30 Kasım 2013 Cumartesi

Bir adamın senin ile imana gelmesi

Ey insan! İnsanı insan yapan imandır. İman ile insan insanlığın en yüksek mertebesine çıkar. İman olmadan kâinatın yaratıcısı olan Allah tanınmaz, tanınmadan ve bilinmeden Allah'a muhabbet olmaz. Zira insan bilmediğinin düşmanıdır.
İmanın açtığı kapıları hiçbir fiil ve amel açamaz. Öyle ise bir adamın imana gelmesi en mühim bir iştir. Öyle ki bir adamın imana gelmesine vesile olmak sahra dolusu kırmızı koyunlardan daha hayırlıdır.
Peygamber Efendimiz (asm) bu hususu bize şöyle haber verir: "Bir adamın senin ile îmâna gelmesi, sana sahrâ dolusu kırmızı koyunlardan daha hayırlıdır. (Kenzü’l-Ummâl)"
Allahım, bizi ve neslimizi insanların imanına vesile olanlardan eyle.. Âmin..

Allah'ın huzuruna toplanacaksınız

Ey insan! Ölmek üzere dünyaya gönderiliyorsunuz, yıkılmak üzere bina yaptığınız gibi. Şu fani dünyada bazıları bazılarının ölmesiyle kurtulduklarını düşünürler. Bazıları da bazısını öldürerek kurtulduğunu düşünür.
Dikkat et ki ölen de öldürülen de toprağa gitmekte, toprak altında toplanmaktadır. Bu beşer yolculuğudur, son durak kara topraktır. Herkes kabir kapısından ahiret istasyonuna gelir. Bu yolculuğun son seferi de kıyamettir, herkes o kapıdan geçer, sermayesine göre vasıtaya biner, Allah'ın huzurunda toplanmak üzere mahşere gelir ve herkes yaptığının hesabını verir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "And olsun ki, ölseniz de öldürülseniz de, muhakkak Allah’ın huzûruna toplanacaksınız! (Âl-i İmrân, 158)"
Allahım, bizi ve neslimizi Senin huzurunda sabikun olarak toplananlardan eyle.. Âmin..

Onlar mukarrabindir

Ey insan! Kıyametle alçalanlar cehenneme giderken yükseltilenler de cennete gidecektir. Cehennem alçakların yeri iken cennet yükseklerin yeridir.
Üç sınıftan birisi ehl-i cehennem iken ikisi olan Ashab-ı Meymene ile sabikun ehl-i cennettir. 
Hayırda ve hizmette öne geçenler mükâfatta da öne geçenlerdir. Onlar bu halleriyle Allah'a yakın kılınan kimselerdir. İşte onlar mukarrabindir. 
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "İşte onlar (o öne geçenler), mukarrabîn (Allah’a yakın kılınan kimseler)dir. (Vakıa, 11)"
Allahım, bizi ve neslimizi Sana yakın kılınan mukarrabinden eyle.. Âmin..

Sabikun ki öne geçenlerdir

Ey insan! Kıyamet ile insanların bir kısmı alçaltılırken bir kısmı da yükseltilir. Yükseltilenlerin bir kısmı amel defteri sağ ellerine verilir ki onlar Ashab-ı Meymene'dir. 
Yükseltilenler içinde bir kısım daha vardır ki onlar hayırda öne geçenlerdir. Onlara sabikun denir.
O sabikunlar hayırda öne geçtikleri gibi mükâfatta da önce geçenlerdir. Üç sınıfın en bahtiyar olanları onlardır. Demek sabikundan olmanın yolu hayırda ve hizmette önde olmaktır. 
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Ve (üçüncü kısmınız da) sâbikun (olup hayırda öne geçenlerinizdir) ki, (onlar mükâfâtta da) öne geçenlerdir! (Vakıa, 10)"
Allahım, bizi ve neslimizi sabikundan eyle.. Âmin..

29 Kasım 2013 Cuma

Ashab-ı Meşeme ki ne Ashab-ı Meşeme

Ey insan! Kıyamet insanların bir kısmını yüceltip Ashab-ı Meymene ile sabikun ederken bir kısmını da alçaltıp Ashab-ı Meşeme eder. Böylece dünyanın aldatıcı görüntüsü biter de Allah katında kimler yüce kimler alçak ortaya çıkar.
O Ashab-ı Meşeme ki amel defteri sol ellerine verilir. Zira onlar sünnete muhalefetlerinden Peygamber'in tercihlerine zıd hareket ederler de Allah'ın rızası yerine azabını kendi üzerlerine çekerler. 
Onlar ne Ashab-ı Meşeme'dir ki insanların bedbahtlarıdır. Kim ki bile bile sünnetin farz, vacib ve nafile kısımlarına muhalefet ederse o insanların en bedbahtı olur.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Ve (bir kısmınız) Ashâb-ı Meş’eme (amel defterleri sol eline verilenler) ki, ne (bedbaht insanlardır) Ashâb-ı Meş’eme! (Vakıa, 9)"
Allahım, bizi ve neslimizi Ashab-ı Meşeme'den eyleme.. Âmin..

Ashab-ı Meymene ki ne Ashab-ı Meymene

Ey insan! Kıyamet bazılarını alçaltırken bazılarını da yüceltir. Böylece insanlar üç sınıf olurlar. O yüceltilenlere o gün alamet olsun diye amel defteri sağ ellerine verilir ki kurtulduklarının işareti olsun ve gönülleri ferah olsun diye.
İşte insanların en çok sıkıldığı o gün, gönülleri rahatlatılanlar amel defteri sağ eline verilenlerdir. Onlar ne Ashab-ı Meymene'dir ki dünyada iken zaten yerken, içerken, alırken, verirken sağ ellerini kullanarak sünnete tabiyetlerini gösterdiler. Şimdi de amel defterini sağ ellerine aldılar.
İşte amel defterini sağ eline alanlara Ashab-ı Meymene denir. Ne mutlu ki o Ashab-ı Meymene'ye ki artık onlar kurtuluşa ermiştir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Artık (bir kısmınız) Ashâb-ı Meymene (kurtulduğuna bir alâmet olarak amel defterleri sağ eline verilenler) ki, ne (mutlu o) Ashâb-ı Meymene(ye)! (Vakıa, 8)"
Allahım, bizi ve neslimizi amel defteri sağ eline verilenlerden eyle.. Âmin..

Müslümanlığının güzel olması

Ey insan! Ömür sermayesi çok kıymettardır. Bu sermayeyi sarfederken zayi etmek ancak müsrife mahsustur. Zira ömrünü israf eden, ya ahiretini kaybettirecek işlerde harcar ya da hem dünyasına hem de ahiretine faydası olmayan boş şeylere harcar ki malayani denilir.
Ömür sermayesinin kıymetini bilen, elbette ömür sermayesini ahireti kazandıracak işlere sarf eder, malayani şeyleri terk eder. Malayaniyi terk ise kişinin Müslümanlığının güzel olduğunun alametidir.
Peygamber Efendimiz (asm) bu hususu bize şöyle haber verir: "Kişinin malayani şeyleri terk etmesi, onun Müslümanlığının güzel olduğunun alametidir. (Tirmizî)"
Allahım, bizi ve neslimizi Müslümanlığı güzel olanlardan eyle.. Âmin..

Âlemlerin Rabbi olan Allah içindir

Ey insan! Namaz ile Allah'ı celaline karşı tesbih eder, nimetlerine karşı şükür ve hamd eder ve kemaline karşı tazim edersin. Namazın öyle bir ibadet ki bütün mahlukatın bütün sınıflarının ibadetlerini içine alır. Öyle ise benim namazım âlemlerin Rabbi olan Allah içindir de.
İbadetlerinle Allah'ın kudret ve rahmetine karşı aciz ve fakir olduğunu bilip Allah'a sığınarak yalvaran bütün mahlukatın sultanı hükmünde bir kulsun. Öyle ise benim ibadetlerim âlemlerin Rabbi olan Allah içindir de.
Hayatın ile Allah'ın kâinatta tecelli eden isimlerine bir merkez hükmündesin. Öyle ise benim hayatım âlemlerin Rabbi olan Allah içindir de.
Ölümün ile Allah'a şu fani dünyada fani bir ayna değil, baki âlemde baki bir ayna ve muhatabsın. Öyle ise benim ölümüm Allah içindir de.
Allah bu hususları bize şu âyetle haber verir: "De ki: “Şübhesiz benim namazım da, ibâdetlerim de, hayatım ve ölümüm de, âlemlerin Rabbi olan Allah içindir! (En‘âm, 162)"
Allahım, bizi ve neslimizi herşeyimizle Senin için eyle.. Âmin..

28 Kasım 2013 Perşembe

Allah'ın kulları kardeş olunuz

Ey insan! Müslümanlar ancak kardeştir. Kardeş ise kardeşinin kusurunu örter, unutur ve afveder ki kardeşlik küslüğe ve düşmanlığa dönmesin.
Kardeşliği bozan, düşmanlığa yol veren sebebler kin, hased, birbirine sırt çevirmek ve irtibatı kesmektir. Kinin, hasedin, sırt çevirmenin ve irtibatı kesmenin olduğu yerde kardeşlik biter. Kardeşliğin bittiği yerde muhabbet ve rahmet de biter. Müslümanın kardeşine üç günden fazla küs kalması bile helal değildir. İnsanlar kardeş olmalıdır ki kavga ve savaşlar son bulsun.
Peygamber Efendimiz (asm) bu hususu bize şöyle haber verir: "Birbirinize kin tutmayınız, birbirinize haset etmeyiniz, birbirinize sırt çevirmeyiniz, birbirinizle irtibatı kesmeyiniz, Allah’ın kulları kardeş olunuz! Bir Müslümanın kardeşiyle üç günden fazla konuşmayı terk etmesi helal değildir. (Buhârî)"
Allahım, bizi ve neslimizi kardeşliğe kuvvet verenlerden eyle.. Âmin..

Sabır ve namazla yardım isteyin

Ey insan! Bir iş yaparsın, onu sen yaptığını sanarsın. Bir şey başarırsın, onu kendin başardığını zannedersin. Fakat yapan da başarıyı veren de Allah'tır.
Allah'ın yardımı olmadan yapamaz ve başaramazsın. Öyle ise Allah'ın dinini hakim kılmak ve düşmanlarına galib gelmek istersen Allah'tan yardım iste. Allah'tan yardım ise sabır ve namaz ile istenir. Allah'a gönülden bağlı isen mücadele ve mücahedende Allah'ın yardımını sabır ve namazla iste ve bekle. Elbette namaz Allah'a gönülden bağlı olanlara ağır gelmez.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "O halde sabır ve namaz ile (Allah’dan) yardım isteyin! Halbuki şübhesiz o, (Allah’a) gönülden bağlı olanlardan başkasına elbette ağır gelir. (Bakara, 45)"
Allahım, bizi ve neslimizi Sana gönülden bağlı olan ve Senden sabır ve namaz ile yardım isteyenlerden eyle.. Âmin..

Üç sınıf olduğunuzda

Ey insan! Kıyamet öyle bir elektir ki insanların bir kısmını alçaltır, bir kısmını yüceltir. O elek ile insanlar elenir, tabiri caizse çapları ortaya çıkar ve insanlar üç sınıfa ayrılırlar.
O üç sınıf ki bir kısmana ashab-ı meymene, bir kısmına ashab-ı meşeme, bir kısmına da sabikun denir. Ashab-ı meymene ile sabikun cennet ehli olurken, ashab-ı meşeme cehennem ehlidir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Ve (siz) üç sınıf olduğunuz (zaman)! (Vakıa, 7)"
Allahım, bizi ve neslimizi amel defterini sağ elinden alıp Sana yakın kılınan kullardan eyle.. Âmin..

Yer sarsılıp dağlar toz toprak olunca

Ey insan! Vakıa denilen kıyamet vaki olduğu zaman elbette onu kimse yalanlayıcı değildir. Kıyametin sarsılışı ne bir depreme benzer, ne bir tsunamiye, ne bir yanardağ felaketine, ne de bir hortum afetine.
Bir seyyarenin, gezegenin dünyaya çarpmasıyla yer öyle sarsılır ki kafa kafaya çarpışan iki araba, iki tren, iki uçak gibi her yeri darmadağın olur. Dağlar ufalandıkça ufalanır. Öyle ki toz toprak haline gelir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "(Ey insanlar!) Yer (şiddetli) bir sarsılışla sarsıldığı, dağlar ufalandıkça ufalanıp yayılmış toz toprak hâline geldiği zaman! (Vakıa, 4-6)"
Allahım, bizi ve neslimizi kıyametin dehşetinden ve azabından muhafaza eyle.. Âmin..

27 Kasım 2013 Çarşamba

Kıyamet alçaltır veya yüceltir

Ey insan! En büyük vakıa olan kıyamet geldiğinde onu yalanlayan kimse kalmaz. Bu kıyamettir, Allah bizi bundan korkutmuştu, fakat biz dinlemedik diyerek tasdik edeceklerdir.
O kıyamet ki insanların gözünde çok yüksekte görünen zalimleri, sefihleri, hainleri, münafıkları, kâfirleri alçaltacaktır. Zaten onlar alçaktı, kıyametle hak ettikleri yere, cehenneme gireceklerdir.
Yine o kıyamet ki insanların gözünde aşağıda görünen salihleri, mazlumları, fakirleri, hakkı yenenleri yükseltecektir. Zaten onlar yüktekti, kıyametle hak ettikleri yere, cennete yükseleceklerdir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "(O, kimini) alçaltıcıdır, (kimini) yükselticidir. (Vakıa, 3)"
Allahım, bizi ve neslimizi kıyametin yükselttiklerinden eyle.. Âmin..

Kıyameti yalanlayacak kimse yoktur

Ey insan! Gaflet ve dalalette gidenler kıyametin gelmemesini arzu ederler. Fakat onların da vicdanı insanın eceli olduğu gibi dünyanın da bir ecelinin olduğunu söylemektedir.
Aslında herkes vicdanında kıyametin meydana gelişini yalanlamaz. Bir gün kıyametin kopacağını bilir. Fakat bunu unutmak için kafasını gaflet kumuna gömer, dalaletiyle onu inkâr eder.
Kıyamet koptuğu, vakıa vaki olduğu zaman, artık onu kimse yalanlayamaz. Bize söylenen kıyamet budur diye söylenir, fakat iş işten geçmiş olur.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Onun meydana gelişini yalanlayacak olan hiçbir kimse yoktur. (Vakıa, 2)"
Allahım, bizi ve neslimizi kıyametin azabından muhafaza eyle.. Âmin..

Zulmedenin duası kabul edilmez

Ey insan! İbadetin esası duadır. Dua ile kâinatta faaliyet devam eder. Tohumlar, çekirdekler istidadlarıyla dua ederler, hayvanlar fıtrî ihtiyaclarıyla dua ederler, insanlar hal ve kaliyle dua ederler.
Duaların kabul edilmesinin bir sebebi zulmetmemektir. Zira zulmedenin duası kabul edilmez. Öyle ki yağmursuzluk baş gösterse zulmeden dua etse yağmur yağdırılmaz, yardıma muhtac olsa ve yardım istese yardım edilmez. Öyle ise zulmetmeyiniz.
Peygamber Efendimiz (asm) bu hususu bize şöyle haber verir: "Zulüm etmeyiniz! Sonra dua edersiniz, duanız kabûl edilmez, (Allah’dan) yağmur istersiniz yağmur yağdırılmaz, yardım istersiniz size yardım edilmez. (Taberânî)"
Allahım, bizi ve neslimizi zulmedenlerden eyleme.. Âmin..

Peygamber'e itaat Allah'a itaattir

Ey insan! Kader arıları yasubsuz, karıncaları başsız bırakmadığı gibi insanlığı da peygambersiz bırakmamıştır. Her devirde ve her kavme peygamber gönderen Allah, bir muallimden ders alabilecek seviyeye gelen insanlığa bir peygamber göndermiştir.
Allah'a itaatin bir göstergesi ve neticesi, gönderdiği peygambere itaattir. Peygambere itaat eden Allah'a da itaat etmiş olur. Peygamber'e itaat ise gösterdiği yolda gitmektir, sünnetini takib etmektir. Öyle ise sünnete uymayan Peygamber'e itaat etmiş olmaz, Peygamber'e itaat etmeyen de Allah'a itaat etmiş olmaz.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Kim peygambere itâat ederse, böylece muhakkak Allah’a itâat etmiş olur. (Nisâ, 80)"
Allahım, bizi ve neslimizi daima Sana ve Peygamberine itaat edenlerden eyle.. Âmin..

26 Kasım 2013 Salı

Kim harama bakmayı terk ederse

Ey insan! Sen Rahman'ın tecelli merkezisin. Kâinatta tecelli eden bütün isimler, sende de tecelli etmektedir. Kâinat bir ağaç, sen ise onun mükemmel bir meyvesisin.
Bu meyveyi bozmak için kalbi olan çekirdeğine şeytan zehirli oklar atmaktadır. Bu oklarla o kalbi bozup kendine mesken yaparak cehenneme yuvarlamaya çalışmaktadır.
Şeytanın attığı zehirli oklardan birisi harama bakmaktır. Şeytan kadının kucağına oturur, gözlere güzel gösterir, baktırmak için iştahını açar ve insanı harama baktırarak zehirli okuna hedef eder. Zehirli okun hedefinden çıkmanın tek yolu harama bakmamak, onu terk etmektir. Bunu da ancak Allah'tan korkanlar yapabilir. Allah'tan korkarak harama bakmayı terk edenin kalbine Allah, o günahın yerine iman koyar ki kişi onun tatlılığını kalbinde hisseder.
Peygamber Efendimiz (asm) bu hususu bize şöyle haber verir: "Cenab-ı Hakk buyuruyor ki, (Harama) bakmak, şeytanın zehirli oklarından bir oktur. Kim benden korktuğundan dolayı onu terk ederse, o günahın yerini iman ile değiştiririm ki, onun tatlılığını kalbinde hisseder. (Taberânî)"
Allahım, bizi ve neslimizi zehirli oklara hedef olmaktan muhafaza eyle.. Âmin..

Galib gelecekler Allah'ın taraftarlarıdır

Ey insan! İnsanlığın dünyaya gönderilmesinden bu yana Allah'ın taraftarları ile şeytanın taraftarları mücadele ve mücahede etmektedir. 
Allah'ın taraftarları, Allah'ı, Peygamber'ini ve iman edenleri dost edinenlerdir. Şeytanın taraftarları ise Allah'ın, Peygamberin ve iman edenlerin düşmanı olan firavunları, nemrudları, şeddatları, deccalları, zalimleri ve sefihleri dost edinenlerdir.
Bu mücadelede elbette galib gelecek olanlar ancak Allah'ın taraftarlarıdır.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Kim Allah’ı, peygamberini ve îmân edenleri dost edinirse, artık şübhesiz ki gālib gelecek olanlar, ancak Allah’ın tarafdarlarıdır. (Mâide, 56)"
Allahım, bizi ve neslimizi daima Senin taraftarın eyle.. Âmin..

Vâkıa koptuğu zaman

Ey insan! İnsanın ölümünü inkâr edemeyen münkirler, dünyanın da bir ölümü olduğunu hangi akılla inkâr ederler? Onların inkârlarının belki de en büyük sebebi, işledikleri günahların ve Allah'a isyanların bir hesabı olmamasını arzu ederler.
Hesabın olmamasını arzu ettiklerinden kıyameti de inkâra düşerler. Aslında bu sadece vicdanından, kalbinden ve aklından gelen cılız "kıyamet gelecek, hesab verilecek" seslerini susturmaktan başka bir şey değildir.
O susturdukları vicdanlarının seslerini doğrulayan sesi, kıyametin sesini duydukları zaman acaba ne yaparlar? Kıyamet olan en büyük vakıa onların başlarına koptuğu zaman çıldırmazlar mı vicdanlarının sesine kulak vermedikleri için?
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "O vâkıa (o kıyâmet) koptuğu zaman! (Vakıa, 1)"
Allahım, bizi ve neslimizi kıyametin dehşetinden muhafaza eyle.. Âmin..

Vakıa Suresi'ni okuyana fakirlik gelmez

Ey insan! Fakirlik insan için bir imtihan vesilesidir. Fakirler bunu genelde bilir ve haline daima şükreder. Asıl fakir cimri insanlardır. Onlar sahib oldukları maldan istifade edemeden bu dünyadan göçüp giderler.
Allah ihsanıyla insanı fakirlikten kurtaracak bir vesile kılmıştır. O vesile Vakıa Suresi'dir ki 96 âyet olup Mekke'de indirilmiştir. Bu sureyi her gece okuyana, Allah'ın izniyle fakirlik gelmez. Öyle ise her gece bu sureyi bir vird gibi okumalıdır.
Peygamber Efendimiz (asm) bu hususu bize şöyle haber verir: "Kim her gece Vâkıa Suresi'ni okursa ona fakirlik gelmez. (Kütüb-i Sitte, 806)"
Allahım, bizi ve neslimizi Vakıa Suresi'ne devam edenlerden eyle.. Âmin..

25 Kasım 2013 Pazartesi

Rabbinin ismi ne yücedir

Ey insan! Rahman olan Allah'ın ismi ne yücedir. Bak ki Kur'ân'ı talim etti. Kur'ân'ı talim etmekle nice nimetleri insanlara ve meleklere ihsan eyledi. 
İnsanı yarattı. İnsanı yaratarak kâinat ağacının meyvesini ve neticesini verdirdi ki insan meyvesinin çekirdeği de kalbidir. İnsan olarak yaratmakla insana nice nimetler ihsan eyledi. İnsana beyanı öğretmekle kâinatın neticesini açıklayıp Allah'ın isim ve sıfatlarını beyan ederek kâinatın sultanı olmak nimetini verdi.
Göğü yükseltip insana güzel bir manzara eyleyip mizanı kurarak hakkını muhafaza nimetini verdi. Yeri alçaltıp ağaçlarla, bitkilerle ve meyvelerle hizmetkâr eyledi.
Elbette bu kadar nimetleri tasdiklemek gerekir ki o da şükürdür. Şükretmeyen insan insan olamaz ve nimeti yalanlamak nankörlüğü neticesinde Allah'ın celal ve azametini gökler yarılıp kıpkırmızı olduğu gün anlar, fakat iş işten geçer. Yalanladığı bütün nimetlerin nereden geldiğini çok iyi anlar.
Allah'a şükredip huzurunda hesab vermekten korkanlara ise Adn ve Naim cennetlerini, Firdevs ve Meva cennetleri ihsan ederek şükredenlere ikramına devam eder. Onlarda insanın her duygusunu memnun edecek nimetler vardır. Yemyeşil bir ortam, fışkıran ikişer pınar, atlastan döşekler, yeşil yastıklar, bitmek tükenmek bilmeyen meyveler, hurmalar, narlar, hayırlı güzel hanımlar, daha önce kimsenin dokunmadığı huriler ihsan ve ikram eder. Bu kadar nimete şükür ile ikram sahibinin isminin yüceliğini anlar.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Celâl (azamet ve kahır) ve ikram sâhibi Rabbinin ismi ne yücedir! (Rahman, 78)"
Allahım, bizi ve neslimizi nimetlerine şükür ederek isminin yüceliğini anlayanlardan eyle.. Âmin..

Kur'ân okuyan ve dinleyenler

Ey insan! Şu dünyaya geldin. Nice belalarla karşı karşıya geldin. Dünya belaları bazen senin canını sıkmakta, bazen hüzünlendirmekte, bazen de dünyaya gelişine pişman etmektedir. Bu dünya belalarından kurtulmak istersen Kur'ân oku. Zira Kur'ân okuyanların dünya belalarını Allah def eder.
Bu dünyadan başka asıl memleketin olan ahiret ise senin buradaki niyet ve fiillerine göre şekillenecektir. Orada nice belalar vardır ki her bir bela dünyanın bütün belalarından çoktur. Ahiret belalarından kurtulmak istersen Kur'ân'ı dinle. Zira Kur'ân'ı dinleyenlerden Allah ahiret belalarını def eder.
Peygamber Efendimiz (asm) bu hususu bize şöyle haber verir: "Kur’ân okuyanların dünya belâları, Kur’ân dinleyenlerden âhiret belâları def edilir. (Ali el-Müttakî)"
Allahım, bizi ve neslimizi Kur'ân'ı okuyup dinleyenlerden eyle.. Âmin..

İki kardeşinizin arasını düzeltiniz

Ey insan! İki milyar efradı bulunan çok büyük bir aile olan İslam'a mensubuz. İslam ve iman ile biz mü'minler kardeş olmuşuz. Kardeş ise birbirine çok bağlarla bağlıdır. Bu bağı da koparmanın hiç bir geçerli sebebi ve menfaati yoktur.
Bazen bazı arızalar sebebiyle tarafgirlik, hased ve inad gibi vesilelerle kardeşlikte bozulmalar, uzaklaşmalar ve soğumalar olmaktadır. Kesinlikle iki mü'min birbirine üç günden fazla küs kalamaz.
Öyle ise arası bozulan iki kardeşin arasının diğerleri tarafından düzeltilmesi önemlidir. Bu davranış Allah'ın merhametine vesile olur. Arası bozulan iki kardeş de Allah'tan sakınmalı, aralarının düzeltilmesine müsaade etmeli ki merhamet olunsunlar.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Mü’minler ancak kardeştirler; öyle ise o iki kardeşinizin arasını düzeltin ve Allah’dan sakının ki merhamet olunasınız! (Hucurât, 10)"
Allahım, bizi ve neslimizi daima kardeşliğe ve birliğe kuvvet verenlerden eyle.. Âmin..

24 Kasım 2013 Pazar

Evinizi güzel kokulu otlarla tütsülendiriniz

Ey insan! İnsanın dünyadaki cenneti hanesidir. Cennet ise güzel kokularla kokar. İçinde bulunanlara bir mutluluk ve saadet verir. Güzel kokulu eve misafirler de memnuniyetle gelir, mutluluk alır ve gider. Güzel koku meleklerin de o eve gelmesine vesiledir. Zira melekler güzel kokuyu severler.
Öyle ise bir mü'min evini günlük güzel kokulu otlarla tütsüleyip kokutmalıdır. Bunun için zamkı, yavşan otu, kekik ve gelin çiçeği kullanılabilir.
Peygamber Efendimiz (asm) bu hususu bize şöyle haber verir: "Evlerinizi günlük zamkı, yavşan otu, kekik ve gelin çiçeği gibi güzel kokulu otlarla tütsülendiriniz ! (Râmûzü’l-Ehâdîs)"
Allahım, bizi ve neslimizi evlerini güzel kokulu eyle.. Âmin..

Allah düşmanlarınızı en iyi bilendir

Ey insan! İnsanı seven dostları olduğu gibi düşmanları da vardır. Fakat insan düşmanlarını iyi bilmez. Tam manasıyla düşmanın düşmanlığının derecesini bilemez. Elbette insanın en büyük düşmanı şeytan ve nefsidir. Bunu da bize haber veren Allah'tır. Öyle ise düşmanlarımızı en iyi bilen Allah'tır.
Nefsimiz bile bize düşman ise bizim gerçek dostumuz kimdir? Elbette hem dünyamızı hem ahiretimizi hem bizi hem sevdiklerimizi düşünen gerçek dost Allah'tır. Öyle ise sen de dost olarak Allah'ı bil.
Düşmanlarımızı en iyi bilen Allah'tır. Onlara karşı bize yardımcı olarak Allah yeter. Öyle ise o düşmanlardan gerçek dost olan Allah'a sığınmak gerektir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Allah ise, düşmanlarınızı en iyi bilendir. (Gerçek) dost olarak Allah yeter, (gerçek) bir yardımcı olarak da Allah yeter. (Nisâ, 45)"
Allahım, bizi ve neslimizi kendine dost eyleyip düşmanlarımıza karşı bize daima yardımcı ol.. Âmin..

Şimdi Rabbinizin ni‘metlerinden hangisini yalanlarsınız?

Ey insan! Firdevs ve Meva cennetlerinde yemyeşil içinde gezmek, uçmak ne büyük nimet ve saadettir. Fışkıran iki pınardan içmek, huzur veren sesini dinlemek, coşkusuyla coşmak ne büyük nimet ve saadettir. 
Hayırlı güzel hanımlarla sohbet etmek, hoş vakit geçirmek ne büyük nimet ve saadettir. Cibinlikle perdelenmiş göz alıcı, daha önce kimsenin dokunmadığı hurilerle vakit geçirmek ne büyük nimet ve saadettir.
Güzel döşekler üzerinde yeşil yastıklara yaslanıp meyveden, hurmadan, nardan yemek ne büyük nimet ve saadettir.
Bu kadar nimet ve saadetlere ancak şükredilir. Onların hakkı şükürdür. Şükür ise nimeti veren Allah'a karşı bir minnet ve teşekkürdür.
Allah bu makamda bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Şimdi Rabbinizin ni‘metlerinden hangisini yalanlarsınız? (Rahman, 77)"
Allahım, bizi ve neslimizi daima bütün nimetlerine hududsuz şükredenlerden eyle.. Âmin..

Güzel döşeklere yaslanmış kimseler

Ey insan! Yemyeşil Firdevs ve Meva cennetleri ne büyük bir nimettir. Onlarda fışkıran iki pınar sana saadet verir. İstediğin her meyveden yersin. 
Onlarda daha önce kimsenin dokunmadığı güzel huriler senin bütün duygularını tatmin eder. Her biri küçük birer cennettir.
Onlarda yeşil yastıklar vardır. Güzel döşekler üzerinde o yeşil yastıklara yaslanarak hayırlı güzel hanımlarla ve hurilerle sohbet etmek, hoş vakit geçirmek ne büyük saadettir ki Allah insanı bunlarla memnun eder ki şükretsin.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "(Onlar) yeşil yastıklara ve (hârikulâde) güzel döşeklere yaslanmış kimselerdir. (Rahman, 76)"
Allahım, bizi ve neslimizi yeşil yastıklara ve güzel döşeklere yaslanan kimselerden eyle.. Âmin..

23 Kasım 2013 Cumartesi

Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlarsınız?

Ey insan! Allah'ın Firdevs ve Meva cennetlerinde verdiği nimetlerine şükretmek elbette sana yakışandır.
O nimetlerden birisi de daha önce kimsenin dokunmadığı hayırlı, güzel hurilerdir. Her bir huri sanki bir cennettir. Senin bütün duygularını tatmin edecek şekilde cibinlik içinde perdelenmişlerdir.
Elbette burada yine yakışan şükürdür. Şükürsüzlük nimeti yalanlamaktır. Şükür ise nimetin Allah'tan olduğunu bilip tasdik etmektir.
Allah bu makamda bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Şimdi Rabbinizin ni‘metlerinden hangisini yalanlarsınız? (Rahman, 75)"
Allahım, bizi ve neslimizi daima nimetlerine şükrederek tasdik edenlerden eyle.. Âmin..

Kimsenin dokunmadığı huriler

Ey insan! Allah sana Adn ve Naim cennetlerinde nice nimetlerle birlikte atlas döşeklerin üzerinde oturduğun halde daha önce kimsenin dokunmadığı kadınlar verecek. Bu nimetlere şükretmez misin?
Firdevs ve Meva cennetlerinde yemyeşil bir ortamda ve fışkıran iki pınarla birlikte nice nimetlerle beraber göz alıcı cibinlik perdeler içinde tertemiz hayırlı güzel huriler verecek. Şimdi bu nimetlere şükretmez misin?
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Onlardan (kocalarından) önce kendilerine ne bir insan, ne de bir cin dokunmuştur! (Rahman, 74)"
Allahım, bizi ve neslimizi daima Sana şükredenlerden eyle.. Âmin..

Nazar insanı mezara sokar

Ey insan! Allah bazı insanların gözüne tesir vermiştir. Nazarda öyle bir tesirdir ki değdiği nesneye, muhataba zarar verir. Nazar ehlinin nazarı genelde haseddir, bazen de hayranlıktan gelir. Öyle ki deveyi kazana sokacak, insanı hasta edip mezara sokacak kadar tesir eder.
Allah, insanı bu tesir ile imtihan eder. Nazar eden mesuldür. Nazar ettiğinde mutlaka "maşaallah, barakellah" demelidir ki o nazar tesir etmesin.
Peygamber Efendimiz (asm) bu hususu bize şöyle haber verir: "Nazar deveyi kazana insanı mezara sokar. (Keşfü’l-Hafâ)" Nazara karşı Felak ve Nas surelerini ve Âyete'l-Kürsî'yi çokça okumalıdır.
Allahım, bizi ve neslimizi her türlü nazardan daima muhafaza eyle.. Âmin..

Allah bilir, siz bilmezsiniz

Ey insan! İnsan bilmediğinin düşmanı olduğu gibi bilmediği şeyin de peşine düşüp gitmektedir. Kendisi için hayır bildiği şeyi takib edip şer zannettiği şeyden de çekinmektedir.
Allah ise insan için neyin hayır neyi şer olduğunu bilir, kulu için ne hayırlı ise onu tercih eder. Kul ise bilmediği için kendi hoşuna gitmeyen şeyden kaçmak ister. Öyle ise kul Allah'ın iradesine ve tercihine ram olmalı, rıza göstermelidir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Allah ise (sizin için hayır olanı) bilir de siz bilmezsiniz. (Bakara, 216)"
Allahım, bizim ve neslimiz hakkında daima hayırlı olanı ihsan eyle.. Zira biz bilmeyiz, Sen bilirsin.. Âmin..

22 Kasım 2013 Cuma

Hata edenlerin en hayırlısı

Ey insan! Hata etmek insanın fıtratında olan bir şeydir. İnsanoğlu hata eder ve edebilir. Önemli olan hatada ısrar etmemektir. Asıl hata hatada ısrar etmek ve hatasını kabullenmemektir ki hata edenlerin en hatalısı bunlardır.
Hata edenlerin en hayırlısı ise tevbe edenlerdir. Zira tevbe eden hatasını anlamış ve özür dilemiş demektir. Tevbe eden ise o hatayı işlememiş gibi muamele görür.
Peygamber Efendimiz (asm) bu hususu bize şöyle haber verir: "Herbir insanoğlu hatâ eder, ancak hatâ edenlerin en hayırlısı tevbe edenlerdir. (Tirmizî)"
Allahım, bizi ve neslimizi tevbe edenlerden eyle.. Âmin..

Muhakkak ki kıyâmet gelicidir

Ey insan! Nasıl ki insan için bir ecel vardır. Öyle de dünyanın ve kâinatın da bir eceli vardır ve mukadderdir. Vakti saati geldiğinde gelecektir. Onda bir şübhe yoktur.
Kıyamet ile dünya ve kâinat yerle bir olduktan sonra İsrafil'in (as) sura ikinci kez üflemesiyle kabirlerde bulunanlar dirileceklerdir. Kışın ölüp baharda dirilen mahlukat gibi..
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Muhakkak ki kıyâmet gelicidir; onda şübhe yoktur. Ve elbette Allah, kabirlerde bulunan kimseleri diriltecektir! (Hacc, 7)"
Allahım, bizi ve neslimizi kıyametin şerrinden muhafaza eyleyip iman ile huzuruna al.. Âmin..

Şimdi hangisini yalanlarsınız?

Ey insan! Nimeti yalanlayan nankör olmaz mı? Nankör ahirette hangi nimete ulaşabilir ki? Cehennemden kurtulmak nimeti nasıl yalanlanır ki? Baştan başa nimetlerle dolu Adn ve Naim cennetleri şükürsüzlükle nasıl yalanlanır ki? Saadetine saadet katan iki pınar mı yalanlanır? Daha önce kimsenin dokunmadığı hanımlar nimeti nasıl olur da yalanlanır? 
Amel defteri sağ eline verilmek nimeti yalanlanır mı? Yemyeşil Firdevs ve Meva cennetlerindeki nice nimetlerden hangisine şükredilmez? Fışkıran iki pınar nimeti saadetine saadet katarken nasıl yalanlanır? Hayırlı güzel kadınlar nimet değil mi ki yalanlansın? Göz alıcı cibinlik içinde perdelenmiş huriler nimetine şükredilmez de ne yapılır?
Allah bu makamda bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Şimdi Rabbinizin ni‘metlerinden hangisini yalanlarsınız? (Rahman, 73)"
Allahım, bizi ve neslimizi nimetlerini yalanlayanlardan eyleme.. Âmin..

İnciden cibinlikler içinde huriler

Ey insan! Amel defteri sağ eline verilenlere verilen yemyeşil Firdevs ve Meva cennetlerindeki fışkıran iki pınar senin saadetine saadet katan nimetlerdir.
Onlarda nice nimetler vardır. Onlardan birisi hayırlı ve güzel hanımlardır. Bir de inciden çadırlar ve cibinlikler vardır ki içinde perdelenmiş göz alıcı güzellikte huriler vardır. Şükretmen için sana nice nimetleri Allah ihsan eder.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "(İnciden) çadırlar (cibinlikler) içinde perdelenmiş hûriler! (Rahman, 72)"
Allahım, bizi ve neslimizi Firdevs ve Meva cennetleriyle nimetlendir.. Âmin..

21 Kasım 2013 Perşembe

Rabbinizin hangi nimetini yalanlarsınız?

Ey insan! Şükrünle Allah'ın nimetlerini yalanlamaktan kurtulursun. Amel defterinin sağ eline verilmesiyle Firdevs ve Meva cennetlerinde nice nimetlere mazhar olursun. Bunlardan hangisine şükretmez, yalanlarsın?
O cennetler senin hoşuna giden yemyeşildir, buna mı şükretmezsin? İkisinde de fışkıran pınarlarla seni mutlu eden Allah'a şükretmez misin? Senin bütün arzularını karşılayacak küçük bir cennet olan hayırlı ve güzel hanımlar verilir, bunları mı yalanlarsın da şükretmezsin? Şükrün olmazsa bu nimetleri asla görmezsin.
Allah bu makamda bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Şimdi Rabbinizin ni‘metlerinden hangisini yalanlarsınız? (Rahman, 71)"
Allahım, bizi ve neslimizi daima hududsuz şükreden eyle.. Âmin..

Onlarda hayırlı güzel hanımlar vardır

Ey insan! Yemyeşil cennetler olan Firdevs ve Meva'da fışkıran iki pınar arasında Allah sana nice nimetler ihsan eder. Allah'tan gelen nimetler artarken senin şükrün artar.
O cennetlerde seni bekleyen nimetlerden birisi de hayırlı, iyi huylu güzel hanımlardır. Senin bütün isteklerini yerine getiren, seni memnun eden güzel hanımlardır. Bu nimetle Allah'ın Rahman olduğunu bir daha anlar ve tasdik edersin.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Onlarda (o Cennetlerde), hayırlı (iyi huylu) güzel hanımlar vardır! (Rahman, 70)"
Allahım, bizi ve neslimizi Firdevs ve Meva cennetlerinde sakin eyle.. Âmin..

Size iki nasihatçı bıraktım

Ey insan! Nasihat mü'minlere tesir eden bir yol göstericidir. Allah'a gönülden bağlı kimseler nasihatı dinler ve doğru yolda ilerler. 
İnsan için iki mühim nasihatçı vardır. Biri susarak nasihat eder, diğeri konuşarak. 
Susan nasihatçı ölümdür. Sessizdir, fakat dünyanın aldatmasına aldanıp gaflete girenleri uyandırır, şu dünya hayatında yolcu olduğunu hatırlatır, yolculuğun için azık edin der.
Konuşan nasihatçı Kur'ân-ı Kerim'dir. Dünya misafirine, sen rahmeti sonsuz olan Allah'ın misafirisin, has memleketi olan cennetine davetlisin, dünyanın aldatmasına aldanıp yolda şaşma, der doğru yolu gösterir.
Peygamber Efendimiz (asm) bu hususu bize şöyle haber verir: "Size iki nasîhatçı bıraktım. Biri susar, diğeri konuşur. Susan nasîhatçı ölüm, konuşan ise Kur’ân-ı Kerîm’dir. (Fezâilül-Kur’ân)"
Allahım, bizi ve neslimizi iki nasihatçıyı dinleyip rızan dairesinde hareket edenlerden eyle.. Âmin..

Hamd Allah'a mahsustur

Ey insan! Gökte bulunanlar ve yerde bulunanlar ancak Allah'a aiddir. Allah'ın havl ve kuvvetiyle vardırlar ve izniyle devam ederler. Onlardan birisinden birisine gelen bir iyilik, bir güzellik, bir hasene aslında yine Allah'a aiddir.
Karanlıklarda olanlar ve aydınlıktan bulunanlar ancak Allah'a aiddir. Allah'ın kudretiyle işlerler, isterler. Onlardan birinden diğerine gelen bir hasene, bir güzellik, bir iyilik yine Allah'a aiddir.
Güzellikleri, haseneleri, iyilikleri isteyen ve yaratan Allah'tır. Öyle ise buradan hasıl olan hamd, sena ve övgü yine Allah'a aiddir, Allah'a mahsustur.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Hamd, gökleri ve yeri yaratan, karanlıkları ve aydınlığı var eden Allah’a mahsustur. (En‘âm, 1)"
Allahım, bizi ve neslimizi daima Sana bilerek hamd edenlerden eyle.. Âmin..

20 Kasım 2013 Çarşamba

Cennetlikler ve cehennemlikler

Ey insan! Cennetin etrafı nefsin hoşuna gitmeyen şeylerle çevrili olduğu halde, cehennemin etrafı nefsin hoşuna giden şeylerle çevrilidir.
Dikkat edilirse nefsin hoşuna gitmeyen şeyleri tercih edenler hep zayıflar ve zayıf görünenlerdir. Nefsin hoşuna giden şeyleri tercih edenlerse insafsızlar, kabalar, cimriler ve kibirlilerdir. Demek oluyor ki cennetlikler zayıflar iken, cehennemlikler sert, insanfsız, kaba, cimri ve kibirli insanlardır.
Peygamber Efendimiz (asm) bu hususu bize şöyle haber verir: "Dikkat ediniz! Size cennetlikleri haber vereyim mi? Her zayıf ve zayıf görülen kimsedir. Öyle ki, Allah’a yemin etse, Allah onu yemininde doğru çıkarır. Size cehennemlikleri haber vereyim mi? Sert, insafsız, kaba, cimri, kibirli olan bütün insanlardır. (Müslim)"
Allahım, bizi ve neslimizi cennetliklerden eyle.. Âmin..

Rabbinizden sakının

Ey insan! İnsanın bir eceli olduğu gibi şu dünyanın da bir eceli vardır. Ölüm hırıltısı dünyanın ölümünde çok şiddetli bir şeydir. Kıyametin zelzelesi başladığında pek büyük korkunç şeyler olur.
İşte kıyamet ile gaflette olan ehl-i dalalet uyanır, fakat iş işten geçer. İşin işten geçmemesi için insan Rabbinden sakınmalıdır ki şiddetli zelzeleden hissesi ya olmasın veya çok az olsun.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Ey insanlar! Rabbinizden sakının! Çünki kıyâmetin zelzelesi, pek büyük (korkunç) bir şeydir. (Hacc, 1)"
Allahım, bizi ve neslimizi daima Senden sakınanlardan eyle.. Âmin..

Rabbinizin hangi nimetini yalanlarsınız?

Ey insan! Şükür nimetin Allah'tan geldiğini tasdiktir. Şükürsüzlük ise nimetin Allah'tan geldiğini unutmak ve yalanlamaktır. Nimeti yalanlayanlar, göğün yarılıp kıpkırmızı olduğu zaman pişman olurlar, fakat iş işten geçer, ateşe düşerler.
Nimete şükredenler, Adn ve Naim cennetlerine ve Firdevs ve Meva cennetlerine girerek nice nimetlere mazhar olurlar. Ateşe girenler o kadar nimeti artık yalanlayamazken şükredenler de nimetler içinde şükrüne devam ederler. Onlar Rablerinin hiçbir nimetini yalanlamazlar.
Allah bu makamda bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Şimdi Rabbinizin ni‘metlerinden hangisini yalanlarsınız? (Rahman, 69)"
Allahım, bizi ve neslimizi şükür içinde şükredenlerden eyle.. Âmin..

Görülmemiş meyve, hurma ve nar

Ey insan! Sen amel defteri sağ eline verilenlerden olmaya bak. Bunun için gayret göster. Zira amel defteri sağ eline verilenlere Firdevs ve Meva cennetleri vardır. Onlar yemyeşildir, fışkıran iki pınara sahibdirler. Bu ne büyük nimet ve saadettir.
İkisinde öyle meyveler, hurma ve nar vardır ki emsali görülmemiş güzellikte, tatta ve kokudadırlar. Senin göz zevkini tatmin eder, burnunu mesteder, dilini meftun kılar.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "İkisinde de (her nevi‘ emsâli görülmemiş) meyve, hurma ve nar vardır! (Rahman, 68)"
Allahım, bizi ve neslimizi nimetlerinle şükrünü arttıranlardan eyle.. Âmin..

19 Kasım 2013 Salı

Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlarsınız

Ey insan! Dallar ve ikişer pınar sahibi olan Adn ve Naim cennetleri nimetlerin büyüklerindendir. İçlerinde nice nimetler hazırlanmıştır. Yemyeşil ve fışkıran iki pınarı olan Firdevs ve Meva cennetleri de nimetlerin büyüklerindendir. Onlarda da nice nimetler vardır.
Allah o nimetleri elbette nimetlerini yalanlamayan ve şükredip hesaba çekilmekten korkan ve amel defteri sağ eline verilenlere ihsan eder. Elbette bütün nimetler gibi onlar da hududsuz şükre layıktırlar.
Allah bu makamda bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Şimdi Rabbinizin ni‘metlerinden hangisini yalanlarsınız? (Rahman, 67)"
Allahım, bizi ve neslimizi nimetlerine hududsuz şükredenlerden eyle.. Âmin..

Fışkıran iki pınar vardır

Ey insan! Amel defteri sağ eline verilenler Firdevs ve Meva cennetlerine varis kılınmışlardır. Onların amel defterleri zikir, şükür ve fikirle doludur. Zikrin, şükrün ve fikrin en yoğun olduğu namazla baştan başa dolu ve şendir.
İşte onların amel defteri sağ eline verilecek ve Firdevs ve Meva cennetlerinde ikamet edeceklerdir. O cennetler ki baştan başa yemyeşildir. Gözlere ve gönüllere sürur ve sevinç veren bir yeşilliktir.
O iki cennette de fışkıran iki pınar vardır. Kaynayan o iki pınarın sesi huzur, suyu mutluluk verir. Ne büyük iki nimettir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "İkisinde de fışkıran iki pınar vardır! (Rahman, 66)"
Allahım, bizi ve neslimizi Rahman Suresi'nde geçen cennetlere varis eyle.. Âmin..

Allah'ın evini yıkmış gibi

Ey insan! Birisine eziyet ve eza vermek insanlık suçudur. Eziyet eden zalim, eziyet edilen mazlum konumundadır. Zalim olmak ise insanlığa yakışmaz.
Bir zalim bir Müslümana haksız yere eziyet etmesi Allah'ın evi Beytüllah'ı yıkması gibidir. Zira bir Müslümanın vücudu ve kalbi Allah'ın tecelli yeridir. 
Peygamber Efendimiz (asm) bu hususu bize şöyle haber verir: "Haksız yere Müslümana eziyet eden, Allah’ın evini yıkmış gibidir. (Taberânî)"
Allahım, bizi ve neslimizi eziyet eden ve eziyet edilen eyleme.. Âmin..

Sadakaları açıkça verirseniz

Ey insan! Zekat ve zekatın küçükleri olan sadakalar fakirler içindir. Zekat fakirin hakkı olduğu için açıkça verilmesi makbuldür, riyaya girmez. 
Fakat zekatın dışında kalan sadakalara ve ihsanlara riya girme ihtimalinden dolayı gizli verilmesi daha hayırlıdır. Öyle ise Allah'ın verdiği malı açıkça zekat olarak ve gizlice sadaka olarak fakirlere veriniz.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Eğer sadakaları açıkça verirseniz, işte o ne iyi! Eğer onları gizler de onları fakirlere (öyle) verirseniz, artık bu sizin için daha hayırlıdır. (Bakara, 271)"
Allahım, bizi ve neslimizi çokça zekat ve sadaka verenlerden eyle.. Âmin..

18 Kasım 2013 Pazartesi

Müslümana eziyet Allah'a eziyettir

Ey insan! Bir insanın bir insana ve hayvana eziyet etmesi şeytanın o insanı aldatması ve cehenneme sürmesidir. İnsanın zalimlerden olmasının belki de en büyük delilidir.
Allah içimizden bize öyle bir Peygamber göndermiştir ki bizim sıkıntıya düşmemiz, eziyet çekmemiz O'na ağır gelir. O bize çok düşkün ve merhamet sahibidir.
Ey bir Müslümana eziyet eden, sen aslında O Peygamber'e (asm) eziyet etmektesin. Peygamber'e eziyet ise Allah'a eziyettir. Öyle ise elini Müslümanın yakasından çek ki zalim olarak cehenneme sürülmeyesin.
Peygamber Efendimiz (asm) bu hususu bize şöyle haber verir: "Kim bir Müslümana eziyet ederse, o bana eziyet etmiş demektir. Kim bana eziyet ederse, o da Allah’a eziyet etmiş olur. (Taberânî)"
Allahım, bizi ve neslimizi eziyet etmekten ve eziyete maruz kalmaktan muhafaza eyle.. Âmin..

Hak Rabbindendir

Ey insan! Sen hakkı kabule uygun bir fıtratta yaratıldın. Senin fıtratın hakkı arar, hakkı ister. Hak ise Rabbindendir. Rabbinden ne gelirse haktır. 
Hakkın zıddı batıldır. Batıl ise şeytandandır. Zira şeytanın işi batıldır. Batıl ise insanın fıtratına zıddır.
Öyle ise insan fıtratına uygun olanı aramalı, hakkı bulmalıdır. Rabbinden gelen haktır. Öyle ise Rabbinden gelen haktan şübhe eden olma. Şübhe hakkı senden uzaklaştırır.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Hak, Rabbinden (gelen)dir; öyle ise sakın şübhe edenlerden olma! (Bakara, 147)"
Allahım, bizi ve neslimizi hakka tabi olanlardan eyle.. Âmin..

Hangi nimete şükredilmez ki?

Ey insan! Bunca nice nimetleri sana veren Allah'tır. Senin bütün duygularını, latifelerini tatmin eden Allah'tır. Seni senden daha iyi düşünen Allah'tır.
Allah senin için Firdevs ve Meva cennetlerini hazırlamıştır. Öyle cennetlerdir ki onlar yemyeşildir. Seni yeşilin her tonu ve şekliyle memnun edecektir.
Allah bu makamda bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Şimdi Rabbinizin ni‘metlerinden hangisini yalanlarsınız? (Rahman, 65)"
Allahım, bizi ve neslimizi yemyeşil Firdevs ve Meva cennetleri için hududsuz şükredenlerden eyle.. Âmin..

Yemyeşildirler

Ey insan! Kırlarda dolaşmak, yemyeşil diyarlarda gezmek senin için büyük bir zevk ve lezzettir. Memleketin yemyeşil olması büyük bir nimettir. 
Onun gibi Allah'ın senin için hazırladığı Firdevs ve Meva cennetleri yemyeşildir. Yeşilin her tonu gözlerini alır. Uçsuz bucaksız yeşillikler içinde uçmak ve dolaşmak seni doyumsuz zevklere gark eder. Yemyeşil nimetler seni bekliyor.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "(Onun her ikisi de) yemyeşildirler! (Rahman, 64)"
Allahım, bizi ve neslimizi o yemyeşil diyarlarda sakin eyle.. Âmin..

17 Kasım 2013 Pazar

Nimet hiç yalanlanır mı?

Ey insan! Adn ve Naim cennetlerine şükrünle varis oldun. Her ikisinde nice nimetlere gark oldun. Yine şükrüne şükür ekledin. Bunlardan başka iki cenneti de sana ihsan etti. Firdevs ve Meva cennetlerini sana verdi. Bu ikisine de amel defterinin sağ eline verilemesiyle ulaştın. Demek Rabbini razı ettin.
Adn ve Naim cennetleri nice nimetlerle dolu iki nimettir. Yalanlanabilir mi hiç? Firdevs ve Meva cennetleri nice nimetlere sahib. Hiç yalanlanabilir mi? Yalanlayan bu nimetlere mazhar olabilir mi?
Allah bu makamda bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Şimdi Rabbinizin ni‘metlerinden hangisini yalanlarsınız? (Rahman, 63)"
Allahım, bizi ve neslimizi Adn, Naim, Firdevs ve Meva nimetlerine hududsuz şükredenlerden eyle.. Âmin..

İki cennet daha vardır

Ey insan! Şükrüne mukabil Adn ve Naim cennetlerine varis oldun. Her ikisinde sana nice nimetler verildi. Sen yine şükrettin, Allah'ın nimetlerini yine yalanlamadın.
Allah'ın bu ikisinden başka iki cenneti daha vardır. Onlar Firdevs ve Meva cennetleridir. Bu iki cennette de nice nimetler vardır. Amel defterleri sağ eline verilen Yemin Ashabı içindir. Onlar ne güzeldir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Bu ikisinden başka (amel defterleri sağ eline verilen Ashâb-ı Yemîn için Firdevs ve Me’vâ olarak) iki Cennet daha vardır! (Rahman, 62)"
Allahım, bizi ve neslimizi Adn ve Naim cennetlerine, Firdevs ve Meva cennetlerine varis eyle.. Âmin..

Namaz mühim bir meşguliyettir

Ey insan! Bir günlük ömründe yirmi dört saat sana veriliyor. Allah'ın sana ihsan ettiği bu yirmi dört saatin mühim bir kısmını rızkın için harcıyor, mühim bir kısmında istirahat ediyorsun.
Yirmi dört saatin bir kısmını mübah şeylere, bir kısmını da aslında ne dünyana ne ahiretine faydası olmayan eğlenceler denilen malayaniyata sarf ediyorsun.
Bir günlük ömrünün en mühim meşguliyeti namazdır. Belki vakti diğerlerine göre azdır ki yirmi dörtte bir saati meşgul ediyor seni. O bir saati de birden değil beş kısma bölerek veriyorsun. Bu öyle bir meşguliyettir ki senin mübah hareketlerini, faaliyetlerini ve çalışmalarını ibadete çevirir, günahlarının afvına vesile olur.
Peygamber Efendimiz (asm) bu hususu bize şöyle haber verir: "Şübhesiz namazın kendisi başlı başına mühim bir meşguliyettir. (Müslim)"
Allahım, bizi ve neslimizi namazdan hissesi ziyade olanlardan eyle.. Âmin..

Dönüşünüz ancak Allah'adır

Ey insan! Şu misafirhane olan dünyaya memuriyet ve ticaret için geldin. İbadetle memursun, ahiretin için manevî ticarete muhtacsın. Anne karnından, çocukluktan, gençlikten ve ihtiyarlıktan geçip toprağa döneceksin.
Toprağa dönüş, senin için Allah'a dönüşün başlangıcıdır. Kabirden, mahşere ve Allah'a döneceksin. Allah'a hesabını verdikten sonra ya cehennem seni bekliyor ya da cennet yolunu gözlüyor. Cennete varınca işte asıl Allah'a dönüş budur ki Allah'ı saltanatının karar merkezi olan cennette Nur Cemalini göreceksin. Bu seyahati ve dönüşü gerçekleştirmek ise Allah'a nihayetsiz kolaydır. Zira Allah'ın herşeye gücü hakkıyla yetendir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Dönüşünüz ancak Allah’adır. O ise, herşeye hakkıyla gücü yetendir. (Hûd, 4)"
Allahım, bizi ve neslimizi Sana layık bir kul eyleyip hoşnud olduğun kulların içine kat.. Âmin..

16 Kasım 2013 Cumartesi

Allah bir kavme hayır dilerse

Ey insan! İnsan, başkalarının ayıbını araştırmamalı ve ortaya çıkmasına çalışmamalıdır. Başkalarının ayıbını araştıran kendi ayıblarını görmez.
Kendi ayıblarını görmeyen ayıblarını ve kusurlarını düzeltmez. Ayıbını örtmeyen, kusurunu düzeltmeyen zaten ayıblı ve kusurludur. 
Allah'ın bir insana ayıblarını göstermesi, Allah'ın onun için bir hayrıdır. Öyle ise Allah birisine bir hayır dilerse, ona kendi nefsinin ayıblarını gösterir. Bir kavim için de böyledir.
Peygamber Efendimiz (asm) bu hususu bize şöyle haber verir: "Allah bir kavim için bir hayır dilerse, onlara kendi nefislerinin ayıplarını gösterir. (Keşfü’l-Hâfâ)"
Allahım, bize ve neslimize ayıblarımızı göster ve ört.. Âmin..

Kâfirler için hazırlanmış ateşten sakının

Ey insan! Bir ateş hazırlanmış ki içine girenleri kül eder, köz eder. Bedenleri, gönülleri kora çeviren o ateş kâfierler için hazırlanmıştır. O kâfirler ki günahı kendisini kuşatmış da Allah'a ve ahirete düşman kesilmiştir. Onların yeri ancak ateştir.
O ateşe dayanacak babayiğit bulunmaz, fakat illada girmek için can atanları görürsün. Heyhat, gönül gözleri ne kadar kör olmuş ki o ateşe atılmak için pervane olmuşlar. Hevesatları ve şehvetleri onları kör etmiştir.
O ateşten kurtulmanın tek çaresi ve yolu Allah'a ve Peygamber'e itaattir. Allah'a ve Peygamber'e itaat eden merhamet edilir de kâfirler için hazırlanmış o ateşe düşmekten kurtulur.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Kâfirler için hazırlanmış olan ateşten sakının! Hem Allah’a ve peygambere itâat edin! Tâ ki merhamet edilesiniz. (Âl-i İmrân, 131-132)"
Allahım, bizi ve neslimizi Sana ve Peygamber'e itaat edip kâfirler için hazırlanmış ateşten kurtulanlardan eyle.. Âmin..

Şükreden nimeti yalanlamaz

Ey insan! Adn ve Naim cennetlerine şükrünle varis oldun. O şükrün ki seni dallar ve iki pınar sahibi olan iki cennete layık oldun. Atlastan döşekler üzerinde meyveler önünde ve yanında daha önce kimsenin dokunmadığı kadınlar var ki onlar yakut ve mercan gibidir.
İnsanı bu kadar nimetlere layık gören Allah'a karşı insan olan insana düşen şükürdür.
Allah bu makamda bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Şimdi Rabbinizin ni‘metlerinden hangisini yalanlarsınız? (Rahman, 61)"
Allahım, bizi ve neslimizi Sana daima şükreden kullarından eyle.. Âmin..

İyiliğin karşılığı ancak iyiliktir

Ey insan! Herşeyin bir karşılığı vardır. Gündüzün karşılığı gece, dünyanın karşılığı ahiret, kötülüğün karşılığı keffaret ve cezadır.
İyiliğin karşılığı da ancak iyilik olmalıdır. İyilik yapana kötülük yapmak büyük bir nankörlüktür. Sen iyilik yaptığından iyilik beklemez misin? İyiliğine karşılık kötülük ve inkâr görsen memnun olur musun? Elbette olmazsın. Öyle ise Allah'ın sana yaptığı bu kadar iyiliğe karşı vazifen iyilik değil midir?
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "İyiliğin karşılığı ancak iyilik değil midir? (Rahman, 60)"
Allahım, bizi ve neslimizi iyilikle iyiliklendir.. Âmin..

15 Kasım 2013 Cuma

Nimet hiç yalanlanır mı?

Ey insan! Şükrün ile Adn ve Naim cennetleri sana verilecektir. O cennetler ki dallar sahibidir. İki pınarı vardır. Atlas döşekler üzerinde meyveler yaklaştırılmıştır.
Daha önce kimsenin dokunmadığı kadınlar senin için hazırlanmıştır. O kadınlar ki yakut ve mercan gibidir.
Bu kadar nimet elbette şükür iledir, şükre bağlıdır. Elbette bu nimetleri yalanlamak nankörlük olur, zaten yalanlayan da bunlara nail olamaz.
Allah bu makamda bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Şimdi Rabbinizin ni‘metlerinden hangisini yalanlarsınız? (Rahman, 59)"
Allahım, bizi ve neslimizi nimetlerine karşı şakir eyle.. Âmin..

Onlar yâkut ve mercan gibidirler

Ey insan! Adn ve Naim cennetlerine nimetleri yalanlamayıp şükretmen ve Allah'ın huzurunda hesab vermekten korkan olarak varis oldun.
O iki cennet dallar sahibi olarak meyveleri döşekler üzerinde olduğun halde sana sunuyor, iki pınardan kana kana içiyorsun. Allah sana kimsenin dokunmadığı kadınları verecek. O kadınlar ki kıymet ve baha biçilmez yakut ve mercan gibidir. Allah onları sana dünyada iken iffetini koruyup nimetine şükür olarak ihsan eder.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Sanki onlar yâkut ve mercan gibidirler! (Rahman, 58)"
Allahım, bizi ve neslimizi daima Sana şükredenlerden eyle.. Âmin..

İnsanların anlayacağı şeylerle konuşun

Ey insan! Allah sana imanı ve İslam'ı ihsan etmiş, seni hidayete erdirerek dalaletin karanlığından ve ızdırabından kurtarmıştır. Öyle ise insanların bu nimete ulaşabilmesi için onlara bu nimeti layıkıyla insanların anlayacağı şekilde sunmalısın.
İnsanların kiminin zihni basittir, basit hikayelerden anlar. Kimisinin zihni ticarete çalışır, misalların ticarete uygun olmalıdır. Kiminin mesleği doktordur, tıbba göre temsiller sunarsın.
Peygamber Efendimiz (asm) bu hususu bize şöyle haber verir: "İnsanların anlayacağı ve tanışı olduğu şeylerle onlara konuşun. Yoksa, ister misiniz ki Allah’ı ve Resûlünü yalanlasınlar? (Buhârî)"
Allahım, bizi ve neslimizi dinini hakkıyla insanlara sunanlardan eyle.. Âmin..

Allah'a ibadet ve tevekkül et

Ey insan! Göklerde ne varsa Allah bilir. Gökler hakkında gelmiş, gelen ve gelecek adına bütün gayb Allah'a aiddir. Yerin gaybı da Allah'a aiddir.
Gidişata baktığında hadiseler dalbudak salar, gider. Hikmetini ancak Allah bilir. Bütün işler döner, dolaşır, Allah'a döndürülür. Bütün hadiseler ve işler Allah'ın elinde ve kontrolündedir.
Öyle ise ibadete layık yalnız Allah'tır. Tevekkül de ancak göklerin ve yerin gaybının sahibi olan ve bütün işler kendisine döndürülen Allah'adır.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Göklerin ve yerin gaybı Allah’a âittir ve bütün işler hep O’na döndürülür; öyle ise O’na ibâdet et ve O’na tevekkül et! (Hûd, 123)"
Allahım, bizi ve neslimizi sadece Sana ibadet ve tevekkül edenlerden eyle.. Âmin..

14 Kasım 2013 Perşembe

Günahlardan öyleleri var ki

Ey insan! Bazen nefis ve şeytan seni aldatır. En iyi amel yerine daha az iyi olanı tercih ettirir. Bazen günaha sokar, bazen de seni öyle günahların içine atar ki sen o günaha tiryaki olur, bırakamazsın.
Tiryaki olduğun, bırakamadığın o günahların keffareti ancak geçim derdi ve sıkıntısıdır. Geçim sıkıntısı o günahları yok eder, afvettirir.
Peygamber Efendimiz (asm) bu hususu bize şöyle haber verir: "Günahlardan öyleleri var ki, onları ancak geçim derdi hususunda çekilen sıkıntılar yok eder. (Taberânî)"
Allahım, bizi ve neslimizi öyle günahlardan ve geçim sıkıntısından muhafaza eyle.. Âmin..

Sabredenleri cennetle müjdele!

Ey insan! Sen üç sabırla mükellefsin. Taat üzere sabır ki seni ubudiyetin zirvesine çıkarır. Ondaki hafif zahmet senin için ebedî rahmettir.
Musibete karşı sabır ki seni yüksek makamlara varis kılar. Musibetin sıkıntısı, günahlarının afvına vesiledir. Sana hatalarını gösteren bir muallimdir.
Günahlara karşı sabır ki seni muttaki kılar. Allah'tan korkanlar günahlara karşı sabrederler.
İşte bu üç sabrı omuzlayanlara ne mutlu ki Allah onları cennetle müjdeler.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "(Ey Resûlüm!) Sabredenleri (cennetle) müjdele! (Bakara, 155)"
Allahım, bizi ve neslimizi daima sabredenlerden eyle.. Kaldıramayacağımız yükleri yüklemem..Âmin..

Nimet yalanlanır mı?

Ey insan! Senin bütün duygularını, zevklerini nimetleriyle tatmin eden Allah'a yine de şükretmemek olur mu? Cennet istedin, iki cennete seni varis kıldı. Ağaçlar, meyveler istedin. Cenneti dallarla, ağaçlarla süsledi, meyveyi hemen başının üstüne kadar getirdi.
Seni astarları kalın atlas döşeklerin üstüne çıkardı. Senden başkasına bakmayan, daha önce kimsenin dokunmadığı kadınlar sana ihsan etti. Elbette sana yakışan nimeti yalanlamak değil, hududsuz şükretmektir.
Allah bu makamda bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Şimdi Rabbinizin ni‘metlerinden hangisini yalanlarsınız? (Rahman, 57)"
Allahım, bizi ve neslimizi nimetlerini yalanlamayanlardan eyle.. Âmin..

Kocasından başkasına bakmayan kadınlar

Ey insan! Adn ve Naim cennetlerinde dalların altında meyvelerin yanında döşekler üzerinde iken elbette Rabbinin nimetlerini yalanlamazsın ve yalanlamadığın için nihayetsiz nimetlere mazharsın.
O cennetlerdeki bir nimet de kocalarından başkasına bakmayan kadınlardır. O kadınların gözleri kocalarından başkasını görmez. Onlara daha önce ne bir insan, ne de bir cin dokunmamış tertemiz kadınlardır.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Onlarda (kocalarından) başkasına bakmayan kadınlar vardır ki, bunlardan önce kendilerine ne bir insan, ne de bir cin dokunmuştur! (Rahman, 56)"
Allahım, bizi ve neslimizi nimetlerine hududsuz şükreden kullarından eyle.. Âmin..

13 Kasım 2013 Çarşamba

Nimeti mi yalanlarsın?

Ey insan! Kesinlikle nankörlerden olma. Zira nankörler kendisine verilen nimetleri yalanlayanlardır.
Verilen nimetlere şükreden ve Allah'ın huzurunda hesab vermekten korkanlar Adn ve Naim cennetlerindedir. İkisi dallar ve iki pınar sahibidir. Çeşit çeşit meyveler vardır. 
Onlarda olanlar döşeklerinde yaslanarak verilen nimetlere yine şükrederler. Onlar aslan nimetleri yalanlamazlar.
Allah bu makamda bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Şimdi Rabbinizin ni‘metlerinden hangisini yalanlarsınız? (Rahman, 55)"
Allahım, bizi ve neslimizi Sana daima şükreden kullarından eyle.. Âmin..

Döşekler üzerinde yaslanan kimseler

Ey insan! Adn ve Naim cennetlerine varis olanlar, Allah'ın verdiği nimetlere şükredenlerdir ki onlar, Allah'ın huzurunda hesab vermekten korkanlardır. 
O iki cennette dallar vardır, her bir dalda çeşit çeşit meyveler vardır. Her ikisinde de iki pınar vardır. İçmek adına bütün lezzetlere sahib iki pınar.
Yine öyle nimetler vardır ki o iki cennette. Onlardan birisi de o iki cennete varis olanlar, hem astarları kalın hem de atlastan döşekler üzerinde yaslanıp keyiflenirler.
Dallar sahibi o iki cennetin olgunlaşmış meyveleri döşekler üzerinde yaslananlara yakındır. Hem koparıp yerler. Bu nimetlere şükredilmez de yalanlanır mı ey nankörler.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "(Onlar o gün), astarları kalın atlastan döşekler üzerinde yaslanan kimselerdir. İki Cennetin de olgunlaşmış meyveleri (kendilerine) yakındır (toplaması kolaydır)! (Rahman, 54)"
Allahım, bizi ve neslimizi saydığın ve saymadığın bütün nimetlere hududsuz şükredenlerden eyle.. Âmin..

Aşure orucunun keffaret olması

Ey insan! Muharrem Allah'ın ayıdır. Allah'ın ayı öyle mübarek bir aydır ki birçok mucize vuku bulmuştur. Muharrem ayının içinde bir gün vardır ki ona kıymet yüklenmiştir.
O gün aşure günüdür. Aşure gününde vuku bulmuştur o mucize ve harikalar. Bu harikalar hürmetine bugünde tutulan oruca da kıymet yüklenmiştir. O oruca aşure orucu denir. Öyle bir kıymettir ki bir senenin günahlarına keffaret olur.
Peygamber Efendimiz (asm) bu hususu bize şöyle haber verir: "Aşûre orucunun, önceki yılın günahlarına keffâret olacağını Allah’ın rahmetinden umarım. (Tirmizî)"
Peygamber Efendimiz (asm) Yahudiler de aşure gününe kıymet verdiklerinden onlara muhalefet etmek maksadıyla bir gün öncesi veya bir gün sonrasıyla birlikte aşure günü orucunun tutulmasını istemiştir. 
Peygamber Efendimiz (asm) bu hususu bize şöyle haber verir: Aşûra günü oruç tutun, fakat Yahudilere muhalefet edin. Ondan bir gün önce veya sonrayı da oruçlu geçirin. (Müslim, Beyhaki, Ahmed Bin Hanbel)"
Allahım, bizi ve neslimizi aşure orucunun faziletinden daima istifade ettir.. Âmin..

Hiçbir şey Allah'a gizli kalmaz

Ey insan! İnsan günahı gizli işlemek ister. Gizlice şerre meyleder. Bir gözün görmediğini düşünür. Gözlerden, kameralardan uzakta, gizlice insanlığına ihanet eder.
İnsan, bilmez mi ki gözlerin ve kameraların olmadığı yer olsa bile Allah'ın görmediği, bilmediği yer olmaz. Yerde ve gökte hiçbir şey Allah'a gizli kalmaz. 
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Şübhesiz ki ne yerde ne de gökte, hiçbir şey Allah’a gizli kalmaz! (Âl-i İmrân, 5)"
Allahım, bizi ve neslimizi gizli ve açık her günahtan muhafaza eyle.. Âmin..

12 Kasım 2013 Salı

Cennete ilk davet edilecekler

Ey insan! Kur'ân'ın ilk sayfası Fatiha ile başlar. Fatiha ise hamdin Rahman ve Rahim olan âlemlerin Rabbine mahsus olduğunu ifade eder. 
Hamd ezelden ebede kadar her kimden her kime olursa olsun bütün âlemlerin Rabbi olan Allah'a mahsustur. Öyle ise bollukta Allah'a hamd ettiğin gibi darlıkta da hamd et. Zira çokça Allah'a hamd edenler cennete ilk davet edilecek olanlardır.
Peygamber Efendimiz (asm) bu hususu bize şöyle haber verir: "Cennete ilk davet edilecek olanlar çokça Allah’a hamd edenlerdir. Onlar öyle kimselerdir ki, bollukta da, darlıkta da Allah’a hamd ederler. (Ebuşşeyh)"
Allahım, bizi ve neslimizi Sana çokça hamd edenlerden eyle.. Âmin..

Temizlerden ye, Allah'tan sakın!

Ey insan! Ruhunun hanesi olan şu bedeninin devamı gıda iledir. Beden yediği gıdalarla hayat bulur, ruh manen o gıdaların manasından etkilenir.
Öyle ise Allah'ın verdiği helal ve temiz şeylerden yemelidir ki beden ve ruh temiz kalabilsin. Yoksa beden de ruh da kirlenecek, nefse hizmet etmeye başlayacaktır.
Helal ve temizlerden yiyen, inşaallah inandığı Allah'tan da sakınacaktır. Haram ve pis şeylerden yiyen, gaflet karanlığında kör hislerin hükmü altında Allah'tan dahi sakınmayacaktır.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Allah’ın sizi, helâl (ve) temiz olarak rızıklandırdığı şeylerden yiyin ve siz kendisine inanan kimseler olduğunuz Allah’dan sakının! (Mâide, 88)"
Allahım, bizi ve neslimizi helal ve temizden yiyip Senden hakkıyla sakınan kullarından eyle.. Âmin..

Rabbinin nimetlerinden hangisini yalanlarsın?

Ey insan! Rahman olan Allah'ın hangi nimetini yalanlarsın? Kur'ân'ı talim etmesini mi, insanı yaratmasını mı, beyanı öğretmesini mi, gökleri yükseltip mizanı koymasını mı yalanlarsın? 
Yeri alçaltıp sana hizmetkâr kılmasını mı, yeri ağaçlar ve bitkilerle süslemesini mi yalanlarsın?
Cehennem azabından kurtarıp dallar, iki pınar ve çeşit çeşit meyveler sahibi Adn ve Naim cennetine almasını mı yalanlarsın?
Allah bu makamda bu hususu şu âyetle haber verir: "Şimdi Rabbinizin ni‘metlerinden hangisini yalanlarsınız? (Rahman, 53)"
Allahım, bizi ve neslimizi nimetlerini yalanlayanlardan eyleme.. Âmin..

Her meyveden çifter çifter

Ey insan! Şükür nimeti arttırır, değişmez bir hakikattir. Minareye çıkar gibi her basamakta aldığın bir hediyeye, nimete şükrettin. Neticesinde Allah sana Adn ve Naim cennetlerini verdi.
O ikisi dallar sahibidir. Sevdiğin çeşit çeşit meyveler o dallarda sana sunulmaktadır. İkisinde de iki pınar vardır ki içmek adına seni tatmin edip doyuracak lezzetler var. 
Yine ikisinde her meyveden çifter çifter vardır. Hem gözün doysun hem de gönlün doysun diye. 
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "İkisinde de her meyveden çifter çifter (çeşitler) vardır. (Rahman, 52)"
Allahım, bizi ve neslimizi Adn ve Naim cennetlerine varis eyle.. Âmin..

11 Kasım 2013 Pazartesi

Nimetlerden hangisi yalanlanır ki?

Ey insan! Allah'ın sana ihsan ettiği nimetlere yaptığın şükür ile Adn ve Naim cennetlerine varis oldun. Dünyaya sahib olmazken dünyadan yüz, belki bin kat büyük cennetlere sahibsin. Elbette senin fıtratındır ki bu nimete de şükredersin.
O ikisinde iki pınar var. İki pınarda senin için nice nimetler var. Elbette yine nimetleri yalanlamaz, aksine hududsuz şükredersin.
Allah bu makamda bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Şimdi Rabbinizin ni‘metlerinden hangisini yalanlarsınız? (Rahman, 51)"
Allahım, bizi ve neslimizi vereceğin bütün nimetlere hududsuz şükürler edenlerden eyle.. Âmin..

Onlarda iki pınar vardır

Ey insan! Allah sana Kur'ân'ı talim etti, şükrettin. Allah seni insan yarattı, şükrettin. Allah sana beyanı öğretti, şükrettin. Allah senin için gökleri yükseltip mizanı kurdu, şükrettin. Allah senin için yeri alçalttı, şükrettin. Allah senin için yeri ağaçlar ve bitkilerle hazırladı, şükrettin. Allah seni ateşten kurtardı, şükrettin. 
Şükrün ile nimetlere sahib oldun. Allah sana Adn ve Naim cennetlerini verdi. O cennetler ki ikisinde de akan iki pınar var. İki pınarda senin için nice nimetler vardır.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "İkisinde de akan iki pınar vardır! (Rahman, 50)"
Allahım, bizi ve neslimizi o iki pınardan kana kana içip Sana şükredenlerden eyle.. Âmin..

Dua musibet için faydalıdır

Ey insan! İnsan eliyle yaptığı hataların cezası olarak musibetlere maruz kalır. Musibetleri insanların günahları celbeder. Müslüman, günahlarının cezasını ekseriyetle bu dünyada görür ki ahirette çekmesin. Bu Allah'ın rahmetinin bir tecellisidir.
Musibeti engellemenin veya şiddetini düşürmenin çaresi de vardır. Çaresi duadır. Dua edip istiğfar edenden ya musibet uzaklaşır ya da hafifleşir. Zira dua gelmemiş olan musibete fayda verdiği gibi gelmiş olan musibete dahi fayda verir.
Peygamber Efendimiz (asm) bu hususu bize şöyle haber verir: "Duâ, gelmiş olan musîbet için de henüz gelmemiş olan musîbet için de faydalıdır. (Tirmizî)"
Allahım, bizi ve neslimizi maddî ve manevî musibetten muhafaza eyle.. Gelmiş, geçmiş ve gelecek günahlarımızı afv ve mağfiret eyle.. Âmin..

Dilerse yerinize başkalarını getirir

Ey insan! Son derece âciz ve fakir olmana ve elinde sadece zayıf bir iraden olmasına rağmen ne diye gururlanırsın? Çenenin altında bir destek varmış gibi burnun havada, başın eğilmez secdeye. 
Şeytan, ben ateşten yaratıldım, deyip gurura düşerek isyan etti. Sen de ben topraktan yaratıldım, deyip mi gururlanacaksın? Bak adı üstünde topraktansın. Topraktan geldin, toprağa gideceksin. Çok sevdiğin gençliğin gidecek, vücudun toprak olacak.
Hala gururu bırakmaz ve Allah'a secde etmezsen Allah seni ve senin gibileri bu dünyadan giderir, toprağa gönderir. Sonra yerinize başkalarını getirir. Allah, hakkıyla buna gücü yetendir. Sen de başkalarının yerine gelmedin mi?
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Eğer (O) dilerse, ey insanlar, sizi (bu dünyadan) giderir de (yerinize) başkalarını getirir! Ve Allah, buna hakkıyla gücü yetendir. (Nisâ, 133)"
Allahım, bizi ve neslimizi Sana secde edenlerden eyle.. Âmin..

10 Kasım 2013 Pazar

İçkiyle gelen lanet

Ey insan! İnsana doğruyu, hakkı, hakikati gösteren akıldır. Akıl ile insan doğruyu yanlıştan, hakkı batıldan, hakikati sahteden ayırır. 
Dinsizliğe düşen veya gaflet ve dalalette yuvarlanan sefahat ve içki ile aklı uyuşturur. Aklı uyuşan doğruyu, hakkı ve hakikati düşünemez.
Ondandır ki içki aklı giderdiğinden bütün kötülükleri doğurduğu için kötülüklerin anası olmuştur.
İnsanları bu rezaletleri doğuran içkiden uzaklaştırmak maksadıyla Allah insanı içkinin yapılışından insana ulaşıncaya kadar geçen merhalelerinde bulunan herkese lanet etmiştir.
Peygamber Efendimiz (asm) bu hususu bize şöyle haber verir: "Muhakkak ki Allâh; içkiye, onu sızdırana, sızdırıldığı yere, içene, içirene, taşıyana, satana, satın alana, bedelini ve kazancını yiyene lânet etmiştir! (Nesâî)"
Allahım, bizi ve neslimizi içki günahından ve sebeb olduğu lanetten muhafaza eyle.. Âmin..

Allah ki

Ey insan! Yeryüzündeki bütün hayvanların, bitkilerin ve insanların idaresinin bir merkezden olması idare edenin de birliğini gösterir. Bir insanı ihtiyaclarını karşılayan ile bütün insanların ihtiyaclarını karşılayan birdir.
Bir yıldızı idare eden ile bütün yıldızları idare eden İlah birdir. Bir aynacıkta görünen güneşçik bir güneşi gösterdiği gibi bütün aynalardaki güneşçik bir güneşi işaret eder. Aynen bunun gibi bir insandaki hayatı veren kimse bütün insanlara hayatı veren O'dur. Bir canlıdaki hayatı veren kimse bütün canlılardaki hayatı veren O'dur.
Aynalardaki güneşçikler ancak gerçek güneş ile vardır ve ayakta durur. Aynen bunun gibi bütün mahlukatı ayakta tutan bütün isim ve sıfatlarıyla Allah'tır.
Bunlar gösterir ki Allah'tan başka ilah yoktur. O Allah ki bütün hayatların kaynağı olduğu cihetle Hayy'dır. Mahlukatın gelip geçmesine rağmen düzenin devam etmesinin yegane dayanağı olması cihetiyle de Kayyum'dur.
Allah bu hususları bize şu âyetle haber verir: "Allah ki, O’ndan başka ilâh yoktur. (O,) Hayy (ezelî ve ebedî hayat sâhibi olan)dır, Kayyûm (bütün mevcûdât kendisiyle kāim olan)dır. (Âl-i İmrân, 2)"
Allahım, bizi ve neslimizi Seni isim ve sıfatlarınla tanıyıp tanıtmayı ve sevdirmeyi nasib eyle.. Âmin..

Nimetlerden hangisi yalanlanır ki?

Ey insan! Kur'ân'ı talim eden, insanı yaratan, beyanı öğreten, gökleri yükseltip mizanı kuran, yeri alçaltıp hizmetkâr yapan, ağaç ve bitkilerle süsleyen Allah'a nimetleri için şükredip huzurda durmaktan hesap vermekten dolayı korkan insanlara dallar sahibi olan Adn ve Naim cennetleri vardır.
Bu kadar nimeti senin gibi âciz ve fakir bir insana ihsan eden Allah'a karşı senin hakkın ancak şükür ve teşekkürdür. Bu kadar verilen nimetler elbette yalanlanmaz ve yalanlanmamalı..
Allah bu makamda bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Şimdi Rabbinizin ni‘metlerinden hangisini yalanlarsınız? (Rahman, 49)"
Allahım, bizi ve neslimizi bütün nimetlerine şükredenlerden eyle.. Âmin..

Dallar sahibi cennet

Ey insan! Nimeti yalanlayanın sonu ateşli alev ve dumandır. Kaynar sudan içer. O ne kötü bir sondur. Cehennem ne kötü bir ikametgâhtır. Nankörlüğün gerçek neticesidir.
Öyle de nimeti yalanlamayıp nankörlük etmeyerek şükredenin varacağı yer Adn ve Naim cennetleridir. Onlar Allah'ın huzurunda hesab vermekten korkarak dururlar.
O iki cennet ki dallarla kuşatılmıştır. Çeşit çeşit meyveli ağaçlar vardır. Bu Rabbine şükreden kulların mükâfatıdır.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "(O her iki Cennet de) dallar (çeşit çeşit meyveli ağaçlar) sâhibidirler! (Rahman, 48)"
Allahım, bizi ve neslimizi cennetlere varis eyle.. Âmin..

9 Kasım 2013 Cumartesi

Nimetlerden hangisini yalanlarsın?

Ey insan! Rabbinin huzurunda hesab vermek için durmaktan korktuğun ve nimetlerine şükrettiğin için seni Allah Adn ve Naim cennetleriyle taltif edecek. Bu ne büyük bir saadettir.
Bu nimetlere karşı yine senin tavrın elbette şükürdür. Zira sen Rabbinin nimetlerini hiç yalanlamadın ve bu nimetlere mazhar oldun. Böylece o günahkârlara güzel bir misal oldun.
Allah bu makamda bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Şimdi Rabbinizin ni‘metlerinden hangisini yalanlarsınız? (Rahman, 47)"
Allahım, bizi ve neslimizi nimetlerine daima şükredenlerden eyle.. Âmin..

Huzurda korkan kimse için

Ey insan! Günahkâr Rabbinin nimetini yalanlayıp ateşe atılırken öyle kimseler de vardır ki Rabbinin huzurunda hesab vermek üzere durmaktan korkar. Rabbimin verdiği nimetlere hakkıyla şükrettim mi acaba diye endişe eder. Onlar Allah'a yakın kılınmış kullardır. Onlar önce geçen, önde giden sabikundur.
Allah o sabikuna nimetlere şükrettiği ve Rabbinin huzurunda korkan kimse oldukları için Adn ve Naim cennetlerini hazırlamıştır.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "(Hesab vermek üzere) Rabbinin huzûrunda (durmaktan) korkan kimse için (Allah’a yakın kılınmış kullar olan sâbikun için Adn ve Naîm olarak) iki Cennet vardır! (Rahman, 46)"
Allahım, bizi ve neslimizi sabikundan eyle.. Âmin..

Gariblere ne mutlu!

Ey insan! Peygamber dini getirdi, zenginler değil garibler sahiblendi ve omuzladı. Din böylece garib olarak başladı. Gariblerin omuzlandığı din zamanla kuvvet buldu, diğer dinleri yuttu, her asır üç yüz milyon mensubu oldu, son asırda milyarı aştı.
İttifak ve ittihad ile milyarları birleştirdi, birleştirecek. Diğer milletleri cemaat cemaat kendine çekecek, onlara iki cihan saadeti yaşatacak.
Kıyamete yakın zamanda zenginler yine enaniyetlerine binip bu dini garib bırakacaklar. Din başladığı gibi garibliğe dönenecek. Ne mutlu onlara ki başlangıçta da sonunda da bu dini omuzluyorlar. O garibler halkın bozdukları sünnetleri tekrar düzelterek ihya edeceklerdir.
Peygamber Efendimiz (asm) bu hususu bize şöyle haber verir: "Bu din garib olarak başlamıştır ve başladığı gibi tekrar garibliğe dönecektir. Gariblere ne mutlu! Onlar ki, benden sonra sünnetimden halkın bozduklarını düzelteceklerdir. (Tirmizî)"
Allahım, bizi ve neslimizi sünneti ihya edenlerden eyle.. Âmin..