31 Temmuz 2013 Çarşamba

Nur birtakım evlerdedir

Ey insan! Kâinatı aydınlatan iman ve Kur'ân nuru, birtakım evlerdedir. O evlerde ve mescidlerde bulunan insanlar Allah'ın nuruyla nurlanır. Bu nur onların kıymetlerinin yükseltilmesine vesiledir. Allah bu evlerde isminin anılmasına ve kâinattaki tecellilerinin mütalaasına imkân ve izin vermiştir.
Bu evlerde tesbihatlarla Allah sabah akşam tesbih edilir. İmansızlık hastalığının yaygınlaştığı bu son asırda bu evlere girenler iman selametine ulaşır. Bu evler bir Nur Evi'dir. İmansızlık hastalığı Allah'ın izniyle bunlara bulaşamaz.
Bu latif hususları Allah bize şu âyetle haber verir: "(Bu kandil, bu nûr) birtakım evlerde (mescidlerde)dir ki Allah, onların (kıymetlerinin) yükseltilmesine ve içlerinde isminin anılmasına izin vermiştir; buralarda (bu evlerde) sabah akşam O’nu tesbîh eder(ler). (Nur, 36)"
Allahım, bizi ve neslimizi isminin anıldığı evlerde daim eyle.. Bizim evlerimizi de bu evler zümresine dahil eyle.. Âmin..

Kâinatı aydınlatan nur

Gökleri ve yeri nice hikmetlerle yaratan Allah, nuruyla hayatlandırmıştır. O nur ile şuur ehli kâinatı mütalaa eder. İman ve tevhid nuru kâinatı kuşatmıştır. 
Allah'ın nurunun bir misali de iman ve Kur'ân hakikatlerinin anlaşılması için kesin deliller getiren Risale-i Nur'dur. O nur ki inciden bir yıldız misali bir cam içindeki lamba bulunan bir kandildir. İnsanlık âlemini, kalb âlemlerini aydınlatır ki Allah'ın nurunun gökleri ve yeri aydınlattığını gösterir. Herşey abesiyetten ve tesadüf oyuncaklığından kurtulur.
Daha bunlar gibi çok hususları Allah bize Nur âyetiyle haber verir: "Allah, göklerin ve yerin Nûr’udur. O’nun nûrunun misâli, içinde lâmba bulunan bir kandillik gibidir. O lâmba bir cam içindedir. O cam da, sanki inciden bir yıldızdır; bu lâmba, ne doğuya ne de batıya nisbeti olmayan mübârek bir ağaçtan, zeytin ağacından (çıkan yağdan) yakılır; onun yağı, nerede ise kendisine ateş değmese bile ışık verecek! Nûr üstüne nûrdur. Allah, dilediği kimseyi nûruna hidâyet eder. İşte Allah, insanlara böyle misâller getirir. Çünki Allah, herşeyi hakkıyla bilendir. (Nur, 35)"
Allahım, bizi ve neslimizi daima nuruna hidayet eyle.. Âmin..

Kadir gecesini ihya eden

Ey insan! Sen hata yapmaya müsaid olarak yaratılmışsın. Hataya düşmemek için aklına yardım için peygamberler, kitablar göndermiştir. Bunlara rağmen insanın zayıf noktası olan nefsi şeytanın adımlarını takib edebilmektedir.
Ahirzamanda bu takib daha da ziyadeleşmiş ve umumîleşmiştir. İnsanlar günah denizinde yüzmektedirler. O deniz ki hem emre itaatsizlik hem de nehye meyil günahlarıyla doludur. Namaz kılın, oruç tutun, zekat verin, yetime sahib çıkın, iyilik yapın emirlerini dinleyenler çok azalmış; içki içmeyin, zina etmeyin, kumar oynamayın, faiz yemeyin, adam öldürmeyin nehiy ve yasaklardan uzak duranlar da azalmıştır.
İşte günah denizinde yüzen insanlara temizlenmek ve mağfiret için Allah nice geceler ve günler ihsan etmiştir. O gecelerden en mühimmi Kadir gecesidir ki ihya edenin ihya olduğunu Peygamberimiz (asm) bize şöyle haber verir: "Kadir gecesini, kim sevâbına inanıp onu kazanmak ümidiyle ihyâ ederse, geçmiş günahları affedilir. (Buhârî)"
Allahım, bizi ve neslimizi günah denizinde boğdurma, Kadir gecesini hakkıyla ifa ve ihya etmeyi bize nasib eyle.. Âmin..

Helal ve temiz olanı yiyin

Ey insan! Allah dünyayı öyle yaratmış ki iyi ile kötüyü, güzelle çirkini, temizle pisi karıştırıp imtihan meydanı eylemiş. Hamurunda bütün zıdları toplamış. Temiz ve güzellerini seçmemiz için de peygamberleri göndermiştir.
Şeytan ise mükerrem olan insanı kirletebilmek için pis olanlarını tercih etmesi noktasında insanın nefsini kandırmaya çalışmaktadır. Allah şeytanın bu adımlarına karşı bizleri uyarmaktadır. Ta ki helal ve temiz olanlarını tercih edelim.
Bu hususu Allah bize şu âyetle haber verir: "Ey insanlar! Yeryüzünde bulunanlardan helâl ve temiz olanları(nı) yiyin ve şeytanın adımlarına tâbi‘ olmayın! Çünki o, size apaçık bir düşmandır. (Bakara, 168)"
Allahım, bizi ve neslimizi daima helal ve temiz olanları tercih etmemizi ve şeytanın adımlarına tabi olmamamızı nasib eyle.. Âmin..

30 Temmuz 2013 Salı

Kur'ân'ın ilk hocası ve talebeleri

Ey insan! Hak ile batılı birbirinden ayıran, hidayete çağıran kitabı Allah sana ihsan eylemiştir. Bu Kur'ân'ı hakkıyla anlayabilmek elbette senin fevkindedir. Bizi bizden daha iyi bilen Allah, yine sana rahmetinden âlemlere rahmet olan Peygamber Efendimizin (asm) eliyle bize bu Kur'ân'ı göndermiş, O'nun lisanıyla ve tefsiriyle bize ders vermiştir.
Peygamberlerin varisleri olan âlimler de hocaları olan Peygamber Efendimizden (asm) ders aldığı gibi insanların ve asrın anlayışına sunmuştur.
Sahabeden sonra İmam Azamlar, İmam Şafiiler, İmam Malikiler, İmam Hanbeliler, Şah-ı Nakşibendler, Abdulkadir Geylaniler, İmam Rabbaniler, İmam Gazaliler, Bediüzzaman Said Nursiler, Kur'ân'a hakkıyla talebe olmuş, talebelerine Peygamberi tarzda ders vermişlerdir.
Allahım, bizim ve neslimizin Kur'ân'dan istifadesini ziyade eyle.. Âmin..

Ramazan bir ömre bedel

Ey insan! Ramazan'ın gecelerini ibadetle gündüzlerini oruçla geçirsen elbette seksen üç senelik bir ömrün neticesini elde edebilirsin. 
Ömründe bu şekilde on Ramazan geçiren, eski ümmetlerin uzun ömürlerinde elde ettiği ibadeti, belki daha fazlasını kazanabilir. Öyle ise kıymeti bilinsin ki elden kaçmasın.
Allahım, bizim ve neslimizin bütün ömürlerinde Ramazan'ı hakkıyla eda edebilmeyi nasib eyle.. Âmin.

Nefsine taraftarı seversin

Ey insan! İnsan ne garibdir ki nefsine taraftar olan, fakat diyanetine zarar veren insanı çabuk afvediyor, bazen de muhabbet ediyor. Öyle ki nefsinin hoşuna giden şeylerde onu teşvik ediyor, pis lezzetlere karşı iştahını açıyor. Bunu yaparak yavaş yavaş da dininden uzaklaştırıyor. Sonra onu dinden uzak ve hatta karşı olarak sadece bir zerrecik iman ile bırakıyor.
Aslında böyle bir adam hangi makamda olursa olsun muhabbete değil adavete müstehaktır.
Birinci hali yaşayan çevrende nice insanlar vardır ki sırf nefsinin hoşuna giden şeyleri önüne koyanları seviyor da bilmiyor ahiretini kaybetmesine yol açıyor. Bu büyük bir hatadır.
Allah, bizi ve neslimizi böyle bir hatadan muhafaza eylesin. Âmin..

Müsaademle yiyin, için

Ey insan! Bir padişahın verdiği büyük bir ziyafette padişahın buyurun emrini bekleyen milyonların içinde bazılarının emri beklemeden yiyip içmesi nekadar insanlığa zıd ise oruç vasıtasıyla bütün nimetlerin sahibi olan Allah'ın iftar vaktinde buyurun emrini beklemeden yiyip içenler insanlığına nekadar zıd hareket ettiğini düşünmelidir. Oruç tutmayan Allah'ın emrine zıd hareket eder.
Oruç vasıtasıyla insan bilir ki ben bu nimetlere sahib değilim. Allah'ın müsaadesiyle yememe izin vardır. Bunu anlamak için şuan hastanelerde, evlerinde yiyip içemeden yatan insanları düşünmek yeterlidir.
Allahım, bizi ve neslimizi daima rızana uygun olarak oruç tutan kullarından eyle.. Âmin..

Helal keyfine kâfidir

Ey insan! Ne de keyfine düşkünsün. Sen bu dünyaya sırf keyf etmek için mi geldin? Aklın, kalbin, ruhun ve yüksek duyguların keyfi Allah'ı düşünmek, sevmek, tefekkür ve zikir etmek iken nefsin fani ve geçici keyf ve lezzetlerinin peşinde bir ömrü heba ediyorsun.
Yine de keyfini mi düşünüyorsun? Yemek, içmek ve kadına meyletmek lezzet ve keyfine mi düşkünsün? Bunların hepsin hem de keyfine yetecek şekilde Allah helal dairasinde sana sunmaktadır.
Helal dairesinde ye, iç ve nikahla helal edindiğin hanımınla helal dairesinde keyfet.  
Allah'ın sana sunduğu bu daireyi bırakıp şeytan gibi adamların içine zehir attığı lezzetlerin bulunduğu haram dairesine girme. Girersen hem dünyan hem kabrin hem de ahiretin sıkıntı ve azab içinde geçer. Buna da adın gibi emin ol.
Demek helal dairesi keyfe kâfidir, harama girmeye lüzum yoktur.
Allahım, bizi ve neslimizi daima helal dairesinde kalanlardan eyle.. Âmin..

Kur'ân okuyanın anne babası

Ey insan! Sen anne babanı seversin. Onların iyiliğini istersin. Sıkıntı çekmesinler istersin. Onların en büyük saadeti seni geride bırakırken amel defterlerini kapatmayasın. 
Anne babanın ihsanlara gark olması elbette seni memnun eder. Bazı anne babalar vardır ki evladının bir ameliyle kıyamet gününde tac ve dünyada eşini bulunmayan iki elbise giydirilir. İşte o evladların ameli Kur'ân'ı okuyup öğrenerek amel etmesidir.
Bu müjdeyi Peygamber Efendimiz (asm) bize şöyle haber verir: "Kim Kur’ân’ı okur, öğrenir ve onunla amel ederse kıyamet gününde onun ana ve babasına güneşin ışığı gibi parlak nurdan bir taç ve dünyada eşi olmayan iki hulle giydirilir. (Hâkim)"
Allahım, bizi ve neslimizi daima Kur'ân'ı okuyup öğrenerek amel edenlerden eyle.. Âmin..

Zalimler helak olacaktır

Ey insan!  Zalimler topluluğu elbet helak olacaktır. Sen zalimlerden olma. Zalimler diğer insanların hakkını haksız olarak yer, canına ve malına kasdeder. Kendilerine hesab soracak bir kuvveti bilmez ve tanımazlar.
Zalimler bilmeli ki Allah'ın azabı geldiğinde elbette onları helak edecektir. Zira küfür devam ederken zulüm asla devam etmez. Allah buna müsaade etmez.
Bu hususu Allah bize şu âyetle haber verir: "De ki: “Söyleyin bakalım! Eğer size Allah’ın azâbı ansızın veya açıkça gelirse, zâlimler topluluğundan başkası mı helâk edilir?” (En‘âm, 47)"
Allahım, bizi ve neslimizi zalimlerden eyleme.. Zalimlerin zulmünden muhafaza eyle.. Âmin..

29 Temmuz 2013 Pazartesi

En iyi empati oruç

Ey insan! Boşuna dememişler, tok açın halinden anlamaz, diye. İnsanlığın bir gereği de diğer insanların halini anlayabilmektir ki buna empati demişler. 
İnsanın diğer bir insanı anlayabilmesi için onun yaşadığını bir nebze yaşamalı ve tatmalıdır. O zaman onunla bir parelellik kurabilir.
Zengin insan, fakir insanın halini anlayabilmesi ve empati yapabilmesi için oruç tutması Allah'ın bir hediyesidir. Oruç ile zengin fakirin acınacak halini birazcık anlar ve ona yardım elini uzatır. 
Firavun gibi adamlar, fildişi kulelerinden bakarak diğer insanların kanını sömürmeyi düşünür. Bilmez ki o kule birgün başına yıkılır, servetinin içinde boğulur, gider.
Oruç tutmaktan çekinen bir insan, diğer insanları anlamak için bir gayretin içinde olmayanlardır genelde.
Öyle ise ey insan! İnsanlığın gereği diğer insanları da düşünmelisin ki bunun en mühim yolu oruçtur.

Oruç tutan mücahid

Ey insan! Ramazan'da oruç tutanlar, nefsine ve şeytanına karşı mücadele eden insanlardır. Allah'a itaat yolunda belki de en zor dönemeçlerden biridir. Hele yazın sıcağında, ağır yük ve iş altında Allah'a itaat edeceğim, nefse değil diyen mücahid ruhlu insanlar elbette Allah'ın sevgili kuludur.
Allah için oruç tutan, dilini gıybetten, iftiradan, dedikodudan alıkoyup Kur'ân okuyan, hakkı söyleyen elbette Allah'ın rızasına ulaşacaktır. Allah'ın rızasını kazanmak herşeye bedeldir.
Midesi oruç tutarken, kulağını haram dinlemekten, insanların arasını açacak şeylere kulak kabarmaktan kendini alıkoyup Kur'ân'ı dinleyen ve itaat eden, nasihati işiten elbette Allah'ın hoşnudluğuna erecektir.
Bunlar gibi midesiyle birlikte diğer azalarına da oruç tutturup Allah'ın razı olduğu şeylerle meşgul eden inşaallah Ramazan'ın ruhuna uygun hareket eder. Rahmet, mağfiret ve cehennemden azad olmaklığa mazhar ve nail olur, inşaallah..

Sizin en hayırlınız

Ey insan! "Sizin en hayırlınız Kur'ân'ı öğrenip öğretendir. (Buharî)" buyurken Peygamber Efendimiz (asm), ümmetinden olan bazı gafiller O'nun (asm) getirdiği Kur'ân'dan yüz çeviriyorlar.
Yabancı lügatından günde kırk-elli kelimeyi kısa dünya menfaati için ezberleyip ebedî hayatı için Kur'ân'ı öğrenmekten yüz çevirenleri görünce insan düşünmez ve üzülmez mi?
Allah, Kur'ân'ın her harfine on sevab verir, Cuma gününde bin, Ramazan'da binler, Kadir Gecesi'nde otuzbin sevab verirken, sadece meali okuyup bana Kur'ân yeter diyen ibadetten, takvadan uzak, dili kılıç gibi kesen insanları görmek insanı elbette müteessir eder.
Ey insan! İnsan isen seni muhatab alan Allah'ın kelamı olan Kur'ân'ı hitab ettiği şekilde oku, dinle ve anlamak için gayret göster. 
Allahım, bizi ve neslimizi Kur'ân'ı öğrenip öğretenlerden eyle.. Âmin..

Heba olan ömürler

Ey insan! Allah'ın sana verdiği ömür öyle bir sermayedir ki cennetler satın alabilirsin. Günlük yirmidört saatin bir saatiyle binler saat kazanabildiğin gibi senenin bir ayıyla binler ay ömür sevabı kazanabilirsin.
İnsanların ekserisine baktığımızda yirmidört saatin yirmiüç saatini dünyaya sarf ettiği halde bir saatini ihtiyat akçesi olarak namaza vermiyor. Senin onbir ayını keyfine göre yaşadığı halde bir ayını Allah için yaşamıyor. Malının sadece küçük bir kısmı olan kırkta birini Allah için fakir fukaraya vermiyor.
İşte böyle bir ömür heba olup gidiyor. Emanetçisine cenneti kazandıracakken cehennemi kazandırıyor.
Allahım, bizim ve neslimizin ömrünü heba etme.. Saatlerimizi ve aylarımızı senin yolunda harcamayı bize nasib eyle.. Âmin..

Malların telefinin sebebi

Ey insan! Bu kadar malı sana veren Allah, elbette senden fakir kullarına yardım etmeni ister. Zira Allah o fakirlerin ihtiyacını senin malın içinde gönderir ki fakirle aranda bir muhabbet hasıl olsun. Sen ihsanınla sevab kazanasın, fakir de duasıyla sana meded versin. Zenginliğin devam etsin. 
Zekâtın verilmesi, mal için Allah'a karşı bir şükürdür. Bu şükür yapılmazsa nankörlük neticesinde malların telef olur. Malıyla toprağa batan Karun'u duymadın mı? Ya Salebe'nin akıbeti ne oldu, bilmedin mi?
İşte bu hususu Peygamber Efendimiz (asm) bize şöyle haber verir: "Zekâtın verilmemesi, karada ve denizde malların telefine sebep olur. (Taberânî)"
Allahım, bizi ve neslimizi daima zekât veren kullarından eyle.. Âmin..

Allah'ın nimetlerini hatırlayın

Ey insan! İnsan olmakla büyük bir nimete ermişsin. Allah akıl vermiş, nice nimetlere gark olmuşsun. Kalb ile nimetlere şükre ulaşmışsın.
Allah'ın sana olan nimetlerini saymakla bitiremezsin. Öyle ise sana düşen Allah'ın nimetlerini hatırlamak, ondan da nimeti sana veren Allah'a ulaşmaktır. Bu da senin kurtuluş reçetendir.
Bu hususu Allah bize şu âyetle haber verir: "Allah’ın ni‘metlerini hatırlayın; tâ ki kurtuluşa eresiniz. (A‘râf, 69)"
Allahım, bizi ve neslimizi daima nimetlerini hatırlayan ve sana şükreden eyle.. Âmin..

28 Temmuz 2013 Pazar

Ümmetin yürüyeceği cadde

Ey insan! Büyük ümmet ancak geniş dairede yürüyebilir. Öyle ise ümmeti o geniş caddeye sevket. 
Bazı adamlar görürsün, onlar ümmeti dar yollara sokmak isterler. Bilmezler ki büyük ümmet dar caddede yürüyemez. Yürürse de hak caddeden çıkabilir.
Ümmetin geniş caddesi ehl-i sünnet ve'l-cemaatin takib ettiği Nebevî caddedir.
Allahım, Peygamberimizin ümmetinin imanını selamete erdir.. Âmin..

Sen hakkı yaz

Ey insan! Sen hakkı yaz. Hak isterse yazdığın hak ve hakikatler Allah'ın izniyle bir kalbde, bir dimağda, bir ruhta kök salar da onun imanının kurtulmasına hizmet eder. Dilerse Allah elbet olur.
İmanın bir derece inkişaf etmesi ve genişlemesi dünyalara bedeldir. İman tohumları ekildikçe yeşerecek kalbleri Allah yaratacaktır. 
Öyle ise ey ehl-i hak! Hakkı neşretmek ve yaymak için kendinizi bir vesile bilin ve bütün kalblere iman tohumları ekmeye gayret edin.
Allahım, bizi ve neslimizi iman ve Kur'ân hakikatlerine hizmetkâr eyle.. Nurlara hakiki talebe eyle.. Âmin..

Açıklayıcı âyetler ve nasihat

Ey insan! Allah öyle bir kitab indirdi ki insanlar için hallerini kendilerine açıklayıcı âyetler ve deliller indirdi. Bu delil ve âyetlerle Allah hükümleri açıklar, hududları belirler, insanı haramlardan sakındırır. 
Geçen nesillerin misallerini getirir ki insanlar ibret alsınlar. Firavun zulmüyle abad olmadı, aksine berbad ve helak oldu. İnkârında ısrar edenler felah değil helaka koştular. Nifak için çalışanlar cehennemin alevlerine kavuştular. İşte onların bu misalleri insanları isyandan, inkârdan ve nifaktan kurtarmak içindir.
Nasihat herkese yapılmaz, yapılsa da hisse almaz. Kur'ân takva sahibleri için bir nasihat kitabıdır. Aldıkları nasihat ile takvada kemale ererler.
Bütün bu hususları Allah bize şu âyetle haber verir: "And olsun ki, (biz) size açıklayıcı âyetler, hem sizden önce gelip geçenlerden bir misâl ve takvâ sâhibleri için bir nasîhat indirdik. (Nur, 34)"
Allahım, bizi ve neslimizi Kur'ân'ın âyetlerini anlayan, getirdiği misallerin hakikatlerine ulaşan ve nasihatlerini dinleyen kullarından eyle.. Âmin..

Cariyelerinizi fuhşa zorlamayın

Ey insan! Allah bekârların evlenmesini ister ki namusunu daha kolay koruyabilsin. Evlenenlere de lütfuyla zenginlik vereceğini vaad eder. Buna rağmen evlenmeyen imkânı olmayanlar, Allah'ın lütfunu beklesin ve ifftini de korusun.
Elinde cariye varsa onlardan hür olmak isteyenlere de kendilerinde bir hayır varsa onlara mal vererek bırakın.
Elinizde kalan cariyeleri de sermaye gibi görerek geçici dünya menfaati için fuhşa zorlamayı Allah yasaklar. Yine de böyle yaparsanlara Allah'ın azabı, fuhşa zorlananlara mağfireti vardır.
İşte bu hususları Allah bize şu âyetle haber verir: "Evlenme(ye imkân) bulamayanlar, Allah kendilerini lütfundan zenginleştirinceye kadar iffetlerini korusun(lar)!
Sâhib olduğunuz kölelerinizden (ve câriyelerinizden) mükâtebe (hür kalmak için yazılı sözleşme) yapmak isteyenlerle, eğer kendilerinde bir hayır bilmiş iseniz onlarla artık mükâtebe yapın! Allah’ın size verdiği maldan, (siz de) onlara verin!
Dünya hayâtının geçici menfaatini elde etmek için, iffetli kalmak isteyen câriyelerinizi fuhşa zorlamayın!(2) Kim onları (fuhşa) zorlarsa, artık şübhesiz ki Allah, onların zorlanmalarından sonra, (o câriyelere karşı) çok mağfiret edendir, çok merhamet edendir.
(Nur, 33)"

Kadir gecesinin zamanı

Allah veli kullarını insanlar içinde, icabet saatini Cuma gününde sakladığı gibi Kadir gecesini de Ramazan'da gizlemiştir. Kadir gecesi öyle bir gecedir ki Allah bir hidayet olan Kur'ân'ı Kadir gecesinde indirmiştir. Allah yüce kelamını Ramazan'da Kadir gecesinde gönderdiği için elbette çok kıymetlidir ki Allah Kadir gecesinin bin aydan daha hayırlı ve sevablı olduğunu Kadir Suresi'nde haber verir.
Peygamber Efendimiz (asm) Kadir gecesini nezaman aramamız gerektiğini şöyle haber verir: "Kadir gecesini, Ramazân’ın son on gününde arayın! (Buhârî)"
Bin aydan hayırlı Kadir gecesini yakalamak için Ramazan'ın son on gününü ve bilhassa yirmiyedinci gecesini  ibadet ve taatle geçirerek Kadir gecesini yakalamaklığı Allah'tan istemelidir.
Allahım, bize ve neslimize daima Kadir gecesini yakalamayı nasib eyle.. Âmin..

Herkes Allah'a teslim olmuştur

Ey insan! Herşey bir sebeb tahtında var olur, sebebler dairesinde ömür geçirir ve sebeble bu dünyadan göçer. Bir meyve bir ağaçtan doğar dünyaya, bir ağaç bir çekirdekten baş verir dünyaya. Bir insan bir anne babadan dünyaya gelir. 
Demek herşey Allah'ın koyduğu kanunlara isteyerek veya istemeyerek itaat eder. Yine bir başka kanuna uyarak bir başka kanunun dairesinden çıkabilir. Fakat yine boyun eğmiştir, teslim olmuştur Allah'ın kanununa.
Rızık ile besler herşeyi Allah. Rızıksız yaşayan yoktur. Kiminin rızkı hayvanat, kiminin nebatat, kiminin hava, su; kiminin ziya ve ışıktır. Herşey Allah'a neticede teslim olmuştur. Sen de istesen de istemesen de Allah'a teslimsin ve sonunda yine Allah'a döndürüleceksin ey insan.
Bu hususu Allah bize şu âyetle haber verir: "Göklerde ve yerde kim varsa, isteyerek veya istemeyerek O’na teslîm olmuştur ve ancak O’na döndürüleceklerdir. (Âl-i İmrân 83)"
Öyle ise ey insan! Müslüman Allah'a teslim olandır. Sen isteyerek Allah'a teslim olanlardan ol ve kurtul.

27 Temmuz 2013 Cumartesi

Ramazan'da yapılan harcama

Ey insan! Allah sana öyle bir ay vermiş ki sana seksen üç senelik bir ömür sevabını kazandırdığı gibi onda yapacağın helal dairesindeki harcamaların dahi Allah yolunda yapacağın harcama gibi sevab olarak değerlendirilecektir. Bu senin için bir hazinedir.
Bu hususu Peygamber Efendimiz (asm) bize şöyle haber vermektedir: "Ramazan ayında yapılan harcama, Allah yolunda yapılan harcama gibi sevaptır. (İbn Ebi’d-Dünyâ)"
Öyle ise sevab harmanı olan şu Ramazan-ı Şerif'teki harcamalarında cömerd ol ki Allah da hisseni ziyade eylesin.. Âmin..
Allahım, bizim ve neslimizin bu hadisten hissesini ziyade eyle.. Âmin..

Selam yurduna davet var

Ey insan! Doğdun, öyle bir dünyaya gözlerini açtın ki seni sadece üç gün misafir eder. Bu üç günlük misafirliğin için öyle tezyinat yapılmış ki gören gözleri hayran, tadan dilleri meftun ediyor.
Ne kadar da meftun olsun, bütün kuvvetinle bağlansan nihayetinde üç günlük bir misafirhanedir dünya.
Bu üç günlük misafirlikten ebedî selam yurdu olan cennete Allah seni davet eder. Şu misafirhane olan dünyada meftun olduğun şeyler sadece cennetteki nimetlerin bir numunesidir. Numuneye bu kadar aşık oluyorsan, elbette aslını görsen deli divane olurdun.
Bu kudsî davet hususunu Allah bize şu âyetle haber verir: "Allah, (sizleri) selâm yurduna (cennete) da‘vet eder. (Yûnus, 25)"
Ey insan! Şu fani dünya misafirhanesinde misafirhane sahibi olan Allah'ın emirlerine göre hareket et ki selam yurduna, cennete olan davete icabet etmiş olasın. Allah'ı davetine icabet et.
Allahım, bizi ve neslimizi bu davete icabet eden kullarından eyle.. Âmin.

26 Temmuz 2013 Cuma

Ey insan

"Ey insan" diye hitabım iyi bil ki ey nefsim sanadır. Bilirsin ki insanı insan eden imandır. İmanın elbette Allah'a itaati netice verir. Allah'a itaatin ise emir ve yasaklarına riayetin iledir. İbadetin ile takvaya erersin. İmanını kalbinde sabitleştirirsin.
Ey nefsim! İnsansın, nisyanın çok. Allah'ı unutma ki Allah da seni unutturmasın. Sen Allah'a zikret ki Allah da seni zikretsin. Sen Allah'a yürü ki Allah da sana koşsun.
Ey nefsim! Kusurların çok, Allah'a karşı hakkın sadece mahcubiyet, istiğfar ve şükürdür.
Ey Allahım! Bütün kusurlarımdan afvımı ve bir daha düşmemek üzere istiazemi istiyorum. Beni günahların cazibesinden muhafaza eyle.
Ey Allahım! Verdiğin hayat nimetine, insan olma nimetine, insanlık nimetine, iman nimetine, İslam nimetine, envar-ı hakaik nimetine, vereceğin tahkiki iman nimetine, verdiğin ve vereceğin bütün nimetlere hududsuz şükürler olsun.. Âmin..

Rahmet kapıları açılır

Ey insan! Şeytana aldandım dersin. Aklın olmasına rağmen şeytan seni kandırır. Peki şeytanlar bağlanınca seni kim kandırır? Seni aldatan nedir? Hala dünya hayatının sadece bir oyun olduğunu anlaman için son nefisin boğazına mı gelmeli?
Bak, Peygamber Efendimiz (asm) bu hususta ne buyuruyor:  "Ramazan ayında rahmet kapıları açılır, Cehennem kapıları kapanır, şeytanlar bağlanır. (Neseî)"
Rahmet kapıları sana bu şekilde açılmışken, cehennem kapıları kapanmışken ve şeytanlar bağlanmışken kalbini, ruhunu, izzeti ve imanını kurtarmaya bak ki Allah da sana koca bir ömürlük sevab versin ve günahlarını afvetsin. Sana daha istikametli bir hayat nasib etsin, inşaallah.
Allahım, bizi ve neslimizi Ramazan-ı Şerif'ten azami derecede istifade etmeyi nasib eyle.. Âmin..

İki kardeşinizin arasını düzeltin

Ey insan! Allah'a iman etmekle Allah sana milyarlar kardeş vermiş. Bunlar öyle kardeşler ki içlerinde Peygamberler, evliyalar, asfiyalar da var. Senin en muhtac olduğun vaktinde senin imdadına yetişebilecek kardeşlerin var. Öyle ise kardeşlerine layıkıyla kardeş olmaya çalış.
Merhamet olunmak ister misin? Elbette istersin. Öyle ise iki kardeşinin arasında bir dargınlık görüyorsan onlara kardeş olduklarını hatırlat ve aralarını düzeltmeye çalış.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber vermektedir: "Mü’minler ancak kardeştirler; öyle ise o iki kardeşinizin arasını düzeltin ve Allah’dan sakının ki merhamet olunasınız! (Hucurât, 10)"
Allahım, kardeşler arasında fitne tohumları ekmek isteyenlere fırsat verme.. Âmin..

25 Temmuz 2013 Perşembe

Oruçlunun her hali ibadettir

Ey insan! Oruç senin için bulunmaz bir ibadettir. Midenin aç kalmasıyla diğer azalar da dünya meşgalesini bırakır. Her biri kendine mahsus ibadete başlar. 
Öyle ise bu oruç ile ibadetteki hisseni arttır. Dilini gıybetten, gözünü harama bakmaktan, kulağını haram dinlemekten, elini haram tutmaktan, ayağını harama yürümekten koru.
O takdirde Allah'ı izniyle oruçlu her halin bir çeşit ibadet olur, günah yoluna gitmemek kaydıyla. Bu hususu Peygamber Efendimiz (asm) bize şöyle haber verir: "Oruçlunun susması tesbih, uykusu ibadet, duası makbul, ameli de çok sevaptır. (Deylemî)"
Ey Yüce Allahım, bizi ve neslimizi bu hadise mazhar eyle.. Âmin..

Allah sinelerdekini bilir

Allah insana öyle bir sine vermiştir ki her insana özel bir âlemdir. İnsan sinesinde hayallerini, emellerini, fikirlerini, hedeflerini, arzularını saklar. 
Sineler diğer insanlara kapalıdır. Yalnız Allah'a açıktır. O sinelerde neler oluyor, Allah hakkıyla bilir. Kimse sinesinde sakladığını Allah'tan saklayamaz.  
Bu hususu bize Allah şu âyetle haber verir: "Allah, sînelerin içinde olanı hakkıyla bilendir. (Âl-i İmrân, 154)"
Sineler ya bir hazine sandığıdır ya da şer yuvasıdır. İnsana düşen sinesinde sadece Allah'ın varlığıyla baha biçilmez bir hazine sandığına çevirmektir.
Allahım, sinelerimizi senin rızana muvafık eyle.. Âmin..

Bekârlarınızı evlendirin

Ey insan! Dünyaya yalnız gönderilen insan, yalnız bırakılmıyor. Önce anne baba ve kardeşlerle yalnızlığı gideriliyor. Sonra eş, çocukla birlikteliğin merkezine alınıyor. Ahbab ve dostlarla ünsiyet ediyor. 
Öyle ise yaşı gelen bekârları evlendirmek, onların yalnızlığını kalbine uygun bir kalb ile gidermek gerektir. Fakirlikleri buna mani olmaz ve olmamalıdır ki Allah lütfundan onları zenginleştirir.
Bu hususu bize Allah şu âyetle haber verir: "İçinizden bekâr olanları, kölelerinizden ve câriyelerinizden iyileri (nikâha müsâid olanları) evlendirin! Eğer fakir iseler, Allah lütfundan onları zenginleştirir. Çünki Allah, Vâsi‘ (rahmeti geniş olan)dır, Alîm (herşeyi bilen)dir. (Nur, 32)"
Allahım, bekârlarımızın yuvasını huzur ve bereketle yap.. Âmin..

24 Temmuz 2013 Çarşamba

Kadınlar gözlerini ve ırzlarını korusunlar

Allah, erkekten gözlerini ve ırzını korumasını istediği gibi kadından da ister. Böylelikle hem erkek hem de kadın meşru dairede kalıp haramlara girmez. Karşılıklı güven içinde hayat saadet ile devam eder.
Allah, kadınlara tesettürün önemli düsturlarını da vahyeder. Zinetlerinin görünerek yabancı erkeklerin pis nazarlarını üzerine çekmez ve kocasının nazarında çirkin düşmez. Başörtüsünu boğaza dolamak da kadını çekici kılar. Bunu da önlemek için Allah, başörütüsünü yakalarının üzerine kadar salmalarını ister. İşte kadını muhafaza edecek kale olan tesettür böyledir.
Allah, ayrıca kadınların zinetlerini hangi ortamlarda saklamaları gerektiğini, yani dış elbiselerini çıkarabilecekleri yerleri bizlere bildirmektedir.
Yine nefis bir yol bulup zinetlerini farkettirmemesi için ayaklarını yere vurarak yürümemelerini kadınlardan Allah istemektedir.
Bunlara rağmen yine takvaya riayet edemeyenleri tevbe ettiklerinde afvedeceğini Allah haber verir.
İşte bütün bu hususları Allah bize şu âyetle haber verir: "Mü’min kadınlara da söyle; gözlerini (haramdan) sakınsınlar ve ırzlarını korusunlar; (el, yüz gibi) görünen kısımları müstesnâ, ziynetlerini göstermesinler ve başörtülerini yakalarının üzerine kadar salsınlar! 
Ziynetlerini, kocaları veya babaları veya kocalarının babaları veya oğulları veya kocalarının oğulları veya erkek kardeşleri veya erkek kardeşlerinin oğulları veya kız kardeşlerinin oğulları veya kendi kadınları (Müslüman kadınlar) veya sâhib oldukları câriyeleri veya (pek yaşlı olmakla) kadınlara karşı şehvetleri olmayan erkek hizmetçiler veya kadınların mahrem yerlerini anlamayan çocuklardan başkasına göstermesinler!Gizlemekte oldukları ziynetleri bilinsin diye ayaklarını (yere) vurmasınlar! Ey mü’minler! Hep birlikte Allah’a tevbe edin ki kurtuluşa eresiniz. (Nur, 31)"
Allahım, bizi ve neslimizi senin emirlerine itaat eden kullardan eyle.. Âmin..

Kalblerinizi öldürmeyin

Ey insan! Senin en birinci koruman gereken latifen bütün latife ve hislerin efendisi olan kalbini korumaktır. Kalb Samed aynasıdır. Allah'a iman ve ibadetle, namaz ve niyazla yönelmekle, ancak Allah'ı zikretmekle yaşayabilir. 
Kalb yaşadıkça insan insan olabilir. Kalbi ölen bir insan insanlıktan da çıkar. Belki canavar bir hayvan olur.
Kalbi öldüren hususlardan birisi de çok yiyip içmektir. Öyle ise kalbini çok yiyip içmekle öldürme ki insanlığını muhafaza edebilesin.
Bu hususu Peygamber Efendimiz (asm) bize şöyle haber verir: "Çok yiyip içmekle kalplerinizi öldürmeyin. Çünkü kalp çok yiyip içmekten ölür; tıpkı çok sulanan ekinlerin öldüğü gibi. (Siracüt’t-Talibin)"
Allahım, bizim ve neslimizin kalbini daima muhafaza eyle.. Âmin..

Mallarını gece gündüz sarfederler

Allah'ın verdiklerini yine Allah yolunda sarfetmek çok kıymetlidir. İnsana Allah'ın rızasını kazandırabilir. Mallar zekât olarak verildiğinde açık, sadaka olarak verildiğinde gizli olması faziletlidir.
İnsan etrafına baktığında gece ve gündüz ihsanda bulunacağı muhtacları bulabilir. Bu da insana gece ve gündüz tasadduk sevabını kazandırır.
Mallarını bu şekilde sarfedenlere hem dünyada malını ziyade kılarak hem de ahirette cennet olarak mükâfatlarını Allah verecektir.
Bu hususu Allah bize şu âyetle haber verir: "Mallarını gece ve gündüz, gizli ve açık olarak (Allah yolunda) sarf edenler var ya, işte onların Rableri katında mükâfâtları vardır. (Bakara, 274)"
Allahım, bizi ve neslimizi bu müjdeye nail eyle.. Âmin..

23 Temmuz 2013 Salı

Gözlerini ve ırzını koru

Ey insan! Allah insana mükemmel bir göz vermiştir. Bu göz kâinat kitabını mütalaa etmek içindir. Gözü bu şekilde kullanmak veriliş hikmetine ve Allah'ın rızasına uygundur.
Göz, Allah'ın veriş hikmetine zıt olarak kullanılmamalı, haramdan korunmalıdır. Göz harama bakmazsa ırz korunabilir. Bu da erkek için daha temizdir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber vermektedir: "(Ey Resûlüm!) Mü’min erkeklere söyle; gözlerini (haramdan) sakınsınlar ve ırzlarını korusunlar! Bu, onlar için daha temizdir. Şübhesiz ki Allah, (onların) yapmakta oldukları şeylerden hakkıyla haberdardır. (Nur, 30)"
Allahım, bizim ve neslimizin gözünü haramdan daima muhafaza eyle.. Âmin..

Ramazan bereket ayıdır

Ey insan! Dünyadan beklentin nedir? Mal mı istersin? Ömür mü istersin? Rızık mı istersin? Makam mı istersin? Bütün istediklerin bereket suretinde sana Ramazan-ı Şerif'te verilebilir. Zira Ramazan bereket ayıdır.
Günahlarının çokluğundan mı rahatsızsın? Bu kadar günahlarımı nasıl afvettirim diye mi tasalanırsın? Bütün sıkıntılarının giderildiği aydır Ramazan-ı Şerif.
Allah'a duaların mı var? Hastalığına şifa için mi dua edersin? İşinin olması için mi dua edersin? Sıkıntılarının giderilmesi için mi dua edersin? Yine bütün dualarının kabul edildiği aydır Ramazan-ı Şerif.
Daha bunlar gibi çok güzellikleri içeren Ramazan-ı Şerif'i Peygamber Efendimiz (asm) bize şöyle haber verir: "Ramazan bereket ayıdır. Allah bu ayda, günahları bağışlar, duâları kabul eder. (Taberânî)"
Allahım, bizi ve neslimizi Ramazan'dan azami derece hissedar eyle.. Âmin..

İsraf eden şeytanın kardeşidir

Ey insan! İsraf nimeti hafife almaktır. Dolayısıyla nimeti gönderen Allah'a karşı bir nankörlüktür. İsraf nimete karşı nankörlüktür. Dolayısıyla Allah'ın sana olan ihsanını hiçe saymaktır. İktisad ise nimete şükürdür. İsraf ederek nankörlerden olma.
İsraf ederek saçıp savuranlar ancak şeytan kardeş olurlar. Şeytan ise kendisine Allah'ın verdiği nimetleri hiçe sayarak isyan edip nankör olmuştur.
Bu hususu Allah bize şu âyetle haber verir: "İsrâf ederek saçıp savurma! Çünki saçıp savuranlar, şeytanların kardeşleridirler. Şeytan ise, Rabbine karşı çok nankördür. (İsrâ, 26-27)"
Allahım, bizi ve neslimizi iktisad ederek isrfa etmeyen kullarında eyle.. Âmin..

22 Temmuz 2013 Pazartesi

İzinsiz girilecek yerler

Ey insan! Bir eve sahibinden izin almadıkça girmediğin halde, umumun kullandığı yerlere ve meskenlere izinsiz girmende herhangi bir günah yoktur.
Umuma bakan yerlerde oturanlar olmadığından izin almanıza gerek yoktur. Ve sizin de orada bir menfaatiniz vardır. Alışveriş merkezleri, camiler, mescidler, kervansaraylar buna bir örnektri.
Allah hangi yerlere izinli, hangi yerlere izinsiz gireceğini açıklamıştır. Buna rağmen hududu aşarsan elbette Allah gizli ve açık olan herşeyi bilir.
Bu hususu Allah bize şu âyetle haber vermektedir: "Oturulmayan ve içinde menfaatiniz bulunan evlere (herkese açık olan yerlere izinsiz) girmenizde size bir günah yoktur. Artık neyi açıklarsanız ve neyi gizlerseniz, Allah bilir. (Nur, 29)"
Allahım, bizi ve neslimizi günahlara bulaştırma.. Âmin..

Her iyilik sadakadır

Ey insan! Sadaka belayı def eder, bir hakikattir. Hatalar ise belaları celbeder. Sadaka ile o belalara karşı sed çek ki fiilen kefaretten önce dil ve kalbinle tevbe edesin.
Peki bilir misin neler sadaka hükmüne geçer? Birisine bir iyilik yapmak sadakadır. Öyle ise Allah için iyilik yap. Kardeşini güler yüzle karşılaman da bir iyiliktir, güzel bir sadakadır. Öyle ise sen de Allah için kardeşinin yüzene tebessüm et. Kardeşinle ortaklaşa yaptığın herhangi bir işte Allah için onun kovasına su kendi kovandan su katman, kendi hissenden ona aktarman iyiliktir, sadakadır. Daha büyük iyilikleri sen kıyas et.
Bu hususu Peygamber Efendimiz (asm) bize şöyle haber verir: "Her iyilik sadakadır. Kardeşini güler yüzle karşılaman, kovandan kardeşinin kovasına su aktarman da iyiliktendir. (Tirmizî)"
Allahım, bizi ve neslimizi daima iyilik yapanlardan eyle.. Âmin..

Gerçek dostum sensin

Ey insan! Kendine dostlar ediniyorsun. Dostların en zor zamanlarda yanında mı? En zor zamanlarında her zaman her yerde yanında olan bir dostun vardır. O da Allah'tır.
Demek dost istersen Allah yeter. Sen Allah'a dost olmaya bak. O'nun dostluğu kıymetlidir.
Yüksek ruhlu olan Yusuf'un (as) Kur'ân'a giren şu nidasını duana kat: "Ey gökleri ve yeri hakkıyla yaratan! Sen, dünyada da âhirette de benim velîmsin (gerçek dostumsun). (Yûsuf, 101)"
Ey Allahım! Bizi ve neslimizi kendine daima dost eyle.. Âmin..

21 Temmuz 2013 Pazar

İzin verilmeyen eve girme

Ey insan! Malum ki başkasının evine izin almadan ve selam vermeden girilmemesi bir edebdir. Gidilen evde bazen kimse bulunmaz. O halde sana düşen izin alamadığın için açık da bulsan girmemendir.
Eğer ev halkı ve sahibi müsaid olmadığından sizi evine kabul etmez ve size geri dönün derse, artık dönmelisin. Aksi takdirde izin alınmayan eve girmek haneye tecavüzdür ki men edilmiştir.
Bu başka eve girme edebine riayet ettiğinizi veya etmediğinizi Allah hakkıyla bilmektedir. Mesuliyeti gerektiren hallerden kaçınmak gerektir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber vermektedir: "Eğer orada (girmek istediğiniz evlerde) kimseyi bulamazsanız, size izin verilmedikçe oraya girmeyin! Size: “Geri dönün!” denirse, artık dönün; bu sizin için daha temizdir. Allah ise, yapmakta olduklarınızı hakkıyla bilendir. (Nur, 28)"

Başka evlere girme adabı

Ey insan! İnsan için edeb kuralları vardır. İnsan diğer insanlarla ilişkilerinde edebi esas almalıdır. Edebin esas alınmamasında ahlaksızlıklar ortaya çıkar.
Her ortamda edebi tercih etmek insanın şahsı için hayırlıdır. Diğer insanlar tarafından kabulüne vesiledir. Birisi arkadaşının evine gittiğinde yine edebe dikkat etmelidir. Bu edeb, o eve izin almadan ve ev halkına selam vermeden girmemektir.
Allah bu edebi bize şu âyetle talim etmektedir: "Ey îmân edenler! Kendi evlerinizden başka evlere izin almadan ve (o evin) halkına selâm vermeden (içeri) girmeyin! Bu sizin için hayırlıdır; olur ki ibret alırsınız. (Nur, 27)"
Allahım, bizi ve neslimizi her daim edebi tercih edenlerden eyle.. Âmin..

Zekât verilmezse kıtlık gelir

Ey insan! Allah sana mal ve mülk verdi. Bu mal ve mülkün içerisine fakir fukaranın da hissesini koydu. Sen fakire ihsan et ki onun makbul duasını alasın. 
İnsanların en mühimmi zekâttır. Zekât, malın içindeki fakir fukaranın hakkını sahibine vermektir. Verilmezse hakkı kalır, mal kirlenir. O vakit sana kıtlık hak olur.
Bu hususu Peygamber Efendimiz (asm) bize şöyle haber vermektedir: "Herhangi bir kavim zekât vermezse mutlaka Allah onlara kıtlık verir. (Taberânî)"
Ey Yüce Allahım, bize ve neslimize daima zekât vermeyi ve zekât vermek için çalışmayı nasib eyle.. Âmin.

Kim ne isterse ondan veririz

Ey insan! Sen ebed için yaratıldın. Duyguların ebede uzanıp gidiyor. Duyguların Allah derse, azaların, organların, bedenin de birlikte Allah der. Zaten onlar hal lisanlarıyla, üzerlerindeki sayısız sanat ve nice nakışlarla Allah diyor.
Dünya menfaatleri geçicidir. Elbet birgün ölümle son bulur. Ahiret mükâfatları ebedidir. Meyve gitse ağacı bakidir, yerine hemen gelir.
Allah kime ne isterse onu verir. Dünya mükâfatını isterse dünyadan verilir. Ahiret mükâfatını isterse baki meyvelerden verilir. Yanında da dünya verilir. Kâr içinde kâr.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber vermektedir: "Kim dünya mükâfâtını isterse, ona ondan veririz. Kim de âhiret mükâfâtını isterse, ona (da) ondan veririz. (Âl-i İmrân, 145)"
Allahım, bize ve neslimize dünya ve ahiret zenginliği ver.. Âmin..

20 Temmuz 2013 Cumartesi

İyiler iyiler, kötüler kötüler içindir

Ey insan! Allah insanı çift olarak bir kadın bir erkekten yaratmıştır. Bunları da kendi tercihlerine göre kötü ve iyi olarak ayırmıştır. Elbette kötü kadınlar kötü erkeklere, kötü erkekler de kötü kadınlara layık olacaktır. Zira denklik önemlidir. Kötülüklerine karşılık da bir cezadır. 
İyi kadınlar iyi erkeklere, iyi erkekler de iyi kadınlara layıktır. Zira yine denkliktir. İyiliklerine de bir mükâfattır. İyi kadınlar ve erkekler iftira atanların iftiralarından da elbette uzaktırlar. İyi kadın ve erkeklere, Allah bir mağfiret ve güzel bir rızık hazırlamıştır.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber vermektedir: "Kötü kadınlar kötü erkekler içindir, kötü erkekler de kötü kadınlar içindir (birbirlerine yaraşırlar). İyi kadınlar iyi erkekler için, iyi erkekler de iyi kadınlar içindir (onlar da onlara lâyıktır). Bunlar (o iftirâcıların) söylemekte olduklarından uzak olanlardır. Onlar için bir mağfiret ve (dâimî) güzel bir rızık vardır. (Nur, 26)"
Allahım, bizi ve neslimizi daima iyilerden eyle ve kötülerden muhafaza eyle.. Âmin..

Ramazan'ın başından ortasına

Ramazan'ın rahmet olan başını Allah'a şükürler olsun hayırla geçtik, Allah bütün müslümanlar ve arkadaşlar hakkında mübarek ve makbul eylesin.
Mağfiret olan ortasına ulaştık. Allah'ın izniyle hep birlikte mağfirete nail olanlardan oluruz ve sonu olan cehennemden azada ereriz.
Allah Ramazanımızı daima mübarek eylesin.. Âmin..

Ailenin nafakasını geniş tut

Ey insan! Ramazan gibi rahmetin bol ve geniş tutulduğu mübarek bir ayda sen de istifadeni bol ve geniş tutmaya çalış. Ramazan ayı Kur'ân ayı olması hasebiyle başta Kur'ân'dan istifadeni arttır.
Ramazan'ın genişliğini ailene de hissettir ve onların ihtiyaclarını fazlasıyla görmeye çalış ki Allah'ın senin üzerine olan rahmet ve ihsanı da artsın.
Bu hususu Peygamber Efendimiz (asm) bize şöyle ihtar eder: "Ramazan ayında ailenizin nafakasını geniş tutun! (İbn Ebi’d-Dünyâ)"
Allahım, bizi ve neslimizi bu hadise mazhar eyle.. Âmin..

İslam'a tamamen girin

Ey insan! Seni insan eden imanındır. Küfür ise seni aciz bir canavar kılar. Öyle ise iman et ve İslam'a tamamen gir ki tam manasıyla Allah'a teslim olasın.
İslam'a tamamen giren ve İslam olan Allah'ın izniyle şeytanın adımlarına uymaktan kurtulur. Peygamberî kervanda Allah'a kavuşur.
Şeytanın adımlarını takib eden, elbette Allah'a değil nefsine ve şeytana teslim  olur. Şeytanın adımlarını takib edenler bilmeli ki şeytan size apaçık bir düşmandır. Sizin ahiretinizi kendisi gibi mahvetmek istiyor.
Allah bu hususu bize şu âyetle ihtar ediyor: "Ey îmân edenler! İslâm’a tamâmen girin; ve şeytanın adımlarına uymayın! Çünki o, size apaçık bir düşmandır. (Bakara, 208)"
Allahım, bizi ve neslimizi İslam'a tamamen girenlerden eyle.. Âmin..

19 Temmuz 2013 Cuma

Günahlara kefaret vakitler

Ey insan! Allah seni nefsin günahlarından temizlemek ister. Bunun için birçok fırsatlar sunmaktadır. Günde farz vakit namazı, haftada Cuma günü, senede Ramazan ayı çok mühim fırsatlardır.
Bu fırsatları iyi değerlendiren bir müslüman, manen temizliği Allah'ın izniyle yapmış olur.
Bu hususu Peygamber Efendimiz (asm) bize şöyle haber vermektedir: "Farz namaz, sonraki namaza kadar; Cuma, sonraki Cumaya kadar; Ramazan ayı, sonraki Ramazana kadar olan günahlara kefaret olur. (Taberânî)"
Allahım, bizi ve neslimizi bu hadise daima mazhar eyle.. Âmin..

Deccal ve süfyanın fitnesi

Allah'ı unutturmaya, Allah'a ibadet edenleri ortadan kaldırmaya, Allah'ı hatırlatan herşeyi tahrip ve yok etmeye çalışan deccaldir.
Peygamberi unutturmaya, sünnete uyanları ortadan kaldırmaya, Peygamberi hatırlatan herşeyi tahrip ve yok etmeye, sünneti unutturmak için bidalar çıkarmaya çalışan süfyandır.
Allahım, deccalin ve süfyanın şerrinden ve fitnesinden sana sığınırım.

Herkesin bir kıblesi vardır

Ey insan! İnsanlığın her devrinde insanları hakka yönelten Peygamberler gelmiştir. Her ümmetin Allah'a yönelmek üzere bir kıblesi vardır.
Allah'ın izniyle Müslümanlar İslâm'ın ilk devrinde Mescid-i Aksa'ya yönelmiş, kıble edinmiştir. Daha sonra Allah'ın emriye Kabe'ye yönelmişlerdir.
Her ümmetin bir kıblesinin olduğunu Allah bize şu âyetle haber vermektedir: "Hem herkes için (her ümmetin) kendisinin ona yönelici olduğu bir yön (bir kıble) vardır. O hâlde hayırlı işlerde yarışın! (Bakara, 148)"
Allahım, bizi ve neslimizi kıblemiz Kâbe'den ayırma.. Âmin..

Söz vardır

Söz vardır, bir altını bin altın eder. Cennetin kapısını açar.
Söz vardır, ne dünyaya ne de ahirete fayda verir. Boş lakırtıdır.
Söz vardır, dünyayı imar eder.
Söz vardır, dünyayı tahrip eder, yıkar.
Söz vardır, kişinin ahiretini cehennem yapar, ateşi çağırır.

Sözümüz söz ola, Hakkı bula.
Hakkı bulmayan söz neyi bula.

18 Temmuz 2013 Perşembe

Oruç kuru bir açlık değildir

Ey insan! Oruçtan maksad sadece kuru bir perhiz değildir. Oruç vesilesiyle mide tatil ettiğinde mideden kuvvet ve gıda alan diğer duyguların da tatil etmesidir. Ve tatil etmesine bir kabiliyet kazanması içindir.
Günah işlemeye alışan bir bünyenin bir ayda günahtan uzaklaşıp sevab kazanmasına ve sevaba meyletmesine bir kabiliyet kazanması için Allah tarafından bize oruç tutturulur. Nefse kim ve ne olduğunun ve kimin tarafından terbiye edildiğinin cevabını bulmasına Allah'ı bir yardımıdır.
Aksi takdirde o oruç sadece kuru bir açlık olduğunu Peygamber Efendimiz (asm) bize şöyle haber vermektedir: "Nice oruç tutanlar vardır ki, orucundan kendisine kuru bir açlıktan başka bir şey kalmaz! (İbn-i Mâce)"
Allahım, bizim ve neslimizin oruçlarını kâmil eyle.. Âmin..

Yağmur yüklü bulutları getiren

Ey insan! Su senin hayatın için vazgeçilmez bir maddedir. Susuzluğa dayanmak ancak bir gündür. Bir günden sonra hayat faaliyetlerin düşer.
Sıcak yaz aylarında oruç tuttuğunda suyun kıymetini daha iyi bilirsin. Su toprağa hayat kaynağı olduğu gibi senin için de öyledir.
Gökyüzünde bulutlar toplandığında yağmurun gelmesine sevinirsin. Gök gürültüsü ile seni korkutsa da ümid içinde yağmuru beklersin.
Elbette o gök gürültüsünü ve yağmur yüklü bulutları meydana getiren Allah'tır. Elbette bu ve bunun gibi bütün nimetler için Allah'a daima şükretmelisin.
Bu hususu Allah bize şu âyetle haber vermektedir: "Size korku ve ümid içinde şimşeği gösteren ve (yağmur) yüklü bulutları meydana getiren O’dur. (Ra‘d, 12)"
Allahım, bizi ve neslimizi daima maddi ve manevi yağmrulardan mahrum eyleme.. Âmin..

Hak ettikleri verilecektir

İnsan zanneder mi ki yaptığı iyilik ve kötülük cezasız kalsın. Elbette kalmaz. Ne iyilik ne kötülük mukarşılıksız kalmayacaktır. Allah herkese hak ettiği karşılığı verecektir.
İftira edenlere, fesad çıkartanlara, nefsine itimad edip fitne çıkartanlara, isyan edenlere, faiz yiyenlere, zina edenlere vesair Allah hak ettikleri cezalarını tam olarak verecektir.
O gün geldiğinde herkes Rabbi, Seyyidi, Maliki kim olduğunu bilecektir. Allah'ın apaçık hak olduğunu herkes bilecektir.
Bu hususu Allah bize şu âyetle haber vermektedir: "O gün, Allah onlara hak ettikleri cezâlarını tam olarak verecektir ve (onlar) mutlaka Allah’ın apaçık hak olduğunu bileceklerdir. (Nur, 25)"
Allahım, bizi ve neslimizi her türlü günahtan muhafaza eyle.. Daima seni apaçık hak bilenlerden eyle.. Âmin..

Azaları aleyhlerinde şahidlik eder

Ey insan! Dillerin, ellerin ve ayakların yarın ahirette ya senin lehine ya da aleyhine şahidlik edecektir. Onları lehine veya aleyhine şahidlik ettirmek senin elindedir.
Elbette dilleriyle gıybet, iftira ve yalan söyleyenler; elleriyle harama uzananlar ve ayaklarıyla harama gidendenler, eğer tevbe etmezlerse elbette aleyhlerine şahidlik edecektir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber vermektedir: "O gün, dilleri, elleri ve ayakları, yapmakta oldukları şeylere dâir aleyhlerinde şâhidlik edecektir. (Nur, 24)"
Allahım, bizim ve neslimizin dil, el ve ayaklarımızın lehimize şahidlik etmesini nasib eyle.. Âmin..

17 Temmuz 2013 Çarşamba

Dünya ve ahirette lanetlenenler

Ey insan! Senden beklenen doğruluk ve hakkaniyettir. Zira bunlar hakiki insanın sıfatlarıdır. İnsan olmak var iken maalesef bazıları canavarlığı tercih etmektedir. Canavar ki başkalarının hukukunu çiğner, yılan gibi ısırmaktan ve zehirlemekten lezzet alır, işi gücü yalan dolan, iftira ve gıybettir. Allah bizleri böylelerinin şerrinden muhafaza eylesin.
Canavarlaşmış bir insan, çirkin işleri işlemek bir yana habersiz olan iffetli kadınlara zina isnad ederler. Kendileri bu çirkin iş olan zinayı devamlı işlerler. Bu pisliği hiç olmasa iftira yoluyla iffetli kadınlara da sürmek isterler. İşte lanet bu canavarların üzerinedir. Allah onlar için büyük bir azab hazırlamıştır.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber vermektedir: "Şübhesiz ki, (çirkin işlerden) habersiz, iffetli mü’min kadınlara zinâ isnâd edenler, dünyada ve âhirette lâ‘netlenmişlerdir; onlar için (pek) büyük bir azab vardır. (Nur, 23)"
Allahım, bizi ve neslimizi böyle bir iftiraya uğramaktan ve çirkin işleri işlemekten daima muhafaza eyle.. Âmin..

Zekât İslâm'ın köprüsüdür

İnsanlar arasında geçim ve zenginlik bakımından farklılıklar vardır. Allah bazı insanların rızkını bazılarının rızkının içinde göndermektedir. Bu farklılığı ve ayrılığı birliğe çevirmek için insanlara zekâtı Allah emretmiştir.
Zekât fakirle zengin arasına İslâm'ın kurduğu bir köprüdür. Bu köprü ile fakirden zengine dua ve hürmet giderken zenginden fakire ihsan ve yardımlaşma gelir.
Zengin bu köprüyü atar zekat ve sadaka ile fakire yardım etmezse hem fakirin duasından mahrum kalır hem de ihtilale sebebiyet verir.
Zekât ve sadaka Allah namına olmalıdır. Karşılığında bir ücret ve minnet beklememelidir.
İnsan tabakaları arasındaki bu köprüyü Peygamber Efendimiz (asm) bize şöyle haber verir: "Zekât İslâm’ın (fakirle zengin arasına kurduğu) köprüsüdür. (Taberânî)"
Allahım, bizi ve neslimizi daima zekât verenlerden eyle.. Ve zekât vermek için çalışanlardan eyle.. Âmin..

Helal ve temiz şeylerden yiyin

Ey insan! Seni yaratan ve besleyen Allah'tır. Sana iştihalı bir mide verdiği gibi o midenin ihtiyacı olan nimetleri de vermiştir.  
Allah yeryüzünde nice nimetler yaratmıştır. Bu nimetler içerisine imtihan gereği haram ve pis şeylerden de koymuştur. Kendi iradenle helal ve temiz olanlardan yemeni istemektedir. 
Öyle ise helal ve temiz şeylerden ye ki şükredenlerden olasın. Zira helal haram demeden yiyen elbette Allah'a asi olduğundan şükür de etmeyecektir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber vermektedir: "Allah’ın sizi rızıklandırdığı helâl ve temiz şeylerden yiyin; eğer yalnız O’na kulluk ediyorsanız, Allah’ın ni‘met(ler)ine şükredin! (Nahl, 114)"
Allahım, bizi ve neslimizi helalinden yiyip sana kulluk ederek şükredenlerden eyle.. Âmin..

16 Temmuz 2013 Salı

Hatalara aldırmayın

Ey insan! Akrabalarına, yoksullara ve Allah yolunda hicret edenlere yaptığın ihsanatına onların hataları mani olmasın. Zira onlara olan ihsanın elbette İslam'a karşı muhabbetlerine vesiledir.
Onların hatalarını afvet ki Allah da seni afvetsin. Allah'ın seni afvetmesini elbette sen de istersin.
Allah bu hususu Hz. Ebubekir'in (ra) şahsında bize ders vermektedir: "İçinizden fazîletli ve servet sâhibi kimseler, akrabâlara, yoksullara ve Allah yolunda hicret edenlere bir şey vermemeye yemîn etmesin; affetsinler, aldırmasınlar! Dikkat edin, (sizin onları bağışlamanıza mükâfaten) Allah’ın (da) sizi bağışlamasını arzû etmez misiniz? Çünki Allah, Gafûr (çok bağışlayan)dır, Rahîm (çok merhamet eden)dir. (Nur, 22)"
Allahım, bizi ve neslimizi daima ihsan eden ve afvedenlerden eyle.. Âmin..

Şeytanın adımlarına uymayın

Ey insan! Bir takım adımlar vardır, cennete çıkar. Bu adımlar Peygamberî adımlardır. Bir takım adımlar da vardır ki cehenneme çıkar. Bu adımlar da şeytanî adımlardır.
Şeytanî adımları takip edenler çirkin ve kötülüğe ulaşır. O da insanı cehenneme götürür. Öyle ise şeytanın adımlarına uymayın nasihati büyük bir nasihattir.
İnsan maalesef bazen şeytana uyar, kötülük yapar. Bu kötülükten temize çıkaran Allah'ın ihsan ve rahmetidir. İnsan tevbe ederek halini düzeltirse Allah'ın ihsanı ve rahmetiyle temize çıkar.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber vermektedir: "Ey îmân edenler! Şeytanın adımlarına uymayın! Kim şeytanın adımlarına tâbi‘ olursa, artık şübhesiz ki o, çirkin işleri ve kötülüğü emreder! Eğer üzerinizde Allah’ın ihsânı ve rahmeti olmasaydı, içinizden hiçbir kimse ebedî olarak temize çıkamazdı. Fakat Allah, dilediğini temize çıkarır. Çünki Allah, Semî‘ (hakkıyla işiten)dir, Alîm (herşeyi bilen)dir. (Nur, 21)"
Allahım, bizi ve neslimizi daima Peygamberî adımları takib edenlerden eyle.. Âmin..

Oruç cehennemden uzaklaştırır

Ey insan! Dağ gibi günahların var. Bu günahların seni cehenneme çağırırken o çok korktuğun cehenneme kalkan olacak bir amelin var. O da oruçtur. 
Oruç öyle bir kalkandır ki Allah için bir gün bile oruç tutsan seni cehennemden uzaklaştırır. Öyle ise bu kalkanı elde etmeye çalış. Bu kalkanın altına eşini ve çocuklarını da al. O çok sevdiklerinin ateşe düşmesini elbette istemezsin.
Bu hususu Peygamber Efendimiz (asm) bize şöyle buyurmaktadır: "Bir kul Allah yolunda bir gün oruç tutarsa, şüphesiz ki Allah, o bir günlük orucu sebebiyle, onun yüzünü cehennem ateşinden yetmiş yıllık bir mesafe kadar uzaklaştırır. (Buhârî)"
Allahım, bizi ve neslimizi daima oruç ehlinden eyle.. Âmin..

Mü'minler kâfirleri dost edinmesin

Ey insan! Senin için en büyük gaye Allah'a iman etmektir. Allah'a iman mü'minleri kardeş ve dost yapar. Öyle ise bir mü'min diğer bir mü'mini dost edinmelidir. Zira her ikisini birleştiren dost Allah'tır.
Ahirzamanda maalesef kendisi mü'min olduğu halde mü'minleri bırakıp kâfirleri dost edinmek isteyenler olmaktadır. Acaba her ikisini birleştiren nedir? Birisi Allah'a iman etmiş, diğeri Allah'ı kabul etmiyor ve Allah'a düşman.
Öyle ise ölçü dostun dostunu dost edinmek, dostun düşmanını düşman bilmektir. Bizim dostumuz Allah'tır, Allah'ın dostu mü'minlerdir. Dostumuz olan Allah'ın düşmanı kâfirlerdir, öyle ise kâfirler bizim de düşmanımızdır.  Kâfiri dost edinen Allah'a düşman olur.
Allah bize bu düsturu şu âyetle haber vermektedir: "Mü’minler, mü’minleri bırakıp da kâfirleri dostlar edinmesin! (Âl-i İmrân, 28)"
Allahım, bizi ve neslimizi daima mü'minlere dost eyle .. Âmin..

15 Temmuz 2013 Pazartesi

Üzerindeki ihsan ve rahmet

Ey insan! Bu kadar isyan etmene rağmen hemen bir tokat yememen elbette Allah'ın senin üzerindeki ihsan ve rahmetini gösteriyor.
Seni dinlemeyen bir evladına veya emrin altındaki adama okkalı bir tokat vurmamak için kendini zor tutuyorsun. Hatta bazen o tokatı vuruyorsun.
Allah ise bu kadar isyanına rağmen hala senin dönmeni ve tevbeni bekler gibi sana mühlet veriyor. Demek oluor ki Allah sana karşı çok şefkatli ve çok merhametlidir. Senin üzerinde Allah'ın ihsan ve rahmeti vardır.
Allah bu önemli hususu bize şu âyetle haber veriyor: "Ve eğer üzerinizde Allah’ın ihsânı ve rahmeti (olmasaydı) ve şübhesiz ki Allah, Raûf (çok şefkat eden), Rahîm (çok merhamet eden) olmasaydı (sizi hemen azâba uğratırdı)! (Nur, 20)"
Allahım, bizim ve neslimizin üzerinden ihsan ve rahmetini daim eyle.. Âmin..

Oruç tut, sıhhat bul

Ey insan! Sıhhat perhizde, az yemekte ve hazımdadır. İki öğün arasının en az 4-5 saat olması tıbben sabittir. 
Zayıflamak ve sıhhatli yapını korumak için çeşitli yemek rejimleri uyguluyorsun. Az yemeye, mideni dinlendirmeye çalışıyorsun. Böyle sadece sıhhat için bunu yapıyorsun. 
Allah sana hem bu sıhhati vermek hem de ibadet ettirmek için orucu farz kılmış. Mideni tatil ettirip nefsin rububiyet ve inad damarını kırarak diğer azalarına da oruç ile ibadet ettiriyor. Yeter ki sen de bu yönde iradeni kullan. 
Demek maddi ve manevi sıhhatin anahtarı oruçtur.
Bu hususu Peygamber Efendimiz (asm) bize şöyle haber veriyor: "Oruç tutunuz ki, sıhhat bulasınız. (Taberânî)"
Allahım, bizi ve neslimizi daima oruç tutanlardan eyle.. Âmin..

İlahınız tek bir ilahtır

Ey insan! Senin gayen bir olan Allah'ı tanımak ve iman etmektir. Herşeydeki birlik ve düzen bir olan Allah'ın delilidir. Bir harfin kâtibini göstermesi gibi her bir atom, hücre, bitki, hayvan ve insan Allah'ı gösterir.
Dünya, güneş, güneş sistemi, samanyolu galaksisi, galaksiler ve sistemler düzeniyle Allah'ın varlığını ve birliğini gösteren büyük delillerdir.
İşte herşeydeki bu birliğin sebebi olan Allah'ın birliğini şu âyet ifade eder: "İlâhınız (olan Allah) ise, tek bir İlâhdır. O’ndan başka ilâh yoktur. (Bakara, 163)"

14 Temmuz 2013 Pazar

Çirkin şeylerin mü'minlerde yayılmasını isteyenler

Ey insan! Çirkin söz ve fiillerin insanlar içinde yayılmasını isteyen şeytandır. O ne kötü bir düşmandır.
Maalesef birtakım insanlarda mü'minler arasında çirkin söz ve fiillerin yayılması isteğini görüyoruz. Kendilerinde görmekten çekinmedikleri çirkin söz ve fiili Allah'a iman edenlerde görmek istiyorlar. Bir mü'minin çirkin bir söz ve fiilde bulunmasına altın bulunmuş gibi seviniyorlar. Allah onları dünyada ve ahirette mutlaka kahredecektir.
Allah bu hususu şu âyetle bize haber vermektedir: "Şübhesiz ki çirkin şeylerin (söz ve fiillerin), îmân edenlerin içinde yayılmasını arzû edenlere, dünyada da âhirette de (pek) elemli bir azab vardır. Ve Allah bilir, siz ise bilmezsiniz. (Nur, 19)"
Allahım, bizi ve neslimizi ve iman edenleri her türlü çirkin söz ve fiilden muhafaza eyle.. Âmin..

Mü'minler için istiğfar eden melekler

Ey insan! Yüz cihetten günahların hücum ettiği şu zamanda bir dille istiğfar ederek mukabeleye çalışsan ne kadar kâfi gelir?
Yüzler günahlara karşı yüzler, belki binler dile ihtiyacın var. Bunun bir çaresi aynı maksad üzere ittihad etmiş kardeşlerin olmasıdır ki Risale-i Nur hizmetinin bir hususiyeti ve özelliğidir.
Bir çaresi de meleklerin senin için istiğfar etmesidir. Bu da Ramazan gelince Allah'ın emriyle olur.
Bu hususu Peygamber Efendimiz (asm) bize şöyle haber vermektedir: "Ramazan gelince, Allahu teâlâ meleklere, mü'minlere istiğfar etmelerini emreder. (Deylemî)"
Allahım, bizi ve neslimizi daima Ramazan'dan istifade edenlerden eyle.. Âmin..

Sabırda düşmanlarınıza üstün gelin

Ey insan! Sen bir iman eden olarak ve iman gereği olarak sabret. Takvan ile günahlara karşı sabrettiğin, musibete karşı sabrettiğin ve ibadetinle taate sabrettiğin gibi İslam düşmanına karşı da sabret. Allah için sabırda düşmanlarını geç. Sabredersen zafer senin olacaktır.
Sabrın yanında düşmanın hainliğine karşı da hazırlıklı ol. İmanı olmayandan her türlü hainlik beklenir. Düşmanın saldırıya geçtiğinde de haddini aşmaktan Allah'tan sakın.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber veriyor: "Ey îmân edenler! Sabredin! Sabırda (düşmanlarınıza) üstün gelin! (Her an cihâda) hazırlıklı olun ve Allah’tan sakının! (Âl-i İmrân, 200)"
Allahım, bizi ve neslimizi daima düşmanlarımıza üstün eyle..  Âmin..

13 Temmuz 2013 Cumartesi

Allah size âyetleri açıklıyor

Ey insan! Allah Nur Suresi'nde hükümleri bir bir açıklıyor. Her bir hükmünde nice hikmetler ve ilimler vardır. Hiçbir hükmü olmasın ki hikmeti olmasın. 
Allah senin aklına uzak hakikatleri, hükümleri açıklıyor. Seni evhamlardan kurtarıyor.
Allah bu hususu şu âyetle bize haber veriyor: "Ve Allah size âyetleri açıklıyor. Çünki Allah, Alîm (herşeyin içyüzünü bilen)dir, Hakîm (her işi hikmetli olan)dır. (Nur, 18)"

Kim bir oruçluya iftar ettirirse

Ey insan! Şu Ramazan-ı Şerif senin için bulunmaz bir hayır kapısıdır. En kârlı manevi ticaretin merkezidir.
Oruç tutarsın, sevabını ancak Allah bilir. Bir Kur'ân harfi okursun, bire binler sevab ve cennet meyvesi kazanırsın. Ne hayır işlesen bire binlerle taltif edilirsin. Bir ay için bir ömür kazanırsın.
Öyle de bir oruçluya iftar ettirirsin, Allah sana o oruçlunun sevabını yazar. Hem de oruçlunun sevabından bir eksilme olmadan. İşte sana Allah'ın ihsanı çok kârlı bir ay.
Bu hususu Peygamber Efendimiz (asm) bize şöyle haber veriyor: "Kim bir oruçluya iftar ettirirse, kendisine onun sevâbı kadar sevab yazılır. Üstelik bu sebeple oruçlunun sevâbından hiçbir eksilme olmaz. (Tirmizî)"
Allahım, bizi ve neslimizi bu hadise daima mazhar olanlardan eyle.. Âmin..

Kur'ân okunduğu zaman

Ey insan! Bilir misin? Allah Kur'ân ile seninle doğrudan konuşuyor. Allah sana hitab ediyor. "Ey insan" diyor. Öyle ise sen de edeb ile Allah ile konuş. 
Kur'ân okuyan ben Allah ile konuştum dese yalan söylemiş olmaz. Öyle ise Kur'ân okunduğunda hemen onu dinle. Zira bil ki o anda Allah seninle konuşuyor. Edeb ile sus ki merhamet olunasın.
Bu hususu Allah bize şu âyetle haber veriyor: "Kur’ân okunduğu zaman, hemen onu dinleyin ve susun ki merhamet olunasınız! (A‘râf, 204)"
Allahım, bizi ve neslimizi daima Kur'ân'ı okuyan ve dinleyen eyle.. Âmin..

12 Temmuz 2013 Cuma

Size Ramazan orucunu farz kıldı

Allah insana yirmidört saat verdiği gibi oniki de ay vermiştir. Oniki ay zarfında ömrünü tanzim eder. Kışın yaza hazırlanır, yazın kışa. Oniki ayın bir sultanı vardır ki Allah o ayı bizim için mübarek kılmıştır. O ay Ramazan-ı Şerif'tir.
Ramazan ayı, dünya yazından mahşer kışına bir hazırlık ayıdır. Onun içindir ki Allah bu ayda Ramazan orucunu bize farz kılmıştır. 
Bu hususu Peygamber Efendimiz (asm) bize şöyle haber verir: "Ramazan ayı mübarek bir aydır. Allahu Teâlâ, size Ramazan orucunu farz kıldı. (Neseî)"
Öyle ise mahşer kışı gelmeden Ramazan orucu ve kazanımlarıyla hazırlanalım, inşaallah.
Allahım, bizi ve neslimizi daima Ramazan orucunu tutanlardan eyle.. Âmin..

Bir açıklama, hidayet ve nasihat kitabı

Ey insan! Sen bu dünyaya gönderildiğinden beri çok sorular sordun hem kendine hem diğer insanlara. Önüne bir sürü kavşaklar çıktır, hangisini tercih edeceğinde tereddüdde kaldın. Kimi zaman nefis ve şeytan seni aldattı. 
Senin mühim sorularına cevab bulacağın kaynak Kur'ân'dır. Zira Kur'ân insanlar için bir açıklamadır. 
Nefis ve şeytana aldanmamak için takva sahiblerine bir hidayet ve bir nasihat yine Kur'ân'dır. 
Allah takva sahiblerine hidayet ve nasihat için Kur'ân'ı göndermiştir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber vermektedir: "Bu (Kur’ân), insanlar için bir açıklama, takvâ sâhibleri için ise bir hidâyet ve bir nasîhattir. (Âl-i İmrân, 138)"
Allahım, bizi ve neslimizi Kur'ân'ın insanlara ulaşmasında bir vesile eyle ve bizi takva sahiblerinden eyle.. Âmin..

Midenin orucuyla oruç tutar azalar

Midenin oruç tutmasıyla oruç tutan azalar;
1. Göz harama bakmaz olur.
2. Kulak haram dinlemez olur.
3. Dil haram söylemez olur.
4. Akıl haram düşünmez olur.
5. Nefis haram arzu etmez olur.
6. El haram tutmaz olur.
7. Ayak harama gitmez olur.
8. Elhasıl, bütün azalar haramdan el etek çeker.

Bunları yapamayan, midenin açlığından sadece sıhhat bulur, o da belki...
Allahım, bize ve neslimizle midemizle birlikte bütün azalarımıza da oruç tutturmayı nasib eyle.. Âmin..

11 Temmuz 2013 Perşembe

Allah size nasihat ediyor

İnsan hata eder, fakat fazilet hatayı fark edip düzeltmek ve bir daha öyle bir duruma bir daha dönmemektir. 
İfk hadisesine ağızlarıyla katılan bir kısım mü'minlere Allah nasıl davranması gerektiğini nasihat eder. "Bu büyük bir iftiradır" demeleri gerektiğini ifade eder. Bu mü'minin iftiraya ortak olmasından kurtulması için bir nasihattir. Bu nasihati onlara Allah yapar.
Allah bu hususta  nasihat ettiğini bize şu âyetle haber vermektedir: "Eğer mü’min kimseler iseniz, böyle bir duruma ebediyen (bir daha) dönmemeniz için Allah size (böyle) nasîhat ediyor. (Nur, 17)"
Allahım, bizi ve neslimizi daima senin nasihatine uyanlardan eyle.. Âmin..

Bu büyük bir iftiradır

Ey insan! İftira büyük bir günahtır. İftira olduğunu bildiğin halde bunu ağzınla dillendirmen daha büyük bir günahtır. İftira olma ihtimali yüzde yüz olan bir iftirayı dillendirmek çok daha büyüktür.
Bilgi sahibi olmadan bir iftiraya inanıp iffetli bir kadın hakkında ileri geri konuşmak Allah katında çok çirkindir. Hele bu bir sahabi hakkında olursa elbette daha çirkindir. Böyle bir çirkinliğe Peygamber Efendimizin (asm) mübarek zevcesi, validemiz Hz. Aişe (rha) maruz kalmış ve bu iftirayı duyanların yapması gereken davranışı bize Allah şu âyetle haber vermiştir: "Hem onu duyduğunuz zaman: “Bu hususta konuşmamız bize yakışmaz! Hâşâ! Bu büyük bir iftirâdır!” demeniz gerekmez miydi? (Nur, 16)"
Allahım, bizi ve neslimizi daima rızana muvafık hareket etmeyi nasib eyle.. Âmin..

İnanarak Ramazan orucunu tutan

Ey insan! Günahların dağlarken işte sana fırsat.  
Allah sana öyle bir fırsat verdi ki dağlar kadar olan günahını afvetmek için sana bir vesile kıldı. O vesile Ramazan'dır, Ramazan orucudur. 
Ramazan ve oruç bir insana seksen senelik bir ömürde kazanılacak sevabı kazandırmaya kabildir. Öyle de bir ömür dolusu günahları dahi bağışlatmaya kabildir.  
Allah Ramazan-ı Şerif'e bu kadar önem vermiştir.
Bu hususu Peygamber Efendimiz (asm) bize şöyle haber vermektedir: "Kim inanarak ve alacağı mükâfatı umarak Ramazan orucunu tutarsa, geçmiş günahları bağışlanır. (Buhârî)"
Allahım, bize ve neslimize bu hadise mazhar Ramazanlar nasib eyle.. Âmin..

Allah'ın veli kullarına korku yoktur

Ey insan! Senin bu korkun ve mahzuniyetin nedir? Niye bu kadar korkuyorsun? Bu kadar niye mahzun oluyorsun?
Unutma ki Allah'ın veli kullarına korku yoktur, mahzun da olmazlar. 
İnsanı korkutan anck istikbaldir. İstikbal ve gelecek ise ancak Allah'ın elindedir. İnsanı mahzun eden sevdiklerinden ayrılmaktır. Allah'ı seven sevdiklerinden ayrılır mı hiç?
Öyle ise Allah'a dost ol ki şu âyete mazhar olasın: "Dikkat edin! Şübhesiz, Allah’ın velî (kul)larına hiçbir korku yoktur ve onlar mahzun (da) olmayacaklardır. (Yûnus, 62)"
Allahım, bizi ve neslimizi bu âyete mazhar eyle.. Âmin..

10 Temmuz 2013 Çarşamba

Kaba söz ayıb getirir

İnsan deyince insanın aklına haya ve edeb geliyor. Nezaket ve nezahet geliyor. İnsan örtülmesi gereken ayıbları ve noksanları vardır. İnsanın ayıbını ve noksanını en iyi örten haya ve edebdir. 
Haya ve edeb sahibi insandan kaba sözler sudur etmez, çıkmaz. Çünkü kaba söz insanı ayıba götürür, ayıbdan başka bir şey getirmez. Haya ve edeb insanı bilhassa genci süsler, hem Allah nazarında hem de kul karşısında güzelleştirir.
Bu hususu Peygamber Efendimiz (asm) bize şöyle haber vermektedir: "Kaba söz, ayıptan başka bir şey getirmez! Hayâ ve edeb ise, girdiği yeri süsler. (Müslim)"
Öyle ise insan kaba sözden uzak durup haya ve edeb ile süslensin.
Allahım, bizi ve neslimizi haya ve edeb ile süsle.. Âmin..

Kur'ân Ramazan'da indirilmiştir

Ey insan! Ramazan öyle bir aydır ki Allah Ramazan'ı ümmet-i Muhammed'e (asm) tahsis etmiştir. Öyle ki Kur'ân onda indirilmiştir. Kur'ân ki insanlara doğru yolu gösterir, hidayetiyle apaçık delillerle hakkı batıldan ayıran hükümler Kur'ân'dadır.
Bu vakte kadar Kur'ân'ın bir hükmünü çürüten olmamıştır. Bilim dahi Kur'ân'ın hükümlerini tek tek teyid etmekte ve doğrulamaktadır. Zira bütün hükümler Allah'a aiddir.
İşte böyle bir Kur'ân Ramazan-ı Şerif'te indirilmiştir. Bu hususu Allah bize şu âyetle haber vermektedir: "Ramazan ayıdır ki, insan­lara doğru yolu göstermek ve hidâyet ile furkandan (hak ile bâtılı ayıran hükümlerden) apaçık deliller olmak üzere, Kur’ân onda indirilmiştir. (Bakara, 185)"
Allahım, bizi ve neslimizi Ramazan'a ve Kur'ân'a muvafık bir hayata mazhar eyle.. Âmin..

Hayatın lezzeti hüsn-ü zanda

İnsanlar hakkında kötü düşünce beslemek su-i zandır. Su-i zan bir hastalıktır. İnsanların sadece kendisince kötü yanlarıyla değerlendirir. Kibirin ve büyüklenmenin alametidir. Altında insanları beğenmemek ve kendini beğenmek yatar. İnsanlar arasındaki muhabbeti zedeler. 
Allah her günahta olduğu gibi su-i zan hastalığının içine cezasını yerleştirmiştir. Başta su-i zan sahibine hayatın azabını çektirir, insanlar tarafından sevilmez.
Bu hastalığın tedavisi güzel düşünmek olan hüsn-ü zandır. Güzel gören güzel düşünür, güzel düşünen hayatından lezzet alır. 
Allah her sevabda olduğu gibi hüsn-ü zannın içine cennet lezzetini koymuştur. Hüsn-ü zan, sahibine güzel bir bakış verir, hayatından lezzet aldırır, çirkinliklerini göstermez, insanların muhabbetini kazandırır.