Aşk kalbi bir zatta toplar. Kalb maşukundan ayrılığı kabul etmez, her an ve yerde onu görmek ister. Hatta hasret ruhunu bedeninde sıkar, maşuka uçmak ister. Hatta maşukun ruhunda, manasında kaybolmak, o olmak ister. Ben sende bende olmak isterim der. Bende olmak ile ruhu maşuka dönüşür.
İşte bu duygu ve hissiyat fani mahbublara verilirse sahibini divane eder. Mahbub ve maşukların üzerindeki fena damgası ve fena ve beka damgasının sahibi görülürse işte o zaman Abdulkadir Geylanîler, Yunus Emreler, Bestamîler, Bediüzzamanlar meyve verir.
Onların ruhları vuslat şarabını kana kana içer. Zira bin bir isim ile müsemma olan Allah'a kavuşurlar, her an ve yerde O'nunla olurlar. O ne yaparsa, Allah iyi yapar diyerek İlahî fiillere aşk ile bakarlar.
Allahım, bizi ve neslimizi vuslat şarabını kana kana içenlerden eyle.. Âmin..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder