31 Mayıs 2013 Cuma

Onları suda boğarız

Ey insan! Allah seni boğdurmadan o boğucu suda yüklü geminle gezdiriyor. Hiç mi düşünmüyorsun o suyun seni boğabileceğini? 
İstese elbet Allah seni o suda boğar. Asilerin önde gidenlerinden olan Firavun'u boğduğu gibi seni de boğar. O zaman Allah'tan başka yardımcı bulabilecek misin kendine? O halde iken Allah'tan başka kime sığınacaksın?
Bu hususu Allah şu âyetle bize haber veriyor: "Hâlbuki dilersek onları suda boğarız; o zaman ne kendilerine imdâd eden olur, ne de onlar kurtarılırlar. (Yasin, 43)"

Binecekleri nice şeyleri yarattık

Ey insan! Gemileri suda senin için yüzdüren Allah, daha senin hizmetine sunduğu nice vasıtalar yaratmıştır. Merkeb, at, deveden tut, tren, gemi ve tayyareye kadar, belki dünya da senin bindiğin bir vasıtandır.
Bunları senin hizmetine veren ve sunan ancak Allah'tır. Elbette bu kadar vasıtaları sana ihsan eden O Yüce Allah'a senin vazifen ibadet ve şükürdür.
Bu vasıtaları bize şu âyetle haber veriyor Allah: "Ve onlar için bunun gibi binecekleri (daha nice) şeyleri (vâsıtaları) yarattık. (Yasin, 42)"

Musibet kemalata medar

Ey musibetzede insan! Bu musibet ve meşakkat neden bana isabet etti diye üzülme. Zira musibet ve meşakket kemalatın bir sebebi ve yoludur. Kâmil insanların hemen tamamı bu yolla kemale ermiş, Allah'ın izniyle iyiler içine girmiştir. 
Bu zamanda ahiretini daha ziyade düşünenler musibetzede ve hastalardır. Demek musibet ve meşakkat sağlık ve afiyetten daha ziyade kemalata medardır.
Bu hususu Peygamber Efendimiz (asm) bize şöyle haber vermektedir: "En ziyâde musîbet ve meşakkate giriftâr olanlar, insanların en iyileri ve en kâmilleridirler. (Kenzü’l-Ummâl)"

Şehidler diridirler

Ey insan! Bir insan olarak hayat sahibisin. Sen de diğer insanlar gibi çok kayıdlarla sınırlı bir hayat tabakasındasın. Hayat tabakası sadece bu kayıdlı tabakadan ibaret değildir. 
Hızır ve İlyas aleyhisselamlar ikinci tabakada, İsa ve İdris aleyhisselamlar üçüncü tabakada, şehidler dördüncü tabakada ve kabir ehli beşinci tabakadadır. Her tabakanın kendine mahsus şartları vardır.
Allah yolunda şehid düşenler ölü değildir, diridirler. Dördüncü hayat tabakasında bulunduklarından mevcud şartlarla onların hayatlarını anlayamazsın.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber vermektedir: "Allah yolunda öldürülenlere “ölüler” demeyin! Bil‘akis onlar hayatdârdırlar, fakat siz anlayamazsınız. (Bakara, 154)"

30 Mayıs 2013 Perşembe

Gemilerin yüzmesi kudretin delili

Ey insan! Su gibi akıcı ve boğucu bir unsurun üzerinde nice dolu gemiler yol almaktadır. O gemileri dolu yükleriyle birlikte su üzerinde taşıyan Allah'tır, Allah nihayet kudret sahibidir.
Demek dolu gemilerin  su üzerinde taşınması Allah'ın kudretinin bir delilidir ki o suya kaldırma kuvvetini veren O Allah'tır. Allah'tan başka kuvvet sahibi yoktur.
Bu hususu bize Allah şu âyetle haber vermektedir: "Yine onlar için (kudretimize) bir delildir ki, gerçekten biz zürriyetlerini o dolu gemide taşıdık. (Yasin, 41)"

Onlar bir yörüngede yüzerler

Ey insan! Güneşin kendine mahsus yörüngesi var. Ayın yörüngesi ve menzilleri var. Gecenin ve gündüzün de kendine mahsus yörüngeleri var. Allah'ın takdiriyle onlar yörüngelerinde itaat ile yüzerler.
Bu hususu bize Allah şu âyetle haber vermektedir: "Ne güneşin aya yetişmesi (ona çarpması) kendisine (takdîr edilen nizâma) lâyıktır, ne de gece, gündüzü geride bırakıcıdır. Çünki her biri (bir itâat ve heybet altında ayrı) bir yörüngede yüzerler. (Yasin, 40)"
Demek herşey Allah'ın kendisine takdir ettiği yörüngede yüzüp gider.

Allah yolunda cihadın mühim vechi

Ey kardeş! Allah yolunda cihad edip öldürülmek öyle büyük bir arzudur ki ahirette şehidlerin en büyük arzularıdır.
Allah yolunda cihad edip öldürülmek o kadar büyüktür ki Peygamber Efendimiz (asm) bunu bize şöyle haber vermektedir: "Muhammed’in nefsi kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki, isterdim ki Allah yolunda cihad edip öldürüleyim, sonra yine cihad edip öldürüleyim, sonra yine cihad edip öldürüleyim. (Müslim)"
Allah yolunda cihadın bu zamanda en önemli ciheti iman ve Kur'ân hakikatlerinin anlaşılmasına ve neşrine çalışmaktır.
Allah bize, Allah yolunda cihad etmeyi ve o yolda ölmeyi nasib eylesin.. Âmin..

En hayırlılarla beraberdir

Ey insan! Sen de bilirsin ki insanlar en şerlilerden en hayırlılarına kadar, Ebu Cehillerden, Firavunlardan, Deccallerden, Süfyanlardan ta Ebu Bekirlere, Sıddiklara, Mehdilere, Peygamberlere kadar nihayetsiz mertebeleri kazanabilirler.
Elbette insanların en hayırlıları peygamberler, sıddiklar, şehidler ve salih kimselerdir.
İnsanların en hayırlılarıyla beraber olmak ancak Allah'a ve Resul'e itaat iledir. Allah'a ve Resul'e itaat edenleri Allah bize şöyle müjdelemektedir:  "Kim Allah’a ve Resûl’e itâat ederse, işte onlar; Allah’ın kendilerine ni‘met verdiği peygamberler, sıddîklar, şehîdler ve sâlih kimselerle beraberdirler. (Nisâ, 69)"

29 Mayıs 2013 Çarşamba

İstanbul muhakkak fethedilecektir

Ey insan! Peygamberler mucizelerle gelir. Hz. Muhammed (asm) son peygamberdir. Bine ulaşan mucizelerle gelen Allah'ın son elçisidir. 
Bir mucizesi daha vardır ki kendisinden asırlar sonra vuku bulmuştur: İstanbul'un fethi.
Son peygamber Hz. Muhammed'in (asm) mucizesini Allah'ın izniyle Fatih Sultan Mehmed Han 1453 senesinde gerçekleştirmiştir. O mucizevi hadis şudur: "Kostantiniye (İstanbul) muhakkak fethedilecektir. Onu fetheden emir ne güzel emir; onu fetheden ordu ne güzel ordudur. (Ahmed bin Hanbel)"

Her nefis ölümü tadıcıdır

Ey insan! Şu dünyada yaşayıp gidiyorsun. Birgün oldu, dünyaya geldin; birgün olacak elbette ölümü tadacaksın. 
Doğup belli bir süre yaşayıp sonra ölümü tatman başı boş olmadığının bir delilidir. Herşeyi hakkıyla muhafaza eden Allah, elbette senin de amellerini muhafaza edecektir.
Kendi iradenle yapmış olduğun her bir amelin karşılığını sana Allah tam olarak verecektir.
Bu hususu Allah bize şu âyetle haber veriyor: "Her nefis ölümü tadıcıdır! Amellerinizin karşılığı ise, ancak kıyâmet günü size tam olarak verilecektir. (Âl-i İmrân, 185)"

Aya menziller takdir ettik

Ey insan! Güneşe yörüngeler takdir eden Allah, aya da menziller takdir etmiştir. Bulunduğu menzillerde onu farklı farklı görürsün. Dünyaya ve güneşe karşı öyle dakik vaziyetler alıyor ki bir an bile olsa vazifesinden şaşırmıyor. Dikkatle bakanları bu muhteşem vaziyete Allah hayran bırakıyor. 
Bir menzilinde ay, eski bir hurma dalı gibi nazarlara görünüyor. Sanki sema perdesinin arkasına bir ağaç gizlenmiş de "Güyâ o ağaçtan bir dalının bir sivri ucu, o perdeyi delmiş, bir salkımıyla berâber başını çıkarmış, Süreyyâ ve Hilâl olmuş ve sâir yıldızlar da o gaybî (görünmez) ağacın meyveleri olduğunu hayâle telkīn eder. (Mektubat, 12)"
 Ayın bu vaziyetlerini Aziz ve Alim olan Allah bize şu âyetle haber veriyor: "Aya da (kendi yörüngesinde birtakım) menziller takdîr ettik; nihâyet (bir menzilinde de eğrilmiş) eski hurma dalı gibi olmuştur. (Yasin, 39)"

28 Mayıs 2013 Salı

Güneşin yörüngesi Allah'ın takdiridir

Ey insan! Gündüzün ortasındaki güneş de gece gibi Allah'ın kudretinin bir delilidir. Allah ki o güneşe hikmet ve kudretiyle bir yörünge tahsis etmiştir. Güneş de kendi yörüngesinde Allah'ın kudretine bir itaat içerisinde devam etmektedir.
Muazzam o güneş gibi nice yıldızlar kudreti daima üstün gelen Aziz olan ve herşeyi hakkıyla bilen Alim olan Allah'ın kendilerine tahsis ettiği yörüngede hareketlerine ve vazifelerine devam ederler.
Bu hususu bizlere Aziz ve Alim olan Allah şu âyetle haber vermektedir: "Güneş de kendine mahsus bir yörünge içinde akıp gider. Bu, Azîz (kudreti dâimâ üstün gelen), Alîm (herşeyi hakkıyla bilen Allah)’ın takdîridir. (Yasin, 38)"

Gece de bir delildir

Ey insan! Gündüz rızkın için koşuştururken bir de bakarsın ki gece olmuş. Gündüzden bir ibret almadıysan geceden al. Bil ki o karanlık gece de bir olan  Allah'ın kudretinin bir delilidir.
Öyle bir delildir ki hem gündüzü aydınlatanın Allah (cc) olduğunu gösterir. Güneşi vesile ve sebeb kılar. O muazzam büyüklükteki güneşi itaat ettiren Allah'ın kudretidir. Sistem Allah'ın hikmetinin bir eseridir.
Gündüzde yorulan bedenlerin istirahati için Allah geceyi yaratır. Vücud bir sonraki güne hazırlanır.
Bu hususu bizlere Allah şu âyetle haber vermektedir: "Onlar için (kudretimize) bir delil de gecedir. Ondan gündüzü soyup alırız; bir de bakarsın ki, onlar karanlıkta kalıvermiş kimseler olurlar. (Yasin, 37)"

Hediyeleşiniz

Ey kardeş! Uhuvvet ve muhabbet rabıtalarımız ve bağlarımız binlerdir. Öyle ise birbirimize sımsıkı sarılmalı, kurşundan bir duvar gibi olmalıyız. O zaman Allah'ın rızasını daha çabuk kazanabiliriz.
Aramızdaki muhabbeti sağlayan unsurlardan birisi de hediyeleşmektir. Hediyeleşmek kalbe huzur, nefse ferahlık verir. Bu da birbirimizi sevmemizi Allah'ın izniyle sağlar.
Hediyeleşmemizi Peygamber Efendimiz (asm) bize şöyle tavsiye etmektedir: "Hediyeleşiniz ki birbirinizi sevesiniz. (Edebü’l-Müfred)"

Hiçbir düzensizlik göremezsin

Ey insan! Büyük bir heyet kurmuşlar, grup grup göğe bakıyorlar. Yıldızları, gezegenleri, sistemleri inceliyorlar. Şimdiye kadar yapılan açıklamalarda herhangi bir düzensizlikten bahsetmiyorlar. Demek bir düzensizlik yok. Herşey yerli yerinde ve düzenli.
Allah'ın muhteşem sanatını hayretlerle seyrediyorlar.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber veriyor: "O ki, yedi göğü tabaka tabaka (birbiriyle âhenkli) olarak yarattı. Rahmân (olan Allah)’ın yarattığında hiçbir düzensizlik göremezsin! (Mülk, 3)"

27 Mayıs 2013 Pazartesi

Allah pek münezzehtir

Ey insan! Allah pek münezzehtir, kusurlardan ve ayıblardan pek uzaktır. Öyle ki yeryüzünde biten nice nebattan çifter çifter çoklukla yarartmış ve insanın hizmetine sunmuştur.
O Yüce Allah, insanların kendilerinden de çift yaratmıştır ki aralarında muhabbet hasıl olsun ve hayat yükünü birlikte taşısınlar.
Ve daha bilemiyeceğimiz nice çiftleri yaratmıştır,  bizim bilmediğimiz nice hikmetlerle.
Bu hususu Allah bize şu âyetle haber vermektedir: "Pek münezzehtir O (Allah) ki, yerin bitirmekte olduklarından ve (insanların) kendilerinden ve bilemeyecekleri şeylerden (nice) çiftleri, onların hepsini yaratmıştır.  (Yasin, 36)"

Baharla gelenlere şükretmeyecek misin?

Ey insan! Bahar mevsiminde yeryüzü nasıl da ölmüşken Allah diriltiyor. Diriltilen yeryüzünde hurmalıklardan ve üzüm bağlarından nice bahçeler gözümüze ve gönlümüze ferahlık veriyor. Dağlardan, pınarlardan nice sular billur gibi akıtılıyor. Mahşerin bir numunesi olan bu sayfayı Allah şu âyetle bize haber veriyor: "Hem orada hurmalıklardan ve üzüm bağlarından nice bahçeler yaptık ve orada gözelerden (pınarlar) akıttık. (Yasin, 34)"
Allah bahar vagonuyla insana öyle nimetler gönderiyor ki hurmasından üzümüne, karpuzdan kavununa, elmadan armuda, buğdaydan pancarına kadar nice nimetler. Halbuki onları elleri yapmamıştır.  
Ey insan! Bunları gördüğün ve bildiğin halde hala şükretmeyecek misin? Dilerim Allah ıslah etsin seni..
Allahn şu ikazına kulak ver: "Tâ ki onun mahsûlünden yesinler! Hâlbuki onu (o mahsulü) elleri yapmamıştır. Hâlâ şükretmeyecekler mi? (Yasin, 35)"

Cemaatle namaz kılanın günahı afvedilir

Ey kardeş! İnsan olmamız hasebiyle elbette hatalarımız, günahlarımız var. Bunun farkındayız. Allah'tan afvımızı istiyoruz. Allah'ın bizi afvetmiş olmasını arzu ediyoruz.
Bunun güzel bir yolu var. Cemaatle namaz kılmak. Bunu da Peygamber Efendimiz (asm) bize şöyle haber veriyor: "Kim güzelce abdest alır, sonra yürüyerek farz namaza gelir, imamla beraber namaz kılarsa, günah(lar)ı affedilir. (İbn Hüzeyme)"
Allah'ın huzuruna gidelim, haydi hep birlikte..

Allah dilediği gibi hükmeder

Ey insan! Allah sana bir irade vermiş, iradeni hür kılmış. Bu iradeyi Allah'ın rızası dairesinde veya nefsin arzusunda kullanma tercihini sana bırakmış ki hep doğru olanı tercih ederek Allah'ın rızasını arzulayıp hareket etmekle seni yaratmasındaki ulvi maksadlar ortaya çıksın. 
Fakat senin iradenin neticesi sadece tercih etmek ve seçmektir. Allah ise irade ettiğinde, hükmettiğinde onu yaratmaya kadirdir ve bunu da engelleyecek hiç kimse yoktur. 
Allah bu hususu şu âyetle bize haber veriyor: "Ve Allah (dilediği gibi) hükmeder; O’nun hükmünü geri çevirecek kimse yoktur. Ve O, hesabı pek çabuk görendir. (Ra‘d, 41)"

26 Mayıs 2013 Pazar

Zamanın en büyük farz vazifesi

Ey İslam Âlemi! Allah sizi birbirinize kardeş eylemiş. Bundan daha büyük bağ mı olur? 
Allahınız, Rabbiniz, Rezzakınız, Halıkınız, Seyyidiniz birken ayrılık mümkün müdür?
Peygamberiniz, Kitabınız, Kıbleniz, ahiretiniz birken tefrika mümkün müdür?
Ey kardeş! Şimdi nefsimizi ve bazı damarlarımızı kullanarak bize kardeşlik ve ittihad bağlarımızı unutturup ayrı düşürerek kendilerine bir lokma yapmak istiyorlar. Kardeşi kardeşe kırdırmak, kardeşini yemek istiyorlar. Allah ise buna karşı seni mesul tutuyor, kardeşinin derdiyle dertlenmeni istiyor.
Demek "Bu zamanın en büyük farz vazifesi İttihad-ı İslam'dır. (Hutbe-i Şamiye)"
Allahım, bize kardeş olduğumuzu ve mesuliyetimizi unutturma.. Âmin..

Ölü yeryüzünün dirilmesi

Ey insan! Öldükten sonra dirilmeyi aklına sığıştıramıyor musun? Halbuki Allah gözünün önünde nice deliller gösteriyor. Geceleyin uykuya dalan sonra sabahleyin uyanan âlem bir delildir.
Bu delil sana yeterli gelmiyorsa seneye bak. Kışın resmen ölen yeryüzü baharda nasıl da diriliyor. Kupkuru topraktan Allah nice meyveler çıkarıyor da ondan yiyorsun.
Bu delil Allah'ın kudretine küçük bir delildir.
Öldükten sonra dirilmenin bir delili olan bahar delilini Allah şu âyetle bize haber veriyor: "Hâlbuki o ölü yeryüzü de (öldükten sonra dirilme husûsunda) kendileri için bir delildir. (Biz) onu dirilttik ve ondan dâneler çıkardık da bundan yiyorlar. (Yasin, 33)"

Peygambere muhalefetin neticesi

Ey kardeş! Sorularınla hakkı arıyorsan, cevabını bulduğunda bütün kuvvetinle o hakka sarıl. Eğer cevabını bulduğun hakka sarılmazsan, demek maksadın farklıdır. 
Allah maksadımızı rızası kılsın.. Âmin..
Peygamberimiz (asm) hangi şeyden uzaklaştırıyorsa O'na () tabi olmak ve neyi de emrediyorsa yine onu yapmak lazımdır. Peygamberimizin (asm) emir ve nehiylerinden daha fazlasını aramak helake sebeb olur. Zira bu sebebden niceleri helak olmuştur.
Bu hususu Peygamber Efendimiz (asm) bize şöyle haber vermektedir: "Sizi neden nehyetmişsem ondan kaçınınız, neyi de emretmişsem gücünüz yettiğince de onu yapınız! Zira sizden öncekiler çok soru sormaları ve peygamberlerine muhalefetleri yüzünden helak oldular. (Buhârî)"

Cennet ehli olanlar

Ey insan! Allah'ın dünyaya gönderdiği bir yolcusun. Allah seni bir nutfeden tekmil edip suret açtı, nice azalar, hisler verdi.  Sanki dünyayı bir mezraa, bir fidanlık eyledi. Cennete layık bir hal alman için nice süzgeçlerden geçiriyor.
Eğer fıtrata uygun hareket etmezsen, seni yaratan Allah'a itaat etmezsen halin cehenneme döner. Seni muhafaza etsin Allah.
Ve sana Allah şöyle nida ederek cennetin anahtarını verdi: "Muhakkak îmân edip sâlih ameller işleyenler ve Rablerine gönülden boyun eğenler var ya, işte onlar cennet ehlidirler. (Hûd, 23)"
Ey Yüce Allahım, bizi ve neslimizi bu âyete mazhar eyle.. Âmin..

25 Mayıs 2013 Cumartesi

Allah'ın huzurunda toplanacaklar

Ey insan! Allah nice nesilleri helak etti isyanlarındaki ısrarları sebebiyle. Kabirler kaç kez doldu, taştı. Bunlardan ibret almak lazım. Zira onları helak eden kuvvet elbette aynı hatalarda ısrar edenleri de helak edebilir. 
Kabirler milyarlar insanlarla mahşer gibi toplanma yeri olmuş. Elbet bir gün Allah'ın huzurunda hepsi hazır bulundurulacak ve isyanlarındaki ısrarları kendilerine sorulacaktır.
Bu hususu Allah bize şöyle haber vermektedir: "(Onlar, mahşer günü) hep birlikte ancak huzûrumuzda hazır bulundurulan kimseler olarak, toplanacak olanlardır. (Yasin, 32)"

Görmediler mi helak olan nesilleri

Ey insan! Hiç mi dünyadan haberin yok? Hiç mi görmedin, duymadın helak olan nesilleri, kavimleri? 
Hepsinin ortak noktaları, Yüce Allah'a isyandır. Ekserisinin gadabı gerektiren hatalara bir şekilde ortak olmasıdır.
Bir kısmı fiilen hataya girerken bir kısmı bunları fikren destekler, bir kısmı kalben taraftar olur. Böylelikle hata umumîleşir, azab da umumîleşir.
Helak olan bu nesilleri ibret için Allah bize şu âyetle haber veriyor:  "Görmediler mi ki, kendilerinden önce nice nesilleri (böyle zulümleri sebebiyle) helâk ettik; muhakkak ki onlar (bir daha) kendilerine dönüp gelmezler. (Yasin, 31)"

Kalbinde bir kin besleme

Ey kardeş! Kalbinde kine yer bırakma. Bunu yapmak müşkildir. Bunun için gayret göster.
Peygamber Efendimiz (asm) bize şöyle tavsiye etmektedir: "Ey çocuğum! Hiç kimseye kalbinde bir kin beslemeden sabahlamaya ve akşamlamaya gücün yeterse öyle yap! (Tirmizî)"

Suyu size getiren kimdir?

Ey insan! Dörtte üçü su olan ve senin de dörtte üçün su olarak dünyada yaşıyorsun. Hergün suya ihtiyacın var. Sence senin bu kadar hayatî önem taşıyan suyun kaynaklardan, pınarlardan kaynaması, bulutlardan yağması tesadüf'î midir?
Acaba suyun çekilse kim sana su getirebilir? Elbette Allah'tan başkası değildir? Sen de biliyorsun.
Suyu sana getirebilecek yalnız bir olan Allah'tır. Bu hususu Allah bize şu âyetle haber vermektedir: "De ki: “Söyleyin bana! Eğer suyunuz (yerin dibine) çekilecek olsa, artık size kim bir akar su getirebilir?” (Mülk, 30)"

24 Mayıs 2013 Cuma

Başları yukarı kalkık kimseler

Ey kardeş! Hani isyanları sebebiyle azab hususunda söz hak olanlar var ya, onları görünce hallerinden tanırsın. Onlar öyle mağrurdurlar ki sanki Allah  onların boyunlarına halka geçirmiş de ta çenelerine kadar dayanmış, bu yüzden başları yukarı kalkıktır, son derece kibirlidirler. Yazıklar olsun onlara.
Bu hususu Allah bize şöyle haber veriyor: "Muhakkak ki biz onların boyunlarına halkalar geçirdik; öyle ki o (demir halkalar) çenelerine kadar (dayanmış)tır; bu yüzden onlar başları yukarı kalkık kimselerdir. (Yasin, 8)"

Çoğunun üzerine hak olan söz

Ey insan! Nedir bu halin ki cennet için çıktığın şu yolda şeytana ve nefsine uyuyorsun. Bilir misin bu durumdaki insanların halini? Yazık, yazık. Düzeni kuran ve idare edenin Allah olduğunu bildiğin ve zor anında sığındığın Allah'a savaş mı açtın? Hem de kaybedeceğini bile bile.. 
Bak, insanların çoğunun üzerine hak olan sözü Allah bize şöyle haber veriyor: "Celâlim hakkı için, onların çoğunun üzerine (azab husûsundaki) söz hak olmuştur; artık onlar (küfürlerindeki inadları sebebiyle) îmân etmezler. (Yasin, 7)"

Aziz ve Rahim olan Allah'ın tenzili

Ey insan! Allah sana öyle bir kitab göndermiştir ki Aziz ve Rahim olan Yüce Allahn senin seviyene ve anlayışına tam uygun bir şekilde parça parça indirmiştir.  
Aziz olan Allah'ın indirmesidir. Zira kudreti herşeyin üstünde olduğu halde senin gibi aciz, zayıf bir varlığı seçmiştir. 
Rahim olan Allah'ın indirmesidir. Çünkü aczine, zaafına, fakrına ve ihtiyacına en lüzumlu bir yol göstericidir.
Bu hususu Allah bize şöyle haber vermektedir: "(Bu Kur’ân) Azîz (kudreti dâimâ üstün gelen), Rahîm (çok merhametli olan Allah)’ın tenzîli (parça parça indirmesi)dir. (Yasin, 5)"
Allahım, bizi ve neslimizi Kur'ân'dan istifademizi ziyade eyle.. Âmin..

Yazıklar olsun o kullara

Ey insan! Dünyanın dört bir yanını gez, bak nice nesiller helak olmuştur. Böyle bir akıbete düşmelerinin en büyük sebebi, Allah'ın kendilerine gönderdiği peygamberlerle alay etmektir. 
Bir kavme peygamber gönderilmesi Allah'ın onlara belki de en büyük rahmetidir ve onların kendilerini dosdoğru yola davet eden peygamberleriyle alay etmeleri ise Yüce Allah'ın rahmetini hafife almaktır.  Bu ise Allah'ın izzetine dokunmaktır. Elbette Allah'ın rahmetini hafife alan, alay eden kendi sonunu hazırlar. 
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Yazıklar olsun o kullara! Kendilerine ne zaman bir peygamber gelse, mutlaka onunla alay ederlerdi. (Yasin, 30)"
Allahım, bizi ve neslimizi yazıklar olan kullardan eyleme.. Âmin..

Peygamber'e itaat eden

Ey insan! Senin bu dünyaya gönderilme sebebin Allah'ı tanımak, kul olmak, sevdiği ve razı olduğu tarzı yapmaktır. Allah'ı tanıyan ve iman eden elbette O'na itaat edecek.
Bu itaatin şeklini Allah bize bildirdiği gibi, yani "De ki: Eğer Allah'ı seviyorsanız bana uyunuz ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. (Âl-i İmran, 31)" buyurduğu gibi, bu âyeti Peygamber Efendimiz (asm) bir nevi şöyle tefsir etmektedir: "Kim bana itaat ederse, o hakikatte Allah’a itaat etmiş olur. Kim benim emirime (tayin ettiğim görevliye) itaat ederse, bana itaat etmiş olur. Bana isyan eden, Allah’a isyan etmiş olur. Kim emirime isyan ederse bana isyan etmiş olur. (Buhârî)"

Allah'ın seçtiği kadın

Allah, kadınlar içinden birisini seçti, onu temiz kıldı ve âlemlerin kadınlarına seçkin kıldı. Ne büyük bir bahtiyarlıktır bu. Cennet kadınlarının en üstün dört kadınından biri. O ki Allah'a gönülden itaat ederdi. O Hz. İsa'nın (as) annesi Hz. Meryem'dir.
Hz. Meryem'in üstünlüğünü, kıymetini şu âyetle Allah bize haber vermektedir: "Bir zaman da melekler şöyle demişlerdi: “Ey Meryem! Şübhesiz ki Allah, seni seçti, seni temiz kıldı ve seni âlemlerin kadınlarına seçkin kıldı. (Âl-i İmrân, 42)"
Allahım, bizim kadınlarımızı da bu âyeti gölgesi altına al.. Âmin..

23 Mayıs 2013 Perşembe

Peygamberleri yalanlayanların dehşetli sonu

Ey insan! Antakya halkını hakka çağıran Habibü'n-Neccar'ı şehid eden o kavmin başına ne geldi, akıbetleri ne oldu, yaptıkları yanlarına kâr mı kaldı? 
Semavat ve arzda nice orduları olan Allah, bir ordu göndermediğini şu âyetle bize haber veriyor: "Ondan sonra (Habîbü’n-Neccar’ın öldürülmesinin ardından) onun kavminin üzerine gökten hiçbir ordu indirmedik; indirici kimseler de değildik. (Yasin, 28)"
Bir ordu göndermeyen Allah, bak onları nasıl helak etmiş, ibret al: "(Onların cezâsı) sâdece (korkunç) bir ses oldu; öyleki onlar (hayat cihetiyle) o anda sönüveren kimseler kesildiler! (Yasin, 29)"
Korkunç bir ses ile onların hayatlarını Allah söndürdü. Öyle ise sen de aklını başına al, sana gelen peygamberi yalanlayıp böyle bir azabı üzerine çekme.

Dua musibete karşı faydalıdır

Ey insan! Allah senin eline dua gibi bir silah vermiş. Öyle bir silah ki gelmemiş musibete faydalı olduğu gibi gelmiş olan musibete de faydalıdır. Allah, musibetlere karşı tek muhafızındır.
Eğer başında bir musibet varsa veya bir musibetten çekiniyorsan Allah'a dua ile sığın ki emanette olasın. Zira musibeti takdir eden de Allah'tır, geri çeviren de.
Bu hususu Peygamber Efendimiz (asm) bize şöyle haber vermektedir: "Duâ, gelmiş olan musîbet için de henüz gelmemiş olan musîbet için de faydalıdır. (Tirmizî)"

Yaptıklarından dolayı dereceler vardır

Ey insan! Allah senin makamını melekler gibi sabit kılmadığı gibi hayvanlar gibi de sabit kılmamıştır. Hayvanların altından ta meleklerin üstüne kadar olan bütün makamları sana açmıştır. Böyle nihayetsiz istidad ve kabiliyet ile Allah'ın nihayetsiz hikmet ve tecellilerine mazhar oluyorsun.
Elbette böyle nihayetsiz makamları senin önüne açan ve iradene bırakan nihayetsiz kudret sahibi Allah, yapmakta olduklarının hesabını soracaktır.
Bu hususu Allah bize şöyle haber vermektedir: "Herkes için, yaptıklarından dolayı dereceler vardır. Çünki Rabbin (onların) yapmakta olduklarından gāfil değildir. (En‘âm, 132)"

22 Mayıs 2013 Çarşamba

Halkını hakka çağıranın akıbeti

Ey insan! Kendilerine hakkı söyleyen ve hakka davet eden Habibü'n-Neccar gibi birisini öldürenler mi kazandı? Yoksa Allah yolunda şehid edilen Habibü'n-Neccar mı? Şimdi hepsi berzah âlemideler.
Bak, Allah Habibü'n-Neccar'ın akıbetini bize nasıl haber veriyor: "(Kavmi ise onu taşa tuttular ve öldürdüler de kendisine:) “Cennete gir!” denildi. (O da:) “Keşke Rabbimin bana mağfiret ettiğini ve beni ikrâm edilenlerden kıldığını kavmim bilselerdi!” dedi. (Yasin, 26-27)"
Habibü'n-Neccar, o kadar büyük ki oradan bile kavmini düşünüyor.

Halim peygamber olacaktı

Ey insan! Sende nice hissiyat, duygu ve cihaz vardır. Bunların en mühimleri vicdan, hakkaniyet, hikmet ve hilmdir. Bu duygular başta peygamberler olmak üzere asil insanlarda yoğundur. 
Bunlar içinde peygamberlik için belki de en mühimi hilmdir ki halim olan insanın neredeyle peygamber olacağını Peygamber Efendimiz (asm) şöyle haber vermektedir: "Ya Ömer, bilmiyor musun, halîm (yumuşak huylu) insan nerdeyse peygamber olacaktı. (Taberânî)"
Allahım, bize ve neslimize başta hilm olmak üzere vicdan, hakkaniyet, hikmet gibi âli hissiyatı ziyadesiyle ihsan eyle.. Âmin..

Allah'ın rahmetini ümid edecekler

Ey insan! Allah'ın rahmetinden ümid kesilmez. Ümid kesen mü'min kalır mı? Allah, bizi rahmetinden daima ümidvar etsin.. Âmin..
Ümidlerin kesildiği bir gün var ki en karanlık gecelerden daha da karanlık, kıyamet günü.
Cehennem bütün heybeti ve dehşetiyle insanları içine çekerken o korku ve dehşet ortasında Allah'ın rahmetini ümid edecekleri Allah şöyle haber veriyor: "Muhakkak ki îmân edenler ve Allah yolunda hicret edip cihâd edenler var ya, işte onlar Allah’ın rahmetini ümid ederler. (Bakara, 218)"

21 Mayıs 2013 Salı

Batılı bırakıp hakkı dinle

Ey insan! Kendini muhasebeye çektiğinde, iç ve dış duygu ve azalarını tefekkür ettiğinde, dış âlem olan dünyaya baktığında, gökyüzüne ve yıldızlara nazar ettiğinde senin ve bu düzenin bir Rabb'i ve nihayetsiz merhamet sahibi Rahman olan Allah'ı olduğunu kalbin, vicdanın ve aklın ittifak ediyorlar. 
Bu neticeye varınca şu ifadeyi sen de terennüm edeceksin: "Hiç (ben), O’ndan başka ilâhlar edinir miyim? Eğer Rahmân (olan Allah), bana bir zarar (vermek) istese, onların şefâati bana bir fayda vermez ve beni kurtaramazlar. (Yasin, 23)"
Bile bile hakkı bırakıp batıl ilahlara tapanların halini de şu âyetten öğreniyoruz: "Şübhesiz ki o zaman ben, elbette apaçık bir dalâlet içinde olurum. (Yasin, 24)"
Batıla uymayıp hak üzere olan zâtın şu âyette geçen ifadelerine kulak vermek gerektir: "Doğrusu ben, sizin Rabbinize îmân ettim; artık beni dinleyin! (Yasin, 25)"
Allahım, bizi ve neslimizi Sana iman edip Peygamber Efendimizi (asm) dinleyenlerden eyle.. Âmin..

Beni yaratana neden ibadet etmeyeyim?

Ey insan! Eline bak, ayağına, başına ve gövdene bak. İçine bak, dışına bak. Mükemmel bir yaratılış ki her şey yerli yerinde ve tam da senin istifadene uygun ki sen de hayransın vücuduna. 
Öyle ise bir düşün. Sana bu kadar iyilikler yapan bir Zât'a hürmet manasından secde ve ibadet etmek içinden gelmiyor mu? İnsan isen sana iyilik yapana sen de karşılık mutlaka vereceksin.
Böyle düşünen bir zâtın ifadesini Allah bize şöyle haber veriyor: "Hem ben neden, beni yaratana ibâdet etmeyeyim? Hâlbuki (hepiniz) ancak O’na döndürüleceksiniz. (Yasin, 22)"

Yabancı bir kadınla yalnız

Ey kardeş! Zinaya sevk eden şeytanın tuzaklarından birisi de namahrem erkek ve kadının bir ortamda yalnız kalmasıdır. Şeytan bu durumdan fırsat bilip kadını daha güzel göstererek erkeğin cemalperestlik hissinden faydalanıp harama sevk eder. 
Zina gibi nesillerin karışmasına sebeb olan büyük günaha düşmemek için, Allah zinaya yaklaşan yolları kapatır. İşte o tedbirlerden birisi de Peygamber Efendimizin şu tavsiyesidir: "Sakın bir erkek, yanında mahremi olmadıkça, yabancı bir kadınla yalnız kalmasın. (Buhârî)"
Allahım, bizi ve neslimizi zina başta olmak üzere bütün kebair ve sagairden muhafaza eyle.. Âmin..

Gerçek iyiliğe erişmek

Ey insan! Sana verilen şeylerden hangilerine sahibdin ve sahibi olarak kalacaksın? 
Sana verilen nimetler demek sadece bir imtihan vesilesidir. Ebedi hayatını kazanmak için Allah'ın sana sunduğu bir vesiledir.
Öyle ise sevgiyle bağlandığın şeylerden sana veren Allah'ın yolunda sarfet ki iyiliğe kavuşasın.
Bu hususu bizlere Allah şöyle haber vermektedir: "Sevmekte olduğunuz şeylerden (Allah yolunda) sarf etmedikçe, (gerçek) iyiliğe aslâ erişemezsiniz. (Âl-i İmrân, 92)"
Nice nimetler veren Allahım, verdiklerini senin yolunda sarf edebilmeyi bize ve neslimize daima nasib eyle.. Âmin..

20 Mayıs 2013 Pazartesi

Ücret istemeyene tabi ol

Ey insan! Bazen sen de şaşırıyorsun, kime uyayım diye. Bunun için bir kıstasa ve ölçüye ihtiyacın var. O da yaptığı tebliğe karşılık ücret taleb etmemesidir.  
Allah için, Allah'ın yoluna çağıran hidayete ermiş kimsedir. Sen de Allah'ın rızasını istiyor, Allah'a ulaşmak istiyorsun. Öyle ise bu kıstasa uyan hidayete ermiş birisini görürsen ona tabi ol.
Bu hususu Allah bize şu âyetle haber veriyor: "Sizden (tebliğlerine karşılık hiç)bir ücret istemeyen (bu) kimselere tâbi‘ olun; çünki onlar hidâyete ermiş kimselerdir. (Yasin, 21)"

Uğur peygamberlerle beraberdir

Ey insan! Uğur ve kısmet peygamberlerle ve onların arkasından gidenlerle birliktedir. Tarih buna şahiddir.
Uğursuzluk ve kısmetsizlik peygamberleri dinlemeyip isyan edenlerle birliktedir.  Böyle olmasına rağmen, isyan edenlerin garib bir aldanmasıdır ki uğur ve kısmeti kendilerinde, uğursuzluğu ve kısmetsizliği peygamberlerde ve tabi olanlarda zannetmektedirler. Ve bu ahmaklıklarıyla beraber Allah elçilerini ölümle tehdid ederler.
Bu hususu Allah bize şöyle haber vermektedir: "(Şehir halkı:)Doğrusu biz, sizin yüzünüzden uğursuzluğa uğradık. Yemîn olsun ki, eğer (bu söylediklerinizden) vazgeçmezseniz sizi mutlaka taşla öldürürüz ve bizden size gerçekten elemli bir azab dokunur” dediler. (Yasin, 18)"
Bu tehdide maruz kalan Allah elçilerinin cevabını şu âyetten öğreniyoruz: "(Elçiler:)Uğursuzluğunuz sizinle berâberdir. Size nasîhat verildiği için mi (uğursuzluk sayıyorsunuz)? Hayır! Siz haddi aşan bir kimseler topluluğusunuz” dediler. (Yasin, 19)"

Bütün belaları defeden çare

Ey kardeş! Başında bir sürü dünya belaları mı var? Bu belalardan kurtulamıyor musun? Kurtulmak için neler verirdin? 
Ya ahiret belaları uykunu mu kaçırıyor? Elbette ahiret belaları daha dehşetlidir. 
Bütün belalardan kurtulmayı can u gönül ister misin? Öyle ise hadis-i şerife kulak ver ve Allah'ın izniyle o belalardan kurtul: "Kur’ân okuyanların dünya belâları, Kur’ân dinleyenlerden âhiret belâları def edilir. (Ali el-Müttakî)"
Ey suallere cevab veren Allahım, dünyevi ve uhrevi bütün belalarımı Kur'ân'ı okuyup dinleyerek benden ve neslimden defet.. Âmin..

Kur'ân'ı biz indirdik

Kur'ân, Allah'ın kelamıdır. Allah'ın insan ile mükâlemesi ve konuşmasıdır. Gönderilen kitabların sonuncusudur. Öncelikle Beytü'l-İzze'ye indirilerek melekler şahid kılınmış ve muhafaza edilmiş, daha sonra yirmi üç senede Peygamber Efendimiz'e (asm) indirilerek başta sahabelerin olmak üzere milyonlar hafızların kalb ve gönüllerine kaydelip muhafaza edilmiş.
Sonra Hz. Ebubekir (ra) toplatarak Hz. Osman (ra) çoğaltarak muhafaza edilmesine hizmet etmişlerdir. Kayışzade Hafız Osman Efendi tarafından berkenarlı özelliği, daha sonra Husrev Efendi tarafından tevafuklu özelliği ortaya çıkarılarak mucize yönleriyle Kur'ân'ın muhafaza edildiğini gözlere de göstermişlerdir.
Demek şu âyetin hükmü devam etmektedir ve kıyamete kadar da devam edecektir: "Muhakkak ki o Zikr’i (Kur’ân’ı) biz indirdik ve muhakkak onu koruyucu olanlar da elbette biziz! (Hicr, 9)"
Elbette Allah, bu âyete hizmet edenleri de muhafaza edecektir, inşaallah..

19 Mayıs 2013 Pazar

Kur'ân'ı muhafaza eden kale

Ey kardeş! Müslüman Kur'ân ehlidir. Kur'ân'ı okumalı, bilmeli, anlamaya çalışmalı, hayatına rehber kılma ve Kur'ân ahlakıyla ahlaklanmalıdır.
Kur'ân'ı hayatına rehber kılar, Kur'ân'a hizmet hayatının gayesi olursa, Allah Kur'ân'ı muhafaza edeceğini teminat altına aldığı şu âyetin kalesine alır: "Muhakkak ki o Zikr’i (Kur’ân’ı) biz indirdik ve muhakkak onu koruyucu olanlar da elbette biziz! (Hicr, 9)"
Allahım, bizi ve neslimizi Kur'ân'a hadim eyleyip bizi de bu kaleye dahil eyle.. Âmin..

Bize düşen, ancak tebliğdir

Peygamberlerin mesleği Allah'tan aldkları hakkı, hakkıyla halka tebliğ etmek ve ulaştırmaktır. Tebliğ vazifelerinde hidayet vermek yoktur. Hidayet ancak Allah'a aiddir. Allah dilerse hidayeti o kuluna nasib eder, kulunun iradesinin neticesinde iman nurunu kalbine koyar.
Peygamberlerin vazifesinin Allah'tan aldıklarını tebliğ etmek olduğunu  şu âyet haber vermektedir: "Ve bize düşen, ancak apaçık bir tebliğdir. (Yasin, 17)"
Bu âyet Peygamberî vazifeyi ifa eden mü'minlerin de rehberi ve düsturudur.

Elini namahreme uzatma

Ey kardeş! Gözünü ve ırzını koruduğun gibi elini de namahreme uzatmaktan koru. Zira o zinanın ilk adımıdır. Bir mü'min için çok tehlikelidir.
Bu hususu Peygamber Efendimiz (asm) bize şöyle haber vermektedir: "Sizden birisinin elinin, kendisine helal olmayan bir kadının eline değmesindense, onun başına demirden bir milin sokulması, onun için daha hayırlıdır. (Taberânî)"
Allahım, gözümüzü, ırzımızı ve elimizi haramdan muhafaza eyle.. Âmin..

Mü'min olan korkmaz

Ey kardeş! Elbette insan zulüm edilmekten ve hakkının yenmesinden korkar. Bu korkulardan kurtulmanın çaresi Allah'a iman etmek ve salih amel işlemektedir.
Bak, Allah bu hususta şöyle buyurmaktadır: "Kim mü’min olarak sâlih amellerden işlerse, ne zulüm edilmekten ne de hakkının yenmesinden korkar. (Tâ-Hâ, 112)"

18 Mayıs 2013 Cumartesi

Ahiret piyangosu

Ey insan! Bak insanların acib aklına ki bin lira kazancı için binde bir ihtimali bulunan piyango kumarına yirmi dört lirasından beş on lirasını sarf ederek iştirak eder, fakat binde dokuz yüz doksan dokuz ihtimal ve yirmi dörtten bir malını sarf ile milyonlar altın ve elması kazandıran ahiret piyangosuna iştirak etmez.
Allah akıl fikir versin, vermiş. Fakat buna rağmen insanların çoğu birincisine koşup ikincisinden kaçınıyor. Demek aklı başında değil. Allah bu insanların aklını başına devşirsin ki hakkı bulsunlar..

Rahman'ı bilip elçisini yalanlayanlar

Allah azze ve celle insanlara merhametinden peygamber ve elçiler göndermiştir. Bu peygamber ve elçilerin genelde karşılaştığı manzara, inkâr edilmeleri ve yalanlanmalarıdır. 
Allah, Antakya halkına elçiler gönderir. Bu elçileri de insanlara misal olarak getirir ve şöyle buyurur: "Onlara şu şehir (Antakya) halkını misâl getir! Hani oraya (Îsâ’nın gönderdiği) elçiler gelmişti. (Yasin, 13)"
Allah'ın gönderdiği iki elçi Antakya halkı tarafından yalanlanır. Öyle ki Allah, o elçileri bir üçüncüsüyle takviye eder. Elçiler şehir halkına gönderilmiş elçiler olduklarını beyan ederler. Allah bunu bize şöyle haber verir: "O vakit onlara o iki (elçi)yi göndermiştik de o ikisini yalanladılar; bunun üzerine (onları) üçüncü (bir elçi) ile takviye ettik de (onlar:) “Gerçekten biz size gönderilmiş elçileriz” dediler. (Yasin, 14)"
O şehir halkı ne bedbahttır ki bu üç elçiyi yalanladıklarını Allah şu âyetle haber verir: "(Şehir halkı:) “Siz de ancak bizim gibi bir(er) insansınız; hem Rahmân hiçbir şey indirmemiştir; siz ancak yalan söylüyorsunuz” dediler. (Yasin, 15)"
Ne garibdir ki o şehir halkı Rahman olan Allah'ı tanıdıkları ve bildikleri halde gönderdiği elçileri inkâr ederler.

İmana vesile ol

Ey kardeş! Hidayet Allah'ın elindedir. Sen kimseyi zorla hidayete getiremezsin. Fakat Allah sana vesile olabilme imkanı vermiş. Sen hem lisanınla hem halinle insanların hidayetine çalış. Yüce Allah dilerse onlara hidayet eder, seni vesile kılar.
Bir insanın hidayetine vesile olman ise o insanın ahiretini kurtarmaya vesile olmandır. O insana dünyanın içindeki herşeyi versen, yine bu vesileye yetişemezsin.
Hidayete vesile olmanın kıymetini anlamak için şu hadise kulak ver: "Senin vesîlenle bir adamın hidâyete gelmesi, senin için, üzerine güneşin doğup battığı her şeyden daha hayırlıdır. (Kenzü’l-Ummâl)"
Kardeş, öyle ise Allah'tan hidayetini arttırmasını niyaz edip insanlara hem lisanınla hem halinle rehber olmaya çalış ki Allah'ın izniyle bu vesileye nail olabilesin.

Allah anıldığı zaman

Ey kardeş! Allah'a, ahiret gününe ve diğer iman esaslarına iman edene mü'min denilir. Elbette imanın taklidî mertebesinden tahkikî mertebesine kadar, bir çekirdekten meyve vermiş bir ağaca kadar ne kadar mertebe varsa, mertebeler vardır.
Kâmil iman sahibi Allah'ın varlığını ve yakınlığını her an her yerde hisseder ve Allah'ın ismi zikredilip anıldığında kalbi titrer.
Demek yanında Allah anıldığında kalbi titremeyen kendini değerlendirip muhasebeye çekmelidir.
Bu hususu Allah şöyle haber vermektedir: "Mü’minler ancak o kimselerdir ki, Allah anıldığı zaman kalbleri ürperir. (Enfâl, 2)"

17 Mayıs 2013 Cuma

Herşey kaydedilmiştir

Ey insan! Her canlı ölecektir. Kıyametten sonra da dirilecektir. Ölüleri dirilten ancak Allah'tır. 
Her insanın amelini ve bıraktığı eserleri herşeyi muhafaza eden, Hafiz olan Allah yazıp kaydederek büyük muhasebe için muhafaza etmektedir.  
Ezel ve ebed sultanı olan Allah, ezelî ilmiyle en yüce noktadan bakarak olmuş ve olacak herşeyi bilip bir kitabda yani Levh-i Mahfuz'da kaydetmiştir.
Bu hususları Allah biz şu âyetle haber vermektedir: "Şübhe yok ki ölüleri ancak biz diriltiriz! Hem önceden işledikleri (amelleri)ni ve (geride bıraktıkları) eserlerini yazarız. Ve (olmuş, olacak) herşeyi apaçık beyân eden bir kitabda (Levh-i Mahfûz’da) kaydetmişizdir. (Yasin, 12)"

İslamiyet büyük bir ailedir

Ey kardeş! İslâmiyet bizi öyle sağlam bir aile kılmış ki aramızdaki bağları kuvvetlendirmiş. Merhamet ve hürmeti bu aileni şiarı ve alameti yapmış ki buna riayet etmiyeni kabul etmiyor.
Allah, bu ailenin istikameti için ayrıca iyiliği emredip kötülükten uzaklaştırmayı şart koymuş.
Bu hususu Peygamber Efendimiz (asm) şöyle buyurmaktadır: "Büyüklerimize saygı göstermeyen, küçüğümüze merhamet etmeyen, iyiliği emredip, kötülükten nehyetmeyen bizden değildir. (Tirmizî)" 
Allahım, bu aileye zeval verme ve bizi bu ailenin daimi ferdi kıl.. Âmin.

İbadetin neticesi takva

Ey insan! Senin dünyadaya gönderilme maksadın Allah'a ibadettir. Allah'a ibadetten maksad ise muttaki olmandır. Allah'a karşı isyan etmekten sakınmaktır.
Demek ibadetin neticesi takva sahibi olmak; muttaki olmanın yolu Allah'a ibadetten geçmektedir.
Allah, bu hususu bize şu âyetle haber vermektedir: "Ey insanlar! Sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabbinize ibâdet edin ki takvâ sâhibi olasınız! (Bakara, 21)"

16 Mayıs 2013 Perşembe

Onlarda yapılan dualar çevrilmez

Rahmet ve mağfiret mevsimi olan üç ayların ilki olan Receb-i Şerif'in ilk Cuma gecesi duaya, istiğfar ve tevbeye, ibadete, Kur'ân'a, namaza, tefekküre rağbet edilen bir gecedir ki Regaib olarak isimlendirilmiştir. Allah bu geceye rağbet kılmıştır.
Bu Regaib Kandili duaların geri çevrilmediği beş gecenin birincisidir ki Peygamber Efendimiz  (asm) bize şöyle haber vermektedir: "Beş gece vardır ki, onlarda yapılan dualar geri çevrilmez: Bunlar: Recebin ilk Cuma gecesi (Regaib gecesi), Şabanın on beşinci gecesi (Beraet gecesi), Cuma geceleri, Ramazan Bayramı gecesi, Kurban Bayramı gecesi. (Camiu’s-Sagîr)"
Allahım, bu beş gecenin bilhassa içinde bulunduğumuz şu mübarek Regaib Kandili'nin hürmetine dualarımızı kabul eyle.. 
Allahım, bizi ve neslimizi her türlü maddi ve manevi kaza, bela ve musibetten muhafaza eyle ve bizi kendine layık bir kul, Habibine layık bir ümmet ve Saidlerden eyle.. Âmin..

Bizi Ramazana ulaştır

Ey kardeş! Allah'a hududsuz şükürler olsun ki bizi rahmet ve mağfiret mevsimi olan üç aylara ulaştırdı. 
Receb-i Şerif'i, Şaban-ı Muazzam'ı ve Ramazan-ı Mübarek'i bizim için günahlarımızdan arınma, kulluğun haline bürünme ve hakiki insan olma vesilesi kıldı.  
Rahman olan Allah'a hududsuz hamd ü senalar olsun.
Bu üç aylarda Peygamber Efendimizin (asm) Ramazan ayına kadar yaptığı şu dua öncelikli yerini alması temennisiyle Üç Aylarımız mübarek olsun
O dua şudur: Allahım! Recebi ve Şabanı hakkımızda hayırlı ve mübarek kıl ve bizi Ramazana ulaştır. (Câmiu’s-Sağir, 2/90)

Allah'tan korkanı müjdele

Ey nasihat eden nasih! Sen de bilirsin ki mutlak küfre düşmüş olan, tamamen tefessuh edip cevherini bozmuş olanı korkutsan da korkutmasan da birdir, iman etmez.
Nasihatini, ancak Kur'ân'a tabi olan ve Allah'tan korkan kimse dinler. Kur'ân ehli olan ve Allah'tan korkanı da bir mağfiret ve güzel bir mükâfat olan Cennetle müjdele.
Bize bu dersi ve nasihati, Allah şu âyetle yapmaktadır: "(Sen,) ancak Zikr’e (Kur’ân’a) tâbi‘ olan ve gıyâben (görmediği hâlde) Rahmân’dan korkan kimseyi korkutabilirsin! İşte onu bir mağfiret ve güzel bir mükâfâtla (Cennetle) müjdele! (Yasin, 11)"

Receb ayında oruç tutanlar

Ey insan! Rahmet mevsimine girdik, hududsuz şükürler olsun bize bugünleri gösteren Allah'a. Üç aylar öyle rahmet ve mağfiret mevsimidir ki herkesi kuşatır. Bu bizlere Allah'tan büyük bir ihsandır.
Şimdi rahmet ve mağfiret Receb olarak tezahür ediyor, Receb ayının kendine mahsus esip hayat bahşediyor.
Rahmet mevsiminden istifadenin bir yolunu Peygamber Efendimiz (asm) şöyle bize haber verip müjdeliyor: "Allahu Teâlâ, Receb ayında oruç tutanları mağfiret eder. (Gunye)"
Ey rahmete ve mağfirete muhtaç nefsim! Sen de bu müjdeye nail olanlardan olmaya çalış ve Allah'tan niyaz et, diye dua etmelidir.
Allahım, bizi ve neslimizi Receb ayında oruç tutanlar eyle.. Âmin..

Musibet ellerinizin işlediği yüzündendir

Ey insan! Ellerinle işlediğin günahlar, seni musibet için hedef haline getirmektedir. Eğer Allah birçoğunu affetmese ide belki de musibetler yağmur gibi başımıza yağacaktı.
Demek musibettin hedefi günahkârlardır. Allah bu hususu şu âyetle haber vermektedir: "Hem size isâbet eden herhangi bir musîbet, işte kendi ellerinizin işlediği (o günahlar) yüzündendir. Bununla beraber (Allah) birçoğunu affeder. (Şûrâ, 30)"
Allahım, musibeti celbedecek bütün günahlarımızı İsm-i Azam'ın, Esma-yı Hüsna'nın, Kur'ân-ı Ahkâm'ın, Habib-i Ekrem'in (asm)  hürmetine afv ve mağfiret eyle..  
Allahım, bizi ve neslimizi her türlü musibet, kaza ve beladan muhafaza eyle.. Âmin..