24 Eylül 2015 Perşembe

Bayramınız bayram, kurbanınız makbul olsun

Ey insan! Kur'ân'da, seni topraktan yaratan, bir damla sudan mükemmel bir insan olarak teşkil ve tasvir eden, hava, su, yemek gibi unsurlarla besleyip büyüten, azalar, cihazlar ve duygularla, akıl ve kalble terbiye eden Rabbin için kurban kes buyuran Allah'a yaklaşmak ve yakınlaşmak demektir Kurban.
"Onların ne etleri, ne de kanları Allah’a ulaşır; fakat O’na (sâdece) sizin takvânız ulaşacaktır. İşte böylece onları sizin istifâdenize verdi ki, sizi hidâyete erdirdiği için (tekbir getirerek) Allah’ı çokça yüceltesiniz! (Ey Resûlüm!) Artık o iyilik edenleri müjdele! (Hacc, 37)" buyuran, kullarına karşı şefkat ve merhameti sonsuz olan Allah'a karşı gelmekten sakınan, insanın apaçık düşmanı olan şeytana aldanmaktan çekinen mü'minlerin ancak takvası Allah'a ulaşacaktır.
Kurban, insanı takvası ile Allah'a yaklaştırdığı gibi, kesilen kurbanların etlerinin fakirlerle paylaşılması, akrabaların hatırlanması ile insanları birbirine yaklaştıran güzide bir vazife ve bir ibadettir. Zira zamanın meşgaleleri, insanların bencilleşmesi, tok olanın aç olanı anlamaması sebebiyle insanlar birbirinden uzaklaşmış ve yabancılaşmıştır. Zenginler ve kuvvetliler fakirleri ve zayıfları ezmeye başlamıştır. İşte bundandır ki kurban, her zamankinden daha ziyade önem kazanmıştır.
Allah, Kendisi için yapılan hayırları, kesilen kurbanları ve mü'minlerin güzel niyetlerini ve takvalarını kabul ve mübarek eylesin. Allah'a ve ahirete iman eden bütün mü'minlere ve insanlara hayırlar, güzellikler ve iyilikler getirsin. Âmin..
Bayramınız bayram, kurbanınız makbul olsun.

1 Eylül 2015 Salı

Onlar: “Kur’ân sihirdir” dedikten sonra

Ey insan! Allah, Resul-i Ekrem’in (asm) her yeni nasihati alaya alan ve gaflet içinde dinleyen müşriklere, şefkat ve merhametle terbiye eden Rabbi olan Allah’ın gökte ve yerde bulunanların konuştuğu her sözü bildiğini, Allah’ın herşeyi işiten Semi ve hakkıyla bilen Alim olduğunu söylediğini bildirir.
Allah, her yeni nasihat ile alay eden ve Kur’an aleyhinde bir araya gelen müşriklerin bir kısmının Kur’an’ın sihir olduğunu iddia etmesinden sonra diğer bir kısmın Kur’an’ın bilakis anlaşılması güç karmakarışık rüyalar olduğunu, diğer bir kısmının ise bilakis Resul-i Ekrem’in (asm) uydurmuş olduğunu, diğer bir kısmın ise bilakis Resul-i Ekrem’in (asm) bir şair olduğunu iddia ettiklerini haber verir. Ayrıca Allah, o müşriklerin, Resul-i Ekrem’in (asm) gerçek bir peygamber ise daha önce gelen peygamberlere gönderildiği gibi Kendisinin de onlara bir mucize getirmesi gerektiğini söylediklerini bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “(Onlar: “Kur’ân sihirdir” dedikten sonra:) “Hayır! (Bunlar) karmakarışık rüyâlardır. Hayır! Onu (kendisi) uydurmuştur. Hayır! O bir şâirdir; o hâlde (gerçekten peygamberse) öncekilere gönderildiği gibi, (o da) bize bir mu‘cize getirsin!” dediler. (Enbiya, 5)”
Allahım, bizi ve neslimizi Kur’ân’a ve Resul-i Ekrem’e (asm) hakkıyla tabi olan kullarından eyle.. Âmin..

Rabbim, gökte ve yerde her sözü bilir

Ey insan! Allah, hesab yaklaştığı halde gaflet içinde yüz çeviren insanlara Rablerinden gelen her yeni nasihati alaya alarak kalbleri gaflet içinde dinlediklerini haber verir. Allah, gaflet içinde dinlemekle kendilerine zulmedenlerin Resul-i Ekrem’in (asm) kendileri gibi bir insan olduğunu görüp durdukları halde sihirle büyülenmiş gibi O’na (asm) gittiklerini gizlice birbirlerine fısıldadıklarını bildirir.
Allah, her yeni nasihati alay ederek gafletle dinlemekle kendilerine zulmedenlere Resul-i Ekrem’in (asm), Kendisini ve herşeyi şefkat ve merhametle terbiye eden Rabbinin gökte ve yerde konuşulan her sözü işitip bildiğini, zira Rabbinin herşeyi işiten Semi ve hakkıyla bilen Alim olduğunu söylediğini bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: “(Peygamber:) “Rabbim, gökte ve yerde (konuşulan) her sözü bilir. Çünki O, Semî‘ (herşeyi işiten)dir, Alîm (hakkıyla bilen)dir” dedi. (Enbiya, 4)”
Allahım, bizi ve neslimizi sözü rızan dairesinde olan kullarından eyle.. Âmin..