31 Ocak 2017 Salı

Sizi ondan ve bütün sıkıntılardan ancak Allah kurtarır

Ey insan! Allah, Resul-i Ekrem’e (asm), insanlara karanın ve denizin karanlık ve tehlikelerinden kendilerini kimin kurtardığını sormasını buyurur. Allah, tehlikede iken sıkıntıdan kıvranarak açıkça ve gizlice Allah’a dua ettiklerini ve yemin ederek eğer Allah kendilerini kurtarırsa, mutlaka hallerini düzelterek şükredenlerden olacaklarını söylediklerini bildirir.
Resul-i Ekrem’e (asm) hitab eden Allah, kara ve denizin karanlık ve tehlikelerinden ve bütün sıkıntılardan ancak Allah’ın kurtardığını, sıkıntıdan kurtarıp felaha erince de Allah’a yalvararak verdikleri sözlerini unutup yine Allah’a şirk koştuklarını müşriklere söylemesini buyurur.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “De ki: “Sizi ondan ve bütün sıkıntılardan ancak Allah kurtarır; sonra siz (sözünüzü unutur, yine O’na) şirk koşarsınız.” (En’am Suresi, 64)”
Allahım, bizi ve neslimizi sıkıntı zamanında Sana yalvarıp sonra da Sana şükreden kullarından eyle.. Âmin..

Karanın ve denizin karanlıklarından sizi kim kurtarır?

Ey insan! Allah, vazifeli melekleri kullarının canlarını aldıktan sonra hepsinin hak Mevlaları olan Allah’a döndürüleceklerini, hükmün yalnız Allah’a olduğuna dikkat etmelerini ve Allah’ın hesab görenlerin en süratlisi olduğunu bildirir.
Allah, Resul-i Ekrem’e (asm), insanlara karanın ve denizin karanlıklarından ve tehlikelerinden kendilerini kurtaranın kim olduğunu sormasını buyurur. Allah, kara ve denizin karanlıklarında sıkıntıdan kıvranırken açıkça ve gizlice Allah’a dua ettiklerini, o sıkıntıdan kurtulmak için yemin ederek eğer Allah kendilerini içine düştükleri sıkıntıdan kurtarırsa, mutlaka hallerini ıslah ederek verdiklerine şükredenlerden olacaklarını söylediklerini bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “De ki: “Karanın ve denizin karanlıklarından (tehlikelerinden) sizi kim kurtarır?” (O zaman, sıkıntıdan kıvranarak) açıkça ve gizlice O’na duâ edersiniz: “Yemîn olsun ki, eğer (Allah) bizi bundan kurtarırsa, mutlaka (kendimizi düzelterek) şükredenlerden olacağız” (dersiniz). (En’am Suresi, 63)”
Allahım, bizi ve neslimizi darlık ve genişlikte, karanlık ve aydınlıkta daima Sana dua eden ve yalvaran kullarından eyle.. Âmin..

30 Ocak 2017 Pazartesi

Dikkat edin, hüküm yalnız O’nundur

Ey insan! Allah, kullarının üstünde mutlak galib olduğunu ve onların üzerlerine kazandıkları amellerini muhafaza edici olarak Kiramen Kâtibin denilen yazıcı melekler gönderdiğini haber verir. Allah, onlardan birisine nihayet ölüm geldiğinde vazifeli elçileri olan meleklerin onun canını aldığını ve o meleklerin vazifelerini asla ihmal etmediklerini bildirir.
Allah, vazifeli elçileri olan ölüm melekleri kullarının canlarını aldıktan sonra hepsinin hak Mevlaları, Mâliki ve Rabbi olan Allah’a döndürüleceklerini haber verir. Allah, dikkat etmelerini ve aldanmamalarını buyurarak hükmün yalnız Allah’a aid olduğunu ve Allah’ın hesab görenlerin en süratlisi olduğunu bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Sonra (hepsi,) hak Mevlâları olan Allah’a döndürülürler. Dikkat edin, hüküm yalnız O’nundur ve O, hesab görenlerin en sür‘atlisidir. (En’am Suresi, 62)”
Allahım, bizi ve neslimizi daima hak Mevla olarak Seni bilen ve o şuur ile Sana kavuşan kullarından eyle.. Âmin..

O, kullarının üstünde mutlak galibdir

Ey insan! Allah, insanları geceleyin bir çeşit ölüm olan uyku ile öldüren ve gündüzünde ne kazandıklarını bilen, sonra takdir edilen belirli bir ecelin tamamlanması için geceden sonra gündüzde dirilterek uyandıranın Allah olduğunu haber verir. Allah, sonra insanların dönüşünün ancak Allah’a olduğunu, sonra da dünyada iken yapmakta olduklarını onlara haber vereceğini bildirir.
Allah, kullarının tamamen serbest olmayıp onların üstünde mutlak galib olduğunu ve onların üzerlerine amellerini yazarak muhafaza eden Kiramen Kâtibin denilen yazıcı melekleri gönderen olduğunu haber verir. Allah, kullarından biri nihayet vazifesini bitirip kendisine ölüm geldiğinde, ölüm meleği olan elçilerinin onun canını aldığını ve o meleklerin vazifelerini asla ihmal etmediklerini bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Hem O, kullarının üstünde mutlak galibdir ve üzerinize (amellerinizi) muhâfaza edici (Kirâmen Kâtibîn denilen yazıcı) melekler gönderir. Nihâyet birinize ölüm geldiği zaman, elçilerimiz (olan melekler) onun canını alırlar; ve onlar (vazîfelerini aslâ) ihmâl etmezler. (En’am Suresi, 61)”
Allahım, bizi ve neslimizi ameli hayırlı olan ve razı olduğun kullarından eyle.. Âmin..

29 Ocak 2017 Pazar

Sonra dönüşünüz ancak O’nadır

Ey insan! Allah, Resul-i Ekrem’e (asm), müşriklere, ayrıca gaybın anahtarlarının Allah’ın katında olduğunu, onları ancak Allah’ın bildiğini söylemesini haber verir. Allah, ayrıca karada ve denizde ne varsa bildiğini, hiçbir yaprağın Allah’ın bilgisi dışında düşmediğini söylemesini buyurur. Allah, hem yerin karanlıklarında karışmış herhangi bir dane, yaş ve kuru ne varsa hepsinin apaçık bir Kitab olan Kur’ân’da bulunduğunu söylemesini bildirir.
Allah, Resul-i Ekrem’e (asm) müşriklere, geceleyin ölümün bir kardeşi olan uyku ile adeta öldüren ve gece uyumadan önce gündüzün ne kazandıklarını bilen, sonra takdir ettiği belirli bir ecelin tamamlanması için gündüz vakti uyandırarak diriltenin de Allah olduğunu söylemesini haber verir. Allah, ölümden ve kıyametten sonra dönüşlerinin ancak Allah’a olduğunu, sonra da dünyada iken yapmakta oldukları şeyleri onlara haber vereceğini söylemesini bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Geceleyin sizi (bir nevi‘ ölüm olan uyku ile) öldüren ve gündüzün ne kazandığınızı bilen, sonra belirli bir ecelin tamamlanması için onda (o gündüz vakti) sizi dirilten (uyandıran) da O’dur. Sonra dönüşünüz ancak O’nadır; sonra (da O, dünyada) yapmakta olduklarınızı size haber verecektir. (En’am Suresi, 60)”
Allahım, bizi ve neslimizi gecesi ve gündüzü, ömrü ve eceli hayırlı ve mübarek olan kimselerden eyle.. Âmin..

Gaybın anahtarları O’nun katındadır

Ey insan! Allah, müşriklere, eğer kendisini acele istedikleri azab kendisinin yanında olsaydı, hükmün verilmiş ve kendisiyle onlar arasındaki işin bitirilmiş olacağını, çünkü Allah’ın zalimleri en iyi bilen olduğunu Resul-i Ekrem’e (asm) söylemesini bildirir.
Allah, Resul-i Ekrem’e (asm), ayrıca gaybı açacak ve bildirecek anahtarların Allah’ın katında olduğunu, onları ancak Allah’ın bildiğini söylemesini buyurur. Allah, ayrıca karada ve denizde bulunan her şeyi bildiğini, dalından düşen her yaprağı bildiğini, hem yerin karanlıklarında bulunan bir danenin, yaş ve kuru ne varsa herşeyi hakkı ve hakikati apaçık bildiren bir Kitab olan Kur’ân’da bulunduğunu söylemesini bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Ve gaybın anahtarları O’nun katındadır; onları ancak O bilir. Hem karada ve denizde ne varsa bilir. Hiçbir yaprak da düşmez ki onu bilmesin; hem ne yerin karanlıklarında bir dâne, ne yaş ne de kuru (hiçbir şey) yoktur ki, apaçık bir Kitab’da (Kur’ân’da) bulunmasın! (En’am Suresi, 59)”
Allahım, bizi ve neslimizi Kur’ân’a hakkıyla talebe olan kullarından eyle.. Âmin..

28 Ocak 2017 Cumartesi

Eğer istediğiniz azab yanımda olsa idi

Ey insan! Allah, Resul-i Ekrem’e (asm), müşriklere kendisinin Rabbinden gelen apaçık bir delil olan Kur’ân’ın hükmü üzere olduğunu, fakat onların Kur’ân’ı yalanladıklarını söylemesini haber verir. Allah, ayrıca kendisini acele istemekte oldukları, inkâr ve isyanlarının neticesi olan azabın yanında olmadığını, hükmün ancak Allah’ın olduğunu, Allah’ın hakkı anlattığını ve insanların tercihine göre hüküm verdiğini ve Allah’ın hüküm verenlerin en hayırlısı olduğunu söylemesini bildirir.
Allah, Resul-i Ekrem’e (asm) hitab ederek azabı acele isteyen o müşriklere, eğer acele istedikleri o azab yanında olsaydı, artık imtihanın kapanmasından ve hakkın tamamen ortaya çıkmasından dolayı kendisiyle onlar arasında işin bitirilmiş olacağını, çünkü Allah’ın zalimleri en iyi bilen olduğunu söylemesini bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “De ki: “Eğer o kendisini acele istemekte olduğunuz şey gerçekten yanımda olsaydı, benimle sizin aranızda iş elbette bitirilmiş olurdu. Çünki Allah, zâlimleri en iyi bilendir.” (En’am Suresi, 58)”
Allahım, bizi ve neslimizi zalim olanlardan eyleme.. Âmin..

Hüküm ancak Allah’ındır

Ey insan! Resul-i Ekrem’e (asm) hitab eden Allah, müşriklere, kendisinin onların Allah’dan başka tapmakta olduklarına ibadet etmekten şübhesiz yasaklandığını söylemesini, ayrıca onların nefsî arzularına uymayacağını, eğer uyarsa, gerçekten dalalete düşmüş ve hidayete erenlerden olmamış olacağını söylemesini bildirir.
Allah, Resul-i Ekrem’e (asm), müşriklere, kendisinin şübhesiz Rabbinden gelen apaçık bir delil üzerine olduğunu, fakat onların bu delili yalanladıklarını söylemesini buyurur. Allah, ayrıca inkârlarına ve isyanda ısrarlarına binaen başlarına gelecek olan ve kendisini acele istedikleri şey olan azabın yanında olmadığını, verilen hükmün ancak Allah’ın olduğunu, Allah’ın hakkı anlattığını ve Allah’ın hüküm verenlerin en hayırlısı olduğunu söylemesini Resul-i Ekrem’e (asm) bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “De ki: “Şübhesiz ben, Rabbimden (gelen) apaçık bir delil üzereyim; hâlbuki (siz) onu yalanladınız. Kendisini acele istemekte olduğunuz şey (o azab) yanımda değildir. Hüküm ancak Allah’ındır. (O,) hakkı anlatır ve O, hüküm verenlerin en hayırlısıdır.” (En’am Suresi, 57)”
Allahım, bizi ve neslimizi Senden gelen apaçık bir delil olan Kur’ân’a iman edip tabi olanlardan eyle.. Âmin..

27 Ocak 2017 Cuma

Nefsî arzularınıza uymam

Ey insan! Allah, hak ortaya çıksın, iyice anlaşılsın ve günahkârların gittikleri yolun iç yüzü ve yapması gereken belli olsun diye âyetlerini iyice açıkladığını bildirir.
Allah, Resul-i Ekrem’e (asm) hitab ederek kendisinin şübhesiz Allah’a ibadet ettiğini ve müşriklerin Allah’dan başka tapmakta olduklarına ibadet etmekten yasaklandığını söylemesini buyurur. Allah, ayrıca onların nefsî arzularına uymayacağını, onlara uyduğu takdirde, haktan uzaklaşıp gerçekten dalalete düşmüş ve hidayete erenlerden olmamış olacağını söylemesini bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “De ki: “Şübhesiz ben, Allah’dan başka tapmakta olduklarınıza ibâdet etmekten yasaklandım!” De ki: “(Nefsî) arzularınıza uymam! (Size uysam,) o takdirde, gerçekten dalâlete düşmüş ve ben hidâyete erenlerden olmamış olurum.” (En’am Suresi, 56)”
Allahım, bizi ve neslimizi yalnız Sana ibadet eden, hidayete erenlerden ve ehl-i dalaletin arzularına uymayanlardan eyle.. Âmin..

Günahkârların yolu belli olsun diye

Ey insan! Resul-i Ekrem’e (asm) hitab eden Allah, âyetlerine iman edenler kendisine geldiğinde artık onlara, selamın kendilerine olduğunu, şefkatle terbiye eden Rablerinin onlara rahmet etmeyi üzerine yazdığını haber verir. Allah, o rahmetin içlerinden cahillik edip bir kötülük yapıp sonra ardından tevbe ederek halini ıslah eden kimseye ulaşacağını, Allah’ın çok bağışlayan Gafur, çok merhamet eden Rahim olduğunu bildirir.
Allah, hak ortaya çıksın, iyice anlaşılsın ve cahillik yapıp bir kötülük yapan günahkârların kendilerini afvettirmesi için takib edecekleri yolları belli olması için âyetlerini böyle açıkladığını bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “(Hak ortaya çıksın) ve günahkârların yolu belli olsun diye, işte âyetleri böyle açıklıyoruz. (En’am Suresi, 55)”
Allahım, bizi ve neslimizi günahlarına mağfiret eylediğin kullarından eyle.. Âmin..

26 Ocak 2017 Perşembe

Selâm size!

Ey insan! Allah, Resul-i Ekrem’in (asm) yanında bulunan fakirlerin kalmasını sağlayarak şehrin ileri gelenlerini zayıfları olan fakir mü’minler ile imtihan ettiğini, böylece o müşriklerin Allah’ın, aralarından hidayet ile kendilerine lütufta bulunduğu kimselerin onlar mı olduğunu demeleri için imtihan ettiğini haber verir. Allah, şükredenleri en iyi bilenin Kendisi olduğunu bildirir.
Allah, Resul-i Ekrem’e (asm) hitab ederek âyetlerine iman edenler kendisine geldiklerinde onlara, selamın onlara olduğunu, şefkatle terbiye eden Rablerinin onlara rahmet etmeyi Kendi üzerine yazdığını söylemesini buyurur. Allah, üzerine yazdığı o rahmetin, içlerinden bir kötülük yapıp sonra ardından tevbe ederek halini ıslah eden kimseye ulaşacağını, Allah’ın kullarına karşı çok bağışlayan Gafur, çok merhamet eden Rahim olduğunu bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “O hâlde âyetlerimize îmân edenler sana geldikleri zaman artık de ki: “Selâm size! Rabbiniz, (size) rahmet (etmey)i kendi üzerine yazmıştır. Şübhesiz o (rahmet) ki, içinizden kim câhillikle bir kötülük yapar, sonra ardından tevbe edip (hâlini) ıslâh ederse, artık şübhesiz ki O, Gafûr (çok bağışlayan)dır, Rahîm (çok merhamet eden)dir.” (En’am Suresi, 54)”
Allahım, bizi ve neslimizi iman edip rahmetine mazhar olan, mağfiret ve merhamet ettiğin kullarından eyle.. Âmin..

Allah, şükredenleri en iyi bilen değil midir?

Ey insan! Allah, Resul-i Ekrem’e (asm) müşriklere uyarak sabah akşam Allah’ın rızasını isteyerek Rablerine dua eden mü’minlerin fakirlerini yanında kovmamasını, bu sebeble İslam’ı kabul etmeyen müşriklerin hesabından kendisine bir şey olmadığını, kendisinin hesabından da onlara bir şey olmadığını, o mü’minleri kovup zalimlerden olmasının gerekmediğini bildirir.
Allah, böylece iman etmeyen o müşriklerin ileri gelenlerini imanı olan zayıf ve fakir kimselerle imtihan ettiğini haber verir. Allah, o müşriklerin, iman eden zayıf kimseler hakkında, Allah’ın aralarından hidayete erdirmekle kendilerine lütufta bulundu kimseler bunlar mı diyerek asıl niyetlerini ve büyüklenmelerini ortaya çıkaracağını buyurur. Allah, nankörlük etmeyip şükredenleri en iyi bilen olduğunu bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Böylece onların bazılarını bazılarıyla (ileri gelenlerini zayıflarıyla) imtihân ettik ki (o müşrikler, îmân eden zayıflar hakkında): “Allah’ın, aramızdan kendilerine lütufta bulunduğu (hidâyete erdirdiği) kimseler bunlar mı?” desinler! Allah, şükredenleri en iyi bilen değil midir? (En’am Suresi, 53)”
Allahım, bizi ve neslimizi lütufta bulunduğun ve daima şükreden kullarından eyle.. Âmin..

25 Ocak 2017 Çarşamba

Sabah akşam Rablerine duâ edenleri kovma

Ey insan! Resul-i Ekrem’e (asm) hitab eden Allah, kıyamet günü Rablerinin huzurunda toplanacak olmalarından dolayı korkanları, hidayet rehberi olan Kur’ân ile korkutmasını, o gün onlar için Allah’dan başka bir dost ve bir şefaatçi olmadığını bilmelerini, böylece günahlardan sakınmalarını söylemesini buyurur.
Allah, Resul-i Ekrem’e (asm), ayrıca Allah’ın rızasını isteyerek sabah akşam namaz kılıp şefkatle terbiye eden Rablerine dua eden mü’minleri yanından kovmamasını haber verir. Allah, mü’minlerin fakirlerini Resul-i Ekrem’in (asm) yanında görmek istemeyen müşrikleri İslam’ı kabul etmeme hesabından kendisine bir şey olmadığını, kendisinin hesabından o müşriklere bir şey olmadığını, bu sebeble mü’minlerin fakirlerini yanından kovmakla zalimlerden olmamasını buyurur.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Ve O’nun rızâsını isteyerek sabah akşam Rablerine duâ edenleri kovma! Onların (fakir mü’minleri senin yanında görmek istemeyen o müşriklerin) hesâbından sana bir şey yok, senin hesâbından da onlara bir şey yok ki onları (o mü’minleri) kovup da zâlimlerden olasın! (En’am Suresi, 52)”
Allahım, bizi ve neslimizi İslam’ı bir bütün olarak kabul edip daima Müslümanların yanında olanlardan eyle.. Âmin..

Rablerinin huzurunda toplanacaklarından korkanları

Ey insan! Resul-i Ekrem’e (asm) hitab ederek insanlara, Allah’ın hazinlerinin kendisinin yanında olduğunu söylemediğini, gaybı da bilmediğini, onlara kendisinin bir melek olduğunu da demediğini, ancak kendisine vahyolunana tabi olduğunu söylemesini buyurur. Ayrıca Allah, hakikati görmeyen manevî bir kör olan kâfir ile hakkı gören bir mü’minin bir olmayacağını, bunu hiç mi düşünmediklerini sormasını bildirir.
Allah, Resul-i Ekrem’e (asm) ayrıca, şefkatle terbiye eden Rablerinin huzurunda toplanacaklarından korkanları, kendisine indirilen Kur’ân ile korkutmasını, Rablerinin huzurunda toplandıklarında kendileri için Allah’dan başka bir dost ve bir şefaatçi olmadığını, böylece günah işleyerek Allah’a karşı gelmekten sakınmalarını söylemesini bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Ve Rablerinin huzûrunda toplanacaklarından korkanları, onunla (Kur’ân ile) korkut; onlar için O’ndan (O Rablerinden) başka ne bir dost, ne de bir şefâatçi vardır; tâ ki (günahlardan) sakınsınlar. (En’am Suresi, 51)”
Allahım, bizi ve neslimizi Kur’ân’a tabi olup yalnız Seni bir dost edinen ve şefaatine mazhar olan kullarından eyle.. Âmin..

24 Ocak 2017 Salı

Ancak bana vahyolunana tâbi olurum

Ey insan! Peygamberleri ancak birer müjdeleyici ve korkutucular olarak gönderdiğini bildiren Allah, âyetlerini yalanlayan zalimlere, isyan etmekte olduklarından dolayı onlara azabın dokunacağını, Cehenneme atılacaklarını bildirir.
Allah, Resul-i Ekrem’e (asm) hitab ederek bir peygamber olarak insanlara, Allah’ın hazinelerinin yanında olduğunu söylemediğini, Allah bildirmedikçe gaybı da kendiliğinden bilmediğini, bir melek de olduğunu söylemediğini, ancak Allah tarafından kendisine vahyoluna tabi olduğunu söylemesini buyurur. Allah, ayrıca Resul-i Ekrem’in (asm) onlara, manen kör olup hakikati görmeyen bir kâfir ile hakikati gören bir mü’minin bir olmayacağını, bunu hiç mi düşünmediklerini sormasını bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “De ki: “Size, ‘Allah’ın hazîneleri benim yanımdadır!’ demiyorum; gaybı da bilmem; size, ‘Şübhesiz ben bir meleğim’ de demiyorum! (Ben) ancak bana vahyolunana tâbi‘ olurum.” De ki: “Kör ile gören (kâfir ile mü’min) bir olur mu?” Hiç düşünmez misiniz? (En’am Suresi, 50)”
Allahım, bizi ve neslimizi vahyolunana tabi olup hakikati gören mü’min kimselerden eyle.. Âmin..

Âyetlerimizi yalanlayanlara gelince

Ey insan! Zalimlerden başkasının helak edilmeyeceğini bildiren Allah, peygamberleri kavimlere ancak iman edip halini ıslah edenler için birer müjdeleyiciler ve âyetleri yalanlayıp isyan edenleri ise Cehennem ile korkutucular olarak gönderdiklerini haber verir. Allah, peygamber geldiği halde iman edip halini ıslah eden kimseler için artık bir korku olmadığını, onların mahzun da olmayacaklarını bildirir.
Allah, kendilerine peygamber geldiği halde âyetleri yalanlayan zalim kimselerin, isyan etmekte olduklarından dolayı kıyamet günü onlara azabın dokunacağını, Cehenneme atılacaklarını bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, isyân etmekte olduklarından dolayı onlara azab dokunacaktır! (En’am Suresi, 49)”
Allahım, bizi ve neslimizi âyetleri yalanlayıp isyan eden kimselerden eyleme.. Âmin..

23 Ocak 2017 Pazartesi

Peygamberleri müjdeleyiciler ve korkutucular olarak göndeririz

Ey insan! Allah, Resul-i Ekrem’e (asm), âyetleri ve peygamberleri yalanlayan zalimlere, eğer kendilerine Allah’ın azabı beklenmedik bir anda veya göstere göstere açıkça gelirse zalimlerden başkasının helak edilmeyeceğini söylemesini bildirir.
Allah, peygamberleri ancak iman edip itaat edenleri Cennetle müjdeleyiciler ve aynı zamanda inkâr edip isyan edenleri ise Cehennem ile korkutucular olarak gönderdiklerini haber verir. Allah, kendilerine peygamber gönderildiği halde iman edip halini ıslah eden kimseler için artık bir korku olmadığını, onların mahzun da olmayacaklarını bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Hâlbuki (biz,) peygamberleri ancak müjdeleyiciler ve (aynı zamanda) korkutucular olarak göndeririz. O hâlde kim îmân edip (hâlini) ıslâh ederse, artık onlara bir korku yoktur, onlar mahzun da olmazlar. (En’am Suresi, 48)”
Allahım, bizi ve neslimizi iman edip halini ıslah edenlerden eyle.. Âmin..

Zâlimler topluluğundan başkası mı helâk edilir?

Ey insan! Allah, Resul-i Ekrem’e (asm), eğer Allah, kendilerine verdiği kulak ve gözlerini alıp kalblerini mühürlerse, Allah’dan başka onları kendilerine getirecek ilahın kim olduğunu âyetlerini inkâr etmekle kendilerine zulmedenlere sormasını buyurur. Allah, âyetleri iyice anlaşılsın diye misallerle nasıl açıkladığını, buna rağmen onların nasıl yüz çevirdiklerini bildirir.
Allah, yine Resul-i Ekrem’e (asm) hitab ederek zulmedenlere, söylemeleri için, eğer kendilerine Allah’ın azabı ansızın veya göstere göstere açıkça gelirse, ebedî helaka zalimler topluluğundan başka kimin uğrayacağını sormasını bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “De ki: “Söyleyin bakalım! Eğer size Allah’ın azâbı ansızın veya açıkça gelirse, zâlimler topluluğundan başkası mı helâk edilir?” (En’am Suresi, 47)”
Allahım, bizi ve neslimizi zalimler topluluğundan eyleme.. Âmin..

22 Ocak 2017 Pazar

Allah’dan başka onu size getirecek ilah kimdir?

Ey insan! Allah, nasihatleri unutup bollukla imtihan edilen ve nefislerine zulmeden kavmi tam ferahladıkları zaman azab yakalayarak kökü kesildiğini, hamdin ise âlemlerin Rabbi olan Allah’a mahsus olduğunu bildirir.
Allah, Resul-i Ekrem’e (asm) hitab ederek zulmedenlere, eğer Allah kulaklarını ve gözlerini aldığında ve kalblerini mühürlediğinde, onları tekrar kendilerine Allah’dan başka getirecek ilahın kim olduğunu sormasını buyurur. Allah, âyetler iyice anlaşılsın diye nasıl açıkladığını, fakat onların inad ve ısrar ile âyetlerden nasıl yüz çevirdiklerini bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “De ki: “Söyleyin bakalım! Eğer Allah, kulağınızı ve gözlerinizi alırsa ve kalblerinizi mühürlerse, Allah’dan başka onu size getirecek ilâh kimdir?” Bak, âyetleri nasıl açıklıyoruz; sonra onlar (nasıl da) yüz çeviriyorlar! (En’am Suresi, 46)”
Allahım, bizi ve neslimizi verdiğin başta kulak, göz ve kalb gibi nimetleri rızana uygun istimal eden kullarından eyle.. Âmin..

Böylece, zulmeden kavmin kökü kesildi

Ey insan! Allah, kalbleri katılaşıp yaptıkları şeyleri şeytanını süslediği kimselerin, kendisiyle nasihat edildikleri şeyleri unuttukları zaman, nimetlerini bol bol vermek için üzerlerine herşeyin kapısını açmakla imtihan ettiklerini haber verir. Allah, verilen nimetler yüzünden dünya adına bir endişeleri kalmayıp tam ferahlandıkları zaman, onları ansızın yakaladıklarında bir anda ümidsizliğe düşen kimseler olduklarını bildirir.
Allah, nasihatleri unuttuklarından bollukla imtihan edilenlerin kendilerini bolluk içinde azab yakalamakla nefislerine zulmeden kavmin kökünün böylece kesildiğini haber verir. Allah, yapılan ve yapılacak her türlü sena ve övgüyü, minnet ve şükrü ihtiva eden hamdin, âlemlerin yegâne terbiyecisi ve Rabbi olan Allah’a mahsus olduğunu bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Böylece, zulmeden kavmin kökü kesildi. Hamd ise, âlemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur! (En’am Suresi, 45)”
Allahım, bizi ve neslimizi zulmeden kavimlerden eyleme ve Sana hududsuz hamd eden kullarından eyle.. Âmin..

21 Ocak 2017 Cumartesi

Onları ansızın yakaladık

Ey insan! Allah, peygamberlerini yalanlayan ümmetlerin hiç olmazsa Allah’ın azabı geldiğinde iman edip yalvarmalarını beklediğini, fakat onların kalblerinin katılaşmasından ve şeytanın onlara yapmakta olduklarını süsleyip cazib göstermesinden yanaşmadıklarını bildirir.
Allah, kalbleri katılaşan ve yapmakta oldukları şeyleri şeytanın süslemesine rağmen kendisiyle nasihat edildikleri şeyleri unuttuklarını, bunun üzerine onların üzerine herşeyin, bütün nimetlerin kapılarını açıp onlardan kendilerine bol bol vererek onları bollukla imtihan ettiklerini haber verir. Allah, nimetlerini onlara bol bol verip nihayet kendilerine verilenler yüzünden tam feraha kavuştukları zaman, bolluğun içinde onları ansızın yakaladıklarını, böylece bir anda ümitsizliğe düşen kimseler olduklarını bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Buna rağmen kendisiyle nasîhat edildikleri şeyleri unutunca, üzerlerine herşeyin (bütün ni‘metlerin) kapılarını açtık (ve kendilerini bollukla imtihân ettik). Nihâyet kendilerine verilenler yüzünden (tam) ferahlandıkları zaman, onları ansızın yakaladık; bir anda hepsi ümidsizliğe düşen kimseler oldular. (En’am Suresi, 44)”
Allahım, bizi ve neslimizi nasihati dinleyen, nimetlerini hatırlayıp şükreden kullarından eyle.. Âmin..

Hiç olmazsa onlara azâbımız geldiği zaman yalvarsalardı

Ey insan! Allah, yemin ederek Resul-i Ekrem’e (asm) kendisinden önceki ümmetlere de peygamberler gönderdiğini, fakat o ümmetlerin de yalanladıklarını haber verir. Allah, o ümmetlerin peygamberlerini yalanlamaları üzerine iman edip yalvarmaları için onları sıkıntılar ve zorluklar ile yakaladıklarını bildirir.
Allah, âyetlerini inkâr edip peygamberlerini yalanlayan kavimlerin, hiç olmazsa kendilerine Allah’ın azabı geldiği zaman pişman olup iman ederek Kendisine yalvarmalarını beklediğini, fakat onların kalblerinin katılaşmasından ve şeytanın onlara yapmakta olduklarını süsleyip cazib göstermesinden iman etmediklerini bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Hiç olmazsa onlara azâbımız geldiği zaman (îmân edip) yalvarsalardı! Fakat kalbleri katılaştı ve şeytan onlara yapmakta olduklarını süsledi (câzib gösterdi). (En’am Suresi, 43)”
Allahım, bizi ve neslimizi darlıkta ve bollukta, zorluk ve refahta daima ve yalnız Sana yalvaran kullarından eyle.. Âmin..

20 Ocak 2017 Cuma

Senden önceki ümmetlere de peygamberler gönderdik

Ey insan! Allah, âyetlerini inkâr edenlerin Allah’ın azabı veya kıyameti gördüklerinde Allah’a ortak koştukları şeylere değil, dara düştükleri ve çaresiz kaldıkları zamanlarda olduğu gibi yalnız Allah’a yalvaracaklarını haber verir. Allah, artık kendilerinden kaldırılması için yalvarmakta oldukları belayı dilerse kaldıracağını ve bela geldiğinde Allah’a ortak koştukları şeyleri unutacaklarını bildirir.
Allah, Resul-i Ekrem’e (asm) yemin ederek kendisinden önceki ümmetlere de peygamberler gönderdiğini, fakat o ümmetlerin de peygamberlerini yalanladıklarını buyurur. Allah, peygamber gönderdiği ümmetlerin peygamberlerini yalanlaması üzerine, iman edip yalvarmaları için onları türlü türlü sıkıntılar ve zorluklar ile yakaladıklarını bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “And olsun ki, senden önceki ümmetlere de (peygamberler) gönderdik (fakat onlar yalanladılar); bunun üzerine onları sıkıntılar ve zorluklar ile yakaladık. Tâ ki (îmân etsinler ve) yalvarsınlar! (En’am Suresi, 42)”
Allahım, bizi ve neslimizi Sana ve Resul-i Ekrem’e (asm) iman edenlerden eyle.. Âmin..

Dara düştüğünüzde yalnız Allah'a yalvarırsınız

Ey insan! Allah, âyetlerini yalanlayan ehl-i dalalete, eğer Allah’ın azabı veya kıyamet kendilerine gelse, Allah’dan başkasına mı yalvaracaklarını sormasını Resul-i Ekrem’e (asm) buyurur. Allah, eğer iddialarında doğru kimseler iseler azab veya kıyamet geldiğinde ilah edindikleri Allah’dan başka şeylere yalvarmalarını bildirir.
Allah, âyetleri inkâr edenlerin dara düştüğü ve çaresiz kaldığı her hadise karşısında olduğu gibi Allah’dan başka şeylere değil, bilakis yalnız Allah’a yalvaracaklarını haber verir. Çaresizce yalvaran o müşriklere Allah, artık dilerse üzerlerinden kaldırılması için Allah’a yalvardıkları belayı kaldıracağını ve belaya düştükleri vakit Allah’a ortak koştukları şeyleri unutacaklarını bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Bil‘akis (dara düştüğünüz her zaman olduğu gibi) yalnız O’na (Allah’a) yalvarırsınız; artık (O da) dilerse (kaldırılması üzere) kendisi için yalvarmakta olduğunuz (belây)ı kaldırır ve (Allah’a) ortak koşmakta olduğunuz şeyleri (o vakit) unutursunuz. (En’am Suresi, 41)”
Allahım, bizi ve neslimizi darda ve genişlikte daima ve yalnız Sana yalvaran kullarından eyle.. Âmin..

19 Ocak 2017 Perşembe

Eğer size Allah’ın azâbı gelse

Ey insan! Allah, âyetlerini yalanlayanların dalalet karanlıkları içinde kalmış hakkı işitmeyen sağırlar ve hakkı söylemeyen dilsizler olduklarını haber verir. Allah, dilerse küfre düşen kimseyi inadı sebebiyle dalalete atacağını, dilediği kimseyi de hikmeti gereği lütfundan dosdoğru bir yol üzere kılacağını bildirir.
Allah, Resul-i Ekrem’e (asm) hitab ederek Allah’ın âyetlerini yalanlayanlara, Allah’ın azabı geldiğinde veya kendilerine kıyametin geldiğinde, kendilerini kurtarması için Allah’dan başkasına mı yalvaracaklarını sormasını buyurur. Allah, âyetler hakkındaki iddialarında doğru kimseler iseler, azab veya kıyamet geldiğinde inandıkları Allah’dan başka şeylere yalvarmalarını bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “De ki: “Söyleyin bakalım! Eğer size Allah’ın azâbı gelse veya size kıyâmet gelse, Allah’dan başkasına mı yalvarırsınız? Eğer (iddiânızda) doğru kimseler iseniz (onlara yalvarın bakalım)!” (En’am Suresi, 40)”
Allahım, bizi ve neslmizi daima ve yalnız Sana yalvaran ve Senden yardım dileyen kullarından eyle.. Âmin..

Âyetlerimizi yalanlayanlar, sağırlar ve dilsizlerdir

Ey insan! Allah, yeryüzünde debelenerek hareket eden her bir canlı ile iki kanadıyla uçan her bir kuşun insanlar gibi yaratılışları ve ihtiyacları ile aynı kanunlara tabi olarak aynı birer nevi ümmet olduklarını haber verir. Ayrıca Allah, olmuş ve olacak herşeyin kitab olan Levh-i Mahfuz’da yazılıp muhafaza edildiğini, sonra her bir ümmetin ancak Rablerinin huzurunda toplanacaklarını bildirir.
Allah, hakkı ve hakikati haber verip isbat eden âyetlerini yalanlayanların, hakikatin nurundan mahrum olarak karanlıklar içinde kalmış hakkı işitmeyen sağırlar ve hakikati söylemeyen dilsizler olduklarını haber verir. Allah, küfründeki inadı sebebiyle dilediği kimseyi dalalet karanlığına atacağını, hikmetine binaen lütfundan dilediği kimseyi de dosdoğru bir yol üzere kılacağını bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Hem âyetlerimizi yalanlayanlar, karanlıklar içinde kalmış sağırlar ve dilsizlerdir. Allah kimi dilerse, onu (küfründeki inadı sebebiyle) dalâlete atar. Kimi de dilerse, onu (hikmetine binâen kendi lütfundan) dosdoğru bir yol üzere kılar. (En’am Suresi, 39)”
Allahım, bizi ve neslimizi âyetlerine iman edip dosdoğru bir yol üzere kıldıklarından eyle.. Âmin..

18 Ocak 2017 Çarşamba

Her canlı ve kuş sizin gibi birer ümmettir

Ey insan! Allah, Resul-i Ekrem’in davetine icabet etmeyen ölüler hükmündeki kâfirler olan müşriklerin, Resul-i Ekrem’e (asm) Rabbinden kendi istedikleri bir mucizenin indirilmesi gerektiğini söylediklerini haber verir. Allah, onlara Resul-i Ekrem’in (asm) Allah’ın bir mucize indirmeye kadir olduğunu, fakat onların çoğunun bunu bilmediğini bildirir.
Allah, yeryüzünde debelenerek hareket eden bütün canlı ile iki kanadıyla uçan bütün kuşların, insanlar gibi aynı kanunlara tabi olmak üzere yaratılışları ve ihtiyacları ile aynı birer nev olarak birer ümmet olduğunu haber verir. Allah, herşeyin sabit kitabı olan Levh-i Mahfuz’da hiçbir eksik bırakmadan yazıp kaydettiklerini, vazifelerini tamamladıktan sonra hepsinin ancak Rablerinin huzurunda toplanacaklarını bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Yeryüzünde debelenen hiçbir canlı ve iki kanadıyla uçan hiçbir kuş da yoktur ki, sizin gibi birer ümmet (yaratılışları ve ihtiyaçları ile aynı birer nevi‘) olmasınlar! (Biz) kitabda (Levh-i Mahfûz’da) hiçbir şeyi eksik bırakmadık; sonra (hepsi) ancak Rablerinin huzûrunda toplanacaklardır. (En’am Suresi, 38)”
Allahım, bizi ve neslimizi canlıları ve kuşları tefekkür edip isim ve sıfatlarını onlarda okuyarak rızanı kazanmış olarak huzurunda toplananlardan eyle.. Âmin..

Allah, bir mucize indirmeye kadirdir

Ey insan! Allah, Resul-i Ekrem’in (asm) İslam’a olan davetini samimiyetle dinleyenlerin icabet ettiklerini haber verir. Davete icabet etmeyerek ölüler olan kâfirleri ise Allah, ölümlerinden sonra dirilteceğini, sonra hepsinin hesab vermek üzere ancak Allah’ın huzuruna döndürüleceklerini bildirir.
Allah, ölüler hükmündeki kâfirler olan o müşriklerin inanmaları için, Resul-i Ekrem’e (asm) Rabbinden kendilerinin istediği bir mucize indirilmesi gerektiğini söylediklerini haber verir. Allah, onların bu istekleri üzerine, Resul-i Ekrem’e (asm) Allah’ın peygamberini tasdik edici bir mucize indirmeye muktedir olduğunu, fakat müşriklerin çoğunun bunu bilmediğini bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Bir de (o müşrikler): “Ona Rabbinden (bizim istediğimiz) bir mu‘cize indirilmeli değil miydi?” dediler. De ki: “Şübhesiz Allah, bir mu‘cize indirmeye kadirdir; fakat onların çoğu bilmezler.” (En’am Suresi, 37)”
Allahım, bizi ve neslimizi Resul-i Ekrem’e (asm) indirdiklerine iman edenlerden eyle.. Âmin..

17 Ocak 2017 Salı

Samimiyetle dinleyenler senin davetine icâbet eder

Ey insan! Allah, Resul-i Ekrem’e (asm), kendisinden önceki peygamberlerin de yalanlanıp eziyet görmelerine karşı sabrettiklerini haber vermekle teselli etmesine rağmen, eğer müşriklerin İslam’dan yüz çevirmeleri kendisine ağır geliyorsa, mucizeye ulaşmak için yerde bir tünel veya gökten bir merdiven arayıp bir mucize getirmeye güç yetirebiliyorsa getirmesini buyurur. Allah, onların iman etmelerinin Peygambere (asm) aid olmadığını, halbuki iradelerinde serbest bırakmayıp iman etmelerini dileseydi, onları elbette hidayet üzere bir araya getireceğini haber verir. Allah, Allah’ın işine karışmakla cahillerden olmaktan sakındırır.
Allah, insanlardan samimiyetle Resul-i Ekrem’i (asm) dinleyenlerin İslam’a davetine icabet edeceklerini haber verir. Allah, Allah’ın davetine icabet etmeyip birer ölü hükmünde olan kâfirleri, Allah’ın ölümle dirilteceğini, sonra hepsinin Allah’ın huzuruna döndürüleceğini bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Ancak (samîmiyetle) dinleyenler (senin da‘vetine) icâbet eder. Ölülere (o kâfirlere) gelince, onları Allah diriltir, sonra (hepsi) ancak O’nun huzûruna döndürülürler. (En’am Suresi, 36)”
Allahım, bizi ve neslimizi Resul-i Ekrem’in (asm) davetini samimî dinleyip icabet edenlerden eyle.. Âmin..

Öyle ise sakın câhillerden olma

Ey insan! Allah, yemin ederek Resul-i Ekrem’e (asm), kendisinden önce nice peygamberlerin de yalanlandığını, fakat bütün yalanlama ve eziyetlere karşı sabrettiklerini, sonunda da onlara yardımlarının geldiğini bildirir. Allah, peygamberlerine yardım vaadi olan kelimelerini değiştirebilecek kimsenin olmadığını buyurur. Allah, yemin ederek o peygamberlerin haberlerinden bir kısmının Resul-i Ekrem’e (asm) geldiğini bildirir.
Resul-i Ekrem’e (asm) kendisinden önceki peygamberlerin de yalanlama ve eziyetlere sabrettiklerini bildiren Allah, buna rağmen onların âyetleri yalanlayıp İslam’dan yüz çevirmeleri kendisine ağır geliyorsa, yerde bir tünel veya gökte bir merdiven arayarak onları ikna etmek için onlara Allah’ın vermediği bir mucizeyi getirmeye güç yetirebilirse getirmesini buyurarak onların iman etmelerinin O’na (asm) aid olmadığını bildirir. Allah, eğer onları istemeseler de imana getirmeyi dileseydi, onları hidayet üzere bir araya Kendisinin getireceğini, öyle ise Allah’ın işine karışan cahillerden olmaktan sakınmasını bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Buna rağmen eğer onların (İslâm’dan) yüz çevirmeleri sana ağır geliyorsa, o hâlde yerde bir tünel veya gökte bir merdiven arayıp da onlara bir mu‘cize getirmeye güç yetirebilirsen (haydi getir)! (Onların îmân etmeleri sana âid değildir.) Hâlbuki Allah dileseydi, elbette onları hidâyet üzere bir araya getirirdi; öyle ise sakın câhillerden olma! (En’am Suresi, 35)”
Allahım, bizi ve neslimizi vazifesini hakkıyla yerine getiren ve cahillerden olmaktan sakınan kimselerden eyle.. Âmin..

16 Ocak 2017 Pazartesi

Senden önce nice peygamberler de yalanlanmıştı

Ey insan! Resul-i Ekrem’e (asm) hitab eden Allah, müşriklerin söylediklerinin kendisini üzdüğünü bildiklerini, onların işin aslında O’nu (asm) yalanlamadıklarını, zira yalan söylemediğini bildiklerini, fakat nefislerine zulmeden o zalimlerin Allah’ın âyetlerini bilerek inkâr ettiklerini bildirir.
Allah, yemin ederek Resul-i Ekrem’e (asm) kendisinden önce nice peygamberlerin de ümmetleri tarafından yalanlandığını, fakat o peygamberlerin, müşriklerin yalanlamalarına ve hakaret ve eziyet etmelerine karşı sabrettiklerini haber verir. Allah, o peygamberlerin sabırlarının nihayetinde yardımlarının onlara geldiğini, zira peygamberlerine yardım vaadi olan Allah’ın kelimelerini kimsenin değiştiremeyeceğini bildirir. Allah, yemin ederek Resul-i Ekrem’e (asm) o peygamberlerin bir kısmının haberlerinin kendisine geldiğini buyurur.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “And olsun ki, senden önce nice peygamberler de yalanlanmıştı; fakat yalanlanmalarına ve eziyet edilmelerine karşı sabrettiler; nihâyet onlara yardımımız geldi. Çünki Allah’ın kelimelerini (yardım va‘dini) değiştirebilecek kimse yoktur. And olsun ki, o peygamberlerin haber(ler)inden bir kısmı sana da geldi. (En’am Suresi, 34)”
Allahım, bizi ve neslimizi Resul-i Ekrem’e (asm) tam iman ve itaat edenlerden eyle.. Âmin..

Onların söyledikleri seni gerçekten üzüyor

Ey insan! Allah, müşriklerin aldandıkları dünya hayatının vakit geçirmek ve ömür öldürmek için bir oyun ve bir eğlenceden başka birşey olmadığını bildirir. Allah, ahiret yurdunun günahlardan sakınanlar için daha hayırlı olduğunu, bunu anlamak için akıl erdirmenin yeterli olacağını bildirir.
Allah, Resul-i Ekrem’e (asm) hitab ederek müşriklerin söylediklerinin kendisini gerçekten üzdüğünü şübhesiz bildiklerini, onların aslında Resul-i Ekrem’in yalan söylemediğini gayet iyi bildiklerini haber verir. Allah, kendilerini hüsrana uğratarak kendilerine zulmedenlerin Allah’ın âyetlerini bilerek inkâr ettiklerini bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “(Habîbim, yâ Muhammed!) Şübhesiz şunu elbette biliyoruz ki, onların söyledikleri seni gerçekten üzüyor; hâlbuki aslında onlar seni yalanlamıyorlar (senin yalan söylemediğini bilirler); fakat o zâlimler Allah’ın âyetlerini bilerek inkâr ediyorlar. (En’am Suresi, 33)”
Allahım, bizi ve neslimizi Resul-i Ekrem’i (asm) ve âyetlerini tasdik eden mü’minlerden eyle.. Âmin..

15 Ocak 2017 Pazar

Dünya hayatı bir oyun ve bir eğlence

Ey insan! Allah, kıyamet günü Allah’ın huzuruna çıkmayı yalanlayanların gerçekten hüsrana uğramış olduklarını haber verir. Allah, nihayet dünya hayatının sona erdiği kıyametin onlara ansızın gelip onlar günahlarını sırtlarına yüklendiklerinde dünyada ihmal ettikleri şeylerden dolayı pişman olup kendilerini itab edeceklerini buyurur. Allah, insanları müşriklerin akıbetini göstererek dikkat etmeleri için ikaz eder ve yüklenmekte oldukları şeylerin ne kadar kötü olduğunu bildirir.
Allah, müşriklerin içinde bulunduğu dünya hayatının kendilerini hüsrana uğrattıkları bir oyun ve bir eğlenceden başka birşey olmadığını haber verir. Allah, dünya hayatından sonra gelecek olan ahiret yurdunun ise Allah’a karşı gelmekten ve günahlardan sakınmakta olan mü’minler için daha hayırlı olduğunu bildirir. Allah, dünyanın geçici ve ahiret yurdunun baki ve daha hayırlı olduğunu anlamak için akıl erdirip erdirmediklerini ikaz eder ve bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “İşte dünya hayâtı bir oyun ve bir eğlenceden başka birşey değildir! Ve elbette âhiret yurdu, (günahlardan) sakınmakta olanlar için daha hayırlıdır. Hiç akıl erdirmez misiniz? (En’am Suresi, 32)”
Allahım, bizi ve neslimizi dünya ve ahirette iyilik verip ahiret yurdunu kazananlardan eyle.. Âmin..


İhmal ettiğimiz şeylerden dolayı bize yazıklar olsun

Ey insan! Allah, diriltileceklerini yalanlayan ve gerçekten yalancılar olan müşrikler, nihayet Rablerinin huzurunda durdurulduklarında ne hale gireceklerini Resul-i Ekrem’e (asm) haber verir. Allah, o müşriklere Rablerinin, diriltilmiş olmalarının gerçek olduğunda şübhelerinin olup olmadığını soracağını, onların da yemin ederek gerçek olduğunu söyleyeceklerini buyurur. Allah, onların bu cevabı üzerine, cezalarının hak olduğunu ve inkâr etmekte olduklarından dolayı azabı tatmalarını buyuracağını bildirir.
Allah, dirilmeyi inkâr ederek Allah’ın huzuruna çıkmayı yalanlayanların gerçekten hüsrana uğramış olduklarını haber verir. Allah, dünya hayatının nihayetinde kıyametin onların ansızın geldiği zaman, artık onların amel defterlerinin kapatılarak günahlarını sırtlarına yükleneceklerini ve dünyada ihmal ettikleri şeylerden dolayı kendilerine yazıklar olsun diyerek pişman olacaklarını haber verir. Allah, insanları ikaz ederek müşriklerin yüklenmekte oldukları şeylerin ne kadar kötü olduğunu bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Allah’ın huzûruna çıkmayı yalanlayanlar, gerçekten hüsrâna uğramışlardır. Nihâyet kıyâmet onlara ansızın geldiği zaman, onlar günahlarını sırtlarına yüklenerek: “Orada (dünyada) ihmâl ettiğimiz şeylerden dolayı bize yazıklar olsun!” diyeceklerdir. Dikkat edin, yüklenmekte oldukları şeyler ne kötüdür! (En’am Suresi, 31)”
Allahım, bizi ve neslimizi huzuruna çıkmayı yalanlayanlardan ve günahlarını yüklenenlerden eyleme.. Âmin..
 

14 Ocak 2017 Cumartesi

İnkâr etmekte olduğunuzdan dolayı tadın azabı

 Ey insan! Ateşe karşı durdurulan müşriklerin istedikleri gibi tekrar dünyaya gönderilseler yine kendisinden yasaklanan şeylere döneceklerini ve yalancılardan olduklarını bildiren Allah, kıyamet günü bütün gördüklerine rağmen hayatın ancak dünya hayatından ibaret olduğunu, öldükten sonra diriltilmeyeceklerini söyleyeceklerini bildirir.
Allah, öldükten sonra diriltilerek nihayet şefkatle terbiye eden Rablerinin huzurunda durduruldukları zaman onların ne hale geldiğini görmesini Resul-i Ekrem’e (asm) buyurur. Allah, Rableri huzurunda durdurulan ve dirilmeyi inkâr eden müşriklere, diriltilerek huzurda toplanmalarının gerçek değil mi diye onlara buyuracağını bildirir. Allah, bu sorgu karşısında o müşriklerin, Rablerine yemin ederek dirilmelerinin gerçek olduğunu söyleyeceklerini haber verir. Allah, dirilmenin gerçek olduğunu söyleyen müşriklere Rablerinin, dünyada iken dirilmeyi inkâr etmekte oldukları için cezası olarak azabı tatmalarını onlara emredeceğini bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Nihâyet Rablerinin huzûrunda durduruldukları zaman (onları) bir görsen! (Rableri onlara:) “Bu (dirilmeniz) gerçek değil mi?” buyuracak. (Onlar:) “Rabbimize yemîn olsun ki, evet!” diyecekler. (Rableri de:) “Öyle ise, inkâr etmekte olduğunuzdan dolayı tadın azâbı!” buyuracak. (En’am Suresi, 30)”
Allahım, bizi ve neslimizi rızana nail olarak huzurunda bulunduracağın kullarından eyle.. Âmin..


 

Bu hayat, ancak dünya hayatımızdır

Ey insan! Allah, müşriklerin ateşe karşı durdurulduklarında dünyaya gönderilirlerse iman etmeyeceklerinin bilakis kalblerinde daha önce dünyada iken gizledikleri küfür, şirk ve nifak gibi şeylerin neticelerini gördüklerinden öyle söyleyeceklerini haber verir. Allah, onların dünyaya gönderilseler de yine kendisinden yasaklandıkları şeylere mutlaka döneceklerini, onların gerçekten yalancılar olduklarını bildirir.
Müşriklerin gerçekten yalancılar olduklarını bildiren Allah, dünyaya tekrar gönderilseler bile kendisinden yasaklandıkları küfür, şirk ve nifak gibi şeylere geri döndükleri gibi, kıyamet günü bütün gördüklerine rağmen hayatın ancak dünya hayatından ibaret olduğunu, öldürüldükten sonra diriltilecek kimseler olmadıklarını söyleyeceklerini bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Ve (bütün gördüklerine rağmen onları geri gönderseydik): “Bu (hayat), ancak dünya hayâtımızdır; biz (öldükten sonra) diriltilecek kimseler de değiliz!” diyeceklerdi. (En’am Suresi, 29)”
Allahım, bizi ve neslimizi küfür, şirk ve nifak gibi yasakladığın şeylerden daima muhafaza eyle.. Âmin..
 

13 Ocak 2017 Cuma

Şübhesiz onlar, gerçekten yalancıdırlar

Ey insan! Resul-i Ekrem’e (asm) hitab eden Allah, Kur’ân’ı yalanlayan müşriklerin, kıyamet günü ateşe karşı atılmak üzere durduruldukları zaman, pişmanlık duyup dünyaya gönderilmeyi temenni edip Rablerinin âyetlerini yalanlamamayı ve mü’minlerden olmayı da temenni ettikleri zaman bir görse onların ne hale geldiklerini bildirir.
Allah, ateşe durdurulan o müşriklerin sözlerinde samimî olmayıp bilakis kalblerinde küfür ve nifak gibi daha önce dünyada iken gizledikleri pis arzularının neticesi kendilerine göründüğü için böyle söylediklerini haber verir. Allah, o müşriklerin bir daha dünyaya gönderilse, kendisinden yasaklandıkları şeylere mutlaka yine döneceklerini, bunun sebebinin ise onların cevheri bozulmuş gerçek birer yalancı olduklarını bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Hayır, (kalblerinde küfür ve nifak gibi) daha önce gizlemekte oldukları şeyler(in netîcesi) kendilerine göründü (diye böyle söylüyorlar). Hâlbuki (dünyaya) döndürülselerdi, kendisinden yasaklandıkları şeylere mutlaka döneceklerdi; çünki şübhesiz onlar, gerçekten yalancıdırlar! (En’am Suresi, 28)”
Allahım, bizi ve neslimizi kalblerinde Senin rızandan başka şeyleri bulundurmayanlardan eyle.. Âmin..


 

Ateşe karşı durdurulduklarında

Ey insan! Allah, Kur’ân’ı anlamak istemedikleri için kalblerinin üzerine perdeler ve kulaklarına bir ağırlık koydukları müşriklerin insanları Kur’ân’dan men ettiklerini ve kendilerini de uzaklaştırdıklarını haber verir. Allah, böylece o müşriklerin ancak kendilerini helak ettiklerini, fakat bunun farkına varmadıklarını bildirir.
Allah, Habib-i Ekrem’ine (asm) hitab ederek, Kur’ân’ı yalanlayan o müşriklerin ateşe karşı durduruldukları zaman, Kur’ân’a inanmadıklarına pişman olarak dünyaya geri döndürülmek, şefkatle terbiye eden Rablerinin âyetlerini bir daha yalanlamamak ve iman edenlerden olmak istedikleri zaman onların hallerini bir görse pişmanlıklarını anlayabileceğini bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “(Habîbim, yâ Muhammed!) Ateşe karşı durdurulduklarında ise, artık: “Keşke biz (dünyaya) döndürülsek de Rabbimizin âyetlerini yalanlamasak ve mü’minlerden olsak!” dedikleri zaman (onları) bir görsen! (En’am Suresi, 27)”
Allahım, bizi ve neslimizi ateşe karşı durdurulan ve atılanlardan eyleme.. Âmin..

12 Ocak 2017 Perşembe

Onlar ancak kendilerini helak ederler

Ey insan! Allah, Resul-i Ekrem’e (asm), Kur’ân okurken kendisini müşriklerden bazılarının art niyetli ve samimiyetsiz olarak dinleyenler olduğunu, fakat Kur’ân’ı anlamak istemedikleri için bir ceza olarak onların kalblerinin üzerine anlamamaları için perdeler ve kulaklarına da bir ağırlık koyduklarını haber verir. Allah, onların Kur’ân’a zaten inanmadıklarını, bu halleriyle de bütün mucizeleri görseler bile yine inanmayacaklarını, hatta Resul-i Ekrem’e (asm) geldiklerinde Kur’ân’ın evvelkilerin masalları olduğunu söyleyerek mücadeleye kalkıştıklarını bildirir.
Allah, Kur’ân’ı samimî dinlemedikleri için kalblerinin üzerine perdeler ve kulaklarına bir ağırlık konulan müşriklerin insanları Kur’ân’dan men ettiklerini, kendilerini de Kur’ân’dan uzaklaştırdıklarını, böylece bu halleriyle kendilerini imandan mahrum ederek ancak kendilerini helak ettiklerini, fakat onların bunun farkına varmadıklarını bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Onlar hem (insanları) ondan (Kur’ân’dan) men‘ ederler, hem de (kendileri) ondan uzaklaşırlar. Böylece ancak kendilerini helâk ederler, fakat farkına varmazlar. (En’am Suresi, 26)”
Allahım, bizi ve neslimizi insanları ve kendilerini Kur’ân’a yaklaştıran ve azamî istifade eden kullarından eyle.. Âmin..
 

Onlar bütün mu‘cizeleri de görseler, ona inanmazlar

Ey insan! Müşriklerin kıyamet günü kendilerinin müşriklerden olmadığı fitnesi ve yalanını söyleyecek olduklarını bildiren Allah, müşriklerden oldukları halde kendilerini kurtarmak için söyledikleri yalanın kendilerine karşı olduğunu ve ilah olduklarını iddia ederek uydurdukları şeylerin kendilerinden kaybolduğunu, İlah’ın ancak Allah olduğunu anladıklarını bildirir.
Allah, Resul-i Ekrem’e (asm) hitab ederek müşriklerin içinden kendisi Kur’ân okurken art niyetli ve samimiyetsiz olarak dinleyenler olduklarını haber verir. Allah, Resul-i Ekrem’i (asm) Kur’ân okurken samimiyetsiz dinleyen o müşriklerin Kur’ân’ı anlamak istememelerine bir ceza olarak onların anlamalarını engellemek için kalblerinin üzerine perdeler, kulaklarına da bir ağırlık koyduklarını bildirir. Allah, onların zaten Kur’ân’a inanmadıklarını ve bu halleriyle de bütün mucizeleri görseler bile ona inanmayacaklarını, hatta o inkâr edenler Resul-i Ekrem’e (asm) geldikleri zaman Kur’ân’ın evvelkilerin masallarından başka bir şey olmadığını söyleyerek Resul-i Ekrem (asm) ile mücadeleye kalkıştıklarını bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Hem içlerinden seni (Kur’ân okurken samîmiyetsiz olarak) dinleyenler vardır. Fakat (kendileri anlamak istemediklerinden, bir cezâ olarak biz de) onu anlarlar diye kalblerinin üzerine perdeler, kulaklarına da bir ağırlık koyduk. Onlar (zâten inanmıyorlardı, artık bu hâlleriyle) bütün mu‘cizeleri de görseler, (yine) ona inanmazlar! Hattâ sana geldikleri zaman o inkâr edenler, seninle mücâdeleye kalkışarak: “Bu (Kur’ân), evvelkilerin masallarından başka bir şey değildir!” derler. (En’am Suresi, 25)”
Allahım, bizi ve neslimizi Kur’ân’ı samimî dinleyen ve hükmüne tabi olan kullarından eyle.. Âmin..
 

11 Ocak 2017 Çarşamba

Kendilerine karşı yalan söylediler

Ey insan! Kıyamet günü hepsini bir araya getirip ilah zannettikleri ortaklarının nerede olduğunu müşriklere soran Allah, o müşriklerin yine fitne ile aldatmak isteyeceklerini haber vererek kendilerinin müşriklerden olmadıklarını söylemekten başka fitnelik cevablarının olmayacağını bildirir.
Allah, müşriklerin ne hale düştüklerini göstererek dünyada söylediklerini inkar edercesine söyledikleri yalanı kendilerine karşı söylediklerini ve Allah'ı bırakıp uydurarak ilah zannettikleri şeylerin o gün kendilerinden kaybolup gittiğini bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Bak, nasıl kendilerine karşı yalan söylediler ve uydurmakta oldukları şeyler kendilerinden kaybolup gitti! (En’am Suresi, 24)”
Allahım, bizi ve neslimizi yalan söyleyenlerden eyleme.. Âmin..
 

Vallahi, biz müşrik kimseler değildik

Ey insan! Zalimlerin kurtuluşa ermeyeceğini bildiren Allah, kıyamet günü geldiğinde, artık onları hep beraber bir araya getireceklerini, sonra da Allah’a başka şeyleri şirk koşanlara, kendilerini azabdan kurtarmak için ilah zannettikleri ortaklarının nerede olduğunu soracaklarını bildirir.
Allah, ilah zannettikleri ortaklarının kendilerinden kaybolduğunu gören müşriklerin, şefkatle terbiye eden Rablerine sığınarak ve yemin ederek kendilerinin müşrik kimselerden olmadıklarını söyleyeceklerini ve o gün böyle bir cevabdan başka bir fitneliklerinin olmayacağını bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Sonra, “Rabbimiz! Vallâhi, biz müşrik kimseler değildik!” demelerinden başka (o gün bir) fitnelikleri (cevabları) olmayacak! (En’am Suresi, 23)”
Allahım, bizi ve neslimizi müşriklerden değil, mü’minlerden eyle.. Âmin..
 

10 Ocak 2017 Salı

O gün onları bir araya getireceğiz

Ey insan! Allah, Resul-i Ekrem’i (asm) kendilerine kitab verilen yahudi ve hristiyanların kendi oğulları gibi iyi tanımalarına rağmen kendilerini hüsrana uğratanlar olarak iman etmeyeceklerinden Allah’a karşı yalan uydurandan veya Allah’ın âyetlerini yalanlayandan daha zalim kimin olabileceğini sorduğunu, zalimlerin asla kurtuluşa ermeyeceklerini bildirir.
Zalimlerin kurtuluşa ermeyeceğini bildiren Allah, kıyamet günü geldiğinde artık onları hep beraber bir araya getireceklerini ve Allah’a başka şeyleri şirk koşanlara, Allah’a ortak koştukları ve ilah zannettikleri ortaklarının nerede olduklarını soracaklarını bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Artık o gün onları hep berâber bir araya getireceğiz, sonra o şirk koşanlara: “(Hani, ilâh) zannetmekte olduğunuz ortaklarınız nerede?” diyeceğiz. (En’am Suresi, 22)”
Allahım, bizi ve neslimizi şirkten, küfürden, dalaletten, fısktan ve günahtan daima muhafaza eyle.. Âmin..
Ey insan! Allah, kendilerine kitab verdiği yahudi ve hristiyanların, geleceğini ve alametlerini kitablarında gördükleri ahirzaman peygamberini (asm) kendi oğullarını tanıdıkları gibi tanıdıklarını haber verir. Allah, kitablarında alametleri gördükleri halde hakka gözlerini kapatarak kendilerini hüsrana uğratan kimselerin iman etmeyeceklerini bildirir.
Son peygamberi geçmiş İlahî kitablarda alametlerini ve haberini gördükleri halde ve O’nu (asm) kendi oğulları gibi tanıdıkları halde iman etmeyenlerin kendilerini hüsrana uğratacağını bildiren Allah, buna rağmen kitablarında haber verilmediğini söyleyerek Allah’a karşı yalan uyduran veya âyetlerini bile bile yalanlayandan daha zalim kimin olabileceğini sorar. Allah, zalimlerin amellerinin karşılığı olan azabdan kurtuluşa eremeyeceklerini bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Buna rağmen Allah’a karşı yalan uydurandan veya âyetlerini yalanlayandan daha zâlim kim olabilir? Şu şübhesiz ki, zâlimler kurtuluşa ermezler! (En’am Suresi, 21)”
Allahım, bizi ve neslimizi zalimlerden eyleme.. Âmin..
 

9 Ocak 2017 Pazartesi

O'nu kendi oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar

Ey insan! Resul-i Ekrem’e (asm) hitab eden Allah, muhatablarına, peygamberliğine şahidlik ciyetiyle neyin daha büyük olduğunu sormasını ve cevab olarak da Allah’ın, kendisiyle onlar arasında en büyük şahid olduğunu söylemesini buyurur. Ayrıca Resul-i Ekrem’e (asm) kendisine indirilen Kur’ân’ın, getirdiği âyetler ile onları ve tebliğin ulaştığı kimseleri iman etmemeleri halinde karşılaşacakları Allah’ın azabına karşı korkutması için vahyolunduğunu söylemesini bildirir. Allah, Allah ile beraber başka ilahlar olduğuna gerçekten açıkça şahidlik mi ettiklerini sorar. Allah, Resul-i Ekrem’e (asm), onların bu iftiralarına asla şahidlik etmeyeceğini ve Allah’ın ancak tek bir İlah olduğunu ve Allah’a ortak koştukları şeylerden de uzak olduğunu söylemesini bildirir.
Allah, kendilerine kitab verdiği kimseler olan yahudi ve hristiyanların, alametlerini kitablarında gördükleri ahirzaman peygamberi Resul-i Ekrem’i (asm) kendi oğullarını nasıl tanıyorlarsa o kadar iyi tanıdıklarını haber verir. Allah, kitablarında alametlerini gördükleri halde Resul-i Ekrem’e (asm) iman etmeyerek kendilerini hüsrana uğratan kimselerin iman etmeyeceklerini bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Kendilerine kitab verdiğimiz kimseler, onu (kitablarında alâmetlerini gördükleri o âhir zaman peygamberini) kendi oğullarını tanımakta oldukları gibi tanırlar. Kendilerini hüsrâna uğratan o kimseler yok mu, işte onlar îmân etmezler. (En’am Suresi, 20)”
Allahım, bizi ve neslimizi iman eden ve hüsrana uğramayan kullarından eyle.. Âmin..
 

Peygamberliğime şahidlik cihetiyle hangi şey daha büyüktür?

Ey insan! Kullarına zarar ve hayır dokundurmaya kadir olan Allah, kullarının üzerinde mutlak galib olduğunu, her işi hikmetli olan ve abes olmayan Hakim ve herşeyden haberdar olan Habir olduğunu bildirir.
Allah, Resul-i Ekrem’e (asm) hitab ederek peygamber olduğuna onları ikna etmek üzere şahidliği cihetiyle neyin daha büyük olduğunu insanlara sormasını buyurur. Allah, cevab olarak Resul-i Ekrem’e (asm), kendisiyle onlar arasında en büyük şahidinin Allah olduğunu söylemesini bildirir. Allah, kendisine indirilen Kur’ân’ın, kendisiyle hem zamanındaki insanları hem daha sonra ulaşacak kimseleri iman etmeleri için Allah’ın azabına karşı korkutması için vahyolunduğunu söylemesini buyurur. Allah, müşriklere, Allah ile beraber başka ilahların da olduğuna açıkça şahidlik ettiklerini sorar. Allah, Resul-i Ekrem’e (asm), onların bu iftiralarına asla şahidlik etmeyeceğini ve Allah’ın ancak tek bir İlah olduğunu, kendisinin de Allah’a ortak koşmakta oldukları şeylerden uzak olduğunu söylemesini bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “De ki: “(Peygamberliğime) şâhidlik cihetiyle hangi şey daha büyüktür?” De ki: “Allah, benimle sizin aranızda (en büyük) şâhid(im)dir! Ve bu Kur’ân bana, kendisiyle sizi ve ulaştığı kimseleri (Allah’ın azâbına karşı) korkutmam için vahyolundu. Şübhesiz Allah ile berâber başka ilâhlar olduğuna gerçekten siz mi açıkça şâhidlik ediyorsunuz?” De ki: “(Ben buna aslâ) şâhidlik etmem!” (Ve yine) de ki: “O, ancak tek bir İlâhdır; ve muhakkak ki ben, sizin (Allah’a) ortak koşmakta olduklarınızdan uzağım!” (En’am Suresi, 19)”
Allahım, bizi ve neslimizi Resul-i Ekrem’in (asm) peygamberliğine şahid ve Senin tek bir İlah olduğunu ilan eden kullarından eyle.. Âmin..


 

8 Ocak 2017 Pazar

O, kullarının üzerinde mutlak galibdir

Ey insan! Kıyamet günü kendisinden azabın def edildiği kimseye Allah’ın artık rahmet ettiğini ve apaçık kurtuluşun bu olduğunu bildiren Allah, eğer bir kimseye zarar dokundurursa, o zararı o kimseden Allah’dan başka giderecek kimsenin olmadığını haber verir. Allah, eğer bir kimseye de bir hayır dokundurursa, herşeye gücü yeten Allah’ın ona da gücü yeteceğini bildirir.
Allah, yarattığı herşeyin üzerinde olduğu gibi mülkü ve memlükü olan kullarının üzerinde mutlak galib ve hüküm sahibi olduğunu haber verir. Kulları üzerinde mutlak galib ve hüküm sahibi olan Allah, her işi hikmetli olan ve abes yapmayan Hakim ve herşeyden hakkıyla haberdar olan Habir olduğunu bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “O, kullarının üzerinde mutlak galibdir. Ve O, Hakîm (her işi hikmetli olan)dır, Habîr (herşeyden haberdâr olan)dır. (En’am Suresi, 18)”
Allahım, bizi ve neslimizi rızan dairesinde hareket eden kullarından eyle.. Âmin..

 

Allah sana bir zarar dokundurursa

Ey insan! Allah, büyük gün olan kıyamet günü kendisinden azab def edilirse Allah’ın ona gerçekten rahmet ettiğini, apaçık kurtuluşun bu olduğunu bildirir.
Allah, eğer Allah bir kimseye zarar dokundurursa, artık o zararı Allah’dan başka giderecek kimsenin olmadığını, fakat bir hayır dokundurursa, o hayrı o kimseye ulaştırmasına bir mani olmadığını, Allah’ın herşeye hakkıyla gücü yeten olduğunu bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “O hâlde eğer Allah sana bir zarar dokundurursa, artık onu, O’ndan (Allah’dan) başka giderecek olan yoktur. Fakat sana bir hayır dokundurursa, işte O, herşeye hakkıyla gücü yetendir. (En’am Suresi, 17)”
Allahım, bizi ve neslimizi kendisinden zararı giderdiğin ve hayır dokundurduğun kimselerden eyle.. Âmin..

7 Ocak 2017 Cumartesi

İşte apaçık kurtuluş budur

Ey insan! Allah, Resul-i Ekrem’e (asm) hitab ederek müşriklere, eğer Rabbine isyan etmesi halinde insanların göreceği büyük bir gün olan kıyamet gününün azabından korktuğunu söylemesini buyurur.
Allah, büyük gün olan kıyamet günü kendisinden azab def edilen kimseye, artık gerçekten Allah’ın ona rahmet ettiğini haber verir. Allah, azabın def edilip Allah’ı rahmetine ulaşmanın apaçık kurtuluş olduğunu bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Kim ki, kendisinden o gün (azab) def‘ edilir, artık gerçekten (Allah) ona rahmet etmiştir. İşte apaçık kurtuluş budur! (En’am Suresi, 16)”
Allahım, bizi ve neslimizi o gün azabın def edilip rahmet ettiğin kimselerden eyle.. Âmin..

 

Büyük bir günün azabından korkarım

Ey insan! Allah, Resul-i Ekrem’e (asm) hitab ederek gökleri ve yeri yoktan var eden Allah’dan başkasını mı kendisine dost edineceğini müşriklere söylemesini emreder. Allah, insanların yedirenleri dost edindiğine işaret ederek Kendisinin yedirdiğini, fakat yedirilmediğini buyurur. Allah, Resul-i Ekrem’e (asm) insanlara getirdiği hayat nizamı ve düzeni olan şeriata teslim olanların ilki olmakla ve isyan ederek müşriklerden olmamakla emrolunduğunu söylemesini bildirir.
Allah, Resul-i Ekrem’e (asm) yine müşriklere, eğer şefkatle terbiye eden Rabbine itaat etmeyip isyan ederse, büyük bir gün olan kıyamet gününün azabından korktuğunu söylemesini buyurur.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “De ki: “Şübhesiz ben eğer Rabbime isyân edersem, büyük bir günün (kıyâmet gününün) azâbından korkarım!” (En’am Suresi, 15)”
Allahım, bizi ve neslimizi Sana isyan edenlerden eyleme.. Âmin..

 

6 Ocak 2017 Cuma

Ben teslîm olanların ilki olmakla emrolundum

Ey insan! Allah, gece ve gündüzün içinde barınan her şeyin Allah’ın olduğunu, Allah’ın ise her bir mahlukun sesini hakkıyla işiten Semi, hallerini hakkıyla bilen Alim olduğunu bildirir.
Allah, Resul-i Ekrem’e (asm) hitab ederek müşriklere, gökleri ve yeri yoktan ve hiçten var eden Allah’dan başkasını mı kendisine dost edineceğini söylemesini emreder. Allah, kendi aralarında yedirip ikramda bulunanları dost edindiklerine işareten, Allah’ın yedirdiğini, fakat yedirilmediğini haber verir. Allah, Resul-i Ekrem’e (asm), insanlara bir hayat nizamı olarak getirdiği şeriata teslim olanların ilki olmakla emrolunduğunu ve Allah’a şirk koşan müşriklerden olmaması hususunda emredildiğini müşriklere söylemesini buyurur.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “De ki: “Gökleri ve yeri yoktan var eden Allah’dan başkasını mı dost edineceğim? Hâlbuki O, yediriyor fakat yedirilmiyor.” De ki: “Doğrusu ben, (size getirdiğim şeriata) teslîm olanların ilki olmakla emrolundum! Ve ‘Sakın müşriklerden olma!’ (diye de bana emredildi.)” (En’am Suresi, 14)”
Allahım, bizi ve neslimizi ancak Seni dost edinen, Resul-i Ekrem’in (asm) getirdiğine teslim olan ve müşriklerden olmayanlardan eyle.. Âmin..


 

Gece ve gündüzde barınanlar da Allah'ındır

Ey insan! Allah, Resul-i Ekrem’e (asm), müşriklere göklerde ve yerde bulunanların kimin olduğunu sormasını, yine cevabını kendisi vererek Allah’ın olduğunu söylemesini bildirir. Allah, kullarına rahmet etmeyi Kendi üzerine yazdığını, insanları geleceği hakkında hiç şübhe olmayan kıyamet gününde mutlaka toplayacağını haber verir. Allah, peygamberlerini yalanlamaları sebebiyle kendilerini hüsrana uğratanların iman etmeyeceklerini bildirir.
Göklerde ve yerde bulunanların Allah’ın olduğunu bildiren Allah, dünyanın güneşin etrafında dönmesiyle ortaya çıkan gece ve gündüzün içinde barınan şeylerin de Allah’ın olduğunu haber verir. Allah, gece ve gündüzün içinde barınan her bir şeyin sesini hakkıyla işiten Semi, hallerini ve ihtiyaclarını hakkıyla bilen Alim olduğunu bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Gece ve gündüzün içinde barınan şeyler de O’nundur. O ise, Semî‘ (herbirinin sesini hakkıyla işiten)dir, Alîm (hâllerini hakkıyla bilen)dir. (En’am Suresi, 13)”
Allahım, bizi ve neslimizi dualarımıza ve halimize daima meded ve rahmet ettiğin kullarından eyle.. Âmin..


 

5 Ocak 2017 Perşembe

Göklerde ve yerde bulunanlar kimindir?

Ey insan! Resul-i Ekrem’e (asm) hitab eden Allah, alay eden o müşriklere, yeryüzünde dolaşmalarını, sonra da kendilerini itaate davet eden peygamberlerini yalanlayanların akıbetinin nasıl olduğuna bakmalarını söylemesini buyurur.
Peygamberleri yalanlayanların akıbetini görmeleri için yeryüzünü dolaşmalarını müşriklere söylemesini buyuran Allah, yine Resul-i Ekrem’e (asm) gözleriyle gördükleri bir delili gösterir ve göklerde ve yerde bulunanların kimin olduğunu sormasını buyurur. Allah, bu sorunun cevabını Resul-i Ekrem’in (asm) kendisinin vermesini ve Allah’ın olduğunu söylemesini bildirir. Allah, göklerde ve yerde bulunanlara rahmet etmeyi Kendi üzerine yazdığını, insanları geleceği hakkında hiç şübhe olmayan kıyamet gününde mutlaka toplayacağını, günahta ısrarları sebebiyle kendilerini hüsrana uğratan kimselerin iman etmeyeceklerini bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “(Ve yine) de ki: “Göklerde ve yerde bulunanlar kimindir?” (Yine sen cevab ver de:) “Allah’ındır!” de! (O,) rahmet (etmey)i kendi üzerine yazmıştır. Sizi, (geleceği) hakkında hiç şübhe olmayan kıyâmet gününe mutlaka toplayacaktır. Kendilerini hüsrâna uğratan o kimseler yok mu, işte onlar îmân etmezler. (En’am Suresi, 12)”
Allahım, bizi ve neslimizi Sana iman edip Seni tanıyan ve rızanı kazanan kullarından eyle.. Âmin..


 

Peygamberleri yalanlayanların âkıbeti nasıl olmuş

Ey insan! Allah, Resul-i Ekrem’e (asm) yemin ederek hitab eder ve O’ndan (asm) önceki peygamberlerle de alay edildiğini, fakat kendilerini azab ile korkutan o peygamberlerle alay ederek eğlenenleri, alay etmekte oldukları azabın birden kuşatıverdiğini bildirir.
Allah, Resul-i Ekrem’e (asm), alay eden o müşriklere, yeryüzünde dolaşmalarını, sonra da kendilerine doğru yolu gösteren peygamberleri yalanlayanların akıbetinin nasıl olduğuna bakmalarını söylemesini bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “De ki: “Yeryüzünde dolaşın, sonra (da peygamberleri) yalanlayanların âkıbeti nasıl olmuş, bakın!” (En’am Suresi, 11)”
Allahım, bizi ve neslimizi evveli ve ahiri güzel ve hayır olanlardan eyle.. Âmin..

 

4 Ocak 2017 Çarşamba

Senden önceki peygamberlerle de alay edilmişti

 Ey insan! Allah, gönderdiği peygamberi eğer bir melek kılsaydı, onu yine insanlara bir rehber olması için bir adam suretinde kılacağını haber verir. Allah, peygamberin bir insan olması hususunda karıştırdıkları hususta, yine o müşrikleri şübheye düşüreceklerini bildirir.
Resul-i Ekrem’e (asm) hitab eden Allah, yemin ederek Resul-i Ekrem’den (asm) önceki peygamberlerle de alay edildiğini haber verir. Allah, peygamberlerinin günahları sebebiyle karşılaşacakları azab ile maskaralık edenleri, alay ettikleri o dehşetli azabın onları aniden kuşatıverdiğini bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “(Habîbim, yâ Muhammed!) And olsun ki, senden önceki peygamberlerle de alay edilmişti; fakat onlarla maskaralık edenleri, o alay etmekte oldukları şey (azab) kuşatıvermişti. (En’am Suresi, 10)”
Allahım, bizi ve neslimizi Resul-i Ekrem’e (asm) tabi olan kullarından eyle.. Âmin..

 

Onları yine şübheye düşürürdük

 Ey insan! Peygambere (asm) kâğıtta yazılı bir kitab da gönderse müşriklerin ona apaçık bir sihir olduğunu söyleyeceklerini bildiren Allah, o müşriklerin bir de Resul-i Ekrem’e (asm) peygamberliğini tasdik eden, gözleriyle görecekleri bir meleğin indirilmesi gerektiğini iddia edecekleri haber verir. Allah, eğer onların da istedikleri gibi bir melek indirse, onların helak edilmeleri için işin bitirilmiş olacağını, onlara bir an bile mühlet de verilmeyeceğini bildirir.
Allah, insanlara bir meleği peygamber olarak gönderseydi, peygamberi bir melek kılsaydı, insanlara hakkıyla imam ve rehber olması için onu yine bir adam suretinde kılacağını haber verir. Allah, o müşrikleri, peygamberin bir melek olması gerektiğini düşündükleri şeyde bile yine onları şübheye düşüreceklerini bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Ve onu (o peygamberi) bir melek kılsaydık, elbette onu (yine) bir adam (sûretinde) kılardık, doğrusu onları, karıştırmakta oldukları şeyde yine şübheye düşürürdük. (En’am Suresi, 9)”
Allahım, bizi ve neslimizi iman hususunda şübheye düşenlerden eyleme.. Âmin..

 

3 Ocak 2017 Salı

Ona bir melek indirilmeli değil miydi?

Ey insan! Allah, Resul-i Ekrem’e (asm) kâğıtta yazılı bir kitab indirse ve günahları sebebiyle helak ettikleri müşrikler de elleriyle ona dokunmuş olsalar bile, yine onların iman etmeyip o mucizenin apaçık bir sihir olduğunu söyleyeceklerini bildirir.
Mucizeye inanmayıp sihir olduğunu iddia edeceklerini haber veren Allah, müşriklerin, Resul-i Ekrem’e (asm) peygamberliğini tasdik eden, kendilerinin de göreceği bir meleğin indirilmesi gerektiğini de iddia ettiklerini bildirir. Allah, eğer onların istedikleri gibi bir melek indirmiş olsaydı, bir âdeti olarak onlar için imtihanın kapanması sebebiyle, bununla helakleri için işin bitilmiş olacağını, artık onlara bir an bile mühletin de verilmeyeceğini buyurur.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Bir de: “Ona (peygamberliğini tasdîk eden, bizim de göreceğimiz) bir melek indirilmeli değil miydi?” dediler. Hâlbuki (istedikleri gibi) bir melek indirseydik, (helâkleri için) elbette iş bitirilmiş olur, sonra onlara (bir an bile) mühlet verilmezdi. (En’am Suresi, 8)”
Allahım, bizi ve neslimizi Resul-i Ekrem’e (asm) tabi olan kullarından eyle.. Âmin..

Eğer sana kâğıtta bir kitab indirseydik

Ey insan! Allah, Kur’ân’dan yüz çeviren müşriklerin kendilerinden önce nice nesillerin helak edildiğini, öyle ki onlara daha fazla imkânlar verdiklerini, semadan yağmuru bol bol gönderdiklerini, bahçelerinin altından nehirleri akar hale getirdiklerini, buna rağmen günahlarındaki ısrarları sebebiyle onları helak ettiklerini haber verir. Allah, helak ettikleri o asi nesillerin ardından başka nesiller meydana getirdiklerini bildirir.
Allah, Resul-i Ekrem’e (asm) hitab ederek kendisine Cebrail (as) vasıtasıyla kâğıtta yazılı olan bir kitab indirseydi ve günahları sebebiyle helak ettikleri o müşrik nesiller de o kitaba elleriyle dokunsalardı, yine onların bu mucize karşısında iman etmeyip onun apaçık bir sihir olduğunu söyleyeceklerini bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Hem eğer sana kâğıtta (yazılı) bir kitab indirseydik de ona elleriyle dokunsalardı, elbette o inkâr edenler (yine): “Bu, apaçık sihirden başka bir şey değildir!” der(ler)di. (En’am Suresi, 7)”
Allahım, bizi ve neslimizi gönülden iman eden kullarından eyle.. Âmin..

2 Ocak 2017 Pazartesi

Günahları sebebiyle onları helak ettik

Ey insan! Allah, Rablerinin âyetlerinden yüz çeviren müşriklerin, hak olan Kur’ân’ın âyetleri kendilerine geldiğinde yalanladıklarını, fakat alay ettikleri kendilerine haberleri gelen azabın ileride onlara geleceğini bildirir.
Alay ettikleri azabın ileride kendilerine geleceğini müşriklere bildiren Allah, onların kendilerinden önce kendileri gibi isyanları sebebiyle nice nesilleri helak edildiklerini görmedikleri için mi isyan ettiklerini haber verir. Allah, o helak ettikleri nesillere, âyete muhatab olan müşriklerden yeryüzünde daha fazla imkânlar verdiğini ve üzerlerine semanın rahmeti olan yağmuru bol bol gönderdiğini bildirir. Allah, öyle ki bahçelerinin altlarından nehirleri akar hale getirdiğini, bu kadar imkân ve nimet vermesine rağmen günahlarındaki ısrarları sebebiyle onları helak ettiklerini ve o memleketlerde onların ardından başka nesiller meydana getirdiklerini bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Görmediler mi ki, kendilerinden önce nice nesilleri helâk ettik; onlara yeryüzünde size vermediğimiz (imkânlar)ı vermiş ve üzerlerine semâyı bol bol (yağmur olarak) göndermiştik. Nehirleri de altlarından akar hâle getirmiştik; buna rağmen günahları sebebiyle onları helâk ettik ve onların ardından başka nesiller meydana getirdik. (En’am Suresi, 6)”
Allahım, bizi ve neslimizi nimetlerine şükreden, günahlarında ısrar etmeyen kullarından eyle.. Âmin..
Enam 6, ayet, Kur'an, Allah, görmediler mi, nesiller, helak ettik, yeryüzü, sema, yağmur, nehir, günah

O hak olan Kur’ân’ı gerçekten yalanladılar

Ey insan! Göklerde ve yerde ibadete tek layık olanın Allah olmasına rağmen Allah, kendilerini şefkatle terbiye eden Rablerinden kendilerine bir âyet geldiğinde müşriklerin mutlaka ondan yüz çevirdiklerini bildirir.
Allah, kendilerine Rablerinden gelen âyetlerden yüz çeviren müşriklerin, o hak olan hidayet rehberi Kur’ân’ı kendilerine geldiğinde gerçekten yalanladıklarını haber verir. Allah, müşriklerin alay ettikleri inkâr etmelerine karşılık görecekleri şeyin haberleri, ileride onlara geleceğini bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “İşte (onlar,) kendilerine geldiğinde, o hak olan (Kur’ân’)ı gerçekten yalanladılar. Fakat (o) kendisi ile alay etmekte oldukları şeyin haberleri, ileride onlara gelecektir. (En’am Suresi, 5)”
Allahım, bizi ve neslimizi Kur’ân’ı tasdik edip tabi olanlardan eyle.. Âmin..

1 Ocak 2017 Pazar

Onlar bütün ayetlere yüz çevirdiler

Ey insan! İnsanlar gibi dünyanın da eceli olduğunda şübhe eden insanlara Allah, göklerde ve yerde isim ve sıfatlarıyla hazır ve nazır olduğunu ve ibadete tek layık olanın Allah olduğunu haber verir. Allah, insanların gizli ve açıklarını bildiğini, herkesin hayır ve şerden amel olarak ne kazanacağını da bildiğini buyurur.
Göklerde ve yerde ibadete tek layık olanın Allah olduğunu ve herşeyi bildiğini bildiren Allah, buna rağmen Allah’a ortak koşan müşriklerin, kendilerine şefkatle terbiye eden Rablerinden gelen âyetlerin tamamından yüz çevirdiklerini bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Böyle iken, onlara (o müşriklere) Rablerinin âyetlerinden hiçbir âyet gelmiyor ki ondan yüz çevirmiş kimseler olmasınlar! (En’am Suresi, 4)”
Allahım, bizi ve neslimizi âyetlerinden yüz çeviren müşriklerden eyleme.. Âmin..

O, göklerde ve yerde Allah'dır

Ey insan! Allah, gökleri ve yeri yaratan Allah’ın insanları bir çamurdan yarattığını, sonra da belirli bir ömrün nihayetinde bir ecel takdir ettiğini, bir de dünyanın da ömrünün nihayeti olarak Allah’ın katında belirli bir ecel olarak kıyamet vaktinin olduğunu haber verir. Allah, insanların eceli olduğu gibi dünyanın da bir ecelinin olduğundan şübhe ettiklerini bildirir.
Allah, dünyanın ecelinden şübhe edenlere, halbuki Allah’ın göklerde ve yerde isim ve sıfatlarıyla hazır ve nazır olduğunu ve ibadete layık olanın ancak Allah olduğunu haber verir. Allah, insanların gizlediklerini ve açıkladıklarını bildiğini, hayır ve şer olarak dünyada ne kazanacaklarını bildiğini bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Hâlbuki O, göklerde ve yerde (ibâdete lâyık, tek olan) Allah’dır. Gizlinizi ve açığınızı bilir; (hayır ve şerden) ne kazanacağınızı da bilir. (En’am Suresi, 3)”
Allahım, bizi ve neslimizi gizlisi ve açığı rızana uygun olan ve hayır kazanan kullarından eyle.. Âmin..