Ey insan! Sağmal hayvanlardan sekiz eş yaratan Allah, deve ve sığırdan da erkek ve dişi olarak ikişer eş yarattığını haber verir. Allah, Resul-i Ekrem’e (asm), müşriklere deve ve sığırdan iki erkek, iki dişi veya iki dişinin rahimlerinde bulunan yavrularından hangisini haram kıldığını veya Allah onlara haram kılmayı peygamberine tavsiye buyurduğu zaman buna şahid mi olduklarını sormasını buyurur. Allah, bunların hiçbirinin doğru olmadığını haber verip bilgisizce insanları dalalete düşürmek için Allah’a karşı yalan uydurandan daha zalim kimsenin olmayacağını, küfürlerindeki ısrarları sebebiyle zalimler topluluğunu asla hidayete erdirmeyeceğini bildirir.
Allah, Resul-i Ekrem’e (asm), Allah’a karşı yalan uyduran müşriklere, kendisine vahiy yoluyla haber verilenler içinde, bilgisizce ve kendilerince haram kıldıkları sağmal hayvanları yiyecek olan yiyici bir kimseye haram kılınmış bir şey bulmadığını, ancak helal olan sağmal hayvanlardan ölü hükmünde olan usulünce kesilmemiş veya avlanmadan ölen bir hayvan veya akıtılmış kan veya pislik olan domuz eti veya üzerine Allah’dan başkasının adı zikredilerek kesilmekle açıkça işlenen bir fıskın müstesna olduğunu söylemesini buyurur. Allah, zaruret haline düşmüş bir başkasının hakkına tecavüz etmeden ve zaruret miktarı haddini aşmadan bunlardan yemeye mecbur kalan kimse için haram olmadığını, artık onlar için şefkatle terbiye eden Rabbinin çok bağışlayan Gafur ve çok merhamet eden Rahim olduğunu Resul-i Ekrem’e (asm) bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “De ki: “Bana vahyolunanlar içinde bunu (bu haram dediklerinizi) yiyecek olan bir yiyici kimseye, haram kılınmış bir şey bulmuyorum; ancak (o şeyin) ölü (usûlünce kesilmeden veya avlanmadan ölen bir hayvan) veya akıtılmış kan veya domuz eti, ki o pistir, veya (kesilirken) üzerine Allah’dan başkasının adı zikredilmiş (olmakla açıkça işlenen) bir fısk olması müstesnâ. Fakat (başkasının hakkına) tecâvüz edici ve haddi (zarûret mikdârını) aşıcı olmadan, kim (ölmeyecek kadar bunlardan yemeye) mecbur kalırsa, artık (bilsin ki) şübhesiz Rabbin, Gafûr (çok bağışlayan)dır, Rahîm (çok merhamet eden)dir.” (En’am Suresi, 145)”
Allahım, bizi ve neslimizi helal kıldıkların ile iktifa eden kullarından eyle.. Âmin..
Allah, Resul-i Ekrem’e (asm), Allah’a karşı yalan uyduran müşriklere, kendisine vahiy yoluyla haber verilenler içinde, bilgisizce ve kendilerince haram kıldıkları sağmal hayvanları yiyecek olan yiyici bir kimseye haram kılınmış bir şey bulmadığını, ancak helal olan sağmal hayvanlardan ölü hükmünde olan usulünce kesilmemiş veya avlanmadan ölen bir hayvan veya akıtılmış kan veya pislik olan domuz eti veya üzerine Allah’dan başkasının adı zikredilerek kesilmekle açıkça işlenen bir fıskın müstesna olduğunu söylemesini buyurur. Allah, zaruret haline düşmüş bir başkasının hakkına tecavüz etmeden ve zaruret miktarı haddini aşmadan bunlardan yemeye mecbur kalan kimse için haram olmadığını, artık onlar için şefkatle terbiye eden Rabbinin çok bağışlayan Gafur ve çok merhamet eden Rahim olduğunu Resul-i Ekrem’e (asm) bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “De ki: “Bana vahyolunanlar içinde bunu (bu haram dediklerinizi) yiyecek olan bir yiyici kimseye, haram kılınmış bir şey bulmuyorum; ancak (o şeyin) ölü (usûlünce kesilmeden veya avlanmadan ölen bir hayvan) veya akıtılmış kan veya domuz eti, ki o pistir, veya (kesilirken) üzerine Allah’dan başkasının adı zikredilmiş (olmakla açıkça işlenen) bir fısk olması müstesnâ. Fakat (başkasının hakkına) tecâvüz edici ve haddi (zarûret mikdârını) aşıcı olmadan, kim (ölmeyecek kadar bunlardan yemeye) mecbur kalırsa, artık (bilsin ki) şübhesiz Rabbin, Gafûr (çok bağışlayan)dır, Rahîm (çok merhamet eden)dir.” (En’am Suresi, 145)”
Allahım, bizi ve neslimizi helal kıldıkların ile iktifa eden kullarından eyle.. Âmin..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder