31 Mart 2017 Cuma

O hidâyeti Kur’ân’ı dinleyince ona îmân ettik

Ey insan! Allah, cinlerden iman eden topluluğunun, kendilerinin göğe çıkmak için Allah’ı asla aciz bırakamayacaklarını, hem alevli yıldızlardan kaçmakla Allah’ı asla aciz bırakamayacaklarını, Allah’ın azabından kurtulamayacaklarını sezdiklerini, iyice anladıklarını söylediklerini bildirir.
Allah, Allah’ı aciz bırakamayacaklarını sezen iman eden cin topluluğunun kendilerinin Resul-i Ekrem (asm) hidayet rehberi olan Kur’ân’ı okurken dinleyince ona iman ettiklerini, şefkatle terbiye eden Rabbisine iman eden kimsenin artık salih amel işlemekle alacağı sevabda bir noksanlıktan ve bir haksızlığa uğramaktan korkmayacağını söylediklerini bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Ve gerçekten biz, o hidâyeti (Kur’ân’ı) dinleyince ona îmân ettik. O hâlde kim Rabbisine îmân ederse, artık ne (alacağı sevabda) bir noksanlıktan, ne de bir haksızlığa uğramaktan korkar! (Cin, 13)”
Allahım, bizi ve neslimizi hidayet rehberi Kur’ân’a iman edip tabi olanlardan eyle.. Âmin..

Allah’ı aslâ âciz bırakamayacağımızı sezdik

Ey insan! Allah, cinlerden iman eden topluluğun, kendilerinden salih olanlar olduğu gibi bundan daha aşağı olan salih olmayanlar da olduğunu, dünya hayatında farklı farklı yollarda gider olduklarını söylediklerini bildirir.
Allah, cinlerden iman eden o topluluğun, kendilerinin yeryüzünde hiçbir surette asla Allah’ı aciz bırakamayacaklarını, kaçmakla da Allah’ı aciz bırakarak kurtulamayacaklarını sezdiklerini, iyice anladıklarını söylediklerini bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Artık şübhesiz ki biz, yeryüzünde Allah’ı aslâ âciz bırakamayacağımızı, (hem) kaçmakla da O’nu aslâ âciz bırakamayacağımızı (O’ndan kurtulamayacağımızı) sezdik (iyice anladık)! (Cin, 12)”
Allahım, bizi ve neslimizi kudretin karşısında daima kul olarak rüku ve secde eden kullarından eyle.. Âmin..

30 Mart 2017 Perşembe

Rağbet edilenler ve edenlerin gecesi, Regaib Kandili

Ey insan! İbadet ayları olan üç aylar gelince ruh ve kalb harekete geçer. Manevî hayatı inkişaf eder, feyzdar olur. Receb ayı Allah’ın ayıdır. Sevablar bire yüzden geçer.
Receb ayının ilk Cuma gecesi Regaib Kandili’dir. Rağbet edilenler, ihsanlar, nimetler, feyzler manalarına gelir. Bu ismi melekler vermiştir. Bu gece Resul-i Ekrem (asm) anne rahmine düştüğü, dünyayı teşrife hazırlanmaya başladığı zamandır. Regaib Gecesini Kur’an, istiğfar ve salavatla idrak etmek çok kıymetlidir.
Resul-i Ekrem (asm) Regaib Gecesinin faziletini bize şöyle haber verir: “Şu beş gecede yapılan dua geri çevrilmez: Regaib gecesi, Şaban’ın 15. gecesi, Cuma gecesi, Ramazan bayramı ve Kurban bayramı gecesi.” (İbn-i Asakir)
Resul-i Ekrem (asm) ayrıca Receb-i Şerif’te oruç tutmanın kıymet ve faziletini bize şöyle haber verir: "Receb-i Şerif’in birinci gününde oruç tutmak üç senelik, ikinci günü oruçlu olmak iki senelik ve yine üçüncü günü oruçlu bulunmak bir senelik küçük günahlara kefaret olur. Bunlardan sonra her günü bir aylık küçük günahların af ve mağfiretine vesile olur.” (Camiu-s Sağir)
Allahım, bizi ve neslimizi Receb-i Şerifi ve Regaib Gecesini ibadet, gündüzünü oruç ile idrak edenlerden eyle.. Âmin..

Farklı farklı yollarda gider olmuşuz

Ey insan! Allah, Peygamberin (asm) gönderilmesiyle birlikte artık gök ehlini dinleyemediklerini söyleyen cinlerin, bununla yeryüzü ehline kötülük mü yapılmak istenildiğini, yoksa şefkatle terbiye eden Rablerinin onlara bir iyilik mi dilediğini bilmediklerini söylediklerini bildirir.
Allah, iman eden cinlerin, kendilerinden iman edip salih amel işleyen salih kimseler olduğu gibi bundan daha aşağı olan salih olmayanlar da olduklarını, farklı farklı yollarda hayat yolculuğunda gider olduklarını söylediklerini bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Doğrusu biz ise, bizden sâlih olanlar da vardır ve bizden bundan aşağıda olanlar (böyle sâlih olmayanlar) da vardır. Farklı farklı yollar(da gider) olmuşuz. (Cin, 11)”
Allahım, bizi ve neslimizi daima salih olanlardan eyle.. Âmin..

29 Mart 2017 Çarşamba

Yoksa Rableri onlara bir iyilik mi diledi?

Ey insan! Allah, iman eden cin topluluğunun, Peygamberin (asm) gönderilmesinden önce gökte oturulacak yerlerde melaikeyi dinlemek için oturduklarını, fakat Resul-i Ekrem’in (asm) doğumu ile birlikte artık semavat ehlini dinlemeye kalkanın karşısında kendisini helak edecek hazır bekleyen ve gözetleyen bir alev bulduğunu söylediklerini bildirir.
Allah, Peygamberin (asm) gönderilmesinden önce gök ehlini dinleyen, fakat artık dinleyemediklerini söyleyen iman eden cin topluluğu, gök ehlinin dinlenmesinin yasaklanmasıyla yeryüzünde bulunan kimselere bir kötülük mü yapılmak istendiğini, yoksa şefkatle terbiye eden Rablerinin onlara bir iyilik mi dilediğini bilmediklerini söylediklerini bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Ve gerçekten biz bilmiyoruz, (bununla) yeryüzünde bulunan kimselere bir kötülük mü (yapılmak) istenildi, yoksa Rableri onlara bir iyilik mi diledi? (Cin, 10)”
Allahım, bizi ve neslimizi dünya ve ahirette iyilik verdiğin kullarından eyle.. Âmin..

Recep ve Şa'ban'ı bizim için bereketli kıl ve bizi Ramazan'a ulaştır

Ey insan! Bir önceki sene hüzünle, ümidle uğurlanan ve ibadet ayları olan üç aylar mevsimi tekrar bizleri kuşattı. Nicelerimiz vazifesini tamamlayıp bizleri bırakarak ahiret alemine geçti, her hayır elinde olan Allah'dan iyilik ve hayırları umarak.
Bizleri sağlık ve afiyetle tekrar bu ibadet mevsimini teneffüs ettirdiği için Rabb-i Rahimimiz olan Allah'a hududsuz hamd u senalar olsun.
Receb-i Şerif ile başlayan ibadet mevsimi geldiğinde Allah'ın has kulu, Habibullah, Resul-i Ekrem (asm) "اللهم بارك لنا فى رجب و شعبان و بلغنا رمضان Ya İlahena! Recep ve Şa'ban'ı bizim için bereketli kıl ve bizi Ramazan'a ulaştır. Amin" diyerek dua ederdi. Böylece Receb-i Şerif, Şaban-ı Muazzam ve Ramazan-ı Mübarek Allah'ın razı olduğu şekilde ibadetle, bereket ve feyizle geçerdi, Allah'ın inayet ve yardımıyla. Biz de Resul-i Ekrem'in (asm) duasına iştirak edip âmin diyerek Rabbimize niyaz ediyoruz.
Allahım, bize ve neslimize Recep ve Şa'ban'ı bizim için bereketli kıl ve bizi Ramazan'a ulaştır, memleketimize ve İslam âlemine ferecler ve ferahlar ihsan eyle.. Âmin..

28 Mart 2017 Salı

Gökte oturulacak yerlerde dinlemek için otururduk

Ey insan! Allah, iman eden cinlerin, melaikeleri dinlemek için göğü yoklayıp dokunduklarını, fakat Resul-i Ekrem’in (asm) doğumundan sonra göğün artık kuvvetli bekçiler ve alevli yıldızlarla doldurulmuş bulduklarını söylediklerini bildirir.
Allah, o cin topluluğunun Peygamberin (asm) gönderilmesinden önce gökte oturulacak yerlerde semavat ehli olan melaikeyi dinlemek için oturduklarını, fakat artık dinlemeye kalkanın karşısında kendisini helak etmek üzere hazır bekleyen ve gözetleyen bir alev bulduğunu söylediklerini bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Hâlbuki şübhesiz biz, (peygamberin gönderilmesinden önce) ondan oturulacak yerlerde (semâvât ehlini) dinlemek için otururduk. Fakat şimdi kim dinlemeye kalksa, (karşısında) kendisini (helâk etmek üzere) gözetleyen bir alev buluyor! (Cin, 9)”
Allahım, bizi ve neslimizi hakkı dinleyen ve tabi olan kullarından eyle.. Âmin..

Gök, kuvvetli bekçiler ve alevli yıldızlarla doldurulmuş

Ey insan! Allah, iman eden cinlerin diğer cinlere, kendilerinin zannettikleri gibi cinlerden bazı erkeklere sığınan insanlardan bazı erkeklerin de Allah’ın ölümden sonra hiç kimseyi asla diriltmeyeceğini zannettiklerini söylediklerini buyurur.
Allah, iman eden o cin topluluğunun, Resul-i Ekrem’in (asm) doğumundan önce melaikeleri dinlemek için göğü yoklayarak dokunduklarını, artık göğün buna izin vermeyen kuvvetli bekçiler ve alevli yıldızlarla doldurulmuş bulduklarını söylediklerini bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Doğrusu biz, (melâikeleri dinlemek için) göğe dokunduk (orayı yokladık) da onu (artık), kuvvetli bekçiler ve alevli yıldızlarla doldurulmuş bulduk.” (Cin, 8)”
Allahım, bizi ve neslimizi haddini aşanlardan eyleme.. Âmin..

27 Mart 2017 Pazartesi

Allah’ın hiç kimseyi aslâ diriltmeyeceğini zannetmişlerdi

Ey insan! Allah, iman eden cin topluluğunun, insanlardan bazı erkeklerin cinlerden bazı erkeklere sığınarak azgınlıklarını artırdıklarının bir gerçek olduğunu söylediklerini bildirir.
Allah, o cin topluluğunun diğer cinlere, onların zannettikleri gibi cinlerden bazı erkeklere sığınan insanlardan bazı erkeklerin de Allah’ın hiç kimseyi öldükten sonra asla diriltmeyeceğini zannettiklerini söylediklerini bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Hakikaten onlar da sizin zannettiğiniz gibi, Allah’ın hiç kimseyi aslâ diriltmeyeceğini zannetmişlerdi.” (Cin, 7)”
Allahım, bizi ve neslimizi tam ve kâmil iman sahibi kimselerden eyle.. Âmin..

Böylece onların azgınlıklarını artırdılar

Ey insan! Allah, kendilerinden olan İblis’in sefih ve Allah hakkında saçma şeyler söylediğini söyleyen mü’min cinlerin, insanların ve cinlerin Allah hakkında asla yalan söylemeyeceklerini sandıklarını söylediklerini bildirir.
Allah, iman eden o cin topluluğunun, insanlardan bazı erkeklerin cinlerden olan bazı erkeklere yardım etmeleri için sığındıklarını, böylece onların isyan etme hususunda azgınlıklarını artırdıklarının bir gerçek olduğunu söylediklerini bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Şu da gerçek ki, insanlardan bazı erkekler, cinlerden bazı erkeklere sığınıyorlardı. Böylece onların azgınlıklarını artırdılar.” (Cin, 6)”
Allahım, bizi ve neslimizi azgınlık edenlerden eyleme.. Âmin..

26 Mart 2017 Pazar

Allah hakkında aslâ yalan söylemeyeceklerini sanmıştık

Ey insan! Allah, Kur’ân’a iman eden cin topluluğunun, kendilerinden olan İblis’in sefih olduğunu ve Allah hakkında saçma şeyler söylediğini duyduklarını söylediklerini bildirir.
Allah, iman eden o cin topluluğunun, kendilerinden olan sefih İblis’in Allah hakkında saçma şeyler söylediğini duyana kadar, insanların ve cinlerin Allah hakkında asla yalan söylemeyeceklerini sandıklarını söylediklerini bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Hâlbuki biz, insanların ve cinlerin Allah hakkında aslâ yalan söylemeyeceklerini sanmıştık!” (Cin, 5)
Allahım, bizi ve neslimizi Allah hakkında asla yalan söylemeyen kullarından eyle.. Âmin..
 

Sefih olanımız İblis, Allah hakkında saçma şeyler söylüyormuş

Ey insan! Allah, Resul-i Ekrem (asm) Kur’ân okurken dinleyen, harikulade bir Kur’ân dinlediklerini ve iman ettiklerini söyleyen bir cin topluluğunun kendilerini şefkatle terbiye eden Rablerinin şanının pek yüce olduğunu, Allah’ın bir eş ve çocuk edinmediğini söylediklerini bildirir.
Allah
, Rablerinin şanının yüce olup bir eş ve çocuk edinmediğini söyleyen cin topluğunun, kendilerinden olan İblis’in sefih ve akılsız olduğunu söyleyip Allah hakkında saçma şeyler söylediğini duyduklarını söylediklerini bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Şu da şübhesiz ki, bizim sefih olanımız (İblis), Allah hakkında saçma şeyler söylüyormuş. (Cin, 4)”
Allahım, bizi ve neslimizi sefihlerden eyleme.. Âmin..

25 Mart 2017 Cumartesi

O, ne bir eş edinmiştir, ne de bir çocuk!

Ey insan! Allah, Resul-i Ekrem (asm) Kur’ân okurken dinleyip harikulade güzel bulan bir cin topluluğunun Kur’ân’ın doğru yola götürdüğünü, kendilerinin de Kur’ân’a iman ettiğini ve Rablerine hiçbir şeyi asla ortak koşmayacaklarını bildirir.
Allah, Kur’ân’a iman edip Rablerine hiçbir şeyi ortak koşmayacaklarını söyleyen cinlerin, ayrıca kendilerine Kur’ân’a iman etme şerefini bahşeden ve şefkatle terbiye eden Rablerinin şanının pek yüce olduğunu, Kendisine bir ortak olarak bir eş edinmediğini ve bir çocuk edinmediği söyleyerek Allah’ı takdis ettiklerini buyurur.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Ve şu muhakkak ki, Rabbimizin şânı pek yücedir; (O,) ne bir eş edinmiştir, ne de bir çocuk!” (Cin, 3)”
Allahım, bizi ve neslimizi daima Seni takdis eden kullarından eyle.. Âmin..

Kur’ân doğru yola götürüyor

Ey insan! Resul-i Ekrem’e (asm) hitab eden Allah, Kur’ân okurken cinlerden bir topluluğun dinleyip harikulade güzel bir Kur’ân dinlediklerini söylediklerini, bunun da kendisine vahyolunduğunu söylemesini buyurur.
Harikulade güzel bir Kur’ân dinlediklerini söyleyen cin topluluğundan haber veren Allah, onların Kur’ân’ın doğru yola götürdüğünü, artık kendilerinin de Kur’ân’a iman ettiklerini ve şefkatle terbiye eden Rablerine hiçbir şeyi asla ortak koşmayacaklarını söylediklerini bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “(Ve demişler ki:) “(O Kur’ân) doğru yola götürüyor; artık (biz de) ona îmân ettik. Ve Rabbimize hiçbir şeyi aslâ ortak koşmayacağız!” (Cin, 2)”
Allahım, bizi ve neslimizi Kur’ân’a iman eden ve Sana hiçbir şeyi asla ortak koşmayanlardan eyle.. Âmin..

24 Mart 2017 Cuma

Doğrusu biz, hârikulâde güzel bir Kur’ân dinledik!

Ey insan! Allah, Cin Suresi ile Kur’an’ın harikalığını, Kur’an’ı dinleyen cinlerden bir topluluğun Müslüman olduklarını, cinlerden, tevhidden, İblisten, ahiretten, cinlerin sema ehlini dinlediklerinden, dinlemelerinin kesilmesinden bahseder.
Allah, Resul-i Ekrem’e (asm) hitab ederek cinlerden bir topluluğun kendisini dinlediklerini ve o vakte kadar dinlemedikleri harikulade güzel bir Kur’an dinlediklerini söylediklerini Allah tarafından kendisine vahyolunduğunu söylemesini buyurur.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “(Ey Resûlüm!) De ki: “Bana vahyolundu, şu şübhesiz ki, cin’lerden bir topluluk (ben Kur’ân okurken) dinlemiş de: ‘Doğrusu biz, hârikulâde güzel bir Kur’ân dinledik!’ demişler.” (Cin, 1)”
Allahım, bizi ve neslimizi Kur’an’ı dinleyen, itaat eden kullarından eyle.. Âmin..

Kur'an'ı dinleyen Cinlerin hidayetini anlatan sure, Cin Suresi

Ey insan! Kur’an-ı Kerim’in 72. suresi olan Cin Suresi, Mekke devrinde 40 sure olarak nâzil olmuştur, 28 âyettir.
Allah, bu surede cinlerden bir topluluğun Resul-i Ekrem (asm) Kur’an okurken dinlediklerini ve hayran kalıp iman ettiklerini, asla şirk koşmayacaklarını, Allah’ın eşi ve çocuğu olmadığını, İblisin saçma şeyler söylediklerini, cinlerin İblisin asla yalan söylemeyeceklerini sandıklarını, insanlardan bazı erkeklerin cinlerden bazı erkeklere sığındıklarını, yeniden dirilişi, cinlerin daha önce çıktıkları göğe artık çıkamadıklarını, cinlerden salih olanlar ve olmayanlar olduğunu, Kur’an’ın hidayet olduğunu, cinlerden Müslüman olanlar ve sapanlar olduğunu, sapanların Cehenneme odun olacaklarını haber verir.
Allah, ayrıca, kafirlerin İslam yolunda gitmeleri halinde bol su ve rızık vererek imtihan edeceğini, Kur’an’dan yüz çevirenin azaba düçar olacağını, mescidlerin Allah’ın olduğunu, yalnız Allah’a ibadet edip yalnız Allah’dan yardım istenilmesini, peygamberlerin vazifesinin tebliğ olduğunu, Allah ve Resulüne (asm) isyan eden için Cehennem ateşi olduğunu, gaybı yalnız Allah’ın bilebileceğini ve peygamberlerden bazısının müstesna olduğunu bildirir.
Allahım, bizi ve neslimizi Cin Suresi’nden murad mana, fazilet ve feyze mazhar eyle.. Âmin..
 
 

23 Mart 2017 Perşembe

İmtihan etmek için bazılarını derecelerle yükselten de O’dur

Ey insan! Allah, Resul-i Ekrem’e (asm), onlar gibi herşeyin Rabbi olan Allah’ı bırakıp başka bir rab edinmeyeceğini müşriklere söylemesini buyurur. Allah, ayrıca herkesin ancak kendi aleyhine günah kazandığını ve hiçbir günahkârın da başkasının günahını yüklenmeyeceğini söylemesini bildirir. Allah, dünyanın kapanmasından sonra dönüşlerinin ancak Rableri olan Allah’a olacağını, o zaman hakkında ihtilafa ve şübheye düştükleri şeyleri kendilerine haber vereceğini söylemesini Resul-i Ekrem’e (asm) buyurur.
Allah, kendisine ilim vererek insanları bitki ve hayvanların, yeryüzünün halifeleri kılanın ve kimin daha hayırlı olduğunu ortaya çıkarmak üzere imtihan etmek için kendilerine verdiği şeyler, nimetler ve mallar hususunda bazısını bazısının üstünde derecelerle yükseltenin Allah olduğunu haber verir. Allah, Resul-i Ekrem’e (asm) şefkatle terbiye eden Rabbinin azabı pek çabuk olan olduğunu ve buna rağmen azabı tehir edip bağışlanma ve merhamet dilenmeleri için çok bağışlayan Gafur ve çok merhamet eden Rahim olduğunu bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Sizi yeryüzünün halîfeleri kılan ve size verdiği şeyler (ni‘metler) husûsunda, sizi imtihân etmek için bazınızı bazınızın üstüne derecelerle yükselten de O’dur. Muhakkak ki Rabbin, azâbı pek çabuk olandır ve şübhesiz ki O, elbette Gafûr (çok bağışlayan)dır, Rahîm (çok merhamet eden)dir. (En’am Suresi, 165)”
Allahım, bizi ve neslimizi bağışladığın ve merhamet ettiğin iyi ve salih kullarından eyle.. Âmin..

Allah’dan başka bir rab mi arayacağım?

Ey insan! Allah, Resul-i Ekrem’e (asm), Allah’ın hiçbir şekilde ortağı olmadığını ve Müslümanların ilki olması hasebiyle de Allah’ın birliğini ilan ve tebliğ etmekle emrolunduğunu müşriklere söylemesini bildirir.
Allah, Resul-i Ekrem’in (asm), Allah’ın herşeyi şefkatle terbiye eden Rabbi olduğu halde Allah’dan başka bir rab, bir terbiyeci aramanın yanlış olduğunu, ayrıca herkesin kazandığı günahın ancak kendi aleyhine olduğunu ve hiçbir günahkârın da başkasının günahını yüklenmeyeceğini müşriklere söylemesini buyurur. Allah, ayrıca hayatın sonunda dönüşün ancak şefkatle terbiye eden Rablerine olacağını, döndükleri zaman hakkında ihtilafa ve şüpheye düştükleri şeyleri de onlara Rablerinin haber vereceğini söylemesini Resul-i Ekrem’e (asm) bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “De ki: “O, herşeyin Rabbi iken, Allah’dan başka bir rab mi arayacağım?” Hem herkes ancak kendi aleyhine (günah) kazanır! Ve hiçbir günahkâr, başkasının günâhını yüklenmez! Sonra dönüşünüz ancak Rabbinizedir; artık (O,) hakkında ihtilâfa düşmekte olduğunuz şeyleri size haber verecektir. (En’am Suresi, 164)”
Allahım, bizi ve neslimizi yalnız Seni Rab bilen mağfur kullarından eyle.. Âmin..

 
 

22 Mart 2017 Çarşamba

O’nun ortağı yoktur

Ey insan! Allah, Resul-i Ekrem’in (asm) namaz ve ibadetinin, hayat ve ölümünün âlemlerin Rabbi olan Allah için olduğunu müşriklere söylemesini buyurur.
Allah, ayrıca Resul-i Ekrem’in (asm) müşriklere, âlemlerin Rabbi olan Allah’ın hiçbir ortağının olmadığını, Allah’ın dini olan İslam’a teslim olan Müslümanların ilki olması hasebiyle Allah’ın bir olduğunun tebliğ ve ilanıyla emrolunduğunu söylemesini bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “O’nun ortağı yoktur. Ve (ben) bununla emrolundum, çünki ben Müslümanların ilkiyim!” (En’am Suresi, 163)”
Allahım, bizi ve neslimizi Senin birliğini ilan ve tebliğ eden Müslümanlardan eyle.. Âmin..

Namazım, ibadetim, hayatım ve ölümüm Allah içindir

Ey insan! Allah, Resul-i Ekrem’in (asm) müşriklere, Rabbinin kendisini dosdoğru bir yola, doğru bir din olan, hakka yönelmiş bir Hanif olan Hz. İbrahim’in (as) dinine hidayet ettiğini, fakat Hz. İbrahim’in (as) onlar gibi müşriklerden olmadığını söylemesini bildirir.
Allah, Resul-i Ekrem’in (asm) yine o müşriklere, kıldığı namaz ve yaptığı ibadetlerin, hayat ve ölümünün de âlemlerin Rabbi olan Allah için olduğunu söylemesini buyurur.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “De ki: “Şübhesiz benim namazım da ibâdetlerim de hayâtım ve ölümüm de âlemlerin Rabbi olan Allah içindir!” (En’am Suresi, 162)”
Allahım, bizi ve neslimizi namazı ve ibadeti, hayatı ve ölümü Senin için olanlardan eyle.. Âmin..

21 Mart 2017 Salı

Rabbim beni dosdoğru bir yola hidâyet etti

Ey insan! Allah, iyilikle huzuruna gelen kimse için yaptığı iyiliğin o misli olduğunu, kötülük ve günahla gelen kimse için ise kendisinin yaptığı kötülüğün misliyle cezalandırılacağını ve haksızlığa da uğratılmayacaklarını bildirir.
Allah, Resul-i Ekrem’e (asm) hitab ederek şefkatle terbiye eden Rabbinin kendisini dosdoğru yola hidayet ettiğini, doğru bir din olan, hakka yönelmiş bir Hanif olan Hz. İbrahim’in (as) dinine hidayet ettiğini, Hz. İbrahim’in (as) ise kendileri gibi müşriklerden olmadığını müşriklere söylemesini bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “De ki: “Şübhesiz ki ben, Rabbim beni dosdoğru bir yola hidâyet etti. Doğru bir dîne, Hanîf (hakka yönelmiş) olan İbrâhîm’in dînine! Hâlbuki (o, sizin gibi) müşriklerden değildi!” (En’am Suresi, 161)”
Allahım, bizi ve neslimizi dosdoğru bir yola hidayet ettiğin hakka yönelmiş kullarından eyle.. Âmin..

İyilikle gelene on misli, kötülükle gelene misli vardır

Ey insan! Allah, yanlış anlayış ve fikirlerle ihtilafa düşerek dinlerini parçalayıp fırka fırka olanları haber vererek Resul-i Ekrem’e (asm) hiçbir hususta onlardan olmadığını bildirir. Allah, onların hesabını görme ve yaptıklarını ortaya çıkarma işinin ancak Kendisine aid olduğunu haber verir. Allah, kendilerini haklı gören o kimselere yapmakta olduklarını tek tek haber vereceğini bildirir.
Allah, iman edip huzuruna iyilik ile gelen kimseye, kendisi için yaptığı iyiliğin ve sevabın on misli olduğunu müjdeler. Allah, huzuruna kötülük ile gelen kimseyi ise yaptığı kötülüğün misliyle cezalandıracağını ve onların asla haksızlığa uğratılmayacağını bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Kim iyilikle gelirse, artık kendisi için onun (o iyiliğin) on misli vardır! Kim de kötülükle gelirse, bunun üzerine ancak misliyle cezâlandırılır ve onlar haksızlığa uğratılmazlar. (En’am Suresi, 160)”
Allahım, bizi ve neslimizi huzuruna iyilik ile gelen kimselerden eyle.. Âmin..

20 Mart 2017 Pazartesi

Dinlerini parçalayıp fırka fırka olanlar yok mu

Ey insan! Allah, müşriklerin iman etmeleri için kendilerine ölüm meleklerinin gelmesini veya şiddetli bir azab ile terbiye edilmelerini veyahut şefkatle terbiye eden Rabbin kıyametin bazı alametlerinin gelmesini mi beklediklerini Resul-i Ekrem’e (asm) sorar. Allah, Resul-i Ekrem’e (asm) Rabbinin kıyametin iradeyi ortadan kaldıran bazı alametlerin geldiği gün, ondan önce iman etmemiş veya imanı tesir etmeyip bir hayır kazanmamış olan kimsenin o gün iman etmesinin kendisine bir fayda vermeyeceğini haber verir. Allah, Resul-i Ekrem’in (asm) o müşriklere, o alametlerin geleceği günü beklemelerini, kendilerinin de beklediklerini söylemesini bildirir.
Allah, Resul-i Ekrem’e (asm), ihtilafa düşerek dinlerini parçalayıp fırka fırka olanlardan olmadığını, bir bütün olarak tamamen bağlı olduğunu haber verir. Allah, onların dinlerini parçalayıp fırka fırka olmalarının sebeblerinin hakikatini bildirmenin ve neticesinin Kendisine aid olduğunu, Allah’ın onların yapmakta olduklarını hakkı ortaya çıkararak tek tek kendilerine haber vereceğini bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Muhakkak ki dinlerini parçalayıp fırka fırka olanlar yok mu, (sen) hiçbir hususta onlardan değilsin! Onların işi ancak Allah’a âiddir; sonra (O,) ne yapmakta olduklarını (tek tek) kendilerine haber verecektir. (En’am Suresi, 159)”
Allahım, bizi ve neslimizi dinlerini parçalayıp fırka fırka olanlardan eyleme.. Âmin..

Bazı kıyâmet alâmetlerinin gelmesini mi bekliyorlar?

Ey insan! Allah, Müslümanlar, kendilerine kitab verilseydi yahudi ve hristiyanlardan daha çok hidayete ermiş kimseler olacaklarını söylememeleri için Kur’an’ın indirdiğini haber verir. Allah, Müslümanlara şefkatle terbiye eden Rablerinden hakkı gösteren apaçık bir delil, doğru yolu gösteren bir hidayet ve dalalete düşmemeleri için bir rahmet geldiğini bildirir. Allah, buna rağmen Allah’ın ayetlerini yalanlayan ve yüz çeviren kimsenin çok zalim olduğunu, onları ayetlerinden yüz çevirmelerinden dolayı yakında azabın en kötüsüyle cezalandıracağını bildirir.
Allah, ayetleri yalanlayıp yüz çeviren müşriklerin iman etmeleri için kendilerine ölüm meleklerinin gelmesini veya şefkatle terbiye eden Rabbin azabının gelip yakalamasını veyahut Rabbin haber verdiği kıyametin bazı alametlerinin gelmesini mi beklediklerini haber verir. Allah, Resul-i Ekrem’e (asm) Rabbinin takdir ettiği kıyametin bazı alametleri geldiği gün, ondan önce iman etmemiş bir kimseye veya iman ettiği halde bir hayır kazanamamış bir kimseye iman etmesinin bir fayda vermeyeceğini bildirir. Allah, Resul-i Ekrem’in (asm) kıyametin alametlerini bekleyenlere, beklemelerini ve kendilerinin de beklediklerini söylemesini emreder.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “(O müşrikler, îmân etmek için) kendilerine ille de (ölüm) meleklerin(in) gelmesini veya Rabbinin (azâbının) gelmesini yâhut Rabbinin bazı (kıyâmet) alâmetlerinin gelmesini mi bekliyorlar? Rabbinin bazı alâmetleri geldiği gün, daha önce îmân etmemiş veya îmânında bir hayır kazanmamış olan kimseye, (o gün) îmân etmesi fayda vermez. De ki: “(O alâmetleri) bekleyin, şübhesiz biz de bekleyenleriz!” (En’am Suresi, 158)”
Allahım, bizi ve neslimizi iman edip imanında hayırlar kazanmış kimselerden eyle.. Âmin..

19 Mart 2017 Pazar

Doğrusu bize kitab indirilseydi demeyesiniz

Ey insan! Allah’ın Kur’an’ı indirdiği Müslümanların, Kitab, kendilerinden önce gelen iki taife olan yahudi ve hristiyanlara indirildiğini ve onların ders yapmalarından da kendilerinin habersiz kimseler olduklarını dememeleri için indirdiğini bildirir.
Allah, yahudi ve hristiyanların derslerinden habersizdik dememelerinden başka kendilerine Kitab indirilseydi, yahudi ve hristiyanlardan daha çok hidayete ermiş kimseler olacaklarını iddia etmemeleri için Kur’an’ı indirdiğini haber verir. Allah, Kur’an’ı indirmekle Müslümanlara şefkatle terbiye eden Rablerinden dosdoğru yolu gösteren apaçık bir delil, bir hidayet ve günahlarını örtmek üzere bir rahmet geldiğini bildirir. Allah, buna rağmen bir delil, hidayet ve rahmet olan ayetlerini yalanlayıp onlardan yüz çeviren kimseden daha zalim kimsenin olamayacağını bildirir. Allah, ayetlerinden yüz çevirenleri, bile bile yüz çevirmelerinden dolayı yaptıklarına bir karşılık olarak yakında azabın en kötüsüyle cezalandıracaklarını bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Veya: “Doğrusu bize kitab indirilseydi, elbette onlardan daha çok hidâyete ermiş kimse(ler) olurduk” demeyesiniz! İşte gerçekten size Rabbinizden apaçık bir delil, bir hidâyet ve bir rahmet gelmiştir. O hâlde Allah’ın âyetlerini yalanlayıp, onlardan yüz çevirenden daha zâlim kim olabilir? Âyetlerimizden yüz çevirenleri, (böyle) yüz çevirmekte olmalarından dolayı yakında azâbın en kötüsüyle cezâlandıracağız! (En’am Suresi, 157)”
Allahım, bizi ve neslimizi Kur’an’a tabi olanlardan eyle.. Âmin..

Doğrusu habersiz kimselerdik demeyesiniz

Ey insan! Hz. Musa’ya Tevrat’ı indiren Allah, Kur’an’ın da kendisinin indirilen mübarek bir Kitab olduğunu, artık merhamet olunabilmeleri için Kur’an’a tabi olup günahlardan sakınmalarını Müslümanlara bildirir.
Allah, mübarek bir Kitab olan Kur’an’ı, Müslümanların, Kitab’ın daha önce kendilerinden önce gelen iki taife olan yahudilere ve hristiyanlara indirildiğini söyleyip kendilerinin onların ders yapmalarından, kitablarını okuyarak öğrendikleri hakikatlerinden habersiz olduklarını dememeleri için indirdiğini bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “(Onu indirdik) ki “Kitab, ancak bizden önce iki tâifeye (yahudilere ve hristiyanlara) indirildi; (biz ise) şübhesiz onların ders yapmalarından (kitablarını okumalarından ve onun hakikatlerinden) de doğrusu habersiz kimselerdik” demeyesiniz! (En’am Suresi, 156)”
Allahım, bizi ve neslimizi Kur’an’ı okuyup anlayan ve tabi olanlardan eyle.. Âmin..

18 Mart 2017 Cumartesi

Bütün şehidlerimizi rahmet ve minnetle anıyoruz

Ey insan! Şu dünyaya ticaret ve memuriyet için gönderilen insan, nefis ve şeytanıyla haktan sapmamak ve hak üzere sebat etmek için mücadele ve mücahede eder. En büyük cihadını nefsiyle verir.
İnsan en büyük cihadını nefsiyle yaparken Allah'ın dinini yaşamak ve yaşatmak için bazen karşısına maddi cihad çıkar. Vatanına, canına, namusuna ve mukaddesatına saldıran düşmana karşı mücadele eder, Allah yolunda şehid olur. Allah'ın peygamberler dışında kimseye nasib etmediği nimetlerini, ihsanlarını müşahede eder, ölümün acısını dahi hissetmez ve Allah'ın katında rızıklandırılırlar. Çünkü onlar, ölü değil, diridirler.
Bedir Şehidleri, Uhud Şehidleri şehadetin öncüleridirler. Asılar sonra şehadet ehl-i imanı kendi memleketinde Çanakkale'de karşılar. Yaşları 15 ile 25 yaşları arası çoğunlukta olmak üzere yüzbinler, hatta beş yüz bine ulaşır.
Allah, elbette yolunda mücadele edip şehid düşen o kahramanları dünya ve ahirette taltif ettiği gibi mahşerde de taltif edecek ve Cennet ehline Cennete girmeden onları gösterip iftiharkârane takdim edecektir. Biz de şimdiden bütün şehidlerimizi rahmet ve minnetle anıyoruz.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Yoksa, Allah içinizden cihâd edenleri ortaya çıkarıp, sabredenleri belli etmeden Cennete girivereceğinizi mi sandınız?" Al-i İmran. 142
Allahım, bizi ve neslimizi peygamberlere ve şehidlere güzel bir arkadaş eyle.. Âmin..

Kur'an, indirdiğimiz mübârek bir Kitab’dır

Ey insan! Allah, dosdoğru yolunu gösterdikten sonra iyilik edenlere olan nimetini tamamlamak, gelmiş ve gelecek herşeyi iyice açıklamak, doğru yolu gösteren bir hidayet ve günahlarına bir mağfiret ve rahmet olmak üzere Hz. Musa’ya (as) İlahî Kitab olan Tevrat’ı İsrailoğullarının Rablerine kavuşacaklarına iman etmeleri için verdiğini bildirir.
Allah, Kur’an’ı kasdederek onun da kendisini has kulu Hz. Muhammed’e (asm) Cebrail (as) vasıtasıyla indirdiği bir İlahî Kitab olduğunu haber verir. İndirdiği İlahî Kitabları haber veren Allah, artık hakikatın belli olduğunu, merhamet olunabilmeleri için Kur’an’a tabi olmalarını ve günahlardan sakınmalarını bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “İşte bu (Kur’ân) da kendisini indirdiğimiz mübârek bir Kitab’dır; artık ona tâbi‘ olun ve (günahlardan) sakının; tâ ki merhamet olunasınız. (En’am Suresi, 155)”
Allahım, bizi ve neslimizi Kur’an’a tabi olup günahlardan sakınanlardan eyle.. Âmin..

17 Mart 2017 Cuma

Mûsâ’ya Kitâb’ı verdik

Ey insan! Allah, kendi arzularıyla bazı şeyleri haram edenlere haram olarak kıldığı şeyleri emrederek Kendisinin dosdoğru yolunu gösterir ve ona tabi olunmasını ister, başka yollara çağıranlara tabi olmamalarını bildirir. Allah, eğer onlara uyarlarsa Allah’ın yolunda ayrılacaklarını haber verir. Allah, bu dosdoğru yol olan emrettiği şeyler olduğunu ve böylece günahlardan sakınmalarını bildirir.
Allah, emrettiği şeylerle dosdoğru yolunu gösterdikten sonra iyilik edenlere takdir ettiği nimetlerini tamamlamak, gelmiş ve gelecek herşeyi iyice açıklamak, doğru yolu gösteren bir hidayet ve günahlarına ve ihtiyaclarına karşı bir rahmet olmak üzere Hz. Musa’ya (ra) İlahî Kitab olan Tevrat’ı verdiğini haber verir. Allah, böylece İsrailoğullarının kendilerini şefkatle terbiye eden Rablerine kavuşacaklarına iman etmelerini dilemektedir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Sonra iyilik edenlere (olan ni‘metimizi) tamamlamak, herşeyi iyice açıklamak, bir hidâyet ve bir rahmet olmak üzere Mûsâ’ya Kitâb’ı (Tevrât’ı) verdik; tâ ki (İsrâiloğulları) Rablerine kavuşacaklarına îmân etsinler. (En’am Suresi, 154)”
Allahım, bizi ve neslimizi Sana kavuşacağımız güne iman edenlerden eyle.. Âmin..

Şübhesiz bu, benim dosdoğru yolumdur

Ey insan! Allah, kendilerine göre istedikleri şeyleri haram kılanlara Allah’ın haram kıldıklarını hatırlatır ve devamen onları şöyle sıralar: Kendi işini idare edebileceği rüşdüne erinceye kadar yetimin malına yaklaşmamayı, fakat yetime yardım etme ve muhafaza maksadıyla olanın müstesna olduğunu, adalet ve ticarette ölçüyü ve tartıyı adaletle tam yapmayı, kimseye gücünün yetmeyeceğini yüklemediğinden söz söylediklerinde akraba dahi olsa adaletli olmayı ve Allah’a verdikleri kulluk sözü olan ahdi yerine getirmelerini haber verir. Allah, bunların ibret almaları için kendilerine emredilen şeyler olduğunu bildirir.
İbret alınması için emirlerini bildiren Allah, bu emrettiği şeylerin Kendisinin dosdoğru yolu olduğunu ve o yolu olan emirlerine tabi olunmasını haber verir. Ayrıca dosdoğru yolundan başka yollara da tabi olmamalarını bildirir. Allah, eğer Kendisinin dosdoğru yolundan başka yollara tabi olurlarsa tabi oldukları kimselerin onları Allah’ın yolundan ayıracaklarını haber verir. Allah, başka yollara ayrılmamak ve günahlardan sakınmaları için bunların Allah’ın emrettiği şeyler olduğunu bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Ve şübhesiz bu, benim dosdoğru yolumdur; öyle ise ona tâbi‘ olun! Ve (başka) yollara tâbi‘ olmayın! Sonra sizi O’nun (Allah’ın) yolundan ayırır(lar). İşte bunlar (Allah’ın) size o emrettiği (şeyler)dir; tâ ki (günahlardan) sakınasınız. (En’am Suresi, 153)”
Allahım, bizi ve neslimizi Senin dosdoğru yoluna tabi olup günahlardan sakınanlardan eyle.. Âmin..

16 Mart 2017 Perşembe

İşte bunlar Allah’ın size o emrettiği şeylerdir

Ey insan! Allah, Resul-i Ekrem’in (asm) ayetleri yalanlayan ve ahirete inanmayan müşriklere, isterlerse Rablerinin kendilerine neleri haram kıldığını okuyabileceğini söylemesini bildirir. Allah, onlara haram kıldığı şeylerin Allah’ı hiçbir şeyi şirk koşmamaları, anne babaya iyilik etmeleri, fakirlik korkusuyla çocuklarını öldürmemeleri, kendilerini ve çocuklarını Allah’ın rızıklandırdığı, zina gibi çirkin işlerin açık ve gizlisine yaklaşmamaları, hak bir sebeb olmadıkça Allah’ın haram kıldığı canı öldürmemeleri olduğunu, böylece onlara akıl erdirmelerini söylemesini bildirir.
Allah, haram kıldığı şeyleri sıralamaya devam eder. Allah, kendi malını idare edebileceği yaş olan rüşdüne erinceye kadar yetimin malına en güzel bir muamele olan yetimin malını muhafaza ve idaresinde yardım etme dışında yaklaşmamalarını, ticaret ve adalette ölçü ve tartıyı adaletle tam yapmalarını, kimseyi kaldıramayacağı bir şeyle mükellef tutmadıklarını, söz sahibi olup söylediklerinde akraba bile olsa hükümde adaletli olmalarını, Allah’a verdikleri söz olan ahdi yerine getirmelerini haber verir. Allah, bu haber verdiği haramların Allah’ın emrettiği şeyler olduğunu, böylece düşünü ibret almalarını bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Ve rüşdüne erinceye kadar yetimin malına, o en güzel bir şekilde (onu muhâfaza ve yetime yardım etme maksadıyla) olanı müstesnâ, yaklaşmayın! Hem ölçüyü ve tartıyı adâletle tam yapın! (Biz) kimseyi gücünün yetmeyeceği bir şeyle mükellef tutmayız; söz söylediğiniz zaman ise, akrabâ bile olsa, artık adâletli olun! Ve Allah’ın ahdini (verdiğiniz sözü) yerine getirin! İşte bunlar (Allah’ın) size o emrettiği (şeyler)dir; tâ ki ibret alasınız. (En’am Suresi, 152)” Allahım, bizi ve neslimizi emrettiğin şeylerden ibret alıp riayet edenlerden eyle.. Âmin.

Rabbinizin size neleri haram kıldığını okuyayım

Ey insan! Allah, Resul-i Ekrem’in (asm) müşriklere, Allah’ın haram kıldığını iddia ettikleri şeylere şahidler getirmelerini söylemesini bildirir. Allah, buna rağmen getirdikleri yalancı şahidlerin şahidlik etmeleri halinde onlarla beraber şahidlik etmemesini, ayrıca âyetleri yalanlayanların ve ahirete inanmayan o müşriklerin nefsani arzularına uymamasını, zira onların putları Allah’a denk tuttuklarını Resul-i Ekrem’e (asm) bildirir.
Allah, Resul-i Ekrem’in (asm) müşriklere, eğer Allah’ın kendilerine neleri haram kıldığını öğrenmek isterlerse onlara okuyabileceğini söylemesini haber verir. Allah, hiçbir şeyi Allah’a ortak koşmamalarını, anne babaya iyilik etmelerini, fakirlik korkusuyla çocuklarını öldürmemelerini, zira kendilerini ve çocuklarını rızıklandıranın ancak Allah olduğunu, zina gibi çirkin fiil ve işlerin açık ve gizlisine yaklaşmamalarını, geçerli ve hak bir sebeb olmadıkça Allah’ın öldürülmesini haram kıldığı cana kıymamalarını onlara söylemesini bildirir. İşte bu emredilen şeylerin akıl erdirmeleri için Allah tarafından kendilerine haram kılındığını söylemesini bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “De ki: “Gelin, Rabbinizin size neleri haram kıldığını okuyayım: O’na hiçbir şeyi şirk koşmayın! Hem ana-babaya iyilik (edin)! Ve fakirlikten dolayı çocuklarınızı öldürmeyin! Sizi de onları da (ancak) biz rızıklandırırız. (Zinâ gibi) çirkin işlere, açığına da gizlisine de yaklaşmayın! Hem hak bir sebeb olmadıkça, Allah’ın haram kıldığı canı öldürmeyin! İşte bunlar (Allah’ın) size o emrettiği (şeyler)dir; tâ ki akıl erdiresiniz.” (En’am Suresi, 151)”
Allahım, bizi ve neslimizi haram kıldığın şeylerden sakınan kullarından eyle.. Âmin..

15 Mart 2017 Çarşamba

Ayetlerimizi yalanlayanların ve âhirete îmân etmeyenlerin arzularına uyma

Ey insan! Müşriklerin zanda bulunduklarını ve çirkince yalan söylediklerini bildiren Allah, Resul-i Ekrem’in (asm) onlara, bu durumda en mükemmel delilin Allah’ın olduğunu, eğer dileseydi hep beraber onları hidayete erdirebileceğini, fakat onları kendi iradelerinden serbest bıraktığını söylemesini bildirir.
Allah, ayrıca Resul-i Ekrem’in (asm) onlara, iddia ettikleri “Allah bunu haram kıldı” söylerine şahidlik edecek şahidlerini getirmelerini söylemesini haber verir. Allah, yaptıklarından pişman olmaları için yapılan bu sorgulamaya rağmen inad edip yine şahidlik etmeleri halinde kesinlikle onlarla birlikte şahidlik etmemesini, Allah’ın âyetlerini bile bile yalanlayanların ve ahirete inanmayanların nefsani arzularına uymamasını, zira onların ortak koştukları putları şefkatle terbiye eden Rablerine denk tuttuklarını Resul-i Ekrem’e (asm) bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “De ki: “Haydi, ‘Şübhesiz Allah bunu haram kıldı’ diye şâhidlik edecek şâhidlerinizi getirin!” Buna rağmen şâhidlik ederlerse, sakın onlarla berâber şâhidlik etme! Hem âyetlerimizi yalanlayanların ve âhirete îmân etmeyenlerin (nefsî) arzularına uyma! Çünki onlar, (putları) Rablerine denk tutuyorlar. (En’am Suresi, 150)”
Allahım, bizi ve neslimizi ayetleri yalanlayanların ve ahirete inanmayanların arzularına uyanlardan eyleme.. Âmin..

Öyle ise en mükemmel delil Allah’ındır

Ey insan! Allah, şirk koşanların Allah’ın dilemesi halinde kendilerinin ve atalarının şirk koşamayacaklarını, hiçbir şeyi de kendilerine haram kılamayacaklarını söyleyeceklerini haber verir. Allah, onlardan öncekilerin de azab kendilerine gelinceye kadar peygamberlerini böyle yalanladıklarını bildirir. Allah, peygamberlerini yalanlayan o müşriklere, iddialarını doğrulayacak yanlarında herhangi bir ilimlerinin varlığını sormasını, onların sadece bir zanna tabi olup çirkince bir yalan söylediklerini söylemesini Resul-i Ekrem’e (asm) bildirir.
Müşriklerin zanna tabi olduklarını ve çirkince bir yalan söylediklerini bildiren Allah, Resul-i Ekrem’e (asm), müşriklere en mükemmel ve sağlam delilin Allah’ın olduğunu söylemesini haber verir. Allah, ayrıca, eğer dileseydi iradelerine bırakmadan hepsini hidayete erdireceğini, fakat onları kendi iradelerine bıraktığını bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “De ki: “Öyle ise en mükemmel delil Allah’ındır. O hâlde (O) dileseydi, elbette sizi hep berâber hidâyete erdirirdi. (Ama O, sizi kendi irâdenize bıraktı.)” (En’am Suresi, 149)”
Allahım, bizi ve neslimizi deliline ve hidayetine tabi olanlardan eyle.. Âmin..

14 Mart 2017 Salı

Zandan başkasına tâbi olmuyorsunuz

Ey insan! Allah, Resul-i Ekrem’e (asm) helal ve haramı bildirmesine rağmen müşriklerin kendisini yalanlamaları halinde onlara, tevbe edenlere karşı Rablerinin pek geniş bir rahmet sahibi olduğunu, fakat günahlarında ısrar edenlerden Rablerinin azabının geri çevrilemeyeceğini söylemesini Resul-i Ekrem’e (asm) bildirir.
Günahkârlar topluluğundan azabın geri çevrilemeyeceğini bildiren Allah, bunun üzerine başkalarını Allah’a şirk koşan müşriklerin, eğer Allah’ın dilemesi olsaydı kendilerinin ve atalarının Allah’a şirk koşmamış olacaklarını, ayrıca hiçbir şeyi de kendi kendilerine haram kılmamış olacaklarını söyleyeceklerini haber verir. Allah, o müşriklerden öncekilerin de azab üzerlerine hak olup tadıncaya kadar peygamberlerini bu şekilde yalanladıklarını bildirir. Allah, Resul-i Ekrem’e (asm), söylediklerini isbatlayacak herhangi bir ilmin yanlarında olup olmadığını, varsa o ilmi ortaya çıkarmalarını, onların herhangi bir bilgi ve delile dayanmayan zandan başkasına tabi olmadıklarını ve kendilerinin çirkince bir yalan söylediklerini o müşriklere söylemesini bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “(Allah’a) şirk koşanlar: “Eğer Allah dileseydi ne (biz) şirk koşardık, ne de atalarımız! Hem hiçbir şeyi (kendi kendimize) haram kılmazdık!” diyecekler. Onlardan öncekiler (de) azâbımızı tadıncaya kadar (peygamberlerini) böyle yalanlamıştı. De ki: “Yanınızda herhangi bir ilim var mı? Haydi, onu bize çıkarın! (Siz) zandan başkasına tâbi‘ olmuyorsunuz ve siz ancak çirkince yalan söylüyorsunuz.” (En’am Suresi, 148)”
Allahım, bizi ve neslimizi müşriklerden ve zanna tabi olanlardan eyleme.. Âmin..

O’nun azâbı günahkârlar topluluğundan geri çevrilemez

Ey insan! Müşriklerin söylediklerinin aksine sağmal hayvanları helal kıldığını bildiren Allah, yahudi olanlara, azgınlıkları sebebiyle onlara bir ceza olarak bütün tırnaklı hayvanları, sığır ve davarın iç yağlarını da haram kıldıklarını, ancak sırtlarında veya bağırsaklarında taşıdığı veya kemiğe karışan yağların müstesna olduğunu haber verir. Allah, müşriklerin yalan söyleyenlerden olduklarını, Kendilerinin ise muhakkak doğru söyleyenlerden olduklarını bildirir.
Muhakkak Kendilerinin doğru söyleyenlerden olduklarını bildiren Allah, Resul-i Ekrem’e (asm), neyin helal neyin haram olduğunu bildirmesine rağmen müşriklerin kendisini (asm) yalanlamalarına karşılık, kendilerini şefkatle terbiye eden Rablerinin tevbe etmelerine karşılık pek geniş bir rahmet sahibi olduğunu, fakat Allah’ın azabının günahlarında ısrar eden günahkârlar topluluğunda geri çevrilmeyeceğini söylemesini buyurur.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Buna rağmen seni yalanlarlarsa artık de ki: “Rabbiniz pek geniş bir rahmet sâhibidir. Fakat O’nun azâbı günahkârlar topluluğundan geri çevrilemez.” (En’am Suresi, 147)”
Allahım, bizi ve neslimizi günahkârlar topluluğunda eyleme.. Âmin..

13 Mart 2017 Pazartesi

Azgınlıkları sebebiyle onları böyle cezâlandırdık

Ey insan! Allah, helal kıldığı sağmal hayvanların bazılarını haram kılan müşriklere Resul-i Ekrem’in (asm) kendisine vahyolunanlar içinde haram olduğunu söylediklerini yiyen bir kimseye haram kılınmış bir şey olmadığını, ancak o hayvanların usulünce kesilmeden veya avlanmadan öldüğünden ölü hükmünde olan veya canlıdan akıtılmış kana veya pislik hükmünde olan domuz etinin veya üzerine Allah’dan başkasının ismi zikredilmekle açıkça işlenen bir fıskın bundan müstesna olduğunu söylemesini buyurur. Allah, ayrıca başkasının hakkına tecavüz etmeden ve ölmemek için zaruret miktarı olan haddi aşmadan o müstesna olanlardan yemeye mecbur kalan kimseye karşı şefkatle terbiye eden Rabbinin çok bağışlayan Gafur ve çok merhamet eden Rahim olduğunu Resul-i Ekrem’e (asm) bildirir.
Allah, İslamiyet’ten önce, yahudi olanlara bütün tırnaklı hayvanları haram kıldıklarını, sığır ve davarın iç yağlarını da haram kıldıklarını, fakat sırtlarında veya bağırsakların etrafında taşıdıkları veya kemiğe karışan yağların müstesna olduğunu haber verir. Allah, yahudi olanlara, azgınlıkları sebebiyle bir ceza olarak o şeyleri haram kıldıklarını ve muhakkak Kendilerinin doğru söyleyenlerden olduklarını bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Yahudi olanlara da bütün tırnaklı (hayvan)ları haram kıldık. Sığır ve davarın iç yağlarını da onlara haram kıldık; ancak sırtlarının veya bağırsaklar(ın)ın taşıdığı ya da kemiğe karışan (yağ)lar müstesnâ. Azgınlıkları sebebiyle onları böyle cezâlandırdık. Ve muhakkak ki biz, elbette doğru (söyleyen)leriz. (En’am Suresi, 146)”
Allahım, bizi ve neslimizi azgınlardan eyleme.. Âmin..

Bana vahyolunanlar içinde haram dedikleriniz haram değildir

Ey insan! Sağmal hayvanlardan sekiz eş yaratan Allah, deve ve sığırdan da erkek ve dişi olarak ikişer eş yarattığını haber verir. Allah, Resul-i Ekrem’e (asm), müşriklere deve ve sığırdan iki erkek, iki dişi veya iki dişinin rahimlerinde bulunan yavrularından hangisini haram kıldığını veya Allah onlara haram kılmayı peygamberine tavsiye buyurduğu zaman buna şahid mi olduklarını sormasını buyurur. Allah, bunların hiçbirinin doğru olmadığını haber verip bilgisizce insanları dalalete düşürmek için Allah’a karşı yalan uydurandan daha zalim kimsenin olmayacağını, küfürlerindeki ısrarları sebebiyle zalimler topluluğunu asla hidayete erdirmeyeceğini bildirir.
Allah, Resul-i Ekrem’e (asm), Allah’a karşı yalan uyduran müşriklere, kendisine vahiy yoluyla haber verilenler içinde, bilgisizce ve kendilerince haram kıldıkları sağmal hayvanları yiyecek olan yiyici bir kimseye haram kılınmış bir şey bulmadığını, ancak helal olan sağmal hayvanlardan ölü hükmünde olan usulünce kesilmemiş veya avlanmadan ölen bir hayvan veya akıtılmış kan veya pislik olan domuz eti veya üzerine Allah’dan başkasının adı zikredilerek kesilmekle açıkça işlenen bir fıskın müstesna olduğunu söylemesini buyurur. Allah, zaruret haline düşmüş bir başkasının hakkına tecavüz etmeden ve zaruret miktarı haddini aşmadan bunlardan yemeye mecbur kalan kimse için haram olmadığını, artık onlar için şefkatle terbiye eden Rabbinin çok bağışlayan Gafur ve çok merhamet eden Rahim olduğunu Resul-i Ekrem’e (asm) bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “De ki: “Bana vahyolunanlar içinde bunu (bu haram dediklerinizi) yiyecek olan bir yiyici kimseye, haram kılınmış bir şey bulmuyorum; ancak (o şeyin) ölü (usûlünce kesilmeden veya avlanmadan ölen bir hayvan) veya akıtılmış kan veya domuz eti, ki o pistir, veya (kesilirken) üzerine Allah’dan başkasının adı zikredilmiş (olmakla açıkça işlenen) bir fısk olması müstesnâ. Fakat (başkasının hakkına) tecâvüz edici ve haddi (zarûret mikdârını) aşıcı olmadan, kim (ölmeyecek kadar bunlardan yemeye) mecbur kalırsa, artık (bilsin ki) şübhesiz Rabbin, Gafûr (çok bağışlayan)dır, Rahîm (çok merhamet eden)dir.” (En’am Suresi, 145)”
Allahım, bizi ve neslimizi helal kıldıkların ile iktifa eden kullarından eyle.. Âmin..

12 Mart 2017 Pazar

Allah’a karşı yalan uydurandan daha zâlim kim olabilir?

Ey insan! Allah, koyun, keçi, deve ve sığırdan birer erkek ve dişi olarak sekiz eş yarattığını, koyun ve keçiden ikişer eş yarattığını haber verir. Allah, Resul-i Ekrem’e (asm) şeytanın dostları olan müşriklere, o sağmal hayvanlardan bazılarını haram kıldıklarını, fakat Allah’ın onlardan iki erkeği mi, yoksa iki dişiyi mi, veya o iki dişinin rahimlerinde olan yavruları mı haram kıldığını sormasını, eğer o müşriklerden iddialarında doğru kimseler iseler, kendisine iddialarını isbatlayan bir ilim ile haber vermelerini söylemesini bildirir.
Allah, koyun ve keçiden ikişer eş yarattığı gibi deve ve sığırdan da ikişer eş yarattığını haber verir. Allah, Resul-i Ekrem’e (asm), ikişer eş yarattığı deve ve sığırın iki erkeğini mi, yoksa iki dişisini mi, veya deve ve sığırın dişilerinin rahimlerinde bulunan yavruları mı haram kıldığını dinlerini karıştıran müşriklere sormasını buyurur. Allah, ayrıca Resul-i Ekrem’in (asm) o müşriklere, Allah’ın bazılarını haram kılmayı kendilerine tavsiye buyurduğu sırada onların buna şahid mi olduklarını sormasını bildirir. Allah, bunların hiçbiri olmadığını haber vererek bilgisizce insanları dalalete düşürmek için Allah’a karşı yalan uyduran ve iftira edenden daha zalim kimin olacağını sorar. Allah, küfürlerindeki inad ve ısrarları yüzünden zalimler topluluğunu asla hidayete erdirmeyeceğini bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Deveden de iki, sığırdan da iki! De ki: “(Allah bunlardan) iki erkeği mi, yoksa iki dişiyi mi, yoksa o iki dişinin rahimlerinde bulunan (yavru)ları mı haram kıldı? Yoksa, Allah size bunu (haram kılmayı) tavsiye buyurduğu zaman (siz buna) şâhidler mi oldunuz?” Öyleyse bilgisizce, insanları dalâlete düşürmek için Allah’a karşı yalan uydurandan daha zâlim kim olabilir? Şübhesiz ki Allah, (küfürlerindeki ısrarları yüzünden) zâlimler topluluğunu hidâyete erdirmez. (En’am Suresi, 144)”
Allahım, bizi ve neslimizi zalimler topluluğundan eyleme ve hidayete erdirdiğin kimselerden eyle.. Âmin..

Bana bir ilim ile haber verin

Ey insan! Allah, sağmal hayvanlardan yük taşıyan ile kesilmek üzere yere yatırılanı insanlar için yaratanın Allah olduğunu haber verir. Allah, insanlara, Allah’ın kendilerini rızıklandırdığı şeylerden yemelerini ve dalalete götüren şeytanın adımlarına uymamalarını buyurur. Allah, şeytanın ise insanlara apaçık bir düşman olduğunu bildirir.
Allah, sağmal hayvanlardan erkek ve dişi olarak koyun, keçi, deve ve sığırdan sekiz eş yarattığını haber verir. Allah, ayrıca koyundan iki, keçiden iki eş yarattığını bildirir. Allah, Resul-i Ekrem’e (asm) hitab ederek müşriklere, Allah’ın kendilerini rızıklandırdığı sağmal hayvanların bazılarını haram kıldıklarını, fakat Allah’ın koyun ve keçiden iki erkeği mi, yoksa iki dişiyi mi, veya koyun ve keçinin dişilerinin rahimlerinde olan yavruları mı haram kıldığını sormasını buyurur. Allah, eğer iddialarında doğru kimseler iseler, kendisine ikna edecek bir ilim ile haber vermelerini söylemesini Resul-i Ekrem’e (asm) bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “(Allah, erkek ve dişi olmak üzere; koyun, keçi, deve ve sığırdan) sekiz eş (yarattı)! Koyundan iki, keçiden iki! (O müşriklere) de ki: “(Siz bazılarını haram kılıyorsunuz, ama Allah bunlardan) iki erkeği mi, yoksa iki dişiyi mi, yoksa o iki dişinin rahimlerinde bulunan (yavru)ları mı haram kıldı? Eğer (iddiânızda) doğru kimseler iseniz, bana bir ilim ile haber verin!” (En’am Suresi, 143)”
Allahım, bizi ve neslimizi Senin ve Resul-i Ekrem’in (asm) haram kıldığını haram, helal kıldığını helal bilenlerden eyle.. Âmin..

11 Mart 2017 Cumartesi

Allah’ın sizi rızıklandırdığı şeylerden yiyin ve şeytanın adımlarına uymayın

Ey insan! Allah, çardaklı ve çardaksız bağları, hurma ağaçlarını, meyvesi çeşit çeşit olan ekinleri, birbirine benzeyen ve benzemeyen zeytinleri ve narları meydana getirenin Allah olduğunu haber verir. Allah, onlardan herbirinin meyve verdiği zaman meyvesinden yemeyi, ticaretini yapmak üzere hasad edildiği gün fakirin hakkı olan öşrünü vermeyi ve Allah’ın rızası dışında onları sarf ederek israf etmemeyi buyurur. Allah, israf edenleri ise sevmediğini bildirir.
Allah, sağmal hayvanlardan at, eşek ve deve gibi yük taşıyanı ve kesilmek üzere yere yatırılanı insanlar için yaratanın Allah olduğunu haber verir. Allah, Allah’ın insanları rızıklandırdığı şeylerden yemelerini ve dinlerini karıştırmak isteyen şeytanın adımlarına uymamalarını buyurur. Allah, şeytanın ise insanlara apaçık bir düşman olduğunu bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Sağmal hayvanlardan yük taşıyanı ve (kesilmek için) yere yatırılanı da (sizin için yaratan O’dur). Allah’ın sizi rızıklandırdığı şeylerden yiyin ve şeytanın adımlarına uymayın! Çünki o, size apaçık bir düşmandır. (En’am Suresi, 142)”
Allahım, bizi ve neslimizi rızıklandırdığın şeylerden yiyen ve şeytanın adımlarına uymayan kimselerden eyle.. Âmin..

Meyvesinden yiyin, öşrünü verin ve isrâf etmeyin

Ey insan! Allah, hakkında herhangi bir bilgiye sahib olmadıkları halde cahilliklerinden beyinsizce öz evladlarını öldürenlerin ve güya Allah’ın emriymiş gibi Allah’a iftira ederek Allah’ın kendilerini rızıklandırdığı şeyleri haram kılanların zarara uğradıklarını haber verir. Allah, o kimselerin gerçekten dalalete düştüklerini ve hidayete erenlerden olamadıklarını bildirir.
Allah, insanların yetiştirdikleri çardaklı bağlar ile çardaksız olan bağları, hurma ağaçlarını, arpa, buğday gibi meyvesi muhtelif ekinleri, tadı, kokusu ve şekli itibariyle birbirine benzeyen ve benzemeyen zeytinleri ve narları meydana getirenin Allah olduğunu haber verir. Allah, meydana getirdiği bağların ve meyve ağaçlarının herbiri meyve verdiği zaman meyvesinden yemeyi ve hasad edildiği gün fakirin hakkı olan öşrünü vermeyi ve Allah’ın rızası dışında harcayarak israf etmemeyi ve Allah’ın israf edenleri sevmediğini buyurur.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Çardaklı ve çardaksız bağları, hurma ağaçlarını, meyvesi muhtelif ekinleri, birbirine benzeyen ve benzemeyen zeytinleri ve narları meydana getiren de O’dur. (Herbiri) meyve verdiği zaman meyvesinden yiyin ve hasad edildiği gün hakkını (öşrünü) verin ve (O’nun rızâsı dışında harcayarak) isrâf etmeyin! Çünki O, isrâf edenleri sevmez. (En’am Suresi, 141)”
Allahım, bizi ve neslimizi meyvelerini yiyen, öşrünü veren ve israf etmeyen kimselerden eyle.. Âmin..

10 Mart 2017 Cuma

Bilgisizlik yüzünden beyinsizce evlâdlarını öldürenler

Ey insan! Allah, Allah’a iftira eden ve dostları şeytanlara uyarak dinleri karıştıran müşriklerin bir kısım sağmal hayvanları göstererek onların karınlarında olanların sadece erkeklerine aid olup karılarına haram olduğunu söylediklerini haber verir. Allah, o sağmal hayvanlardan doğan yavrunun ölü olması halinde erkek ve kadın olarak hepsinin onda ortak olduklarını bildirir. Allah, o müşrikleri bu şekilde vasıflandırmaları yüzünden yakın olan kıyamet günü cezalandıracağını, Allah’ın her işi hikmetli olan Hakim ve herşeyi hakkıyla bilen Alim olduğunu bildirir.
Allah, şeytanların kendilerine süslü gösterdiği ve bilgisizlik yüzünden beyinsizce evladlarını öldürenler ve Allah’ın kendilerini rızıklandırdığı şeyleri, Allah’ın emriymiş gibi Allah’a iftira ederek haram kılanların gerçekten zarara uğradıklarını haber verir. Allah, o kimselerin dalalete düştüklerini ve hidayete eren kimselerden olamadıklarını bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Bilgisizlik yüzünden beyinsizce evlâdlarını öldürenler ve Allah’ın kendilerini rızıklandırdığı şeyleri, Allah’a iftirâ ederek haram kılanlar gerçekten zarara uğramıştır. (Onlar) muhakkak dalâlete düşmüşler ve hidâyete eren kimseler olamamışlardır. (En’am Suresi, 140)”
Allahım, bizi ve neslimizi Seni daima tasdik eden ve hidayete eren kimselerden eyle.. Âmin..

Karılarımıza ise haram kılınmıştır

Ey insan! Allah, ortakları şeytanlar olan müşriklerin batıl ve boş zanlarıyla bir kısım sağmal hayvanları ve ekinleri göstererek haram olduğunu, onları dilediklerinden başkasının yiyemeyeceğini ve bir kısım hayvanları da göstererek onların sırtlarında yük taşınmasının haram kılınmış olduğunu söylediklerini bildirir. Allah, bir kısım hayvanları keserken üzerine Allah’ın ismini zikretmediklerini haber verir. Allah, bu yaptıkları şeyleri ise Allah’a iftira ederek yaptıklarını buyurur. Allah, iftira ettiklerinden dolayı Allah’ın onları yakın olan kıyamet günü cezalandıracağını bildirir.
Allah, dinlerini karıştırıp Allah’a iftira eden ve şeytanların ortakları olan müşriklerin, bazı sağmal hayvanları göstererek onların karınlarında olanların sadece erkeklerine aid olduklarını, karılarına ise haram kılındığını söylediklerini haber verir. Allah, o sağmal hayvanlardan doğan yavrunun ölü olması halinde erkek ve kadınların hepsinin onda ortak olduklarını buyurur. Allah, onların böyle vasıflandırmalarından dolayı yakın bir gelecek olan kıyamet günü cezalandıracağını haber verir. Allah, onların bu iftira ve vasıflandırmalarına karşı Allah’ın her işi hikmetli olan Hakim ve herşeyi hakkıyla bilen Alim olduğunu bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Bir de dediler ki: “Bu sağmal hayvanların karınlarında olanlar, sâdece erkeklerimize âiddir; karılarımıza ise haram kılınmıştır.” Eğer (doğan yavru) ölü olursa, artık onlar (erkek-kadın hepsi) onda ortaktırlar. (Allah,) onları (bu) vasıflandırmalarından dolayı yakında cezâlandıracaktır. Şübhesiz ki O, Hakîm (her işi hikmetli olan)dır, Alîm (herşeyi hakkıyla bilen)dir. (En’am Suresi, 139)”
Allahım, bizi ve neslimizi Seni haber verdiğin gibi tavsif eden kullarından eyle.. Âmin..

9 Mart 2017 Perşembe

İftira ettiklerinden Allah onları yakında cezâlandıracaktır

Ey insan! Allah, müşriklerin ortakları olan şeytanların, müşriklerden birçoğuna evladları olan kızlarını öldürmeyi süslü ve cazib göstererek bunu yapanları böylece helak etmek istediklerini ve dinlerini onlara karıştırmayı hedeflediğini haber verir. Allah, kullarına iradelerinde serbest bırakan Allah’ın, eğer yapmamalarını dileseydi onu asla yapamayacaklarını buyurur ve bundan dolayı onları ve uydurmakta oldukları şeyleri bırakmasını Resul-i Ekrem’e (asm) bildirir.
Allah, şeytanların ortakları olan müşriklerin batıl ve boş zanlarıyla, bir kısım sağmal hayvanlar ve ekinlerin haram olduğunu, onları diledikleri kimselerden başkasının yiyemeyeceğini ve bir kısım hayvanların ise sırtlarında yük taşınmasının haram kılınmış hayvanlar olduklarını söylediklerini haber verir. Allah, ortakları olan şeytanlara uyarak dinlerini karıştıran müşriklerin bir kısım hayvanları keserken onların üzerine Allah’ın ismini zikretmediklerini buyurur. Allah, uydurdukları bu şeyleri Allah’a iftira ederek, güya Allah’ın emri olduğunu söyleyerek yaptıklarını haber verir. Allah, Allah’a iftira etmekte oldukları için yakında onları cezalandıracağını bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Ve (o müşrikler, bâtıl) zanlarıyla: “Bunlar, haram olan sağmal hayvanlar ve ekinlerdir; onları dilediğimizden başkası yiyemez, ve (bunlar da) sırtları(nda yük taşınması) haram kılınmış hayvanlardır!” dediler. Bir kısım hayvanlar da vardır ki, (onları keserken) üzerine Allah’ın ismini zikretmezler. (Bunları) O’na iftirâ ederek (yaparlar). İftirâ etmekte olduklarından dolayı (Allah) onları yakında cezâlandıracaktır. (En’am Suresi, 138)”
Allahım, bizi ve neslimizi Sana iftira edenlerden eyleme.. Âmin..

Onları helâk etsinler ve dinlerini kendilerine karıştırsınlar

Ey insan! Allah, müşriklerin, Allah’ın yarattığı ekinler ve sağmal hayvanlar olan enamdan güya Allah’a bir hisse ve ortak koştukları putlara bir hisse ayırdıklarını, kendilerince ayırdıkları bir hissenin Allah’a, diğer bir hissenin de Allah’a ortak koştukları ortaklarına aid olduğunu söylediklerini haber verir. Allah, onların bu taksimine karşılık onların ortaklarına aid olan hissenin Allah’a asla ulaşmadığını, Allah’a ayırdıkları hissenin de ortaklarına hemen ulaştığını buyurur. Allah, o müşriklerin kötü hüküm veren kimseler olduklarını bildirir.
Allah, yarattığı ekin ve enam hususunda verdikleri kötü hüküm gibi onların ortakları olan şeytanların, müşriklerden birçoğuna kız evladlarını öldürmeyi süslü ve cazib göstererek bu kötü amel ile onları helak etmek istediğini ve dinlerini onlara karıştırmayı hedeflediklerini haber verir. Allah, kullarını iradelerinde serbest bırakan Allah’ın eğer yapmamalarını dileseydi onu asla yapamayacaklarını, onlara mühlet verdiği için onları ve uydurdukları şeyleri bırakmasını Resul-i Ekrem’e (asm) bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Yine bunun gibi ortakları (olan şeytanlar), müşriklerden birçoğuna evlâdlarını öldürmeyi süslü (câzib) gösterdi ki, onları (bunu yapanları böylelikle) helâk etsinler ve dinlerini kendilerine karıştırsınlar! Eğer (kullarını irâdelerinde serbest bırakan) Allah dileseydi onu (aslâ) yap(a)mazlardı; öyleyse onları ve uydurmakta oldukları şeyleri bırak! (En’am Suresi, 137)”
Allahım, bizi ve neslimizi daima şeytanların şerrinden muhafaza eyle ve dinde halis eyle.. Âmin..

8 Mart 2017 Çarşamba

Bu Allah’ındır, bu da ortaklarımızındır

Ey insan! Allah, Resul-i Ekrem’e (asm) kendisini dinlemeyen kavmine, ellerinden geleni yapmalarını, kendisinin de tebliğ vazifesini muhakkak yapıcı olduğunu, dünyanın akıbetinin kimin lehine olacağını ileride bileceklerini, zalimlerin ise asla kurtuluşa ermeyeceklerini söylemesini bildirir.
Allah, Allah’a şirk koşan müşriklerin, Allah’ın yarattığı ekinler ile sağmal hayvanlar olan enamdan bir hisseyi güya Allah’a ve bir kısmını da ortak koştukları putlarına ayırdıklarını, kendilerince ayırdıkları bir hissenin Allah’ın olduğunu, diğer hissenin de Allah’a ortak koştukları ortaklarının olduğunu söylediklerini haber verir. Allah, onların ortaklarına aid olan hissenin Allah’a hiç ulaşmadığını, onlardan kabul etmediğini, Allah’a aid hissenin ise hemen ortaklarına ulaştığını buyurur. Allah, onların kötü hüküm veren kimseler olduklarını bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Allah’a, (kendi) yarattığı ekinler ve en‘amdan (sağmal hayvanlardan, güyâ) bir hisse (ve putlarına da bir hisse) ayırdılar da, zanlarınca: “Bu Allah’ındır, bu da (O’na şirk koştuğumuz) ortaklarımızındır!” dediler. Hâlbuki ortaklarına âid olan, Allah’a hiç ulaşmaz; Allah’a âid olana gelince, o hemen ortaklarına ulaşıyor. Ne kötü hüküm veriyorlar! (En’am Suresi, 136)”
Allahım, bizi ve neslimizi Sana ortak koşan ve kötü hüküm veren kimselerden eyleme.. Âmin..

Dünyanın âkıbeti kimin lehine olacağını ileride bileceksiniz

Ey insan! Allah, Resul-i Ekrem’in (asm) getirdiklerine inanmayan müşriklere, ne vaad olunuyorlarsa, mutlaka kendilerine geleceğini ve ona mani olamayacaklarını bildirir.
Allah, Resul-i Ekrem’e (asm) hitab ederek kavmine, ellerinden geleni yapmalarını, kendisinin de şübhesiz vazifesini yapıcı olduğunu söylemesini buyurur. Allah, dünyanın akıbeti olan ahiretin kimin lehine olacağını ileride, kıyamet günü geldiğinde bileceklerini, zalimlerin ise asla Cehennem azabından kurtuluşa ermeyeceklerini bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “De ki: “Ey kavmim! Elinizden geleni yapın; şübhesiz ben (de vazîfemi) yapıcıyım. Artık dünyanın âkıbeti kimin lehine olacağını ileride bileceksiniz.” Şu muhakkaktır ki, zâlimler kurtuluşa ermez! (En’am Suresi, 135)”
Allahım, bizi ve neslimizi dünyanın akıbeti lehine olanlardan eyle.. Âmin..

7 Mart 2017 Salı

Ne vaad olunuyorsanız mutlaka gelecektir

Ey insan! Allah, Resul-i Ekrem’e (asm) kullarının ibadetlerine muhtac olmayan Gani olup kullarına karşı çok rahmet sahibi olduğunu haber verir. Allah, Resul-i Ekrem’in (asm) muhatablarına, onları başka bir kavmin neslinden meydana getirdiği gibi, eğer dilerse onları helak ederek yeryüzünden giderip yerlerine dilediğini getirebileceğini bildirir.
Allah, Resul-i Ekrem’i (asm) dinlemeyen müşriklere, kendileri haklarında ne vaad olunuyorlarsa, mutlaka onun kendilerine geleceğini ve o geldiği zaman da ona mani olamayacaklarını bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Şübhesiz ki ne va‘d olunuyorsanız mutlaka gelecektir ve siz (ona) mâni‘ olacak kimseler değilsiniz! (En’am Suresi, 134)”
Allahım, bizi ve neslimizi Resul-i Ekrem’e (asm) tabi olup hakkında hayır ve güzellik vaad olunanlardan eyle.. Âmin..

Rabbin, Ganî'dir, çok rahmet sâhibidir.

Ey insan! Allah, isteyerek yaptıkları amellerinden dolayı herkes için dereceler olduğunu ve kullarının yapmakta olduklarından gafil olmadığını bildirir.
Allah, Resul-i Ekrem’e (asm) herkese yaptıklarından dolayı dereceler takdir eden Rabbinin, kullarının ibadetlerine muhtac olmayan Gani olduğunu, kullarına karşı çok rahmet sahibi olduğunu haber verir. Allah, herkesi başka bir kavmin neslinden meydana getirdiği gibi, dilerse bir kavmi helak edip yeryüzünden giderdikten sonra yerlerine dilediği başka bir kavmi getireceğini bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Ve Rabbin, Ganî (kullarının ibâdetine muhtaç olmayan)dır, çok rahmet sâhibidir. Sizi başka bir kavmin neslinden meydâna getirdiği gibi, eğer dilerse sizi (helâk edip) giderir de sizden sonra (yerinize) dilediğini getirir. (En’am Suresi, 133)”
Allahım, bizi ve neslimizi ibadetlerini kabul ettiğin, kendilerine çok rahmet eylediğin kimselerden eyle.. Âmin..

6 Mart 2017 Pazartesi

Herkes için, yaptıklarından dolayı dereceler vardır

Ey insan! Allah, Resul-i Ekrem’e (asm) peygamberlerin gönderilmesinin sebebinin, yaptıkları şeylerin ve günahların mesuliyetinden habersiz olan şehrin ahasinin işledikleri günahlardan dolayı nefislerine yaptıkları zulüm sebebiyle helak edici olmadığından olduğunu bildirir.
Allah, herkes için yaptıkları ve işledikleri ameller ve günahlardan dolayı aşağı ve yukarı yönlü dereceler olduğunu haber verir. Allah, herkes için dereceler olmasının sebebi olarak Resul-i Ekrem’e (asm) Rabbinin onların yapmakta olduklarından gafil ve habersiz olmadığını bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Herkes için, yaptıklarından dolayı dereceler vardır. Çünki Rabbin (onların) yapmakta olduklarından gafil değildir. (En’am Suresi, 132)”
Allahım, bizi ve neslimizi katında dereceleri ali olan kullarından eyle.. Âmin..

Peygamberlerin gönderilmesi şundandır

Ey insan! Allah, kıyamet günü cin ve insan topluluğuna hitab ederek onlara, içlerinden kendilerine Allah’ın âyetlerini anlatan ve onları inkâr ve isyanlarının neticesiyle karşılaşmaktan korkutan peygamberlerin gelip gelmediğinin sorulacağını haber verir. Allah, onların bu soru üzerine, kendilerine peygamber geldiğine dair aleyhlerine şahidlik ettiklerini söyleyeceklerini, dünya hayatının onları aldattığını ve kendilerinin kâfir kimseler olduklarına dair kendi aleyhlerine şahidlik ettiklerini bildirir.
Allah, peygamberlerin gönderilmesinin sebebi olarak Resul-i Ekrem’e (asm) Rabbinin, şehir ahalisinin yapmakta oldukları şeylerin mesuliyetinden habersiz oldukları halde onlara mesuliyetlerini bildirecek bir peygamber göndermeden o şehir ahalisini işledikleri günahlar sebebiyle nefislerine yaptıkları zulüm sebebiyle helak edici olmadığını bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Bu (peygamberlerin gönderilmesi) şundandır ki, Rabbin, ahâlisi (yaptıkları işin mes’ûliyetinden) habersiz kimseler iken (bir peygamber göndermeden) şehirleri (halkın işledikleri) zulüm sebebiyle helâk edici değildir! (En’am Suresi, 131)”
Allahım, bizi ve neslimizi günahları sebebiyle dünya ve ahirette helak ettiğin kimselerden eyleme.. Âmin..

5 Mart 2017 Pazar

Ey cin ve insan topluluğu

Ey insan! Allah, birbirinden istifade ettiklerini söyleyen şeytanların dostları ile şeytanların varacakları yerin ateş olduğunu, böylece kazanmakta oldukları günahlar yüzünden zalimlerin bazılarını bazılarına dost ettiklerini bildirir.
Allah, hepsini bir araya topladığı gün cin ve insan topluluğuna hitab ederek onlara, içlerinden Allah’ın âyetlerini onlara anlatan ve kendilerini kıyamet günü karşılaşacakları azab ile korkutan peygamberlerin gelip gelmediği söyleneceğini haber verir. Allah, bunun üzerine onların, geldiğini itiraf ederek kendi aleyhlerine şahidlik edeceklerini buyurur. Allah, dünya hayatının onları aldattığını ve kendilerinin kâfir kimseler olduklarına dair kendi aleyhlerine şahidlik ettiklerini bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “(O gün onlara:) “Ey cin ve insan topluluğu! İçinizden, size âyetlerimi anlatan ve sizi bu gününüzle karşılaşmaktan korkutan peygamberler gelmedi mi?” (denilecek de onlar:) “Kendi aleyhimize şâhidlik ederiz (ki geldi)!” diyecekler; dünya hayâtı onları aldatmıştı ve gerçekten kendilerinin kâfir kimseler olduklarına dâir kendi aleyhlerine şâhidlik ettiler. (En’am Suresi, 130)”
Allahım, bizi ve neslimizi dünya hayatına aldanan ve kâfir olan kimselerden eyleme.. Âmin..

Günahları yüzünden, zâlimlerin bazılarını bazılarına dost ederiz

Ey insan! Allah, kıyamet günü insanları ve cinleri hep beraber bir araya getireceğini ve cinlere, insanlardan inkâr edenlerin sayısını çoğaltmak istedikleri söyleneceğini haber verir. Allah, şeytanların insanlardan olan dostlarının Rablerine, birbirlerinden faydalandıklarını ve kendilerine takdir edilen ecellerine ulaştıklarını diyeceklerini buyurur. İnsanlardan şeytanların dostlarının sözleri üzerine Allah da dilediğinin müstesna olup onlara ebediyen kalıcı kimseler olarak varacakları yerin ateş olduğunu buyuracağını haber verir. Allah, Resul-i Ekrem’e (asm) Rabbinin her işi hikmetli olan Hakim ve herşeyi hakkıyla bilen Alim olduğunu bildirir.
Hakim ve Alim olan Allah, dünyada iken kazanmakta olan günahları yüzünden zalimlerin bazılarını bazılarına dost ettiklerini bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “İşte böylece kazanmakta oldukları (günahlar) yüzünden, zâlimlerin bazılarını bazılarına dost ederiz. (En’am Suresi, 129)”
Allahım, bizi ve neslimizi zalimlerden ve zalimlere dost olanlardan eyleme.. Âmin..

4 Mart 2017 Cumartesi

O gün, onları hep berâber bir araya getirecektir

Ey insan! Allah, İslam dinine tabi olup âyetlerinden ibret alanlar için Rableri katında selamet yurdu olan Cennet olduğunu ve Allah’ın, onların yapmakta oldukları razı olduğu salih ameller sebebiyle dostu olduğunu bildirir.
Salih ameller işleyen Müslümanların dostu olan Allah, kıyamet gününde insanları ve cinleri hep beraber bir araya getireceğini haber verir. Allah, o gün, cinlerden olan şeytan topluluğuna hitab edilerek insanlardan Allah’ın âyetlerini inkâr edenlerin sayısını çoğaltmak istedikleri kendilerine söyleneceğini buyurur. Allah, cinlerden olan şeytanların insanlardan olan dostlarının ise Rablerine, kendilerinin birbirinden faydalandıklarını ve takdir ettiği ecellerine ulaştıklarını söyleyeceklerini bildirir. Allah, onların bu sözleri üzerine ise onlara, Allah’ın dilediği kimselerin müstesna olup ebediyen kalıcı olmak üzere varacakları yerin ateş olduğunu buyuracağını bildirir. Allah, Resul-i Ekrem’e (asm) şefkatle terbiye eden Rabbinin her işi hikmetli olan Hakim ve herşeyi hakkıyla bilen Alim olduğunu bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Ve (Allah) o gün, onları hep berâber bir araya getirecektir. (Kendilerine:) “Ey cinler (tâifesinden olan şeytanlar) topluluğu! Şübhesiz ki (siz,) insanlardan (inkâr edenlerin sayısını) çoğaltmak istediniz!” (denilecek). Onların insanlardan olan dostları ise diyecek ki: “Rabbimiz! (Doğrusu biz) birbirimizden faydalandık ve bize takdîr ettiğin ecelimize ulaştık!”(O da) şöyle buyuracak: “Allah’ın dilediği müstesnâ, içinde ebediyen kalıcı kimseler olarak, varacağınız yer ateştir!” Şübhesiz ki Rabbin, Hakîm (her işi hikmetli olan)dır, Alîm (herşeyi hakkıyla bilen)dir. (En’am Suresi, 128)”
Allahım, bizi ve neslimizi şeytanların dostlarından ve varacakları yer ateş olanlardan eyleme.. Âmin..

Onlar için Rableri katında selâmet yurdu vardır

Ey insan! Allah, Resul-i Ekrem’e (asm) İslam dininin Rabbinin dosdoğru bir yolu olduğunu, akıl edip ibret alacak bir kavim için âyetleri iyice açıkladıklarını bildirir.
Allah, âyetlerden ibret alan kavim için Rableri katında her türlü sıkıntı ve azabdan salim olacakları selamet yurdu olan Cennet olduğunu ve Allah’ın rızasına uygun olarak onların yapmakta oldukları salih ameller sebebiyle onların dostu olduğunu bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Onlar için Rableri katında selâmet yurdu (Cennet) vardır ve O (Allah), yapmakta oldukları (sâlih ameller) sebebiyle onların dostudur. (En’am Suresi, 127)”
Allahım, bizi ve neslimizi selamet yurduna ulaşan ve yaptıklarıyla dostluğunu kazanan kullarından eyle.. Âmin..

3 Mart 2017 Cuma

İslam, Rabbinin dosdoğru bir yoludur

Ey insan! Allah, hikmetine binaen ve lütfundan hidayete erdirmeyi dilediği kimsenin göğsünü İslam’a açtığını, ona huzur ve sekenet verdiğini; küfründeki inad eden bir kimseyi de dalalete atmak isterse, göğe tırmanan bir kimse gibi göğsünü iyice daraltıp sıkıntılı hale soktuğunu haber verir. Allah, iman etmeyenlerin üzerinde bir kötülük olarak, göğsü daralmış sıkıntılı bir hali, rezillik ve azabı bıraktığını bildirir.
Allah, İslam dininin şefkatle terbiye eden Rab olan Allah’ın dosdoğru bir yolu olduğunu haber verir. Allah, ibret alıp halini düzeltecek bir kavim için âyetlerini anlaşılır bir şekilde iyice açıkladıklarını bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Bu (İslâm dîni) ise, Rabbinin dosdoğru bir yoludur. İbret alacak bir kavim için âyetleri gerçekten iyice açıkladık. (En’am Suresi, 126)”
Allahım, bizi ve neslimizi dosdoğru yolun olan İslam üzere olup âyetlerinden ibret alan bir kavim eyle.. Âmin..

Allah, onun göğsünü İslâm’a açar

Ey insan! Allah, şehrin günahkârlarını ileri gelenler kıldığı kimselere bir âyet geldiğinde, Allah’ın peygamberlerine verilenlerin benzerinin kendilerine verilmedikçe asla iman etmeyeceklerini söylediklerini buyurur. Allah, peygamberlik vazifesini nereye vereceğini en iyi bilen olduğunu, iman edenlere kurmakta oldukları tuzakları dolayısıyla günah işleyenlere Allah katında bir zillet ve şiddetli bir azabın yakında isabet edeceğini bildirir.
Allah, hikmeti gereği ve lütfundan bir kimseyi hidayete erdirmeyi dilerse, o kimsenin göğsünü İslam’a açtığını, kabul edip teslim olduğunu haber verir. Allah, küfründeki inadı sebebiyle bir kimseyi dalalete atmak isterse, o kimsenin göğe tırmanan bir kimse gibi göğsünün iyice daraltıp sıkıntılı hale soktuğunu buyurur. Allah, iman etmeyen kimselerin üzerinde böyle kötü bir hali, rezillik ve azabı bıraktığını bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Artık kim ki, Allah onu (hikmetine binâen, kendi lütfundan) hidâyete erdirmek isterse, onun göğsünü İslâm’a açar. Ve kim ki, (küfründeki inâdı sebebiyle, Allah) onu dalâlete atmak isterse, sanki göğe tırmanıyormuş gibi göğsünü iyice daralmış sıkıntılı hâle sokar. Allah, îmân etmeyenlerin üzerinde böyle kötülük (rezillik ve azab) bırakır. (En’am Suresi, 125)”
Allahım, bizi ve neslimizi hidayete erdirip göğsünü İslam’a açtığın kimselerden eyle.. Âmin..
 

2 Mart 2017 Perşembe

Allah, peygamberlik vazîfesini nereye vereceğini en iyi bilendir

Ey insan! Allah, her şehirde oranın günahkârlarını ileri gelenler kıldıklarını, onların da orada insanları imandan men etmek için kendilerince tuzak kurduklarını haber verir. Allah, tuzak kuranların ancak kendilerine tuzak kurduklarını, farkına dahi varmadıklarını bildirir.
Allah, günahkâr olup insanlara tuzak kuran şehrin ileri gelenlerine bir âyet geldiği, tebliğ edildiği zaman, Allah’ın peygamberlerine verilenlerin benzerinin kendilerine de verilmedikçe asla iman etmeyeceklerini söylediklerini haber verir. Allah, onların bu isyanlarına karşı Allah’ın peygamberlik vazifesini nereye vereceğini en iyi bilen olduğunu buyurur. Allah, günah işleyenlere, insanlara karşı kurdukları tuzak dolayısıyla ceza olarak, Allah katında bir zillet ve şiddetli bir azabın yakında kendilerine isabet edeceğini bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Onlara bir âyet geldiği zaman da: “Allah’ın peygamberlerine verilenlerin benzeri, bize de verilmedikçe aslâ îmân etmeyeceğiz!” dediler. Allah, peygamberlik vazîfesini nereye vereceğini en iyi bilendir. Günah işleyenlere, kurmakta oldukları (tuzak) dolayısıyla, Allah katında bir zillet ve şiddetli bir azab yakında isâbet edecektir! (En’am Suresi, 124)”
Allahım, bizi ve neslimizi âyetlerine ve peygamberine tabi olan kullarından eyle.. Âmin..

Her şehirde oranın günahkârlarını, ileri gelenler kıldık

Ey insan! Allah, küfür içinde olduğundan ölü hükmünde iken, kendisini imanla dirilttikleri ve kendisine insanlar için istikametle yürüyebileceği bir nur verdiği kimsenin, dalalet karanlıklarında kalan ve ondan da bir türlü çıkamayacak olan kimse gibi olmayacağını, kâfirlere, yapmakta oldukları şeylerin böyle süslü gösterildiğini bildirir.
Allah, dalalet karanlıkları ve günahlar kendilerine süslü gösterildiğinden her şehirde oranın günahkârlarını, şehrin ileri gelenler kıldıklarını, böylece bir imtihan olarak insanları, imandan küfre çağırmaları için kendilerince tuzak kuracaklarını haber verir. Allah, insanları küfürden men etmek için tuzak kuran o ileri gelenlerin, ancak kendilerine tuzak kurduklarını, bunun da farkına varmadıklarını bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Ve böylece, her şehirde oranın günahkârlarını, ileri gelenler kıldık ki, orada (insanları, îmandan men‘ etmek için kendilerince) tuzak kursunlar! Hâlbuki ancak kendilerine tuzak kurarlar da farkına varmazlar. (En’am Suresi, 123)”
Allahım, bizi ve neslimizi günahkârlardan eyleme ve tuzak kuranların tuzaklarından muhafaza eyle.. Âmin..

1 Mart 2017 Çarşamba

Kâfirlere, yapmakta oldukları şeyler süslü gösterildi

Ey insan! Allah, üzerine Allah’ın ismi anılmadan besmelesiz olarak kesilen hayvanlardan yememelerini, onun ise gerçekten bir isyan olduğunu iman edenlere haber verir. Allah, şeytanların dostlarına helal haram hakkında iman edenlerle mücadele etmeleri ve kandırmaları için telkinde bulunduklarını, onlara uyanların da haramı helal saymalarından dolayı müşriklerden olacaklarını bildirir.
Allah, iman etmeden küfür içinde olmakla ölü hükmünde iken, bunun ardından kendisini imanla dirilttikleri ve kendisine insanlar içinde yürüyebilmesi, istikametle hayatını sürdürebilmesi için bir nur verdikleri kimsenin, dalalet karanlıklarında kalan ve onunla sarhoş olup ondan bir türlü çıkamayacak olan bir kimse ile bir olmayacağını haber verir. Allah, kâfirlere, küfür ve dalalet üzere yapmakta oldukları şeylerin kendilerine süslü gösterildiğini bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “(Küfür içinde olmakla) ölü (hükmünde) iken, bunun ardından kendisini (îmanla) dirilttiğimiz ve kendisine insanlar içinde, sâyesinde yürüye(bile)ceği bir nûr verdiğimiz kimse, hiç karanlıklarda kalan, (ve) ondan (bir türlü) çıkamayacak durumda olan kimse gibi olur mu? İşte kâfirlere, yapmakta oldukları şeyler böyle süslü gösterildi. (En’am Suresi, 122)”
Allahım, bizi ve neslimizi imanla dirilttiğin ve insanlar içinde istikametle yürüyebileceği bir nur verdiğin kimselerden eyle.. Âmin..

Allah’ın ismi anılmamış olanlardan yemeyin

Ey insan! Allah, insanlara günahın açığını da gizlisini de bırakmalarını, günah kazanan kimselerin işlemekte oldukları günahlar sebebiyle yakında cezalandırılacaklarını bildirir.
Günah kazananların yakında cezalandırılacaklarını bildiren Allah, iman edenlere, üzerine Allah’ın ismi zikredilmeden besmelesiz olarak kesilmiş olan hayvanlardan yememelerini emreder. Allah, üzerine Allah’ın ismi zikredilmeden kesilen hayvanı yemenin gerçekten bir isyan olduğunu haber verir. Allah, şeytanların dostlarına helal haram hakkında iman edenlerle mücadele etmeleri için telkinde bulunduklarını buyurur. Allah, helal haram hakkında mücadele eden şeytan ve dostlarına uyarak haramı helal saymakla onların da müşrik kimselerden olacaklarını bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Ve üzerine Allah’ın ismi anılmamış olan (besmele ile kesilmemiş hayvan)lardan yemeyin! Çünki o gerçekten bir isyandır! Ve şübhesiz ki şeytanlar, dostlarına (helâl haram hakkında) sizinle mücâdele etmeleri için elbette telkinde bulunurlar. Eğer onlara uyarsanız, muhakkak ki (haramı helâl saymakla) siz de elbette müşrik kimselersinizdir. (En’am Suresi, 121)”
Allahım, bizi ve neslimizi üzerine Allah’ın ismi anılmamış olanlardan yemeyen, şeytan ve dostlarına uymayan kimselerden eyle.. Âmin..