Ey insan! Yemyeşil Naim Cennetlerinde mücevherlerle işlenmiş tahtlar üzerinde karşılıklı kurup dünya maceralarını seyrederken etrafında genç hizmetçiler etrafında dolaşıp dururlar. Ellerinde pınardan daima dolan testiler, ibrikler ve kadehler vardır. Sanki pınar testilerin, ibriklerin ve kadehlerin içindedir. Sana sunarlar şarabı.
Cennet şarabından kana kana içersin de ondan ne başın ağrır, ne de sarhoş olursun. Dünyadaki şarablar hem baş ağrıtır hem de sarhoş ederken burada baş ağrıtmayan, sarhoş etmeyen şarablarla zevk ü sefa edersin. Bu nimetlere ancak sabikunlar ulaşırlar.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Ondan (o şarabdan) ne başları ağrıtılır, ne de sarhoş olurlar! (Vakıa, 19)"
Allahım, bizi ve neslimizi sabikundan eyle.. Âmin..
Cennet şarabından kana kana içersin de ondan ne başın ağrır, ne de sarhoş olursun. Dünyadaki şarablar hem baş ağrıtır hem de sarhoş ederken burada baş ağrıtmayan, sarhoş etmeyen şarablarla zevk ü sefa edersin. Bu nimetlere ancak sabikunlar ulaşırlar.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Ondan (o şarabdan) ne başları ağrıtılır, ne de sarhoş olurlar! (Vakıa, 19)"
Allahım, bizi ve neslimizi sabikundan eyle.. Âmin..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder