22 Şubat 2024 Perşembe

Allah'ı tanımak ve sevmek

Ey insan! Kainat ağacının ve onun meyvesi insan, Allah'ın kendini tanıttırmasının ve sevdirmek istemesinin bir neticesidir. İnsan, hem kainata hem kendine bakarak onlarda tecelli eden isim ve sıfatları ve rahmet eserlerini okur, Allah'ı isim ve sıfatlarıyla ve şuunlarıyla tanır.

En güzel isimler Allah'ındır. Elbette o isimlerin eserlerini gören ve okuyan insan Allah'ı tanır, Allah'ı tanıyan insan, elbette Allah'a iman eder ve Allah'ı sever. Allah'ı tanımak ve sevmek imanın neticesidir.

Allah'ı seven bir insan, Allah'ın sevdiği ve razı olduğu hal, hareket ve tavırları takınır ve yapar. Allah'ın sevdiği ve razı olduğu hal, hareket ve tavırların en güzeli, Allah'ın son peygamberi Resul-i Ekrem Efendimizde (asm) zuhur etmiştir.

Öyleyse Allah'ı tanıyan ve seven Habibullah'ın (asm) sünnetine azami derecede riayet edecektir.

Allahım! Bizi, ailemizi ve neslimizi Seni tanıyan, seven ve Habibullah'ın (asm) sünnetine azami derecede riayet edenlerden eyle.. Amin..

8 Şubat 2024 Perşembe

Allah için

Ey insan! Şu fani dünyaya ebedi hayatın için bir ticaret yapmak ve Allah'ın emirlerini yerine getirmek için bir memur olarak gönderilmişsin.

Allah için yaşayıp hayatını O'nun rızası dairesinde tanzim ederek yaşarsan hem dünyan hem ahiretin mamur ve mesud olacak. 

Eğer nefsin için yaşayıp keyfine göre hayatını tanzim ederek yaşarsan her asinin göreceği cezaya müstahak olacaksın..

Nefsine uyup hata ettiğinde yine Allah için nefsini müdafaayı bırak ve nedamet et ki Allah'ın af ve mağfiretine mazhar olasın.

Allahım! Bizi, ailemizi ve neslimizi Allah için yaşayan ve mağfiretine mazhar olan kullarından eyle.. Amin..

4 Şubat 2024 Pazar

İnsanın önündeki iki yol

 Ey insan! Muazzam ve muhteşem bir ağaç olarak kainatı yaratan Allah, o ağacın küçük bir misali hükmünde mükemmel bir meyve olarak seni yaratmıştır. 

Allah, seni yücelerin yücesine çıkabilecek veya aşağıların aşağısına düşebilecek bir istidad ve kabiliyette yaratmış ve onu geliştirebilmen için imtihan meydanı olan dünyaya göndererek önüne uzun bir yol açmıştır. O yolu da ikiye bölerek tercihi sana bırakmıştır. 

Allah, sağ yolun neticesine Cenneeti, sol yolun sonuna Cehennemi koymuştur. Sağ yola itaati şart koyarken, sol yola suri bir serbestlik vermiştir. Akıl, kalb, nefis gibi cihazlarla da seni techiz etmiştir. Neticeyi görebilen bir aklın, Allah'a itaati seven bir kalbin ve sadece hazır lezzeti isteyen bir nefsin vardır. 

Aklını ve kalbini dinleyerek sağ yolu tercih edersen, itaat üzere bir hayat geçireceksin. Eğer nefsini dinleyip sol yolu seçersen itaatten azade bir hayat geçireceksin. Yolun neticesinde ya itaat ettiğin için Cennete, veya isyan ettiğin için Cehenneme ulaşacaksın.

Unutma ki sana uzun görünen dünya hayatı çok kısa, ahiret ise çok uzun ve ebedidir. Kısa bir hayatta serbest yaşayıp ebedi bir hayatta zindanda azap çeken insana mesud denilmez.

Allahım! Bizi ve neslimizi daima Sana itaat eden ve rızana nail olan kullarından eyle.. Amin..

11 Ocak 2024 Perşembe

Rızaya rağbet

Ey insan! Sende bir meyil var. İradenin yönü onunla belli olur. O meyil ki hayra da akar şerre de.. Hayrı tercih edersen hikmet ve rızaya muvafık hareket edersin. Şerri seçersen hikmet ve rızaya muhalif olursun. Hayrı tercihinde hikmetin ve rızanın tatlı meyvesini, şerri ihtiyarında gazab ve izzetin acı meyvesini yersin.

Hayra meyledenlerin, rağbet gösterenlerin rehberi Resul-i Ekrem'dir (asm). Öyleyse O'na ve O'nun rağbeti olan Rıza-yı İlahiye rağbet et ki dünyada ve ukbada rızanın tatlı meyvesini yiyesin.

Allahım! Bizi ve neslimizi rızana rağbet gösteren kullarında eyle.. Âmin..

10 Ocak 2024 Çarşamba

Kalpteki iki tohum

Ey insan! Kalbinde iki tohum var. Ya Cehennemin zakkum tohumu veya Cennetin Tuba çekirdeği. Hangisini sularsan o meyve verecek ve sen ondan yiyeceksin.

Sen, sen ol. Kalbindeki Cennetin Tuba çekirdeğini sula. Numunelerini dünyada, asıllarını ahirette ye..

Allahım! Bizi ve neslimizi kalbindeki Cennetin Tuba çekirdeğini sulayıp dünya ve ahirette meyvelerini yiyenlerden eyle.. Âmin...

İmanın işareti, Kelime-i Şehadet

Ey insan! Bak seni yaratan Yaradan, kainat ağacının mükemmel bir meyvesi olarak yaratmış. Senin içinden yüz yirmi dört bin meyveyi senin kemalin için sana numune yapmış. Onlar için de en mükemmel meyvesi olan Hazret-i Muhammed'i (asm) sana en güzel bir numune eylemiş.

Tadı güzel, neticesi hoş bir meyve olmak istersen, o en güzel ve mükemmel meyve olan Resul-i Ekrem'i (asm) kendine rehber eyle. Ta ki şu fani dünyada çürüyüp zayi olarak Cehenneme atılma. 

Adem babanın asli vatanı olana Cennete layık olmaya çalış. Bunun için Resul-i Ekrem'i (asm) hareketlerinde, tercihlerinde ve ibadetlerinde O'na (asm) ittiba et. Allah ve Resulüne (asm) iman ve itaatin şiarı ve işareti olan kelime-i şehadeti hem lisanına hem kalbine nakşeyle.. Ve her daim 'Eşhedü ellâ ilâhe İllallah. Ve eşhedü enne Muhammedü'r-Rasûlüllah' de..

Allahım! Bizi ve neslimizi kelime-i şehadeti her daim ikrar eden, kalbine ve hayatına nakşedenlerden eyle.. Amin..


Kelime-i Şehadetin manası: Şehadet ederim ki Allah'tan başka ilah yoktur ve yine şehadet ederim ki Muhammed Allah'ın resulüdür..

28 Aralık 2023 Perşembe

Dua Vakti

Ey insan! Dua ihtiyacını, halini ve arzularını Gani, Semi, Habir, Alim ve Kadir olan Allah'a arz etmek ve O'ndan taleb etmektir. Dua vakti ise ihtiyaç, hal ve arzu zamanlarıdır. Fakirliğin giderilmesi, zayıflığın kuvvete çevrilmesi, musibetin kaldırılması, korkuya eman verilmesi, zulmün bitirilmesi, zenginliğin istenilmesi, dünya ve ahiret saadetinin arzu edilmesi gibi ihtiyaç, hal ve arzulardır.

İhtiyaçlarının giderilmesini, halinin ıslah ve selametini, arzularının karşılanmasını istiyorsan, onları karşılayabilecek nihayetsiz zengin olan Gani'ye, talep ve arzularını işitecek ve bilecek Semi ve Habir ve Alim'e ve onları ifa ve kaza edebilecek olan kudreti hududsuz olan Kadir'e arz et.

Allahım! Bizim, ailemizin ve neslimizin bütün ihtiyaçlarını, hallerini ve arzularını Senden taleb ediyoruz, ihsan eyle.. Amin..


Biz: Ümmet-i Muhammed (asm)



7 Mart 2019 Perşembe

Duaların geri çevrilmediği gece, Regaib

Ey insan! Kalbin, ruhun, aklın, nefsin, latifen, hissin, aletin her birinin ayrı ayrı rağbet ve arzu ettiği, peşinden koştuğu, tatmin olduğu, zevkettiği şeyler vardır.
Kalbler Allah'ın zikirle tatmin olur, ruh manevi ibadetler ile inkişaf eder, akıl marifetullah ile hakiki zevke kavuşur, nefis helal lezzetler ile istikametini korur, latifen ancak Allah'dan razı olur. Ve bunlar gibi.
Üç aylar ibadetlerin cem olduğu ibadet aylarıdır. Rahmet ve rıza-yı İlahi bu aylarda daha fazla tezahür eder. Günahkârlar afv ve mağfiretin huzuruna, abidler ve alimler ibadetin ve tefekkürün feyz ve zevkine gark olurlar.
Üç ayların gönülleri aydınlatan, kalbleri huzur ve iman ile dolduran kandillerin ilki Regaib Kandilidir. Başta Regaib olmak üzere bütün mübarek geceler olmak üzere üç aylar Kur'an, namaz, oruç, zikir, istiğfar ve salavat ile meşgul olmak manevi hayatını ve ahiretini düşünenler için vaz geçilmez ibadetlerdir.
Mübarek gün ve gecelerde ve Regaib Kandilinde yapılan duanın kıymetini, her daim bize şefkat ve refetini gösteren Peygamber Efendimiz (asm) şöyle haber vermektedir: “Şu beş gecede yapılan dua geri çevrilmez: Regaib gecesi, Şaban’ın 15. gecesi, Cuma gecesi, Ramazan bayramı ve Kurban bayramı gecesi.” (İbn-i Asakir)
Regaib Kandili üç ayların birinci olan Receb-i Şerif'te oruç tutmak geçmiş günahlara kefarettir. Bu hususu Resul-i Ekrem Efendimiz (asm) bize şöyle haber verir: "Receb-i Şerif’in birinci gününde oruç tutmak üç senelik, ikinci günü oruçlu olmak iki senelik ve yine üçüncü günü oruçlu bulunmak bir senelik küçük günahlara kefaret olur. Bunlardan sonra her günü bir aylık küçük günahların af ve mağfiretine vesile olur." (Camiu-s Sağir)
Öyle ise Regaib Kandini, üç aylardaki mübarek gün ve geceleri, Receb ve Şaban'ı, bilhassa Ramazan-ı Şerifi ibadet ve taat üzere geçirmeli ki şu kısa hayat yolculuğumuzun neticesinde bize berat ve sened olsun.
Allahım, bizi ve neslimizi Receb-i Şerifi, Regaib Kandilini ve üç ayları ibadet ve taat ile geçirip ebedî hayatımızın saadetine vesile eylemeyi nasib eyle.. Âmin..

10 Haziran 2018 Pazar

Kulluğun resmi geçiti Kadir Gecesi

Ey insan! Dünyaya gelmekle başlayan hayat maceramız ve imtihanımız sürerken mide ve bedenimizin gıdasını veren Allah, ruh, kalb ve akıl gibi manevi latife ve duygularımızın da gıdalarını vermiştir. Maddi mide ve bedenimizin gıdaları yemek, içmek ve havayı teneffüs etmek gibi nimetler iken kalb, ruh ve manevi latifelerimizin gıdası, suyu, havası ise ibadet, taat ve kulluktur.
Allah, o kadar merhametlidir ki kusur ve günahlarla dolu biz kullarını afvetmek, Cehennemden koruyup Cennete almak için ibadetlerin resmi geçit töreni mesabesinde olan Mirac, Regaib, Berat ve Kadir Kandilleri gibi mübarek gün ve geceleri bizlere ihsan etmiştir.
İşte o gecelerden birisi, belki birincisi olan Kadir Gecesi, dünyanın karanlık yüzünden, gaflet ve dalaletinden, nefis ve şeytana aldanmaktan bizi kurtarmak, hak ile batılı birbirinden ayırmak ve iman edeceklere bir rehber ve hidayet olmak üzere Allah'ın kelamı olan Kur'an-ı Kerim'i Kadir Gecesinde Peygamberimiz (asm) vasıtasıyla bizlere ihsan eylemiştir. Kadir Gecesi ki bin aydan daha hayırlı bir gecedir. Namaz, Kur'an tilaveti, salavat, istiğfar gibi ibadet ve taat ile geçirmek aklı ve kalbi yerinde olan biz mü'minler için çok kıymetlidir.
Allah'dan niyazımız odur ki Kadir Gecesini rızasına muvafık geçirip bize, ailemize, tüm inananlara ve insanlığa hayırlar, güzellikler ihsan etmesidir.
Her daim Allah'a emanet olmanız temennisiyle..
 

16 Mayıs 2018 Çarşamba

Ümmet-i Muhammedin (asm) ayı, Ramazan-ı Mübarek

Ey insan! Memuriyet ve ticaret için gönderildiğin imtihan meydanı olan dünyanın boğucu ve uyutucu havasından sıyrılıp ahiret adamı olmak ve gönderiliş gayene muvafık hareket etmek üzere üç ayların manevi mevsimine Allah'ın izniyle dahil olursun.
Allah'ın ayı olan Receb-i Şerif ve Habibullah'ın (asm) ayı olan Şaban-ı Muazzama ile bunlardaki mübarek gün ve gecelerde nuraniyet ve ruhaniyet kazanan insan, Berat gecesi her hikmetli işi tefrik edildikten sonra Allah'ın izniyle Resul-i Ekrem'in (asm) "Allahım! Receb'i ve Şaban'ı hakkımızda hayırlı ve mübarek kıl ve bizi Ramazan'a ulaştır." (Câmiu’s-Sağir, 2/90) duası ve sayesinde Ramazan-ı Mübarek'e dahil olur. O Ramazan ki bin aydan daha hayırlı bir manevi ömrü kazandırır, bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi onda bulunur, bilhassa son on gecesinde aranır. O Ramazan ki ümmet-i Muhammedin (asm) ayıdır ve Kur'an onda indirilmiştir peyderpey Resul-i Ekrem'e (asm). Her bir sevaba bire otuz bin kazandırır.
Allah bu hususu bize şu ayetle haber verir: "Şübhe yok ki biz onu (o Kur’ân’ı), Kadir Gecesinde indirdik." Kadir Suresi, 1
Allahım, bizi ve neslimizi Ramazan-ı Mübarek'e layık ve muvafık yaşayıp rızana nail olan kullarından eyle.. Âmin..
 

30 Nisan 2018 Pazartesi

Leyle-i Kadir kudsiyetindeki gece, Berat Kandili

Ey insan! İbadet ayları olan üç ayların manevi iklimi ruh ve kalbi kuşatır, nefis ve hevayı dizginler. Allah'ın ayı olan Receb-i Şerif ve Resul-i Ekrem'in (asm) şehri olan Şaban-ı Muazzam ve bunlardaki mübarek gün ve geceler ve onlardaki huşu ve ihlas ile yapılan ibadetler insanı ahiret adamı kılar.
Şaban-ı Muazzam'ın hududlarına giren bir Müslüman, manen onda terakki ederken Leyle-i Kadir kudsiyetinde olan mağfiret, şefaat ve bayram gecesi olan Berat Kandiline denk gelir. O gün her hikmetli iş tefrik edilir, her bir sevaba bire on bin yazılır, elli senelik ömür kıymetindedir, kulların senelik amelleri Allah'a arz edilir.
Mağfiret gecesi olan Berat Kandilinin kıymetini Resul-i Ekrem (asm) bize şöyle haber verir: “Bu gece Şaban’ın on beşinci gecesidir. Allah Teala bu gecede Benî Kelb kabilesinin koyunlarının tüyleri sayısınca insanları cehennemden kurtarır. Ancak kendisine şirk koşanların, Müslümanlara karşı kin ve düşmanlık besleyenlerin, akrabaları ile münasebeti kesenlerin, gururlu ve kibirlilerin, ana-babasına asi olanların ve içki içmeye devam edenlerin yüzüne bakmaz.” (Buhari, Tergib ve Terhib, Camiu’l Usûl)
Allahım, bizi ve neslimizi Leyle-i Berat'ın kadrini takdir edip razı olduğun şekilde ihya eden kullarından eyle.. Âmin..
 

17 Nisan 2018 Salı

Ramazan-ı Mübarek'e hazırlayan ay, Şaban-ı Muazzam

Ey insan! Resul-i Ekrem Efendimizin (asm) ayı olan ve üç ayların hem ikincisi hem ortası olan ve her hikmetli işin kendisinde tefrik edildiği ve kader gecesi olan Berat Kandilini içinde barındıran Şaban-ı Muazzam çok mübarek ve feyizli bir aydır.
Şaban-ı Şerif, Resul-i Ekrem'in (asm) Ramazan-ı Mübarek'ten sonra en fazla oruç tuttuğu mübarek bir aydır. İnsanı Ramazan-ı Şerif'e hazırlar. Şaban-ı Muazzam'ın hürmetine riayet eden bir Müslüman Ramazan-ı Mübarek'e nurani bir şekilde girer.
Allahım, bizi ve neslimizi Şaban-ı Muazzam'ı ruhuna muvafık bir şekilde geçiren kullarından eyle.. Âmin..
 

13 Nisan 2018 Cuma

Esfel-i safilinden ala-yı illiyyine çıkaran Mirac

Ey insan! Cennetten şeytan ile birbirine düşman olarak imtihan mahalli olan dünyaya istidad ve kabiliyetini inkişaf ettirmek, mühim vazifeleri ifaya memur ve ömür sermayesi ile ahiret ticareti yapmak üzere gönderilen insan, ancak Allah'a kulluk için yaratılmıştır.
Dünya denilen meydana, aşağıların aşağısı olan esfel-i safiline indirilen en güzel kıvam olan ahsen-i takvimde yaratılan insan yaratılış gayesine muvafık olarak iman edip salih amel işlediğinde esfel-i safilinden kurtulup yücelerin yücesi olan ala-yı illiyyine yükselir.
Kainat ağacının en güzel meyvesi ve neticesi olan Resul-i Ekrem (asm) eşsiz ve harika imanı ve ameliyle yer denilen zeminden, Mescid-i Aksa'da bütün peygamberlere imam olarak oradan meleklerin memleketi olan semaları geçerek arş-ı alaya, kürsiye, ta kainat ağacının nihayeti olan sidretü'l-müntehaya, ta kab-ı kavseyne Mirac ile alemlerin Rabbi olan Allah'ın hususi davetlisi ve elçisi olarak çıkmış, mahlukatın ibadetlerini bizzat takdim etmiş, sohbet ve rüyete, daha çok ihsanata mazhar olmuş, ümmetine başta mü'minlerin miracı olan namaz olmak üzere nice hediye ve meyvelerle dönmüştür.
Allahım, bizi ve neslimizi namaz miracı ile daima huzuruna çıkan, Resul-i Ekrem'e (asm) layık bir ümmet olan kullarından eyle.. Âmin..

22 Mart 2018 Perşembe

Rağiblerin rağbet ettiği gece, Regaib Kandili

Ey insan! Allah sana öyle bir gönül vermiş ki her güzel şeye rağbet eder, güzel şeylerin peşinde bir rağib olursun. Rıza-yı İlahide dahil olan her şey güzeldir ve rağbet edilmeye değerdir.
Bu muhteşem ve harika kâinat ağacının hem çekirdeği, hem en güzel meyvesi olan Resul-i Ekrem'dir (asm). O'nun (asm) zatının bir cihette şehadet alemine teşrif ettiği geceye Receb ayının ilk Cuma gecesi olan Regaib gecesine elbette rağbet etmeli, Resul-i Ekrem'in (asm) mevlidine hoşamediye hazırlanır gibi mutlu olmalı, o geceyi yine rağib kulların rağbet ettiği ibadetlerle ihya etmelidir. Tevbe, istiğfar, salavat, namaz ve Kur'an tilaveti ile rağbet ettiğini göstermelidir.
Allahım, bizi ve neslimizi rıza-yı İlahide dahil olan her güzel şeye rağbet edip Regaib Kandilini rızana muvafık ihya eden kullarından eyle.. Âmin..

19 Mart 2018 Pazartesi

İbadet mevsimi, Üç Aylar

Ey insan! Şu dünyaya gönderilme hikmetin ve gayen, Allah'ın uluhiyetine karşı ubudiyetini izhar edip kâinatta tecelli eden esma ve sıfat-ı İlahiyeyi tanımak, tanıtmak, tesbih ve tazim ederek nimetlerine hamd ve şükredip istidad ve kabiliyetlerini rıza-yı İlahi dairesinde inkişaf ettirerek ebedî hayatın için ticaret ve memuriyettir.
Bu ticaret ve memuriyette, insanı gafletten en fazla kurtaran ve vazifesine koşturan ibadet mevsimi olan üç aylar olan Allah'ın ayı olan Receb, Resul-i Ekrem'in (asm) ayı olan Şaban  ve ümmetin ve Kur'an ayı olan Ramazan aylarıdır.
Bu ibadet mevsimi geldiğin Peygamber Efendimizin (asm) şu meşhur duası bizim de duamızdır: "Allahım, Receb’i ve Şâban’ı hakkımızda hayırlı ve mübarek kıl, bizi Ramazan’a ulaştır." (Camiü’s Sağir; 2/90, Ahmed b. Hanbel; Müsned, 1/259.)
Allahım, bizi ve neslimizi Receb ve Şaban hakkında hayırlı ve mübarek kıldığın ve Ramazan'a ulaştırdığın kimselerden eyle.. Âmin..
 

7 Temmuz 2017 Cuma

Cuma günü hemen Allah’ın zikrine koşun

Ey insan! Ticaret ve memuriyet için şu fani dünyaya gönderilen insan, hayatını idame ettirmek için helal dairesinde emeğiyle çalışıp rızkını kazanır, mesul olduğu ailesinin ve kendisinin geçimini Allah’ın izniyle rızıklandırdığı şeylerden temin eder.
İnsan sırf bu dünya için yaratılmış bir mahlûk değildir. Maddî hayatının yanında manevî, ruhî ve kalbî hayatı da vardır ki onların rızkı ve hayatı, insanın asıl vazifesi olan ibadettir, İlâhî emirleri yerine getirip nehiylerden çekinerek fani ömründe Allah’ın rızasını aramak ve kazanmaktır. Ancak ibadet için yaratılan insanlar, maddî hayatını manevî hayata göre tanzim eder. Beş vakit namazını kılar, Ramazan orucunu tutar, imkânı varsa zekâtını verir, haccını yapar. İnsanın günlük ibadetlerinin dışında haftada bir defa yapması farz ve mecburî olan ibadeti vardır ki Cuma gününe mahsus olan Cuma namazıdır. Cuma günü namaz için ezan okunarak ibadet için seslenildiğinde alış verişi bırakıp Allah’ın zikrine koşmalı, Cuma namazına dahil olmalıdır ki bu kendisi için çok hayırlıdır.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Ey îmân edenler! Cum‘a günü namaz için seslenildiği (ezan okunduğu) zaman, hemen Allah’ın zikrine koşun ve alış-verişi bırakın! Eğer bilirseniz bu sizin için çok hayırlıdır. (Cuma, 9)”
Allahım, bizi ve neslimizi Cuma ezanı okunduğunda zikrine koşan kullarından eyle.. Âmin..

21 Haziran 2017 Çarşamba

İnsanı şereflendiren gece, Kadir Gecesi

Ey insan! Ancak ibadet için yaratılan insan, ibadetini ve hayatını idame etmesi ve vaktini geçirebilmesi için dünyevi meşgalelerle uğraşır. Dünya meşgaleleriyle uğraşırken dünya aldatıcı oyunlarıyla da insanı meşgul eder ve insan fani bir yolcu olduğunu, kulluk vazifesiyle yükümlü olduğunu gaflet yardımıyla şeytan ve nefsi ona unutturur. Sırf dünya için yaratılmış gibi bütün vaktini dünyaya sarf etmeye başlar.
Gaflete düşen insan yavaş yavaş ibadetten soğur, kulluğunu topal aksak yerine getirirken Allah, onu rahmetiyle kuşatacağı üç aylar mevsimine alır, onu kulluğun manevi havasıyla soluklandırır, sular ve körelmeye başlayan manevi duygularını tekrar canlandırır.
Ramazan-ı Şerif, o üç ayların sonuncusu ve en hayat bahşedenidir. Yeter ki kendine insan diyen onun havasıyla teneffüs etsin, hayat suyundan içsin, kuvvetlendiren gıdasından yesin. Yani Ramazan'ın hürmetini yerine getirsin, gündüzünü oruçla, gecesini teravih ve tilavetle geçirsin, istiğfar ile yüklerini indirsin, ibadet miracıyla kulluğun zirvesine çıksın. Allah'a tam bir kul ve hakiki bir insan olsun.
Mü'min kulları için Ramazan-ı Şerif'i böyle mübarek kılan Allah, onun içinde, bilhassa son on gecesinde aranması tavsiye edilen ve Kelamı olan Kur'an'ı indirmeye başladığı Kadir Gecesini bahşetmiş, insanı onunla taltif etmiş, şereflendirmiştir. Allah, insana lütfettiği Kur'an vesilesiyle Kadir gecesinde yapılan her bir amele, okunan her bir Kur'an harfine otuz bin sevab vererek seksen küsur senelik bir ibadeti arayan ve ihya eden kullarına bahşeder.
Allah, bizi ve neslimizi Ramazan-ı Şerif'i ve Kadir Gecesini ihya eden, razı olduğu kullarından eylesin.. Âmin..

14 Haziran 2017 Çarşamba

Allah, pis olanı temizden ayırsın

Ey insan! Allah, inkâr edenlerin mallarını insanları Allah yolundan men etmek için harcadıklarını, harcamaya devam edeceklerini, sonra bunun onlara bir pişmanlık vesilesi olacağını, sonra da mağlub olarak emeklerinin boşa gideceğini haber verir. Allah, mağlub olan o inkâr edenlerin yaptıklarının cezasını görmek üzere nihayet Cehenneme toplanacaklarını bildirir.
Mallarını insanları Allah yolundan men etmek için sarf eden inkârcıların Cehenneme toplanacaklarını bildiren Allah, böylece küfür ve inkâr ile pis olan kâfiri iman ile tertemiz olan mü’minden ayıracağını ve küfür ile pislenen kötüleri birbiri üstüne birbiri üstüne koyarak bir yığın halinde Cehenneme atacağını haber verir. Allah, feci son olan Cehenneme bir yığın halinde atılanların hakiki hüsran ve zarara uğrayan kimseler olduğunu bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Ki Allah, pis olanı temizden (kâfiri mü’minden) ayırsın ve kötüleri birbiri üstüne koyup hepsini yığsın da onu Cehenneme atsın! İşte onlar gerçekten hüsrâna uğrayanlardır. (Enfal, 37)”
Allahım, bizi ve neslimizi iman ile temiz olan ve Cehennemden muhafaza eylediğin mü’minlerden eyle.. Âmin..
 

13 Haziran 2017 Salı

Mallarını Allah yolundan men‘ etmek için harcarlar

Ey insan! Allah, iman edenleri Mescid-i Haram’dan men eden inkârcıların Kâbe yanında yaptıkları ve yapacakları duaların, bir kıymeti olmayıp ıslık çalmaktan ve el çırpmaktan başka bir şey ifade etmediğini, işledikleri çirkin fiili yapmaları ve cezasını inkâr etmeleri halinde azabı tadacaklarını bildirir.
Allah, inkâr edenlerin mallarını insanları Allah yolundan men etmek için harcadıklarını bildirir. Allah, inkâr edenlerin mallarını daha da harcayacaklarını, sonra bu harcamalarının neticesini alamayıp bir pişmanlık vesilesi olacağını, sonra da hakkın karşısında mağlub olacaklarını haber verir. Allah, mağlub olan o inkârcıların nihayet Cehenneme sevk edilip cezalarını çekmek üzere orada toplanacaklarını bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Şübhesiz ki inkâr edenler, mallarını (insanları) Allah yolundan men‘ etmek için harcarlar. Onları daha da harcayacaklar; sonra (bu) kendilerine bir pişmanlık (vesîlesi) olacak, sonra da mağlûb olacaklardır. Nihâyet, inkâr edenler Cehenneme (sevk edilerek, orada) toplanacaklardır. (Enfal, 36)”
Allahım, bizi ve neslimizi Allah yolunda sarf edip harcayan kullarından eyle.. Âmin..
 

12 Haziran 2017 Pazartesi

Onların Kâ‘be yanındaki duâları

Ey insan! Allah, Resul-i Ekrem (asm) aralarında iken ve istiğfar ettikleri müddetçe inkârcılara azab etmeyeceğini bildirmesine rağmen istiğfar etmeyip iman edenleri Mescid-i Haram’dan men etmeleri halinde ve Mescid-i Haram’a hürmet ve hizmet etmeye ehil olmadıkları halde Allah’ın onlara azab edeceğini haber verir. Allah, Mescid-i Haram’ın hizmetine ehil olanların ancak takva sahibi kimseler olduğunu, fakat onların çoğunun bunu bilmediğini bildirir.
Allah, iman edenleri Mescid-i Haram’dan men eden inkârcıların Kâbe yanında yaptıkları duaların, boşu boşuna ıslık çalmaktan ve el çırpmaktan başka bir şey ifade etmediğini haber verir. Allah, dualarının boşa gittiğini haber verdiği inkârcılara hitab ederek inkâr etmekte olduklarından dolayı azabı tadacaklarını bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Onların Kâ‘be yanındaki duâları ise, ıslık çalmaktan ve el çırpmaktan başka bir şey değildir. Öyleyse inkâr etmekte olduğunuzdan dolayı tadın azâbı! (Enfal, 35)”
Allahım, bizi ve neslimizi Kâbe’ye layık olan takva sahiblerinden eyle.. Âmin..
 

11 Haziran 2017 Pazar

Neden Allah onlara azâb etmesin?

Ey insan! Allah, Kendisinden azabı isteyen inkârcılar için, Resul-i Ekrem’e (asm) hitab ederek onlar içinde iken Allah’ın onlara azab etmeyeceğini, hatta onlar günahlarına pişman olup istiğfar ederken de Allah’ın onlara azab edici olmadığını bildirir.
Allah, iman edenleri Mescid-i Haram’dan men eden ve Mescid-i Haram’a hizmet etmeye ehil olmayan inkâr edenlere azab edeceğini haber verir. Allah, Mescid-i Haram’ın hizmetine ehil onların ancak takva sahibleri olduğunu, fakat onların çoğunun bunu bilmediğini bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Hem onlar, (mü’minleri) Mescid-i Harâm’dan men‘ ettikleri ve onun (hizmetinin) ehli olmadıkları hâlde, neden Allah onlara azâb etmesin? Onun (hizmetinin) ehli olanlar, ancak takvâ sâhibleridir; fakat onların çoğu bilmezler. (Enfal, 34)”
Allahım, bizi ve neslimizi Mescid-i Haram’a hizmete ehil olan takva sahiblerinden eyle.. Âmin..
 

10 Haziran 2017 Cumartesi

Allah onlara azab edici değildi

Ey insan! Allah, Resul-i Ekrem’e (asm) inkârcıların bir zaman tuzak kurduğunu haber verdiği gibi, bir vakit de Allah’a, inkâr ve alay edercesine Kur’an kendi katından bir hak Kitab ise üzerlerine gökten yağdırmasını veya kendilerine elemli bir azab getirmesini söylediklerini bildirir.
Allah, Kendisinden azab isteyen inkârcılar için, Resul-i Ekrem’e (asm) hitab ederek onların içinde iken Allah’ın onlara azab edecek olmadığını, günahlarına pişman olup tevbe ederek istiğfar ettikleri zaman da Allah’ın onlara azab edici olmadığını bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Hâlbuki sen onların içinde iken Allah onlara azâb edecek değildi. Onlar istiğfâr ederken de Allah onlara azâb edici değildi. (Enfal, 33)”
Allahım, bizi ve neslimizi istiğfar eden dünyevî, berzahî ve uhrevî azablardan muhafaza eylediklerinden eyle.. Âmin..
 

9 Haziran 2017 Cuma

Eğer Kur'an Senin katından bir Kitab ise

Ey insan! Allah, Resul-i Ekrem’e (asm) tuzak kuran inkârcılara Allah'ın âyetleri okunduğunda onu işitip anladıklarını, eğer isterlerse benzerini söyleyeceklerini ve o âyetlerin evvelkilerin masallarından ibaret olduğunu söylediklerini bildirir.
Allah, kendilerine okunan âyetlerin evvelkilerin masalları olduğunu söyleyen inkârcıların bir vakit de Allah’a seslenerek kendilerine okunan Kur’an’ın Allah katından gönderilen bir hak kitab ise üzerlerine gökten yağdırmasını veya kendilerine çok acıklı ve elemli bir azab getirmesini söylediklerini bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Bir vakit de: “Ey Allah! Eğer bu (Kur’ân), senin katından hak (bir Kitab) ise, haydi üzerimize gökten taş yağdır veya bize elemli bir azab getir!” demişlerdi. (Enfal, 32)”
Allahım, bizi ve neslimizi katından hak bir Kitab olan Kur’an’a tabi olan kullarından eyle.. Âmin..
 

8 Haziran 2017 Perşembe

Onlara âyetlerimiz okunduğu zaman

Ey insan! Allah, Resul-i Ekrem’e (asm) hitab ederek inkâr edenlerin bir zamanlar kendisini tutup bağlayarak engellemek veya öldürerek tamamen kurtulmak veyahut yurdundan çıkararak sürgün etmek için tuzak kurduklarını haber verir. Allah, inkâr edenlerin gaye ve tuzaklarını haber verdikten sonra onların tuzaklarını boşa çıkarmak üzere onlara tuzak kurduğunu ve Allah’ın tuzak kuranların en hayırlısı olduğunu bildirir.
Tuzak kuranların en hayırlısı olan Allah, inkâr edenlere âyetleri okunduğunda bunu işittiklerini, isteseler o âyetlerin benzerini kendilerinin de söyleyeceklerini, âyetlerin daha önce gelip geçmiş ümmetlerin masallarından ibaret olduğunu söylediklerini bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Onlara âyetlerimiz okunduğu zaman da: “Doğrusu işittik; eğer istesek elbette (biz de) bunun benzerini söyleriz. Bu, evvelkilerin masallarından başka bir şey değildir!” dediler. (Enfal, 31)”
Allahım, bizi ve neslimizi âyetlerin okunduğunda gerekli ihtiram ve itaati gösteren kullarından eyle.. Âmin..
 

7 Haziran 2017 Çarşamba

Onlar tuzak kuruyorlardı, Allah da tuzak kuruyordu.

Ey insan! İman edenlere hitab eden Allah, Allah’dan sakınmaları halinde kendilerine hak ile batılı birbirinden ayıracak bir anlayış olan furkanı vereceğini, kötülüklerini örtüp onlara mağfiret edeceğini haber verir ve buna bir delil olarak Kendisinin pek büyük ihsan sahibi olduğunu bildirir.
Allah, Resul-i Ekrem’e (asm) hitab ederek bir zaman inkâr edenlerin O’nu (asm) tutup bağlayarak tebliğ vazifesini engellemek veya öldürerek tamamen bitirmek veya en azından yurdundan çıkararak kendilerinden uzaklaştırmak için Resul-i Ekrem’e (asm) tuzak kurduklarını haber verir. Allah, inkâr edenlerin tuzak kurduklarını, fakat Allah’ın da onlara tuzak kurduğunu ve tuzak kuranların en hayırlısının Allah olduğunu bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “(Ey Habîbim!) Bir zaman inkâr edenler seni tutup bağlamak veya seni öldürmek veya seni (yurdundan) çıkarmak için sana tuzak kuruyorlardı. Onlar tuzak kuruyorlardı (ama) Allah da (onlara) tuzak kuruyordu. Allah, tuzak kuranların en hayırlısıdır. (Enfal, 30)”
Allahım, bizi ve neslimizi inkâr edenlerin tuzaklarından daima muhafaza eyle.. Âmin..

6 Haziran 2017 Salı

Eğer Allah’dan sakınırsanız, size furkan verir

Ey insan! Allah, Allah’a ve Resulüne (asm) ihanet etmemelerini ve emanetlere hainlik etmemelerini bildirdiği iman edenlere, malları ve çocukları birer imtihan olduğunu, büyük mükâfatın ise ancak Allah katında olduğunu bildirir.
Allah, iman edenlere hitab ederek Allah’dan sakınmaları halinde Allah’ın kendilerine hak ile batılı birbirinden ayırma kabiliyeti ve anlayışı olan furkan vereceğini, dünyada iken işledikleri kötülükleri örteceğini ve günahlarını yüzlerine vurmayıp mağfiret edeceğini haber verir. Allah, bunları yapacağına delil olarak da Allah’ın pek büyük bir ihsan sahibi olduğunu bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Ey îmân edenler! Eğer Allah’dan sakınırsanız, size furkan (hak ile bâtılı ayıracak bir anlayış) verir, kötülüklerinizi örter ve size mağfiret eder. Çünki Allah, (pek) büyük ihsan sâhibidir. (Enfal, 29)”
Allahım, bizi ve neslimizi Senden sakınan ve furkan verip kötülüklerini örterek mağfiret ettiğin kullarından eyle.. Âmin..

5 Haziran 2017 Pazartesi

Mallarınız ve çocuklarınız ancak birer imtihandır

Ey insan! İman edenlere hitab eden Allah, Allah’a ve Resulüne (asm) ihanet etmemelerini ve bile bile kendilerine emanet edilenlere hainlik etmemelerini bildirir.
Allah, ayrıca iman edenlere malları ve çocuklarının kendileri için ancak birer imtihan olduğunu, sabrederlerse büyük mükâfatın ancak Allah katında olduğunu bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Ve bilin ki, mallarınız ve çocuklarınız (sizin için) ancak birer imtihandır, büyük mükâfât ise ancak Allah katındadır. (Enfal, 28)”
Allahım, bizi ve neslimizi katındaki büyük mükâfata erenlerden eyle.. Âmin..

4 Haziran 2017 Pazar

Allah’a ve Resûlüne ihânet etmeyin

Ey insan! Allah, iman edenlere bir zamanlar Mekke’de iken yeryüzünde az olduklarını, horlandıklarından güçsüz bırakıldıklarını, insanların kendilerini yakalayıvermesinden korktuklarını, fakat şükretmeleri için Allah’ın onları Medine’de barındırdığını, Ensar vesile kılarak yardımıyla kuvvetlendirdiğini ve temiz şeylerden onlara rızık verdiğini hatırlamalarını bildirir.
Allah, iman edenlere hitab ederek Allah’a ve Resulünü (asm) ihanet etmemelerini, ayrıca bile bile kendilerine emanet edilenlere de hainlik etmemelerini bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Ey îmân edenler! Allah’a ve Resûl(ün)e ihânet etmeyin! Hem siz bile bile emânetlerinize de hâinlik etmeyin! (Enfal, 27)”
Allahım, bizi ve neslimizi Sana ve Resulüne (asm) ihanet ve emanetlere hainlik etmeyen kullarından eyle.. Âmin..

3 Haziran 2017 Cumartesi

Hatırlayın ki, bir zamanlar siz az idiniz

Ey insan! Allah, iman edenlere öyle bir fitneden sakınmalarını emreder ki o fitne ekserin kalbine güzel görünerek umumî bir musibetin geleceğini ve içlerinden sadece zulmedenlere dokunmayacağını haber verir. Allah, ayrıca o fitneye dahil olanlara karşı azabı pek şiddetli olan olduğunu bildirir.
Allah, iman edenlere bir zamanlar az olduklarını, yeryüzünün güzide şehri Mekke’de güçsüz bırakılmış ve horlanmış kimseler olduklarını ve düşmanların çokluğundan insanların her an kendilerini yakalayıvermesinden korktuklarını haber verir. Allah, Mekke’de zayıf halde olan mü’minleri şükretmeleri için Medine’de barındırdığını, yardımıyla kendilerini kuvvetlendirdiğini ve kendilerine temiz şeylerden rızık verdiğini bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Hatırlayın ki, (bir zamanlar) siz az idiniz, yeryüzünde (Mekke’de) güçsüz bırakılmış (horlanmış) kimselerdiniz, insanların (her an) sizi yakalayıvermesinden korkuyordunuz; fakat (Allah) sizi (Medîne’de) barındırdı, sizi yardımıyla kuvvetlendirdi ve size temiz şeylerden rızık verdi ki şükredesiniz. (Enfal, 26)”
Allahım, bizi ve neslimizi şükretmek için barındırdığını, yardımıyla kuvvetlendirdiğin ve temiz şeylerden rızıklandırdığın kullarından eyle.. Âmin..

2 Haziran 2017 Cuma

Öyle bir fitne ki, sâdece zulmedenlere dokunmaz

Ey insan! Allah, iman edenlere hitab ederek Resul-i Ekrem’in (asm) kendilerine hayat verecek şeylere kendilerini davet ettiğinde, Allah’a ve Resulüne (asm) icabet etmelerini haber verir. Allah, ayrıca Allah’ın kişi ile kalbi arasına girdiğini ve hesab vermek üzere mutlaka Allah’ın huzuruna toplanacaklarını bildirir.
Resul-i Ekrem’in (asm) davetine icabet edilmesini haber veren Allah, ayrıca öyle bir fitneden sakınmalarını haber verir ki ekserin hatasına bağlı olan o fitne geldiğinde içlerinden sadece zulmedenlere dokunmayacağını, o zalimleri hoş görüp meylettiklerinden umumî olacağını ve Allah’ın azabı pek şiddetli olan olduğunu bilmelerini bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Hem öyle bir fitneden sakının ki, (geldiği zaman) içinizden sâdece zulmedenlere dokunmaz (umûmî olur)! Ve bilin ki şübhesiz Allah, azâbı pek şiddetli olandır. (Enfal, 25)”
Allahım, bizi ve neslimizi umumî musibete sebeb olan her türlü fitneden sakınanlardan eyle.. Âmin..

1 Haziran 2017 Perşembe

Peygamber size hayat verecek şeylere sizi da‘vet ettiğinde

Ey insan! Allah, hakkı anlamayan sağırlar ve dilsizlerde bir hayır olsaydı, elbette onlara hakkı işittireceğini haber verir. Allah, hayır olmayan halleriyle onlara hakkı işittirse bile, yine onların haktan yüz çevirip batıla döneceklerini bildirir.
Allah, iman edenlere hitab ederek Resul-i Ekrem’in (asm) kendilerine hayat verecek şeylere davet ettiğinde, Allah’a ve Resulüne (asm) icabet etmelerini haber verir. Allah, iman edenlerin Allah’ın kişi ile kalbi arasına girdiğini bilmelerini ve hesab vermek üzere Allah’ın huzuruna toplanacaklarını bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Ey îmân edenler! (Peygamber) size hayat verecek şeylere sizi da‘vet ettiği zaman, Allah’a ve Resûl(ün)e icâbet edin! Ve bilin ki şübhesiz Allah, kişi ile kalbi arasına girer ve (siz) muhakkak O’nun huzûruna toplanacaksınız! (Enfal, 24)”
Allahım, bizi ve neslimizi hayat verecek şeylerde Allah’a ve Reslüne (asm) icabet edenlerden eyle.. Âmin..

31 Mayıs 2017 Çarşamba

Allah onlarda bir hayır bilseydi

Ey insan! Allah, yeryüzünde debelenen hayvanların Allah katında en kötüsünün hakkı anlamayan sağırlar ve hakkı itiraf etmeyen dilsizler olduğunu bildirir.
Allah, hakkı işitmeyen sağırlara işitmekte bir hayır olsaydı, onlara işittireceğini haber verir. Allah, onlarda bir hayır olmadığı için onlara bu halleriyle işittirse bile, onların yine haktan yüz çeviren kimseler olarak batıla geri döneceklerini bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Hâlbuki Allah onlarda bir hayır bilseydi, elbette onlara işittirirdi. (Bu hâlleriyle) onlara işittirse bile, onlar (haktan) yüz çeviren kimseler olarak doğrusu yine geri dönerlerdi. (Enfal, 23)”
Allahım, bizi ve neslimizi haktan yüz çevirmeyen kullarından eyle.. Âmin..

30 Mayıs 2017 Salı

Debelenen hayvanların Allah katında en kötüsü

Ey insan! Allah, iman edenlere Kur’an’ı işitmedikleri ve anlamadıkları halde işittik diyenler gibi olmamalarını bildirir.
Allah, yeryüzünde debelenerek hareket eden hayvanların Allah katında en kötüsünün işittikleri halde o hakkı anlamayan sağırlar ve hakkı dilleriyle itiraf etmeyen dilsizler olduğunu bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Şübhe yok ki, (yeryüzünde) debelenen hayvanların Allah katında en kötüsü, o (hakkı) anlamayan sağırlar ve (o’nu i‘tirâf etmeyen) dilsizlerdir! (Enfal, 22)”
Allahım, bizi ve neslimizi hakkı anlamayan sağırlar ve itiraf etmeyen dilsizlerden eyleme.. Âmin..

29 Mayıs 2017 Pazartesi

İşitmedikleri hâlde “İşittik” diyenler gibi de olmayın

Ey insan! Allah, iman edenlere Allah’a ve Resulüne (asm) itaat etmelerini ve Kur’an’ı işitip durdukları halde Kur’an’dan yüz çevirmemelerini bildirir.
Kur’an’dan yüz çevirmemelerini iman edenlere emreden Allah, Kur’an’ı işitmedikleri ve anlamadıkları halde işittik, anladık diyenler gibi olmamalarını da bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Kendileri işitmedikleri hâlde “İşittik” diyenler gibi de olmayın! (Enfal, 21)”
Allahım, bizi ve neslimizi işitmedikleri halde işittik diyenlerden olmayanlardan eyle.. Âmin..

28 Mayıs 2017 Pazar

Allah’a ve Resûlüne itâat edin

Ey insan! Allah, kâfirlere, eğer fetih istiyorlarsa ki onların isteğinin aksine onları mağlub eden bir fethin geldiğini, eğer Peygambere (asm) düşmanlıktan vazgeçerlerse bunun onlar için hayırlı olduğunu haber verir. Allah, düşmanlıktan vazgeçmeyip savaşa dönmeleri halinde, Allah’ın da Peygambere (asm) yardıma döneceğini, kâfirlerin sayıca çokluklarının onlara bir fayda vermeyeceğini, zira Allah’ın mü’minlerle beraber olduğunu bildirir.
Allah, iman edenlere hitab ederek Allah’a ve Resulüne (asm) itaat etmelerini ve Kur’an’ı ve hakikatleri işitip durdukları halde Kur’an’dan yüz çevirmemelerini bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Ey îmân edenler! Allah’a ve Resûlüne itâat edin; ve siz (Kur’ân’ı) işitip durduğunuz hâlde ondan yüz çevirmeyin! (Enfal, 20)”
Allahım, bizi ve neslimizi Allah’a ve Resulüne (asm) itaat eden ve Kur’an’dan yüz çevirmeyen kullarından eyle.. Âmin..

27 Mayıs 2017 Cumartesi

Allah, mü’minlerle berâberdir

Ey insan! Allah, Bedir’de mü’minlere karşı imtihanın güzel bir imtihan olduğunu, kâfirlerin mü’minlere kurmuş olduğu tuzağı zayıf düşüren olduğunu bildirir.
Allah, kâfirlere hitab ederek eğer fetih istiyorlarsa istediklerinin aksine kendilerini mağlub eden fethin Bedir’de geldiğini haber verir. Allah, kâfirlere, Peygambere (asm) düşmanlıktan vazgeçerlerse bunun kendileri için hayırlı olduğunu, aksine savaşa dönmeleri halinde Kendilerinin Peygambere (asm) yardıma döneceklerini buyurur. Allah, kâfirlere topluluklarının çok da olsa kendilerine asla bir fayda vermeyeceğini, zira Allah’ın mü’minlerle beraber olduğunu bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “(Ey kâfirler!) Eğer fetih istiyorsanız, işte gerçekten size (istediğinizin aksine, sizin mağlûb olduğunuz) fetih geldi! Eğer (peygambere düşmanlıktan) vazgeçerseniz, artık bu sizin için hayırlıdır. Fakat (savaşa) dönerseniz, (biz de ona yardıma) döneriz. Çok da olsa topluluğunuz, size aslâ bir fayda veremez; çünki Allah, mü’minlerle berâberdir. (Enfal, 19)”
Allahım, bizi ve neslimizi daima beraber olduğun kullarından eyle.. Âmin..

26 Mayıs 2017 Cuma

Allah, kâfirlerin tuzağını zayıf düşürendir

Ey insan! Allah, iman edenlere, Bedir Harbinde inkâr edenleri onların öldürmediğini, bilakis öldürenin Allah olduğunu haber verir. Allah, Resul-i Ekrem’e (asm) düşmanların yüzüne toprağı kendisinin atmadığını, atanın Allah olduğunu bildirir. Allah, mü’minleri güzel bir imtihanla imtihan etmek için nimet, zafer ve ganimet verdiğini, Allah’ın herşeyi işiten Semi ve herşeyi bilen Alim olduğunda şübhe olmadığını bildirir.
Mü’minleri nimet, zafer ve ganimet gibi güzel bir imtihan ile imtihan eden Allah, imtihanların böyle olduğunu, Allah’ın kâfirlerin mü’minlere karşı kurdukları tuzakları zayıf düşüren olduğunu bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “İşte bu (imtihanlar) böyledir; muhakkak ki Allah, kâfirlerin tuzağını zayıf düşürendir. (Enfal, 18)”
Allahım, bizi ve neslimizi güzel ve muvaffak olacağımız imtihanlar verdiklerinden eyle.. Âmin..

25 Mayıs 2017 Perşembe

Onları siz öldürmediniz, Allah öldürdü

Ey insan! Allah, inkâr edenlerle karşılaştıklarında arkalarını dönmemelerini emrettiği iman edenlere, tekrar savaşmak üzere bir tarafa istirahate ve mevzie çekilen veya başka bir birliğe katılmak için geri dönenin müstesna olduğunu, öyle bir günde arkasını dönüp kaçan kimsenin Allah’dan bir gazaba uğramış olacağını ve o kimsenin varacağı yerin Cehennem olduğunu, Cehennemin ise varılacak kötü bir yer olduğunu bildirir.
Allah, iman edenlere, Bedir Harbinde inkâr edenleri onların öldürmediğini, onları öldürenin Allah olduğunu haber verir. Allah, Resul-i Ekrem’e (asm) düşmanların yüzüne bir avuç toprak attığında kendisinin atmadığını, atanın Allah olduğunu bildirir. Allah, iman edenleri güzel bir imtihan olan nimet, zafer ve ganimetle imtihan etmek için böyle yaptığını haber verir. Allah, herşeyi işiten Semi ve herşeyi bilen Alim olduğunda şübhe olmadığını bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “İşte onları (Bedir’de aslında, siz) öldürmediniz, velâkin onları Allah öldürdü! Attığın zaman da (sen) atmadın, fakat Allah attı! Hem mü’minleri güzel bir imtihanla (ni‘metle, zafer ve ganîmetle) imtihân etmek için (böyle yaptı). Şübhesiz ki Allah, Semî‘ (herşeyi işiten)dir, Alîm (herşeyi bilen)dir. (Enfal, 17)”
Allahım, bizi ve neslimizi güzel bir imtihan ile imtihan ettiğin ve imtihanı kazanan kullarından eyle.. Âmin..

24 Mayıs 2017 Çarşamba

Kim öyle bir günde onlara arkasını dönerse

Ey insan! Allah, iman edenlere, kendilerine ordu halinde gelen kâfirlerin çokluklarına bakarak arkalarını dönüp kaçmamalarını bildirir.
Kâfirlere karşı arkalarını dönmemelerini emreden Allah, tekrar savaşmak için bir tarafa çekilen veya yine savaşmak üzere başka bir birliğe katılan kimsenin müstesna olduğunu haber verir. Allah, kâfir ordusuyla karşılaştıkları bir günde arkasını dönüp kaçan kimsenin artık Allah’dan bir gazaba uğramış olacağını ve o kimsenin yarın varacağı yerin Cehennem olduğunu, Cehennemin de varılacak çok kötü bir yer olduğunu bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “(Tekrar) savaşmak için bir tarafa çekilen veya başka bir birliğe katılan müstesnâ, kim öyle bir günde onlara arkasını dönerse (kaçarsa), artık hiç şübhesiz Allah’dan bir gazaba uğramış olur ve onun varacağı yer Cehennemdir! O ise ne kötü varılacak yerdir! (Enfal, 16)”
Allahım, bizi ve neslimizi arkasını dönenlerden eyleme.. Âmin..

Ordu hâlinde inkâr edenlerle karşılaştığınız zaman

Ey insan! Allah, Allah’a ve Resulüne (asm) karşı gelen kâfirlerin azabını haber vererek bunun kendilerine Allah’ın azabı olduğunu ve hak ettikleri azabı tatmalarını haber verir. Allah, kâfirler için ayrıca Cehennem azabı da olduğunu bildirir.
Allah, iman edenlere hitab ederek ordu halinde inkâr edenlerle karşılaşmaları halinde onların çokluklarına bakarak arkalarını dönüp kaçmamalarını emreder.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Ey îmân edenler! Ordu hâlinde inkâr edenlerle karşılaştığınız zaman, (çokluklarına bakarak) hemen onlara arkalarınızı dönmeyin (kaçmayın)! (Enfal, 15)”
Allahım, bizi ve neslimizi kâfirlere karşı daima sebat edenlerden eyle.. Âmin..

23 Mayıs 2017 Salı

Kâfirler için bir de Cehennem azâbı vardır

Ey insan! Allah, kâfirlere gelen azabın Allah’a ve Resulüne (asm) karşı gelmeleri yüzünde olduğunu, Allah’a ve Resulüne (asm) karşı gelen kimse için Allah’ın azabının pek şiddetli olduğunu bildirir.
Allah’a ve Resulüne (asm) karşı gelen kâfirlere karşı azabın pek şiddetli olduğunu bildiren Allah, bunun kendilerine Allah’ın azabı olduğunu ve bunu tatmalarını buyurduğunu haber verir. Allah, kâfirler için dünyada tadacakları azabın dışında bir de Cehennem azabı olduğunu bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “İşte bu size (Allah’ın azâbı)dır. Haydi bunu tadın! Muhakkak kâfirler için bir de Cehennem azâbı vardır. (Enfal, 14)”
Allahım, bizi ve neslimizi dünyevî ve uhrevî her türlü azabdan daima muhafaza eylediklerinden eyle.. Âmin..

Azab, Allah’a ve Resûlüne karşı gelmeleri yüzündendir

Ey insan! Allah, mü’minlere kuvvet verdiği vakit meleklere, Kendisinin onlarla beraber olduğunu ve artık iman edenlere sebat vermelerini, inkâr edenlerin kalblerine korku salacağını, kâfirlerin boyunları üstüne vurmalarını ve bütün parmaklarına da vurmalarını emrettiğini bildirir.
Allah, bu azabın onların Allah’a ve Resulüne (asm) karşı gelmeleri yüzünden onlara verildiğini haber verir. Allah, Allah’a ve Resulüne (asm) karşı gelen kimse için Allah’ın azabının pek şiddetli olduğunu bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Bu (azab), gerçekten onların Allah’a ve Resûlüne karşı gelmeleri yüzündendir. Kim Allah’a ve Resûlüne karşı gelirse, artık şübhesiz (bilsin) ki Allah, azâbı pek şiddetli olandır. (Enfal, 13)”
Allahım, bizi ve neslimizi Sana ve Resulüne (asm) itaat eden kimselerden eyle.. Âmin..

22 Mayıs 2017 Pazartesi

Haydi îmân edenlere sebât verin

Ey insan! Allah, meleklerle mü’minlere yardım ettiğinde tarafından bir emniyet olması için onları hafif bir uyku bürüdüğünü ve üzerlerine gökten bir su indirdiğini, bununla da onları temizlemeyi, kendilerinden şeytanın pisliği olan vesveseyi gidermeyi, kalblerini Kendisine bağlamakla pekiştirerek ayaklarını hak üzere sabit kılmayı dilediğini bildirir.
Allah, mü’minlerin kalblerini ve ayaklarını sabit kıldığı vakit meleklere, kendileriyle beraber olduğunu, iman edenlere sebat vermelerini, Kendisinin inkâr edenlerin kalblerine korku salacağını, o kâfirlerine boyunları üstüne vurmalarını ve bütün parmaklarına da vurmalarını vahyettiğini bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Yine o vakit Rabbin meleklere şöyle vahyediyordu: “Şübhesiz ben sizinle berâberim; haydi îmân edenlere sebât verin! İnkâr edenlerin kalblerine korku salacağım; haydi vurun (onların) boyunları üstüne! Ve vurun onların bütün parmaklarına!” (Enfal, 12)”
Allahım, bizi ve neslimizi beraber olup sebat verdiğin kullarından eyle.. Âmin..

Hafif bir uykuya bürüyor ve üzerinize bir su indiriyordu

Ey insan! Allah, Bedir Harbi’nde ardı ardına gelen bin melekle yardım ettiğini hatırlatmakla ancak mü’minlere bir müjde olmasını ve kalblerinin onunla mutmain olmasını dilediğini haber verir. Allah, yardımın ancak Allah tarafından olduğunu ve Allah’ın kudretinin her zaman üstün gelen Aziz, her işi hikmetli olan Hakim olduğunu bildirir.
Yardımın ancak Allah tarafından olduğunu bildiren Allah, o zaman mü’minleri tarafından bir emniyet olması için hafif bir uykuya bürüdüğünü ve üzerlerine gökten bir su indirerek onunla onları temizlemek, şeytanın pisliği olan vesvesesini gidermek, kalblerini kendine bağlayarak pekiştirmek ve böylece ayaklarını hak üzere sabit kılmak istediğini bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “O zaman sizi, tarafından bir emniyet olmak üzere hafif bir uykuya bürüyordu ve üzerinize gökten bir su indiriyordu ki, bununla sizi temizlesin, sizden şeytanın pisliğini (vesvesesini) gidersin, kalblerinizi pekiştirsin (kendine bağlasın) ve bununla ayakları(nızı) sâbit kılsın! (Enfal, 11)”
Allahım, bizi ve neslimizi emniyetli kıldığın, şeytanın pisliğini giderdiğin, kalblerini pekiştirdiğin ve ayaklarını sabit kıldığın kullarından eyle.. Âmin..

21 Mayıs 2017 Pazar

Yardım, ancak Allah tarafındandır

Ey insan! Allah, iki taifeden birisini vaad etmesinden önce Bedir Harbinde Rablerinden yardım istediklerini mü’minlere hatırlatır ve onların dualarını, onlara ardı ardına gelen bin melekle yardım edici olduğunu buyurarak kabul ettiğini bildirir.
Bedir Harbinde Rablerinden yardım isteyen mü’minlere ardı ardına gelen bin melekle yardım eden Allah, bunu ancak onlara bir müjde olması ve yanlarında Allah’ın olduğuna kalblerinin mutmain olması için yaptığını bildirir. Allah, gelen ve gelecek yardımın ancak Allah tarafından olduğunu, kudreti her zaman üstün gelen Aziz ve her işi hikmetli Hakim olduğunu buyurarak bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Allah bunu ancak bir müjde olsun ve kalbleriniz bununla mutmain olsun diye yapmıştı. Yardım, ancak Allah tarafındandır. Şübhesiz ki Allah, Azîz (kudreti her zaman üstün gelen)dir, Hakîm (her işi hikmetli olan)dır. (Enfal, 10)” Allahım, bizi ve neslimizi yardımlarınla kalbleri daima mutmain olan kullarından eyle.. Âmin..

Ardı ardına bin melekle yardım ediciyim

Ey insan! Allah, hak olan İslam’ın üstünlüğünü gerçekleştirmek ve kâfirlerin kökünü kesmek istediğini buyurmakla günahkârlar hoş görmese de o hakkın gerçekleştirmeyi ve İslam’a karşı olan o batılı ortadan kaldırmayı dilediğini bildirir.
Allah, mü’minlere Rablerinden yardım istediklerini hatırlatarak onlara ardı ardına gelen bin melekle yardım edici olduğunu bildirerek dualarını kabul ettiğini bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Hani Rabbinizden yardım istiyordunuz da: “Şübhesiz ben size ardı ardına (gelen) bin melekle yardım ediciyim!” diye duânızı kabûl etmişti. (Enfal, 9)”
Allahım, bizi ve neslimizi rahmetini yar ve yardımcı kıldığın kullarından eyle.. Âmin..

20 Mayıs 2017 Cumartesi

Günahkârlar hoş görmese de

Ey insan! Allah, hak olan cihadın belli olduğu vakit Allah’ın mü’minlere silahsız olan kervan veya silahlı düşman olan iki taifeden birisini vaad ettiğini, fakat mü’minlerin zayıf ve silahsız olan kervanın kendilerinin olmasını istediklerini, Allah’ın ise vaad ettiği sözleriyle hak olan İslam’ın üstünlüğünü gerçekleştirmek ve böylece kâfirlerin kökünü kesmek istediğini bildirir.
İslam’ı üstün kılmak ve kâfirlerin kökünü kesmek isteyen Allah, böylece bunu yapmayı günahkârlar hoş görmese de hak olan İslam’ın üstün olduğunu gerçekleştirmek ve İslam’ın karşısında duran o batılı ortadan kaldırmak istediğini bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Ki günahkârlar hoş görmese de, o hakkı gerçekleştirsin ve o bâtılı ortadan kaldırsın! (Enfal, 8)”
Allahım, bizi ve neslimizi o hakkı gerçekleştirmeye ve batılı ortadan kaldırmaya yardım edenlerden eyle.. Âmin..

Allah, sözleriyle hakkı gerçekleştirmek istiyor

Ey insan! Allah, mü’minler için hak olan cihadın gerekli olmasından sonra isteksiz olanların göz göre göre ölüme sürükleniyormuşlar gibi cihadın neticesindeki güzellikleri düşünmeden o hak olan cihad hususunda Resul-i Ekrem (asm) ile mücadele ettiklerini bildirir.
Allah, Müslümanlara hak olan cihadın belli olduğunda kendilerine biri silahsız kervan, diğeri silahlı düşman olan iki taifeden birisinin kendilerinin olacağını vaad ettiğini, fakat onların kendilerine göre zayıf ve silahsız olan kervanın kendilerinin olmasını istediklerini, Allah’ın ise sözleriyle hak olan İslam’ın üstünlüğünü gerçekleştirmek ve azılı kâfirlerin kökünü kesmek istediğini bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “O vakit Allah size, iki tâifeden (silâhsız kervan veya silâhlı düşmandan) birinin şübhesiz sizin olacağını va‘d ediyordu; fakat (siz,) gerçekten zayıf (ve silahsız) olanın sizin olmasını istiyordunuz; hâlbuki Allah, sözleriyle o hakkı gerçekleştirmek (İslâm’ı üstün kılmak) ve kâfirlerin kökünü kesmek istiyordu. (Enfal, 7)”
Allahım, bizi ve neslimizi tercihlerini rızana muvafık kıldıklarından eyle.. Âmin..

19 Mayıs 2017 Cuma

O hak husûsunda seninle mücâdele ediyorlardı

Ey insan! Allah, iman edenlerin ganimet hakkında ihtilafa düştüğünü, Resul-i Ekrem (asm) ile iman edenlerin evlerinden İslam davası adına hak uğruna çıktıklarını, sadece kervan için çıktıklarından bir cihad emriyle karşılaşınca mü’minlerden bir kısmının bu cihada gerçekten isteksiz olduklarını bildirir.
Allah, silahlı taife ile cihad edecekleri hak ortaya çıkıp cihad gerekli olduktan sonra, mü’minlerden isteksiz olanlar sanki göz göre göre ölüme sürüklendiklerini düşündüklerinden cihadın neticesindeki güzellikleri düşünmeden hak olan cihad emri hususunda Resul-i Ekrem (asm) ile mücadele ettiklerini bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “(Hak) ortaya çıktıktan (ve artık cihâd gerekli olduktan) sonra, sanki onlar (göz) göre göre ölüme sürükleniyorlarmış gibi (netîcesindeki güzellikleri düşünmeden) o hak husûsunda seninle mücâdele ediyorlardı. (Enfal, 6)”
Allahım, bizi ve neslimizi daima Sana ve Resulüne (asm) itaat edenlerden eyle.. Âmin..

Mü'minlerden bir kısmı cihada isteksizlerdi

Ey insan! Allah, haber verdiği gerçekten iman edenlerin vasıflarını yaşayanların gerçek mü’minler olduklarını ve onlar için Rableri katında dereceler, bir mağfiret ve daimî bir rızık olduğunu bildirir.
Allah, mü’minlerin ganimetler hakkındaki ihtilafı benzetme yoluyla haber verir. Allah, Resul-i Ekrem’i (asm) ve mü’minleri evlerinden davaları olan hak uğruna çıkardığında, sadece hafif silahlı olan kervan için çıktıklarından, sayıca ve silahça daha kuvvetli olan birliğe karşı bir cihad emriyle karşılaştıklarında mü’minlerin bir kısmının gerçekten isteksiz olduklarını bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “(Onların ganîmetler hakkındaki ihtilâfı) şu hâle benzer ki, Rabbin seni evinden hak uğruna (da‘vân adına) çıkarmıştı da, (sâdece kervan için çıkıp, bir cihad emriyle karşılaşınca) doğrusu mü’minlerden bir kısmı (buna) gerçekten isteksizlerdi. (Enfal, 5)”
Allahım, bizi ve neslimizi yolunda mücadele ve mücahedede daima istekli ve gayretli eyle.. Âmin..

18 Mayıs 2017 Perşembe

İşte gerçek mü’minler onlardır.

Ey insan! Allah, gerçekten iman eden mü’minlerin namazı hakkıyla eda ettiklerini ve kendilerini rızıklandırdığı şeylerden sadaka ve zekat olarak Allah yolunda sarf ettiklerini bildirir.
Gerçekten iman eden mü’minlerin vasıflarını haber veren Allah, gerçek mü’minlerin o vasıfları üzerinde taşıyan ve yerine getirenler olduklarını buyurur. Allah, onlar için şefkatle terbiye eden Rableri katında yüksek dereceler, günahlarını bağışlayan bir mağfiret ve daimî istifade edecekleri bir rızık olduğunu bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “İşte gerçek mü’minler onlardır. Onlar için Rableri katında dereceler, bir mağfiret ve dâimî bir rızık vardır. (Enfal, 4)”
Allahım, bizi ve neslimizi gerçek mü’minlerden eyle.. Âmin..

Onlar ki, namazı hakkıyla edâ ederler, zekatı verirler

Ey insan! Allah, iman eden mü’minlerin ancak Allah anıldığında kalbleri ürperen, kendilerine Allah’ın âyetleri okunduğunda bunun imanlarını artıran ve yalnız Rablerine tevekkül eden kimseler olduğunu bildirir.
Gerçekten iman eden mü’minlerin vasıflarını haber veren Allah, namazı, hakkıyla eda şartları olan tadil-i erkan, vakti muhafaza ve devam üzere kıldıklarını ve kendilerine rızık olarak verdikleri nimetlerden de Allah yolunda sadaka ve zekat yoluyla sarf ettiklerini bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Onlar ki, namazı hakkıyla edâ ederler ve kendilerini rızıklandırdığımız şeylerden (Allah yolunda) sarf ederler. (Enfal, 3)”
Allahım, bizi ve neslimizi namazı hakkıyla eda eden ve rızıklandırdığın şeylerden yolunda sarf eden mü’minlerden eyle.. Âmin..

17 Mayıs 2017 Çarşamba

Mü’minler ancak o kimselerdir ki

Ey insan! Allah, Resul-i Ekrem’e (asm) ganimetlerden sorduklarını ve onlara enfal denilen ganimetler hakkındaki hükmün Allah ve Resulüne (asm) aid olduğunu söylemesini haber verir. Allah, Allah ve Resulünün (asm) hükmünden sonra artık Allah’dan korkup aralarındaki ihtilaf halini düzeltmelerini, eğer gerçek bir mü’min iseler Allah ve Resulüne (asm) itaat etmelerini bildirir.
Allah, mü’minlerin ancak Allah anıldığında kalbleri ürperen ve kendilerine Allah’ın âyetleri okunduğunda bunun onların imanlarını artıran ve yalnız şefkatle terbiye eden Rablerine tevekkül edip dayanan kimseler olduğunu bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “Mü’minler ancak o kimselerdir ki, Allah anıldığı zaman kalbleri ürperir; kendilerine O’nun âyetleri okunduğunda (bu, onların) îmanlarını artırır ve (onlar yalnız) Rablerine tevekkül ederler. (Enfal, 2)”
Allahım, bizi ve neslimizi Allah anıldığında kalbleri ürperen, âyetler okunduğunda imanları artan ve yalnız Sana tevekkül edenlerden eyle.. Âmin..

Enfâl Allah’a ve peygambere âiddir

Ey insan! Allah, başta enfal ve ganimetler olmak üzere cihad, iman, küfür, sabır, münafıklar, meleklerle yardım etmesi, Allah ve Resulüne (asm) itaat, imtihan, fitne, kâfirlerin tuzaklarını Allah’ın bozması gibi bir çok konuya değinir, haber verir.
Allah, Resul-i Ekrem’e (asm) hitab ederek kendisine cihad neticesinde elde edilen ganimetlerden sorduklarını, onlara enfal ve ganimetlerin Allah ve Peygambere (asm) aid olduğunu haber verir. Allah, ganimet hakkında hükmü haber verdikten sonra iman edenlere Allah’dan korkmalarını ve aralarındaki ihtilaf halini düzletmelerini, eğer iman ediyorlarsa Allah’a ve Resulüne (asm) etmelerini bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “(Habîbim, yâ Muhammed!) Sana ganîmetlerden soruyorlar. De ki: “Enfâl (ganîmetler hakkında hüküm) Allah’a ve peygambere âiddir.” Artık Allah’dan korkun ve aranızdaki hâli (ihtilâfı) düzeltin! Eğer (gerçek) mü’minler iseniz, Allah’a ve Resûlüne itâat edin! (Enfal, 1)”
Allahım, bizi ve neslimizi Kendine ve Resulüne (asm) itaat edenlerden eyle.. Âmin..

16 Mayıs 2017 Salı

Cihad ve ganimetlerden bahseden sure, Enfal Suresi

Ey insan! Enfal Suresi, Kur’an-ı Kerim’in 8. suresi olup 93. sure olarak Medine devrinde nazil olmuştur, 75 âyettir.
Allah Enfal Suresinde, enfal denilen ganimetlerden, mü’minlerin hal ve vasıf ve akıbetlerinden, mü’minlerin Allah anıldığında kalblerinin ürpermesinden, iman ve tevekkülden, namazı hakkıyla edadan, sadaka ve zekâttan, cihaddan, mü’minlerin iki taifeden zayıf olanı tercih ettiklerinden, Allah’ın kâfirlerin kökünü kesmek istemesinden, hak ve batıldan, meleklerle gelen yardımlardan, Allah’ın ihsanlarından, şeytanın pisliğinden, kâfirlere gelen azabdan, kafirlerin Allah ve Resulüne (asm) karşı gelmelerinden, savaş halindeki mü’minlere tavsiyelerden, Bedir’de öldürenin Allah olduğundan, zafer ve ganimetin mü’minler için bir imtihan olmasından, Allah ve Resulüne (asm) itaat ve Kur’an’dan yüz çevirmemeden, kafirlerin hallerinden, Allah ve Resulüne (asm) icabetten, fitneden sakınmaktan, mal ve çocukların birer imtihan olmasından, kâfirlerin tuzaklarından ve Allah’ın tuzağından, kâfirlerin âyetlere masal dediğinden, Mescid-i Haram’ın hizmetinin ehlinin takva sahibleri olduğundan, Kâbe’den, kâfirleri topluca Cehenneme atacağından, Allah yolunda savaşmaktan, ganimetlerin taksiminden, mü’minlerin gözlerine kâfir ordularını az göstermesinden, Allah ve Resulüne (asm) itaatten, mü’minlerin birbirleriyle çekişmemesinin gereğinden, sabırdan, gösteriş yapıp Allah yolundan men edenlerden, münafıklardan, meleklerin kâfirlerin canını alışlarından, müşriklerin adetlerinden, inkârcıların hallerinden, Allah’ın hainleri sevmediğinden, kâfirlere karşı cihad için hazırlık yapılmasından, barış isteyen kâfirlerle barış yapılmasından, mü’minlere Allah’ın yeteceğinden, mü’minlerin cihada teşvik edilmesinden, yeryüzünde ağır basmadıkça esir alınmamasından, Muhacir ve Ensar’dan, kâfirlerin birbirinin dostu olmasından, akrabalık bağından bahseder.
Allahım, bizi ve neslimizi Enfal Suresinden murad mana, fazilet ve sırlara mazhar eyle.. Âmin..


 

Allah, mü’min erkeklerin ve mü’min kadınların tevbelerini kabûl etsin

Ey insan! Allah, Kendisini tanıtacak, kulluk görevini bilecek ve yapacak cihaz, alet ve ölçüleri emanet olarak göklere, yere ve dağlar arz ettiklerini, fakat emanetin şer cihetlerinden dolayı yüklenmeyi çekindiklerini ve ondan korktuklarını, insanın ise onu hemen yükleniverdiğini haber verir. Allah, insanın, emaneti şerre alet ettiklerinden çok zalim ve şerrin neticesinin pek ağır olduğunu, Allah’ın azametini anlamadıkları için çok cahil olduğunu bildirir.
Allah, bu emaneti insana vermekle iman etmediği halde iman etmiş gibi görünen münafık erkekler ile münafık kadınlara, Allah’a başka şeyleri ortak koşan müşrik erkekler ile müşrik kadınlara azab edeceğini haber verir. Allah, emaneti vermekle iman eden mü’min erkekler ile mü’min kadınların da tevbesini kabul edeceğini, Kendisinin günahları çok bağışlayan Gafur ve kullarına karşı çok merhamet eden Rahim olduğunu bildirir.
Allah bu hususu bize şöyle haber verir: “(Bu emâneti insana verdi) ki Allah, münâfık erkekler ve münâfık kadınlara, müşrik erkekler ve müşrik kadınlara (o emânete hâinlik etmeleri sebebiyle) azâb etsin; ve Allah, mü’min erkeklerin ve mü’min kadınların tevbelerini kabûl etsin! Çünki Allah, Gafûr (çok bağışlayan)dır, Rahîm (çok merhamet eden)dir. (Ahzab, 73)”
Allahım, bizi ve neslimizi tevbesini kabul ettiğin, mağfiret ve merhamet buyurduğun kullarından eyle.. Âmin..

15 Mayıs 2017 Pazartesi

Doğrusu insan çok zâlim, çok câhildir

Ey insan! Allah, Allah’dan sakınan ve doğru söz söyleyen iman edenler için işlerini düzelteceğini ve günahlarını bağışlayacağını haber verir. Allah, Kendisine ve Resulüne (asm) itaat eden kimsenin büyük bir kurtuluşa ereceğini bildirir.
Allah, Kendisini tanıtacak, kulluk vazifesini bildirecek emaneti göklere, yere ve dağlara arz ettiklerini, fakat onların bu emaneti yüklenmekten çekinip korktuklarını haber verir. Allah, göklerin, yerin ve arzın yüklenmekten korktukları emaneti insanın yükleniverdiğini, emaneti şerre kullandığı için çok zalim ve neticesinin pek ağır olduğunu bilmediği için çok cahil olduğunu bildirir.
Allah bu hususu bize şöyle haber verir: “Muhakkak ki biz emâneti göklere, yere ve dağlara arz ettik de (onlar) onu yüklenmekten çekindiler ve ondan korktular; insan ise onu yükleniverdi. Doğrusu o çok zâlim, çok câhildir. (Ahzab, 72)”
Allahım, bizi ve neslimizi emaneti hakkıyla taşıyan kullarından eyle.. Âmin.
 

Kim Allah’a ve Resûlüne itâat ederse

Ey insan! Allah iman edenlere hitab ederek Allah’dan sakınmalarını ve konuştuklarında doğru söz söylemelerini bildirir.
İman edenlere Allah’dan sakınmalarını ve doğru söz söylemelerini emreden Allah, böylece kendilerine işlerini düzelteceğini ve kendileri için işledikleri günahlarını bağışlayacağını haber verir. Allah, ayrıca Allah’a ve Resulüne (asm) itaat eden kimsenin itaatine mükâfat olarak Cehennem gibi dehşetli bir azabdan Cennete girmekle büyük bir kurtuluşa ermiş olacağını bildirir.
Allah bu hususu bize şöyle haber verir: “Ki (Allah), size işlerinizi düzeltsin ve sizin için günahlarınızı bağışlasın! Ve kim Allah’a ve Resûlüne itâat ederse, o takdirde gerçekten büyük bir kurtuluşa ermiş olur. (Ahzab, 71)”
Allahım, bizi ve neslimizi işlerini düzelttiğin ve günahlarını bağışladığın büyük kurtuluşa eren kullarından eyle.. Âmin..

14 Mayıs 2017 Pazar

Allah’dan sakının ve doğru söz söyleyin

Ey insan! Allah, iman edenlere vaktiyle Hz. Musa’ya (as) eziyet edenler gibi olmamaları için ikazda bulunur ve nihayetinde Allah’ın Hz. Musa’yı (as) Allah katında şerefli bir kimse olduğu için eziyet edenlerin söyledikleri şeyden temize çıkardığını bildirir.
Allah, iman edenlere ayrıca Allah’a asi olmaktan ve gazabını üzerlerine çekmekten sakınmalarını ve konuştukları zaman doğru söz söylemelerini bildirir.
Allah bu hususu bize şöyle haber verir: “Ey îmân edenler! Allah’dan sakının ve doğru söz söyleyin! (Ahzab, 70)”
Allahım, bizi ve neslimizi Senden sakınan ve doğru söz söyleyen kullarından eyle.. Âmin..

Mûsâ’ya eziyet eden kimseler gibi olmayın

Ey insan! Allah, ateşte çevrilirken bin pişman olan ve kendilerini yoldan saptıranların tabi oldukları reisleri ve büyükleri olduğunu söyleyen kâfirlerin, kendilerini yoldan saptıranlara azabdan iki kat vermesini ve onlara büyük bir lanet ile lanet etmesini söyleyeceklerini bildirir.
Allah, iman edenlere hitab ederek vaktiyle Hz. Musa’ya (as) eziyet eden kimseler gibi olmaması için onlara ikazda bulunur. Allah, sonunda Hz. Musa’ya (as) eziyet edenlerin söyledikleri şeyden Hz. Musa’yı (as) Allah katında şerefli bir kul olduğu için temize çıkardığını bildirir.
Allah bu hususu bize şöyle haber verir: “Ey îmân edenler! (Siz de vaktiyle) Mûsâ’ya eziyet eden kimseler gibi olmayın; nihâyet Allah onu, söyledikleri şeyden temize çıkarmıştı. Çünki (o,) Allah katında şerefli (bir kul) idi. (Ahzab, 69)”
Allahım, bizi ve neslimizi katında şerefli kıldığın kullarından eyle.. Âmin..

13 Mayıs 2017 Cumartesi

Rabbimiz! Onlara azabdan iki kat ver

Ey insan! Allah, ateş içinde yüzleri çevrilirken Allah’a ve Peygambere itaat etmediklerine bin pişman olan kâfirlerin kendilerini şefkatle terbiye eden Rablerine, kendilerinin reislerine ve büyüklerine uyduklarını ve onların da kendilerini hak yoldan saptırdıklarını söyleyeceklerini bildirir.
Allah, kendilerini hak yoldan saptıranların reisleri ve büyükleri olduğunu ateşte çevrilirken söyleyen kâfirlerin şefkatle terbiye eden Rablerine, kendilerini haktan saptıran o reis ve büyüklerine azabdan iki kat vermesini ve onlara büyük bir lanetle lanet etmesini söyleyeceklerini bildirir.
Allah bu hususu bize şöyle haber verir: “Rabbimiz! Onlara azabdan iki kat ver ve onlara büyük bir lâ‘netle lâ‘net et!” (Ahzab, 68)”
Allahım, bizi ve neslimizi hakka tabi olan kullarından eyle.. Âmin..

Uyduğumuz reislerimiz ve büyüklerimiz bizi yoldan saptırdılar

Ey insan! Allah, kıyamet günü alevli ateşte ebedî olarak kalıcı olan kâfirlerin yüzleri ateş içinde çevrilirken kendi kendilerine sitem ederek dünyada iken Allah’a ve Peygambere itaat etmeyi şiddetle arzulayacaklarını bildirir.
Allah, Allah ve Peygamberine itaat etmedikleri için bin pişman olan kâfirlerin reislerine ve büyüklerine uyduklarını ve onların da kendilerini hak yoldan saptırdıklarını söyleyeceklerini bildirir.
Allah bu hususu bize şöyle haber verir: “Ve: “Rabbimiz! Gerçekten biz, reislerimize ve büyüklerimize uyduk da (onlar) bizi (hak) yoldan saptırdılar” diyeceklerdir. (Ahzab, 67)”
Allahım, bizi ve neslimizi Sana ve Peygamberine (asm) itaat edenlerden eyle.. Âmin..

12 Mayıs 2017 Cuma

Eyvah bize! Keşke Allah’a ve peygambere itâat etseydik

Ey insan! Allah, lanetlediği kâfirlerin hazırladığı alevli ateşte ebedî olarak kalıcı olduklarını ve o gün kendilerine azabını hafifletecek veya giderecek bir dost ve yardımcı bulamayacaklarını bildirir.
Allah, alevli ateşte ebedî olarak kalıcı olduklarını haber verdiği kâfirlerin, o gün yüzleri ateş içinde halden hale, azabdan azaba çevrilirken kendi kendilerine “eyvah bize, keşke Allah’a itaat etseydik, peygambere de itaat etseydik” diyeceklerini bildirir.
Allah bu hususu bize şöyle haber verir: “O gün, yüzleri ateş içinde çevrilirken: “Eyvah bize! Keşke Allah’a itâat etseydik, peygambere de itâat etseydik!” diyeceklerdir. (Ahzab, 66)”
Allahım, bizi ve neslimizi daima Sana ve Peygamberine (asm) itaat edenlerden eyle.. Âmin..

Kâfirler ateşte ebedî olarak kalıcıdırlar

Ey insan! Allah, kâfirlere muhakkak lanet ettiğini ve onlar için alevli bir ateş hazırladıklarını bildirir.
Kâfirler için alevli bir ateş hazırladıklarını bildiren Allah, onların ebedî olarak kalıcı olduklarını, o gün kendilerine bir dost ve bir yardımcı bulamayacaklarını bildirir.
Allah bu hususu bize şöyle haber verir: “(Onlar) orada ebedî olarak kalıcıdırlar. (O gün kendilerine) ne bir dost, ne de bir yardımcı bulacaklardır. (Ahzab, 65)”
Allahım, bizi ve neslimizi Cehennem ateşinden daima muhafaza eyle.. Âmin..

11 Mayıs 2017 Perşembe

Allah kâfirlere lâ‘net etmiştir

Ey insan! Allah, Resul-i Ekrem’e (asm) kendisine insanların kıyametin vaktinden sorduklarını ve onlara kıyametin ilminin ancak Allah katında olduğunu, kıyametin belki yakın olabileceğini söylemesini bildirir.
Allah, âyetlerini yalanlayıp inkâr eden kâfirlere lanet ettiğini ve o günahlarının cezası olarak onlar için alevli bir ateş hazırladığını bildirir.
Allah bu hususu bize şöyle haber verir: “Şübhesiz ki Allah kâfirlere lâ‘net etmiş ve onlar için alevli bir ateş hazırlamıştır. (Ahzab, 64)”
Allahım, bizi ve neslimizi iman edip rahmet ettiğin kullarından eyle.. Âmin..

İnsanlar sana kıyametten soruyorlar

Ey insan! Münafıkların, kalblerinde bir hastalık bulunanların ve yalan haber yayanların savaş esnasında bulundukları yerde öldürüleceklerini bildiren Allah, Resul-i Ekrem’den önce gelip geçen ümmetler hakkında Allah’ın kanununun böyle olduğunu ve Allah’ın kanununda asla bir değişme bulamayacağını Resul-i Ekrem’e (asm) bildirir.
Allah, Resul-i Ekrem’e (asm) hitab ederek kendisine insanların kıyametin ne zaman kopacağını sorduklarını haber verir. Allah, kıyametten soranlara, onun ilminin ancak Allah katında olduğunu, o kıyametin pek yakın olabileceğini, fakat onların bilemeyeceğini söylemesini bildirir.
Allah bu hususu bize şöyle haber verir: “İnsanlar sana kıyâmet(in vaktin)den soruyor. De ki: “Onun ilmi ancak Allah katındadır. Ne bilirsin, belki o kıyâmet yakın olabilir!” (Ahzab, 63)”
Allahım, bizi ve neslimizi kıyamet günü yüzü ak ve emin olanlardan eyle.. Âmin..

10 Mayıs 2017 Çarşamba

Elli senelik ömrü kazandıran kandil, Beraat

Ey insan! Şu fani dünyaya ticaret ve memuriyet için gönderilen ve en güzel kıvamda yaratılan insan, nefis ve şeytanına aldanarak, onların esaretine girerek ticaret ve memuriyetini unutur. Vazifesini ve ahireti unutur. İnsanı nefsi bir balık gibi yutar ve ebedî hayatının mahvına çalışır.
İnsanı, nefis ve şeytanın esaretinden kurtaran, dalaletin ve küfrün karanlık zindanından kurtaran beraatı iman ve itaatidir. Allah’a ve ahirete iman edip salih ameller işler, birbirine hakkı tavsiye eder, o zaman aşağıların aşağısı olan esfel-i safilinden kurtulup yücelerin yücesi olan ala-yı illiyyine, hakikî kulluk ve mahbubiyet mertebesine çıkar.
Hayat-ı ictimaiyenin boğucu hengamesi altında boğulan, bir nebze gaflete giren insana kulluğunu hatırlatmak ve yaşatmak için Allah, insana mübarek gün ve geceler ihsan eylemiş, o günlere mahsus rahmetini ziyadeleştirmiştir. Üç aylar ve onlardaki Regaib, Mirac, Beraat ve Kadir Geceleri ve Mevlid Kandiliyle insanları rahmetiyle kuşatmıştır. Bire on olan salih amel ve Kur’an harfinin sevabını o günlere mahsus yüzlere, binlere, hatta Mirac’ta onbinlere, Beraat’te yirmibinlere ve Kadir’de otuzbinlere çıkartır.
Mübarek gün ve gecelerde çoklukla Kur’an, istiğfar ve salavatla meşgul olmak elli senelik, seksen senelik bir manevî ömrü kazandırabilir.
Allah’tan niyazımız odur ki mübarek gün ve gecelerde rızasına muvaffak ve nail olabilmeyi bizlere nasib eylesin.. Âmin..

Allah’ın kanûnunda aslâ bir değişme bulamazsın

Ey insan! Allah, savaş halinde iken münafıkların, kalblerinde bir hastalık bulunanların ve yalan haber yayanların lanetlenmiş olduğunu ve nerede bulunurlarsa yakalanıp öldürülmelerini bildirir.
Allah, Resul-i Ekrem’den (asm) önce gelip geçen ümmetler hakkında Allah’ın kanununun böyle olduğunu ve Allah’ın kanununun her zaman cari olup asla bir değişme olmayacağını bildirir.
Allah bu hususu bize şöyle haber verir: “Bundan önce gelip geçen (ümmet)ler hakkında Allah’ın kanûnu (böyle)dir. Ve Allah’ın kanûnunda aslâ bir değişme bulamazsın! (Ahzab, 62)”
Allahım, bizi ve neslimizi tokada müstahak olan kullarından eyleme.. Âmin..

9 Mayıs 2017 Salı

Lâ‘netlenmiş kimseler, nerede bulunurlarsa yakalanıp öldürülürler

Ey insan! Allah, Celalinin hakkı için münafıklar, kalblerinde nifak hastalığı bulunanlar ve Medine’de yalan haber yayan yahudilerin yaptıkları nifak ve fitneden vazgeçmemeleri halinde Peygamberi (asm) ve Müslümanları mutlaka onlara musallat edeceklerini, sonrasında da Medine’de pek aza komşu kalabileceklerini bildirir.
Allah, münafıklar ve kalblerinde nifak hastalığı bulunanlar ile Medine’de yalan haber yayanların lanetlenmiş kimseler olarak savaş halinde nerede bulunurlarsa yakalanıp mutlaka öldürüleceklerini bildirir.
Allah bu hususu bize şöyle haber verir: “Lâ‘netlenmiş kimseler olarak, nerede bulunurlarsa yakalanır ve mutlaka öldürülürler. (Ahzab, 61)”
Allahım, bizi ve neslimizi lanetlenmiş kimselerden eyleme.. Âmin..

Fitneden vazgeçmezlerse, seni onlara musallat ederiz

Ey insan! Allah, Resul-i Ekrem’e (asm) hitab ederek hanımlarına, kızlarına ve mü’minlerin hanımlarına baş, yüz ve bedenlerini kapatacak şekilde dış örtüleri olan çarşaflarının bir kısmıyla da üzerlerini örtmelerini söylemesini haber verir. Allah, bu şekilde tesettüre girmeleri onların tanınıp rahatsız edilmemeleri ve iffetleri için daha yakın ve elverişli olduğunu, hatalarına karşı çok bağışlayan Gafur ve çok merhamet eden Rahim olduğunu bildirir.
Allah, Celalinin hakkı için teminat vererek münafıkların ve kalblerinde bir nifak hastalığı bulunanların ve Medine’de yalan haber yayan yahudilerin yaptıkları nifak ve fitneden vazgeçmemeleri halinde Resul-i Ekrem’i (asm) ve Müslümanları mutlaka onlara musallat edeceklerini, sonrasında da Medine’de pek az bir süre Resul-i Ekrem’e (asm) komşu olarak kalabileceklerini bildirir.
Allah bu hususu bize şöyle haber verir: “Celâlim hakkı için, eğer münâfıklar ve kalblerinde bir hastalık bulunanlar ve Medîne’de yalan haber yayanlar (yahudiler, bu yaptıklarından) vazgeçmezlerse, seni onlara mutlaka musallat ederiz; sonra orada (Medîne’de) ancak pek az (bir süre) sana komşu kalabilirler! (Ahzab, 60)”
Allahım, bizi ve neslimizi nifak ve kalbî hastalıklardan, yalan haber yapanlardan daima muhafaza eyle.. Âmin..

8 Mayıs 2017 Pazartesi

Dış örtülerinden çarşaflarıyla üzerlerini örtsünler

Ey insan! Allah, yapmadıkları bir şeyden dolayı mü’min erkeklere ve mü’min kadınlara eziyet edenlerin gerçekten bir iftira ve apaçık bir günahı yüklendiklerini bildirir.
Allah, Resul-i Ekrem’e (asm) hitab ederek zevcelerine, kızlarına ve mü’minlerin kadınlarına başlarını ve yüzlerini kapatacak şekilde bedenlerini hatlarını göstermeden tamamen örten dış örtüleri olan çarşaflarından bir kısmıyla da üzerlerini örtmelerini emreder. Allah, bu şekilde tesettüre girmelerinin tanınıp iffetlerine dil uzatılmamalarına ve rahatsız edilmemelerine daha yakın ve elverişli olduğunu haber verir. Allah, onlara karşı çok bağışlayan Gafur ve çok merhamet eden Rahim olduğunu bildirir.
Allah bu hususu bize şöyle haber verir: “Ey Peygamber! Zevcelerine, kızlarına ve mü’minlerin kadınlarına söyle, (başlarını ve yüzlerini kapatacak şekilde) dış örtülerinden (çarşaflarından bir kısmıyla) üzerlerini örtsünler! Bu, onların (iffetli olarak) tanınıp da rahatsız edilmemeleri için daha yakındır (daha elverişlidir). Allah ise, Gafûr (çok bağışlayan)dır, Rahîm (çok merhamet eden)dir. (Ahzab, 59)”
Allahım, bizi ve neslimizi tesettüre riayet eden, mağfiret ve rahmetine mazhar olanlardan eyle.. Âmin..

Eziyet edenler, bir iftirâ ve apaçık bir günah yüklenmişlerdir

Ey insan! Allah, küfür ve isyanlarıyla Allah ve Resulüne (asm) eziyet edenlerin Allah tarafından dünya ve ahirette muhakkak lanetlendiğini ve onlar için pek aşağılayıcı bir azabın hazırlandığını bildirir.
Allah, mü’min erkeklere ve mü’min kadınlara yapmadıkları bir şeyden dolayı eziyet edenlerin gerçekten bir iftira ve apaçık bir günah yüklendiklerini bildirir.
Allah bu hususu bize şöyle haber verir: “Mü’min erkeklere ve mü’min kadınlara, yapmadıkları bir şeyden dolayı eziyet edenler ise, bu takdirde gerçekten bir iftirâ ve apaçık bir günah yüklenmişlerdir. (Ahzab, 58)”
Allahım, bizi ve neslimizi iftiradan ve iftira etmekten muhafaza eyle.. Âmin..

7 Mayıs 2017 Pazar

Allah ve Resûlüne o eziyet edenler yok mu

Ey insan! Allah, Resul-i Ekrem’e (asm) Allah ve meleklerinin muhakkak salat ettiklerini haber verir. Allah, iman edenlere de hitab ederek onların da Resul-i Ekrem’e (asm) salat edip teslimiyetle selam etmelerini bildirir.
Allah, kendilerine gönderilen âyetleri inkâr ve isyan ederek Allah’a ve Resul-i Ekrem’e (asm) eziyet edenlere Allah’ın hem dünyada hem ahirette lanet ettiğini ve onlar için pek aşağılayıcı bir azabın hazırlandığını bildirir.
Allah bu hususu bize şöyle haber verir: “Şübhesiz ki Allah ve Resûlüne o eziyet edenler yok mu, Allah onlara hem dünyada hem âhirette lâ‘net etmiş ve onlar için (pek) aşağılayıcı bir azab hazırlamıştır. (Ahzab, 57)”
Allahım, bizi ve neslimizi Senin ve Resulünün (asm) razı ve hoşnud olduğu kullarından eyle.. Âmin..

Allah ve melekleri, o Peygambere salât ederler

Ey insan! Allah, Peygamber (asm) hanımlarına babaları, oğulları, erkek kardeşleri, erkek kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, kendi kadınları olan Müslüman kadınlar ve sahib oldukları köleleri ile perdesiz görüşüp konuşmalarında bir günah olmadığını haber verir. Allah, bununla beraber Allah’dan sakınmalarını ve Allah’ın herşeye hakkıyla şahid olduğunun şübhesiz olduğunu bildirir.
Allah, temin ederek Allah ve meleklerinin Resul-i Ekrem’e (asm) salat ve yardım ettiklerini haber verir. Allah, iman edenlere hitab ederek onların da Resul-i Ekrem’e (asm) salat ve dua etmelerini ve O’na (asm) tam teslimiyetle selam vermelerini bildirir.
Allah bu hususu bize şöyle haber verir: “Muhakkak ki Allah ve melekleri, o peygambere salât ederler. Ey îmân edenler! (Siz de) ona salât edin ve (ona) teslîmiyetle selâm verin! (Ahzab, 56)”
Allahım, bizi ve neslimizi Resul-i Ekrem’e (asm) daima salat ve selam edenlerden eyle.. Âmin..

6 Mayıs 2017 Cumartesi

Bununla berâber Allah’dan sakının!

Ey insan! Allah, iman edenlere bir şeyi açıklasalar da onu gizleseler de fark etmeyeceğini, Allah’ın herşeyi hakkıyla bilen olduğunda hiçbir şübhe olmadığını bildirir.
Allah, Peygamber (asm) hanımlarına babaları, oğulları, erkek kardeşleri, erkek kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, kendi kadınları olan Müslüman kadınlar ve sahib oldukları köleleri ile perdesiz görüşüp konuşmaları hakkında bir günah olmadığını haber verir. Allah, Peygamber (asm) hanımlarına hitab ederek görüşüp konuşma düsturuyla beraber hataya düşmemek hususunda Allah’dan sakınmalarını, Allah’ın herşeye hakkıyla şahid olduğunda şübhe olmadığını bildirir.
Allah bu hususu bize şöyle haber verir: “Onlara (peygamberin zevcelerine), ne babaları, ne oğulları, ne erkek kardeşleri, ne erkek kardeşlerinin oğulları, ne kız kardeşlerinin oğulları, ne kendi kadınları (Müslüman kadınlar) ve ne de sâhib oldukları köleleri hakkında bir günah yoktur (bunlarla perdesiz görüşüp konuşabilirler). (Ey peygamber zevceleri!) Bununla berâber Allah’dan sakının! Şübhesiz Allah, herşeye hakkıyla şâhiddir. (Ahzab, 55)”
Allahım, bizi ve neslimizi Senden hakkıyla sakınan kullarından eyle.. Âmin..

Allah, herşeyi hak­kıyla bilendir

Ey insan! Allah, iman edenlere yemeğe davet edilmedikçe Resul-i Ekrem’in (asm) evlerine girmemelerini, fakat çağrıldıkları vakit girip yemeği yiyince sohbete dalmadan dağılmalarını, aksi takdirde bu halin Peygambere (asm) eziyet verdiğini, bunu onlara söylemekten Peygamberin (asm) utandığını, Allah’ın ise hakkı söylemekten çekinmeyeceğini haber verir. Allah, Resul-i Ekrem’in hanımlarından bir şey istedikleri zaman bir perdenin arkasından istemelerini, bunun hem onların kalbleri için hem Peygamber (asm) hanımlarının kalbleri için daha temiz olduğunu bildirir. Allah, iman edenlerin Resul-i Ekrem’i (asm) incitmelerinin ve kendisinden sonra hanımlarını nikâhlamalarının ebediyen caiz olmadığını, bunun Allah katında pek büyük bir günah olduğunu bildirir.
Allah, iman edenlere bir şeyi açıklasalar da onu açıklamayıp gizleseler de fark etmeyeceğini, Allah’ın herşeyi hakkıyla bilen olduğunda hiç şübhe olmadığını bildirir.
Allah bu hususu bize şöyle haber verir: “Eğer bir şeyi açıklasanız da o­nu gizleseniz de (fark etmez); hiç şüb­hesiz ki Allah, herşeyi hak­kıyla bilendir. (Ahzab, 54)”
Allahım, bizi ve neslimizi açıkladıklarını ve gizlediklerini rızana uygun kıldıklarından eyle.. Âmin..

5 Mayıs 2017 Cuma

Bu hâliniz, pey­gambere eziyet veriyor

Ey insan! Allah, Resul-i Ekrem’e (asm) nikâhlayabileceği kadınları bildirdikten sonra, bunlardan başka bir kadını güzelliği hoşuna bile gitse nikâhlayamayacağı ve hanımlarını başka kadınlarla değiştirmesinin kendisine helal olmayacağını, sahib olduğu cariyelerin ise müstesna olduğunu haber verir. Allah, herşeyi hakkıyla gözeten olduğunu bildirir.
Allah, iman edenlere hitab ederek yemek vaktini gözetleyici kimseler olmadan ve yemeğe kendileri için bir davet yapılmadan Peygamberin (asm) evlerine girmemelerini, fakat yemeğe çağrıldıkları vakit Peygamberin (asm) evine girmelerini, yemeği yiyince de sohbete dalıcı kimseler olmadan dağılmalarını haber verir. Allah, bu düsturu haber vermekle onların evde kalmaları halinde bunun Peygambere (asm) eziyet verdiğini, fakat bunu onlara söylemekten Peygamberin (asm) utandığını, Allah’ın ise hakkı söylemekten çekinmeyeceğini bildirir. Allah, ayrıca Peygamberin (asm) zevcelerinden bir şey isteyecekleri zaman, bir perdenin arkasından istemelerini, bunun hem onların kalbleri için hem de Peygamber (asm) hanımlarının kalbleri için daha temiz olduğunu haber verir. Allah, iman edenler için Allah’ın Resulünü (asm) incitmelerinin ve kendisinden sonra dul kalan hanımlarını nikahlamalarının ebediyen caiz olmayacağını, bunun Allah katında pek büyük bir günah olduğunu bildirir.
Allah bu hususu bize şöyle haber verir: “Ey îmân edenler! Vaktini gözetleyici kimseler olmadan, yemeğe sizin için da‘vet yapılmadıkça peygamberin evlerine girmeyin! Fakat çağrıldı­ğınız zaman, artık girin; yemeği yiyince de dağılın; sohbete dalıcı kimseler de olmayın!  Çünki bu hâliniz, pey­gambere eziyet veriyor, fakat (o) sizden utanıyor. Allah ise hak(kı söylemek)ten çekinmez. Hem on­lardan (peygamberin zevcelerinden) bir şey iste­diğiniz zaman, artık kendilerinden bir perde ar­kasından isteyin! Bu, hem sizin kalbleriniz için, hem de onların kalbleri için daha temizdir. Çünki sizin için, Allah’ın Resûlünü incitme­niz ve kendisinden sonra onun zevcelerini ni­kâhlamanız ebediyen (câiz) olmaz. Çünki bu, Al­lah katında (pek) büyük (bir günah)tır. (Ahzab, 53)”
Allahım, bizi ve neslimizi kalbleri için daha temiz ne ise onu nasib ettiklerinden eyle.. Âmin..

Bunları başka zevcelerle değiştirmek sana helâl olmaz

Ey insan! Allah, Resul-i Ekrem’e (asm) zevcelerinden dilediğini sırasından geri bırakıp dilediğini yanına alabileceğini, ayrılması halinde arzu ettiğine dönmesinde bir günah olmadığını haber verir. Allah, kendi isteğiyle onları taltif etmesinin onların gözlerinin aydın olmasına, üzülmemelerine ve kendilerine verdikleri ile hepsinin hoşnud olmasına daha elverişli olduğunu buyurur. Allah, herşeyi hakkıyla bilen Alim ve hataları cezalandırmakta acele etmeyen Halim olduğu için onların kalblerinde olanı bildiğini bildirir.
Allah, Resul-i Ekrem’e (asm) kendisine nikâhlaması helal olan kadınları bildirdikten sonra güzellikleri hoşuna gitse dahi başka kadınları nikahlaması ve zevcelerini başka hanımlar ile değiştirmesinin kendisine helal olmayacağını, ancak sahib olduğu cariyelerin bundan müstesna olduğunu haber verir. Allah, herşeyi hakkıyla gözeten olduğunu bildirir.
Allah bu hususu bize şöyle haber verir: “Bundan sonra güzellikleri hoşuna bile gitse; (artık başka) kadınlar ve bunları başka zevcelerle değiştirmek sana helâl olmaz; ancak sâhib olduğun câriyeler müstesnâ. Ve Allah, herşeyi hakkıyla gözetendir. (Ahzab, 52)”
Allahım, bizi ve neslimizi helal dairesiyle iktifa edenlerden eyle.. Âmin..