Ey insan! Rahman olan Allah'ın ismi ne yücedir. Bak ki Kur'ân'ı talim etti. Kur'ân'ı talim etmekle nice nimetleri insanlara ve meleklere ihsan eyledi.
İnsanı yarattı. İnsanı yaratarak kâinat ağacının meyvesini ve neticesini verdirdi ki insan meyvesinin çekirdeği de kalbidir. İnsan olarak yaratmakla insana nice nimetler ihsan eyledi. İnsana beyanı öğretmekle kâinatın neticesini açıklayıp Allah'ın isim ve sıfatlarını beyan ederek kâinatın sultanı olmak nimetini verdi.
Göğü yükseltip insana güzel bir manzara eyleyip mizanı kurarak hakkını muhafaza nimetini verdi. Yeri alçaltıp ağaçlarla, bitkilerle ve meyvelerle hizmetkâr eyledi.
Elbette bu kadar nimetleri tasdiklemek gerekir ki o da şükürdür. Şükretmeyen insan insan olamaz ve nimeti yalanlamak nankörlüğü neticesinde Allah'ın celal ve azametini gökler yarılıp kıpkırmızı olduğu gün anlar, fakat iş işten geçer. Yalanladığı bütün nimetlerin nereden geldiğini çok iyi anlar.
Allah'a şükredip huzurunda hesab vermekten korkanlara ise Adn ve Naim cennetlerini, Firdevs ve Meva cennetleri ihsan ederek şükredenlere ikramına devam eder. Onlarda insanın her duygusunu memnun edecek nimetler vardır. Yemyeşil bir ortam, fışkıran ikişer pınar, atlastan döşekler, yeşil yastıklar, bitmek tükenmek bilmeyen meyveler, hurmalar, narlar, hayırlı güzel hanımlar, daha önce kimsenin dokunmadığı huriler ihsan ve ikram eder. Bu kadar nimete şükür ile ikram sahibinin isminin yüceliğini anlar.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Celâl (azamet ve kahır) ve ikram sâhibi Rabbinin ismi ne yücedir! (Rahman, 78)"
Allahım, bizi ve neslimizi nimetlerine şükür ederek isminin yüceliğini anlayanlardan eyle.. Âmin..
İnsanı yarattı. İnsanı yaratarak kâinat ağacının meyvesini ve neticesini verdirdi ki insan meyvesinin çekirdeği de kalbidir. İnsan olarak yaratmakla insana nice nimetler ihsan eyledi. İnsana beyanı öğretmekle kâinatın neticesini açıklayıp Allah'ın isim ve sıfatlarını beyan ederek kâinatın sultanı olmak nimetini verdi.
Göğü yükseltip insana güzel bir manzara eyleyip mizanı kurarak hakkını muhafaza nimetini verdi. Yeri alçaltıp ağaçlarla, bitkilerle ve meyvelerle hizmetkâr eyledi.
Elbette bu kadar nimetleri tasdiklemek gerekir ki o da şükürdür. Şükretmeyen insan insan olamaz ve nimeti yalanlamak nankörlüğü neticesinde Allah'ın celal ve azametini gökler yarılıp kıpkırmızı olduğu gün anlar, fakat iş işten geçer. Yalanladığı bütün nimetlerin nereden geldiğini çok iyi anlar.
Allah'a şükredip huzurunda hesab vermekten korkanlara ise Adn ve Naim cennetlerini, Firdevs ve Meva cennetleri ihsan ederek şükredenlere ikramına devam eder. Onlarda insanın her duygusunu memnun edecek nimetler vardır. Yemyeşil bir ortam, fışkıran ikişer pınar, atlastan döşekler, yeşil yastıklar, bitmek tükenmek bilmeyen meyveler, hurmalar, narlar, hayırlı güzel hanımlar, daha önce kimsenin dokunmadığı huriler ihsan ve ikram eder. Bu kadar nimete şükür ile ikram sahibinin isminin yüceliğini anlar.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Celâl (azamet ve kahır) ve ikram sâhibi Rabbinin ismi ne yücedir! (Rahman, 78)"
Allahım, bizi ve neslimizi nimetlerine şükür ederek isminin yüceliğini anlayanlardan eyle.. Âmin..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder