26 Şubat 2014 Çarşamba

Hallerini birbirlerine sorsunlar diye uyandırdık

Ey insan! Allah tarafından kulaklarına perde vurularak uyutulan Ashab-ı Kehf, güneş rahatsız etmeden, sağ ve sol taraflarına Allah taraflarına çevrilerek mağaranın en geniş yerinde nice yıllar kaldılar.
Sonra Allah onları uyandırdı ki hallerini birbirlerine sorsunlar. Onlardan birisi kendilerindeki acaibliği sezerek ne kadar kaldıklarını sordu. Diğerleri bir gün veya daha az kaldıkları neticesine vardılar. Ne kadar kaldıklarını bilemediklerinden Allah'ın ne kadar kaldıklarını en iyi bilen olduğunu söyleyip birisinin gümüş parayla şehre gidip temiz ve helal yiyeceklerden almasını istediler. Zalim kralın adamlarının peşlerinde olduklarını düşündüklerinden ve uzun süre kalmış olabilecekleri düşüncesiyle kendisinin kimseye sezdirmeden gidip gelmesini istediler.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "İşte böylece, (hâllerini) aralarında birbirlerine sorsunlar diye onları uyandırdık. İçlerinden konuşan biri (hâllerindeki acâibliği görerek): “Ne kadar kaldınız?” dedi. (Diğerleri): “Bir gün veya günün bir kısmı kadar kaldık!” dediler. (İçlerinden bir kısmı da) dediler ki: “Rabbiniz, ne kadar kaldığınızı en iyi bilendir; şimdi içinizden birini şu gümüş paranızla şehre gönderin de baksın, yiyecek olarak hangisi daha temiz ise artık ondan size bir rızık getirsin; fakat dikkatli olsun ve sakın sizi kimseye sezdirmesin!” (Kehf, 19)"
Allahım, bizi ve neslimizi âyetlerden hakkıyla ibret alanlardan eyle.. Âmin..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder