşlardır! (Cin, 15)”
Allahım, bizi ve neslimizi hak yoldan sapanlardan eyleme.. Âmin..

Bizden Müslüman olanlar da var, sapanlar da

Ey insan! Allah, Resul-i Ekrem (asm) Kur’ân okurken dinleyen bir cin topluluğunun hidayet olan Kur’ân’ı dinleyince ona iman ettiklerini, Rabbisine iman eden kimsenin, artık alacağı sevabda bir noksanlıktan ve bir haksızlığa uğramaktan korkmayacaklarını söylediklerini bildirir.
Allah, hidayet olan Kur’ân’a iman eden cin topluluğunun kendilerinden hakka teslim olan Müslüman olanlar olduğu gibi içlerinden hak yoldan sapan Müslüman olmayanlar da olduğunu, Müslüman olan kimselerin doğru yolu aramış olduklarını söylediklerini bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Doğrusu biz ki, bizden Müslüman olanlar da var ve içimizden (hak yoldan) sapanlar da var. Fakat kim Müslüman olursa, işte onlar doğru yolu aramışlardır. (Cin, 14)”
Allahım, bizi ve neslimizi Müslüman olup hakka tabi olanlardan eyle.. Âmin..