30 Haziran 2014 Pazartesi

Allah yolunda verenden kimsenin alacağı yoktur

Ey insan! Allah'ın verdiği malı Allah yolunda sarf ederek Allah katında temizlenen ve günahlardan en çok sakınan mü'minler şiddetle alevlenen ateşten uzaklaştırılacaktır.
Malını Allah yolunda sarfetmeyip cimrilik edenin malında fakirlerin bir nimeti ve alacağı varken, malını Allah yolunda sarfedenin üzerinde ve malında hiçkimsenin bir alacağı ve karşılığı verilecek bir nimeti yoktur.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Onun yanında (o malını Allah yolunda sarf edenin üzerinde), hiçkimsenin karşılığı verilecek bir ni‘meti (bir alacağı) yoktur. (Leyl, 19)"
Allahım, bizi ve neslimizi malını Senin yolunda sarfedenlerden eyle.. Âmin..

Ateşten uzaklaştırılacak olanlar

Ey insan! Allah insanı şiddetle alevlenen bir ateşten korkutur ki kör hisleri mağlub edip nefis ve şeytanın tuzağına düşürmesin. O ateşe düşenler ancak kendisine hidayeti getiren peygamberi yalanlayan ve imandan yüz çeviren insanların en bedbahtları olan kâfirler girecektir.
O ateşten uzaklaştırılacak ve korunacak olanlar ise malını zekâtını vererek temizleyen ve malını Allah katında temiz olabilmek için veren, günahlardan kendini muhafaza edip en çok sakınan mü'minlerdir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Malını (Allah katında) temizlenmek için veren, (günahlardan) en çok sakınan (mü’minler) ise, ondan uzaklaştırılacaktır. (Leyl,17-18)"
Allahım, bizi ve neslimizi malını temizlenmek için verenlerden ve en çok sakınanlardan eyle.. Âmin..

Ateşe yalanlayan ve yüz çeviren en bedbaht girer

Ey insan! Ahiretin ve dünyanın sahibi olan Allah, insan doğru yolu gösterdiği gibi aldanmamak için şiddetle alevlenen ateşle de korkutmuştur.
O öyle bir ateştir ki ona düşen ve girenler ancak kendisine hakkı getiren peygamberi yalanlayan, imanla nurlanmak yerine yüz çeviren insanların bahtı en kara olan kâfirlerdir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Ona ancak (peygamberi) yalanlayan ve (îmandan) yüz çeviren o en bedbaht (kâfirler) girer! (Leyl, 15-16)"
Allahım, bizi ve neslimizi yalanlayan ve yüz çeviren bedbahtlardan eyleme.. Âmin..

Sizi şiddetle alevlenen ateşle korkuttum

Ey insan! İnsana doğru yolu gösteren Allah, son olan ahiretin ve ilk olan dünyanın da sahibidir. 
Ahiretin ve dünyanın sahibi olan Allah, insanı nefsine ve şeytanına aldanıp Cehenneme giden yola düşmemesi için korku damarını işletmekte ve şiddetle alevlenen bir ateşten korkutmaktadır.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "(Ben) işte sizi, şiddetle alevlenen bir ateşle korkuttum. (Leyl, 14)"
Allahım, bizi ve neslimizi şiddetle alevlenen ateşten muhafaza eyle.. Âmin..

29 Haziran 2014 Pazar

Son da ilk de gerçekten bizimdir

Ey insan! Cennete götüren ve Cehennemden uzaklaştıran doğru yoldur. Neyin Cennete götürdüğünü, neyin de Cehenneme götürdüğünü, doğru yolu Allah biz kullarına göstermiştir.
Bizim âlemi ilk olarak dünya olarak yaratan ve son olarak da ahiret olarak yaratan Allah'dır. Allah ahiret ve dünyanın gerçekten sahibidir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Ve şübhesiz ki son da, ilk de (âhiret de, dünya da) gerçekten bizimdir. (Leyl, 13)"
Allahım, bizi ve neslimizi dünyada ve ahirette mesud eyle.. Âmin..

Bize düşen doğru yolu göstermektir

Ey insan! Allah, verdiği malı Allah yolunda sarfeden, günahlardan sakınan ve en güzel olanı, kelime-i tevhidi tasdik edeni en kolay olana, Cennete muvaffak kılarken; cimrilik eden, Allah'ın sevabına bir ihtiyac hissetmeyen ve en güzel olanı, kelime-i tevhidi yalanlayanı en zor olana, Cehenneme muvaffak kılar.
İnsanı Cennete götüren ve Cehennemden uzaklaştıran yol doğru yoldur ve o doğru yolu Allah, hidayete ermeleri için kullarına göstermiştir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Muhakkak ki bize düşen, elbette doğru yolu göstermektir. (Leyl, 12)"
Allahım, bizi ve neslimizi gösterdiğin doğru yolda giden kullarından eyle.. Âmin..

Aşağı düştüğünde malı fayda vermez

Ey insan! Allah'ın verdiği malı Allah yolunda sarfetmeyip tutarak cimrilik eden, malına güvenip Allah'ın vereceği sevaba ihtiyac göstermeyen ve herşeyin sahibinin ve terbiyecisinin bir olduğunu ifade eden en güzel söz olan kelime-i tevhidi yalanlayan en zor olana, Cehenneme muvaffak kılınacaktır.
Cehenneme muvaffak kılınan, sırat köprüsünden aşağıya düşüp Cehenneme yuvarlandığında Allah'ın sevabına ihtiyac göstermeyen çok güvendiği ve sevdiği malı ona bir fayda vermeyecektir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Hâlbuki aşağıya düştüğü (Cehenneme yuvarlandığı) zaman, malı kendisine fayda vermez! (Leyl, 11)"
Allahım, bizi ve neslimizi aşağıya düşüp yuvarlananlardan eyleme.. Âmin..

Onu en zor olana muvaffak kılarız

Ey insan! Allah, malını Allah yolunda sarfedip vereni, günahlardan sakınıp kendini koruyanı ve sözün ve davanın en güzel olan kelime-i tevhidi tasdik edeni en kolay olana, Cennete muvaffak kılacağını vaad eder.
Malını Allah yolunda sarfetmek yerine tutup cimrilik edeni, Allah'ın vereceği sevaba ve Cennet meyvesine kendini muhtac görmeyeni, sözün ve davanın en güzel olanı olan kelime-i tevhidi yalanlayanı en zor olana, Cehenneme muvaffak kılacağını haber verir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Ama kim cimrilik eder ve kendini (Allah’ın sevâbına) muhtaç görmezse, ve o en güzel olanı yalanlarsa, onu da en zor olana (Cehenneme) muvaffak kılarız! (Leyl, 8-10)"
Allahım, bizi ve neslimizi en zor olana, Cehenneme muvaffak kıldıklarından eyleme.. Âmin..

28 Haziran 2014 Cumartesi

Onu en kolay olana muvaffak kılarız

Ey insan! İnsanı bir erkek ve dişi olarak yaratan Allah, hem namaz, oruç, zekât gibi müsbet ve hastalık, musibet gibi menfi olarak hem de salih ve günah olarak insanın amellerini çeşitlendirmiştir.
Eğer insan salih amel işler, malını Allah yolunda verip sarfeder, günahtan da sakınarak en güzel söz olan kelime-i tevhidi tasdik ederse, Allah o kimseyi insan için en kolay ve rahat olan Cennete ulaştırır, muvaffak kılar.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Fakat kim (Allah yolunda) verir ve (günahlardan) sakınırsa, ve o en güzel olanı tasdîk ederse, artık (biz) onu, en kolay olana (Cennete) muvaffak kılarız! (Leyl, 5-7)"
Allahım, bizi ve neslimizi en kolay olana, Cennete muvaffak kıl.. Âmin..

Şübhesiz ameliniz çeşit çeşittir

Ey insan! Karanlığı ile herşeyi örttüğü zaman geceye, ağardığı zaman gündüze yemin eden Allah, erkeği ve dişiyi yaratana, yani onlarda tecelli eden isim ve sıfatlarının tecellilerine, mucizelerine, hikmetlerine ve sırlarına dikkatleri çeker.
İnsanı bir erkek ve dişi olarak yaratan Allah, amellerini de çeşit çeşit kılmıştır. Namaz, oruç gibi müsbet ameller ve hastalık, musibet gibi menfi ameller olarak çeşitlendirmiştir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "(Ki) şübhesiz amel(ler)iniz gerçekten çeşit çeşittir. (Leyl, 4)"
Allahım, bizi ve neslimizi çeşit çeşit amellerimizi makbul eyle.. Âmin..

Erkeği ve dişiyi yaratana yemin olsun

Ey insan! Karanlığı ile herşeyi örttüğü zaman geceye ve ağardığı zaman gündüze yemin eden Allah, onlardaki mucizelerine, hikmetlerine ve sırlarına dikkatleri çeker.
Geceye ve gündüze yemin eden Allah, erkeği ve dişiyi yaratana yemin ederek insan ve hayvan olarak erkek ve dişideki mucizelerine, hikmetlerine, sırlarına, isim ve sıfatlarının tecellilerine dikkatleri çeker.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Ve erkeği ve dişiyi yaratana! (Leyl, 3)"
Allahım, bizi ve neslimizi razı olduğun erkek ve dişiler eyle.. Âmin..

27 Haziran 2014 Cuma

Yemin olsun ağardığı zaman gündüze

Ey insan! Karanlığı ile herşeyi örttüğü zamanki geceye yemin eden Allah, ondaki kudretinin harika tecellilerine, mucizelerine ve hikmetlerine dikkatleri çeker.
Geceye yemin eden Allah, gecenin karanlık örtüsünü herşeyin üzerinden kaldırarak karanlık örtü açılıp gün ağardığı zaman gündüze de yemin eder ki gündüzdeki kudretin tecellilerine, azim değişim ve inkılaba, mucizelerine ve hikmetlerine insanların dikkatlerini çeker.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Ve açılıp ağardığı zaman, gündüze! (Leyl, 2)"
Allahım, bizi ve neslimizi gündüz ve gece razı olduğun kullarından eyle.. Âmin..

Yemin olsun örttüğü zaman leyle

Ey insan! Gündüzün parlak çerçevesi içindeki bütün eserlerin yüzünü ve üzerini gece örter. Sonra gündüzün eseri dahi görünmez olur.
Allah karanlığıyla gündüzün bütün eserlerini örttüğü zaman leyle, yani geceye yemin eder ki gecedeki mucizelerine, hikmetlerine ve sırlarına insanların dikkatini çeker.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Yemîn olsun (karanlığı ile herşeyi) örttüğü zaman, leyl’e (geceye)! (Leyl, 1)"
Allahım, bizi ve neslimizi gündüz ve gece razı olduğun kullarından eyle.. Âmin..

Geceyi nurlandıran sure, Leyl Suresi

Ey insan! Leyl Suresi, Kur'ân-ı Kerim'in 92. suresi olup 9. sure olarak Mekke devrinde nâzil olmuştur, 21 âyettir.
Surede; Allah, örttüğü zaman leyle, geceye, ağardığı zaman gündüze, erkek ve dişiyi yaratana yemin ettikten sonra amellerin çeşitli olduğunu, Allah yolunda verenlerin, günahlardan sakınanların, kelime-i tevhidi tasdik edenlerin Cennete; cimrilik edenlerin, kendini sevaba muhtac görmeyenlerin ve kelime-i tevhidi tasdik etmeyenlerin Cehenneme gireceğini haber verir.
Cehenneme düşene malının fayda vermeyeceği, Allah'ın kullarına doğru yolu gösterdiğini, ahiret ve dünyanın Allah'a aid olduğunu, şiddetlenen alevle korkuttuğunu, peygamberi yalanlayan, imandan yüz çeviren en bedbahtın Cehenneme gireceğini, malını temizlenmek için veren ve en çok sakınan mü'minlerin Cennete gireceğini, hiçkimsenin Allah'tan alacağının olmadığını, ancak Allah'ın rızası için vermek olduğunu, onların ileride hoşnud olacağını bildirir.
Allahım, bizi ve neslimizi Leyl Suresi'nin fazilet, mana ve sırlarına mazhar ve nail olanlardan eyle.. Âmin.. 

Yaptığı işin akıbetinden korkmaz

Ey insan! Allah'ın devesini kesmemelerini ve su içmesini engellememelerini Semud'dan isteyen Hz. Salih'i (as) dinlemeyip en bedbahtı kesmek için ileri atıldı ve deveyi kestiler. Allah da onları günahları sebebiyle büyük bir azabla cezalandırdı.
Allah peygamberlerini yalanlayan, kendisine asi gelen bedbahtları günahları sebebiyle cezalandırmaktan ve böyle bir akıbetten çekinmez.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir:  "Ve (O,) bunun (bu yaptığı işin) âkıbetinden korkmaz! (Şems, 15)"
Allahım, bizi ve neslimizi kendine itaatkâr kullar eyle.. Âmin..

26 Haziran 2014 Perşembe

Peygamberi yalanlayıp deveyi kestiler

Ey insan! Hz. Salih (as) Allah'ın devesini kesmek için ileri atılan kavmin en bedbahtını deveyi kesmemesini ve su içmesini engellememesini istedi.
Hz. Salih'in (as) bu ikazını dinlemeyen bedbahtlar Allah'ın devesini kestiler. Allah da bunun üzerine onların bu günahları sebebiyle üzerlerini büyük bir azabla kapladı ve onları mülkleriyle birlikte dümdüz etti.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Fakat kendisini yalanladılar da onu (o deveyi) kestiler; bunun üzerine Rableri, günahları sebebiyle üzerlerini büyük bir azabla kaplayıp onları dümdüz (ederek yerle bir) etti. (Şems, 14)"
Allahım, bizi ve neslimizi dünyada ve ahirette azab ettiklerinde eyleme.. Âmin..

Allah'ın devesi ve onun su içmesi

Ey insan! Semud kavmi azgınlık etmiş ve peygamberlerini yalanlamışlardı. 
Semud kavminin peygamberi Hz. Salih (as) onlara kayanın içinden çıkan deve mucizesini gösterdi, onlar ise yalanlayarak deveyi kesmek istedi. Onların en bedbahtı deveyi kesmeye yeltenince Hz. Salih (as) Allah'ın devesini kesmemelerini, su içerken engellenmemesini söyledi.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Hani onların en bedbahtı (deveyi kesmek için) ileri atılmıştı da Allah’ın peygamberi (Sâlih) onlara: “Allah’ın devesi(ni kesmekten) ve onun su içmesi(ni engellemekten sakının)!” demişti. (Şems, 12-13)"
Allahım, bizi ve neslimizi peygamberlerini ve Habibini tasdik edenlerden eyle.. Âmin..

Semud, azgınlığı yüzünden yalanladı

Ey insan! Nefse günahını günahını ve takvasını ilham eden Allah'dır. Nefsinin kusurunu, ayıbını bilip terbiye ederek günahlardan temizleyen kurtulmuş; nefsini avukat gibi savunarak kusursuz bilerek örte hüsrana uğramıştır.
Semud kavmi de ilhamı dinlemeyip nefsinin ayıbını görmeyerek azgınlaştı ve azgınlığı yüzünden kendisine hakkı ve hidayeti getiren peygamberini yalanladı.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Semûd (kavmi), azgınlığı yüzünden (peygamberini) yalanladı! (Şems, 11)"
Allahım, bizi ve neslimizi azgınlıktan muhafaza eyle.. Âmin..

25 Haziran 2014 Çarşamba

Nefsini örten hüsrana uğramıştır

Ey insan! Nefse günahını ve takvasını ilham eden Allah, nefsin tehlikelerinden kurtuluşun ancak nefsin terbiye edilerek günahlardan temizlenmesiyle olacağını haber verir.
Nefsini günahsız bilen, günahlarını, kusurlarını, ayıblarını örterek terbiye etmeyen, onu avukat gibi savunarak temize çıkaran mutlaka hata eder ve hatasının neticesi olarak hüsrana uğrar.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Onu (isyânıyla) örten ise, mutlaka hüsrâna uğramıştır! (Şems, 10)"
Allahım, bizi ve neslimizi nefsini örterek hüsrana uğrayanlardan eyleme.. Âmin..

Nefsini temizleyen muhakkak kurtulmuştur

Ey insan! Nefse ve onu düzenleyene ve nefse günahını ve takvasını ilham edene yemin eden Allah, nefiste tecelli eden isim ve sıfatlarına dikkatleri çektiği gibi nefsin tehlikesine ve nefsin terbiyesine de dikkatleri çekiyor.
Nefse günahını ve takvasını ilham eden Allah, nefsin tehlikesinden kurtulmanın yolunun ancak nefsin terbiye edilerek günahlarından temizlenmesiyle olduğunu, nefsini temizleyenin de muhakkak kurtulacağını haber verir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "(Ki) onu (o nefsini, günahlardan) temizleyen muhakkak kurtulmuştur! (Şems, 9)"
Allahım, bizi ve neslimizi nefsini terbiye edip temizleyenlerden eyle.. Âmin..

Günahını ve takvasını ilham edene

Ey insan! Allah, nefse ve nefsi düzenleyene yemin ederek nefisteki mucizelere, hikmetlere ve sırlara dikkat çektiği gibi kâinatta tecelli eden isim ve sıfatların nefiste de tecelli etmesine dikkatleri çeker.
Allah, nefsi günaha ve takvaya meyilli yaratmıştır. Nefsin günahını ve takvasını yemin eden Allah, nefse hidayet yolunu gösterenin kendisinin olduğuna dikkatleri çekmektedir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Sonra da ona (o kişiye) günâhını ve takvâsını (neyin isyan, neyin itâat olduğunu bildirerek) ilhâm edene (yemîn olsun)! (Şems, 8)"
Allahım, bizi ve neslimizi ilham ettiğin günah ve takvayı bilip hidayete tabi olanlardan eyle.. Âmin..

Nefse ve onu düzenleyene

Ey insan! Allah, göğe ve onu bina edene, yere ve onu döşeyene yemin ederek gökte ve yerdeki mucizelere, hikmetlere ve sırlara dikkatleri çektiği gibi gökte ve yerde tecelli eden isim ve sıfatlarına da dikkatleri çekmektedir.
Allah, gökten ve yerden özelliklere sahib olan nefse ve onu düzenleyene yemin ederek nefisteki mucizelere, hikmetlere ve sırlara dikkatleri çektiği gibi nefiste tecelli eden isim ve sıfatlara da dikkatleri çekmektedir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Ve nefse ve onu (güzel bir şekilde yaratıp) düzenleyene! (Şems, 7)"
Allahım, bizi ve neslimizi nefsini rızana uygun olarak kullanan ve ondaki isim ve sıfatlarını okuyanlardan eyle.. Âmin..

24 Haziran 2014 Salı

Yere ve onu döşeyene

Ey insan! Allah göğe ve onu bina edene yemin ederek gökteki mucizelere, hikmetlere ve sırlara dikkatleri çektiği gibi gökte tecelli eden isim ve sıfatlarına da dikkatleri çekmektedir.
Göğe ve onu bina edene yemin eden Allah, yere ve onu döşeyene yemin ederek yerdeki mucizelere, hikmetlere ve sırlara dikkat çektiği gibi yerde tecelli eden isim ve sıfatlarına da dikkatleri çekmektedir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir. "Hem yere ve onu döşeyene! (Şems, 6)"
Allahım, bizi ve neslimizi yeri ve gökleri ve onlarda tecelli eden isimlerini hakkıyla mütalaa edenlerden eyle.. Âmin..

Göğe, hem onu bina edene

Ey insan! Güneşe, aydınlığına, güneşi takib eden aya, güneşi açığa çıkaran gündüze ve gündüzü örten geceye yemin eden Allah, onlardaki mucizelere, hikmetlere, sırlara ve hayat için lüzumuna dikkat çeker.
O gökler ki milyarlar yıldızlar, galaksiler, sistemler, gökler sahibidir ki onu böyle yapan ve kat kat bina eden Allah'dır. Allah hem göğe hem de göğe yemin eder.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Ve göğe, hem onu binâ edene! (Şems, 5)"
Allahım, bizi ve neslimizi gökteki hikmetlerin ve tecellilerin kadar Sana hamd ü senalar edenler eyle.. Âmin..

Onu örttüğü zaman, geceye

Ey insan! Güneşe ve aydınlığına ve güneşi takib eden aya ve güneşi açığa çıkaran gündüze Allah yemin ederek onlardaki mucizelere, hikmetlere, sırlara ve hayat için lüzumuna dikkatleri çekmektedir.
Güneşin ışın ve ışıkları vesilesiyle karanlığı dağıtan ve güneşi ortaya çıkaran gündüze yemin eden Allah, güneşi örten ve bununla gündüzü de örten geceye de yemin ederek  gecedeki mucizelere, hikmetlere, sırlara ve hayat için lüzumuna dikkatleri çekmektedir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Ve onu örttüğü zaman, geceye! (Şems, 4)"
Allahım, bizi ve neslimizi gündüzünden ve gecesinden razı olduğun kullarından eyle.. Âmin..

23 Haziran 2014 Pazartesi

Güneşi açığa çıkardığı zaman gündüze

Ey insan! Allah, güneşe ve aydınlığına yemin ederek onlardaki mucizelere, hikmetlere, sırlara ve vazifelerine dikkatleri çektiği gibi güneşi takib eden aya da yemin ederek aydaki mucizelere, hikmetlere, sırlara ve vazifelerine dikkatleri çekmektedir.
Güneş ışın ve ışığıyla karanlığın dağılıp gündüzün ortaya çıkmasına ve gündüz de güneşin açığa çıkmasına vesile olmaktadır. Allah gündüze de yemin ederek gündüzdeki mucizelere, hikmetlere, sırlara ve hayat için lüzumuna güneşin lazımı gündüz gibi dikkat çekmektedir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Ve onu (o güneşi) açığa çıkardığı zaman, gündüze! (Şems, 3)"
Allahım, bizi ve neslimizi Kur'ân'ı anlayarak rızanı kazananlardan eyle.. Âmin..

Yemin olsun güneşi takib eden aya

Ey insan! Allah güneşe ve aydınlığına yemin ederek güneşteki mucizelerine, hikmetlerine, sırlarına ve hayat için lüzumuna dikkatleri çekmektedir.
Güneşe ve aydınlığına yemin eden Allah, güneşi takib eden, güneş batınca görünen ve geceye bir kandil olan aydaki mucizelerine, hikmetlerine, sırlarına ve insanlık için yaptığı takvimlik vazifelerine dikkatleri çekmektedir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Ve (güneş batınca) onu ta‘kib eden aya! (Şems, 2)"
Allahım, bizi ve neslimizi âyetlerin rasathanesinde kâinatı rızana uygun mütalaa edenlerden eyle.. Âmin..

Yemin olsun şemse ve aydınlığına

Ey insan! Dünyamızı aydınlatan, ısıtan ve yeryüzündeki hayat sahiblerine hayat kaynağı olan güneş dünyamız ve içindekiler için çok önemli ve kıymetlidir. Kuşluk vaktindeki aydınlığı ise insana ve canlılara adeta hayat üfler.
Allah güneşe ve onun aydınlığı olan kuşluk vaktine yemin ederek hem güneşteki hikmetlerine ve mucizelerine hem de kuşluk vaktindeki aydınlığın hikmet ve mucizelerine insanların dikkati çekmektedir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Yemîn olsun şems’e (güneşe) ve onun (kuşluk vakti) aydınlığına! (Şems, 1)"
Allahım, bizi ve neslimizi güneşten ve aydınlığından hayırlı bir şekilde azamî derecede istifade edenlerden eyle.. Âmin..

Güneşten parlak bir sure, Şems Suresi

Ey insan! Şems Suresi, Kur'ân-ı Kerim'in 91. suresi olup 26. sure olarak Mekke devrinde nâzil olmuştur, 15 âyettir.
Surede; Allah güneşe, aydınlığa, aya, gündüze, geceye, göğe ve onu bina edene, yere ve onu döşeyene, nefse ve onu düzenleyene, nefse günah ve takvayı yemin yemin ederek insanların dikkatini çeker. Allah, nefsini terbiye edenin kurtulduğunu, gizleyenlerin kaybettiğini bildirdikten sonra Semud kavminin azgınlığından dolayı peygamberleri Hz. Salih'i (as) yalanladığını, Allah'ın devesini kestiklerini ve Allah'ın da onları helak ettiğini haber verir. 
Peygamber Efendimiz (asm) Şems Suresi'nin okunması ile ilgili faziletini bize şöyle haber verir: "Her kim Şems Suresi'ni okursa, o kişi sanki güneş ve ayın üzerine doğduğu her şeyi sadaka vermiş gibi sevap alır. (Kadı Beyzavî)"
Allahım, bizi ve neslimizi Şems Suresi'nin mana, sır ve faziletine mazhar ve nail eyle.. Âmin..

22 Haziran 2014 Pazar

Üzerlerinde kapatılmış bir ateş vardır

Ey insan! Allah'ın hakikati gösteren ve açıklayan âyetlerini inkâr edip yalanlayanlar amel defterleri sol eline verilen Ashab-ı Meşeme'dir.
Amel defterleri sol eline verilen Ashab-ı Meşeme için Cehennemde asla kaçamayacakları kapıları üzerlerine sımsıkı kapatılmış ateş odaları vardır. 
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Üzerlerinde (kapıları sımsıkı) kapatılmış bir ateş vardır! (Beled, 20)"
Allahım, bizi ve neslimizi Ashab-ı Meşeme olmaktan ve ateş odalarına kapatılmaktan daima muhafaza eyle.. Âmin..

Âyetlerimizi inkâr edenler Ashab-ı Meşeme'dir

Ey insan! Sarp yokuşu aşanlar olan iman edenler ve birbirlerine sabrı ve merhameti tavsiye edenler amel defterleri sağ eline verilen Ashab-ı Meymene'dir.
Sarp yokuşu aşamayanlar, Allah'ın âyetlerini inkâr edip yalanlayanlar ise amel defterleri sol eline verilenler olan Ashab-ı Meşeme'dir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Âyetlerimizi inkâr edenler ise, onlar Ashâb-ı Meş’eme (amel defterleri sol eline verilenler)dir. (Beled, 19)"
Allahım, bizi ve neslimizi Ashab-ı Meşeme'den eyleme.. Âmin..

İşte onlar Ashab-ı Meymene'dir

Ey insan! Bir köle azad etmek veya yakın bir yetimi veya yoksulu doyurmak olan sarp yokuşu aşanlar iman edenler, birbirlerine sabrı ve merhameti tavsiye edenlerdir.
İşte o sarp yokuşu aşanlar olan iman edenler ve birbirlerine sabrı ve merhameti tavsiye edenler amel defterleri sağ eline verilen Ashab-ı Meymene'dir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "İşte onlar Ashâb-ı Meymene (amel defterleri sağ eline verilenler)dir. (Beled, 18)"
Allahım, bizi ve neslimizi Ashab-ı Meymene'den eyle.. Âmin..

21 Haziran 2014 Cumartesi

İman edip sabrı ve merhameti tavsiye edenler

Ey insan! İnsana hayır ve şer olarak iki yol gösteren Allah, aşılması gereken sarp yokuşu bir kölenin azad edilmesi veya bir açlık gününde yakın bir yetimi veya üstü başı toprak içinde kalmış bir yoksulu doyurmak olarak bildirmektedir.
Bu sarp yokuşu aşanlar ancak iman edenler, birbirlerine sabrı ve merhameti tavsiye edenlerdir. İman edenler, birbirlerine sabrı ve merhameti tavsiye edenler o sarp yokuşu aşacak ve hayır yurduna ulaşacaktır.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Sonra (bütün bunları yaparken) îmân edenlerden, birbirlerine sabrı tavsiye edenlerden ve birbirlerine merhameti tavsiye edenlerden olmaktır. (Beled, 17)"
Allahım, bizi ve neslimizi iman edenler, birbirlerine sabrı ve merhameti tavsiye edenlerden eyle.. Âmin..

Bir yetimi veya yoksulu doyurmak

Ey insan! İslam düşmanına diğer insanlar gibi hayır ve şer olarak iki yol gösterilmesine rağmen sarp yokuşu aşamamıştır. Sarp yokuşun ne olduğunu bildiren Allah'dır.
Bir manası bir kölenin azad edilmesi olan sarp yokuşun diğer manası ise akrabalardan olan bir yetimi veya üstü başı toz toprak içinde kalmış bir yoksulu bir açlık gününde doyurmaktır.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Veya bir açlık gününde akrabâlığı olan bir yetîmi veya toz toprak içinde kalmış bir yoksulu doyurmaktır. (Beled, 14-16)"
Allahım, bizi ve neslimizi bir yetimi ve bir yoksulu doyurarak sarp yokuşu aşanlardan eyle.. Âmin..

Bir kölenin azad edilmesi

Ey insan! Allah İslam düşmanlarına hayır ve şer olarak iki yol göstermesine rağmen sarp yokuşu aşamamıştır. Sarp yokuşun ne olduğunu bildiren Allah'dır.
Sarp yokuşun bir manası bir kölenin azad edilmesidir ki hem işlenen günaha karşı bir keffarettir hem de kişinin kendini nefsin köleliğinden azad edip ateşten kurtarmasıdır.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "(O,) bir kölenin âzâd edilmesi (ve kişinin kendi nefsini ateşten kurtarması)dır. (Beled, 13)"
Allahım, bizi ve neslimizi bir kölenin azad edilmesi olan sarp yokuşu aşanlardan eyle.. Âmin..

Sarp yokuşu sana ne bildirdi?

Ey insan! İslam'a düşmanlık edenlere Allah hayır ve şer olarak diğer insanlar gibi iki yol göstermesine rağmen o sarp yokuşu aşamamıştır.
Sarp yokuşun ne olduğunu bilen ve Peygamber Efendimiz (asm) vesilesiyle bizlere bildiren Allah'dır.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "O sarp yokuşun ne olduğunu sana ne bildirdi? (Beled, 12)"
Allahım, bizi ve neslimizi bildirdiklerini hakkıyla bilenlerden eyle.. Âmin..

20 Haziran 2014 Cuma

O sarp yokuşu aşamadı

Ey insan! İslam düşmanlığı yolunda yığınla mal telef etmekle övünen insan, kendisini kimsenin görmediğini mi sanıyor? Diğer insanlar gibi iki göz, bir dil ve iki dudak veren Allah değil mi ki düşmanlık ediyor?
Allah ona da hayır ve şer olarak iki yol göstermesine rağmen hayra ulaştıran o sarp yokuşu aşamadı.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Fakat (o), sarp yokuşu aşamadı. (Beled, 11)"
Allahım, bizi ve neslimizi sarp yokuşu aşanlardan eyle.. Âmin..

Ona da iki yol gösterdik

Ey insan! Allah'ın dini İslam'a düşmanlık eden bir meşakkat içinde yaratıldığını görmüyor mu ki aczini unutarak kimsenin kendisine güç yetiremeyeceğini sanarak bu uğurda yığınla mal telef etmekle övünüyor ve kendisini kimsenin görmediğini mi sanıyor?
Diğer insanlar gibi kendisine iki göz, bir dil ve iki dudak veren Allah, kendi iradesiyle seçmesi için hayır ve şer olarak iki yol göstermiştir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Ona da (hayır ve şer) iki yol gösterdik. (Beled, 10)"
Allahım, bizi ve neslimizi hayır yolunu tercih edenlerden eyle.. Âmin..

Ona iki göz, bir dil ve iki dudak vermedik mi?

Ey insan! Allah insanı bir meşakkat içinde yaratmasına rağmen İslam'a düşmanlık ediyor. Kimsenin kendisine güç yetiremeyeceğini mi sanıyor ki bu uğurda yığın yığın mal telef etmekle övünüyor? Kimsenin kendisini görmediğini mi sanıyor?
Acaba Allah diğer insanlara verdiği gibi ona da iki göz, bir dil ve iki dudak vermedi mi ki Allah'a ve dini İslam'a bu kadar düşmanlık ediyor?
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "(Biz) ona (diğer insanlar gibi) iki göz, bir dil ve iki dudak vermedik mi? (Beled, 8-9)"
Allahım, bizi ve neslimizi iki göz, bir dil ve iki dudak gibi nimetlerin için hadsiz şükür edenler eyle.. Âmin..

19 Haziran 2014 Perşembe

Kendisini kimsenin görmediğini mi sanıyor?

Ey insan! Allah insanı bir meşakkat içinde yaratmasına rağmen kendisine kimsenin asla güç yetiremeyeceğini mi sanıyor ki bu kadar hasımane İslam'a düşmanlık ediyor ve bu uğurda yığınla mallarını telef ediyor?
İslam'a düşmanlık yolunda mallarını telef etmekle övünen aciz insan, gizlice yaptığı bu düşmanlığını kimsenin görmediğini mi sanıyor?
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Kendisini kimsenin görmediğini mi sanıyor? (Beled, 7)"
Allahım, bizi ve neslimizi Seni görüyor gibi İslam'a hizmet edenlerden eyle.. Âmin..

Yığın yığın mal telef ettim

Ey insan! Allah babaya ve doğana yemin ederek insanın yaratılışıyla ilgili mühim bir kanuna dikkatleri çeker ve insanı anne karnında bir meşakkat içinde yarattığını bildirerek insana acizliğini gösterip kendisine muhtac olduğunu göstermektedir.
Kendisine kimsenin güç yetiremeyeceğini sanan İslam düşmanı, İslam'ı engelleyebilmek ve insanları İslam'dan mahrum ederek kendi menfaatlerine hizmet ettirebilmek için yığın yığın mal telef ettiğini övünerek söyler.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "(Övünerek:) “(İslâm düşmanlığı uğrunda) yığın yığın mal telef ettim!” diyor. (Beled, 6)"
Allahım, bizi ve neslimizi İslam'ı, İslam düşmanlarının şer ve fitnesinden muhafaza edenlerden eyle.. Âmin..

Kendisine kimsenin güç yetiremeyeceğini mi sanıyor?

Ey insan! Babaya ve doğana yemin eden Allah, insanı bir meşakkat içinde anne karnında yarattığını haber vererek insana aciz olduğunu bildirmektedir.
Meşakkat içinde yaratılan insan, Allah'a itaatte bu kadar nazlanması, kendi başına buyruk yaşamak istemesi kendisine kimsenin güç yetiremeyeceğini mi sanmasındandır?
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "(O,) kendisine hiçkimsenin aslâ güç yetiremeyeceğini mi sanıyor? (Beled, 5)"
Allahım, bizi ve neslimizi Sana karşı aczini, fakrını daima bilenlerden eyle.. Âmin..

İnsanı bir meşakkat içinde yarattık

Ey insan! Peygamber Efendimizin (asm) oturduğu belde olan Mekke'ye yemin ettiği gibi babaya ve doğana da yemin ederek insan neslinin devam şekline dikkatleri çekmektedir.
İnsan neslini baba ve doğan şeklinde devam ettiren Allah, insanı anne karnında bir meşakkat içinde sıkıntı ile yaratmıştır ki dünya hayatındaki meşakkatlere sabır içinde tahammül etsin.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "(Ki) insanı, gerçekten bir meşakkat içinde (olmak üzere) yarattık. (Beled, 4)"
Allahım, bizi ve neslimizi meşakkatini refaha tebdil ettiklerinden eyle.. Âmin..

18 Haziran 2014 Çarşamba

Yemin ederim babaya ve doğana

Ey insan! Allah mübarek belde olan Mekke'ye yemin ederek ehemmiyet ve kıymetine dikkat çeker ki o beldede Peygamber Efendimiz (asm) oturmaktadır.
Allah babaya ve doğan çocuğa yemin ederek hem baba olmanın ehemmiyet ve sorumluluğuna dikkat çeker hem de insanların neslinin baba oğul şeklinde devam etmesine vurgu yapar.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Ve (yemîn ederim) babaya ve doğan (çocuğ)a! (Beled, 3)"
Allahım, bizi ve neslimizi rızana uygun baba ve evlad eyle.. Âmin..

Sen bu beldede oturmaktasın

Ey insan! Allah Mekke şehrine ve beldesine yemin ederek Mekke beldesinin ehemmiyet ve kıymetine dikkati çeker ve insanlara hatırlatır.
O Mekke beldesi ki sinesinde Allah'ın evi olan Beytullah'ı sakladığı gibi Allah'ın Habibi olan Peygamber Efendimize (asm) ikametgahlık yapmaktadır.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Ki sen bu beldede oturmaktasın. (Beled, 2)"
Allahım, bizi ve neslimizi Peygamber Efendimizin (asm) oturduğu beldeye layık eyle.. Âmin..

Yemin ederim bu belede

Ey insan! Allah'ın evi olan Beytullah'ı sinesinde saklayan ve Peygamber Efendimizin (asm) dünyayı teşrif ettiği ve ikamet edip oturduğu şehir Mekke'dir.
İslamiyet'in merkezi ve İslam mescidinin mihrabı hükmünde olan Mekke'ye yemin eden Allah, Mekke şehrinin katında ve İslam nezdinde kıymetine dikkat çekmektedir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Yemîn ederim bu beled’e (Mekke’ye)! (Beled, 1)"
Allahım, bizi ve neslimizi Mekke'ye layık eyle.. Âmin..

17 Haziran 2014 Salı

Mekke'ye yemin edilen sure, Beled Suresi

Ey insan! Beled Suresi, Kur'ân-ı Kerim'in 90. suresi olup 35. sure olarak Mekke devrinde nâzil olmuştur, 20 âyettir.
Surede; Allah Peygamber Efendimizin (asm) oturduğu belde olan Mekke'ye, baba ve oğula yemin eder. İnsanın yaratılışına dikkati çekerek İslam düşmanlarının hal ve hareketine vurgu yapar. Allah, İslam düşmanlarına diğer insanlar gibi iki göz, bir dil ve iki dudak verdiğini hatırlatarak onların sarp yokuşu aşamadığını, sarp yokuşun ise bir kölenin azad edilmesi veya açlık gününde yakın bir yetimi veya yoksulu doyurmak ve bunlarla birlikte sabrı ve merhameti tavsiye edenlerden olmak olduğunu, bunların da Ashab-ı Meymene haber verir. Âyetleri inkâr edenlerin ise Ashab-ı Meşeme olduğu ve onların ateşte olduğunu haber verir.
Allahım, bizi ve neslimizi Beled Suresi'nin mana, sır ve faziletine mazhar eyle.. Âmin..

Onlarla Cennetime gir

Ey insan! Allah, kâmil bir iman ve tam huzur sahibi olarak mutmain bir nefis olan mü'min kulundan, Rabbinden razı olan ve Rabbinin razı olduğu kimse olarak salih kullarının arasına katılmasını ister.
Allah'ın emriyle salih kulların arasına katılan mutmain nefis olan mü'minden Allah ebediyen mesud ve hoşnud olacağı Cennetine salih kullarıyla birlikte girmesini ister.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "“Ve (onlarla) Cennetime gir!” (Fecr, 30)"
Allahım, bizi ve neslimizi salihlerle birlikte Cennetine aldığın mutmain kullarından eyle.. Âmin..

Salih kullarımın arasına katıl

Ey insan! Mü'min kuluna "ey nefs-i mutmainne" diye hitab eden Allah, Rabbinden razı olan ve Rabbinin de kendisinden razı olduğu kimse olarak kendisine dönmesini ister.
Kâmil bir iman sahibi ve tam huzura ermiş, Rabbinden razı olan ve Rabbi tarafından razı olunan olarak Rabbine dönen kimseden Allah, salih kullarının arasına katılması emreder.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "“Artık (sâlih) kullarımın arasına katıl!” (Fecr, 29)"
Allahım, bizi ve neslimizi salih kullarının arasına kattıklarından eyle.. Âmin..

Razı olan, razı olunan olarak Rabbine dön

Ey insan! Allah hesab günü kâmil bir iman sahibi olarak tam huzura ermiş mü'min kuluna "Ey nefs-i mutmainne" diye hitab ederek taltif eder.
Mutmainne olan o kula Allah, Rabbinden razı olan ve Rabbinin de kendisinden razı olduğu kimse olarak Rabbine, kendisine dönmesini ister.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "“(Hem) râzı olan, (hem) kendisinden râzı olunan (sen Rabbinden, O da senden râzı) olarak Rabbine dön!” (Fecr, 28)"
Allahım, bizi ve neslimizi razı olan ve razı olunan olarak Sana dönenlerden eyle.. Âmin..

16 Haziran 2014 Pazartesi

Ey nefs-i mutmainne

Ey insan! Hesab günü Allah'ın azabı gibi kimse azab edemez ve Allah'ın bağı gibi kimse bağ vuramaz.
Allah o gün kendisine iman etmiş nefs-i mutmainne olmuş, kâmil bir iman ile tam bir huzura ermiş bir nefis olan mü'min kuluna hitab eder.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "(Allah, mü’min kuluna ise:) “Ey nefs-i mutmainne (kâmil bir îman sâhibi olarak huzûra ermiş olan nefis)!” (Fecr, 27)"
Allahım, bizi ve neslimizi hesab günü ey nefs-i mutmainne hitabına layık ve mazhar eyle.. Âmin..

O’nun bağı gibi, hiçkimse bağ vuramaz

Ey insan! Yer un ufak olup dümdüz edildiği, Rabbinin emri gelip melekler saf saf dizildiği zaman Cehennem getirilir de insan unuttuğu günahlarını hiçbir faydası olmayan bir hatırlayışla hatırlar. Ebedî hayatı için güzel ameller işlemediğine bin pişman olur.
Allah'ın azabı gibi hiçkimse azab edemediği o gün Allah öyle bir bağ ile insanı bağlar ki hiçkimse öyle bir bağ vuramaz.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Ve O’nun bağı gibi, hiçkimse bağ vuramaz! (Fecr, 26)"
Allahım, bizi ve neslimizi dünyada ve ahirette mahkum eyleme.. Âmin..

O gün Allah'ın azabı gibi kimse azab edemez

Ey insan! Yetime ikram etmeyenler, yoksulu yedirmeye teşvik etmeyenler, malı aşırı bir sevgiyle sevenler bilmelidir ki yer un ufak olup dümdüz edildiği, Allah'ın emriyle melekler saf saf dizildiği zaman Cehennem getirilir de insan dünyada iken işleyip tevbe etmeyi unuttuğu günahlarını hatırlar, fakat o hatırlama bir fayda vermez.
Günahları hatırlamanın fayda vermediği günde hiçkimsenin görmediği ve bilmediği şekilde azab edilir ki hiçkimse Allah'ın azabı gibi azab edemez.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Artık o gün, O’nun (Allah’ın) azâbı gibi, hiçkimse azâb edemez! (Fecr, 25)"
Allahım, bizi ve neslimizi dünyada ve ahirette azabından muhafaza eyle.. Âmin..

15 Haziran 2014 Pazar

Keşke, hayatım için önceden yapsaydım

Ey insan! Yer ufalanıp dümdüz edildiği, Rabbinin emri gelip melekler saf saf dizildiği zaman Cehennem getirilir ve o gün insan dünyada iken unuttuğu ve tevbe etmediği günahlarını hatırlar da o hatırlama ona bir fayda vermez.
Günahlarını hatırlayan insan hem işlediği günahlarından hem de onlara tevbe etmediğinden pişman olarak asıl hayatı olan ebedî hayatı için güzel ameller işlemiş olmaklığı arzu eder.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "(O zaman insan:) “Keşke ben, (bu ebedî) hayâtım için önceden (dünyada iken iyi ameller) yapsaydım!” der. (Fecr, 24)"
Allahım, bizi ve neslimizi ebedî hayat için güzel ameller işleyenler eyle.. Âmin..

İnsan o gün günahlarını hatırlar

Ey insan! Malı aşırı bir sevgi ile seven insanın sevgisi dünyanın dümdüz edildiği zaman, Rabbinin emri gelip melekler saf saf dizildiği zaman söner.
Dünya çarpıla çarpıla un ufak edilip dümdüz edildiği ve Rabbinin emri gelip melekler saf saf dizildiği zaman günahkârları kendisine çağıran Cehennem getirilir ve yaklaştırılır da insan dünyada iken işlediği günahlarını hatırlar. Günahlarını dünyada iken hatırlayıp tevbe ile silmediğinden o gün o hatırlamanın bir faydası da olmayacaktır.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "O gün Cehennem de getirilir; insan o gün (günahlarını) hatırlar; artık o hatırlama(nın faydası) ona nereden olacak? (Fecr, 23)"
Allahım, bizi ve neslimizi günahlarına tevbe edip mağfiretine mazhar olanlardan eyle.. Âmin..

Melekler saf saf dizildiği zaman

Ey insan! Aşırı bir sevgiyle sevdiğin malın ve meftun olduğun dünyan çarpıla çarpıla ufalanıp dümdüz edildiği zaman sana bir fayda vermeyecektir.
Dünya dümdüz edildiği zaman kıyamet kopmuştur ve büyük mahkeme kurulacak ve seni şefkatle terbiye eden Rabbinin emri ile muhasebe başlayacak ve melekler saf saf dizilecektir. İşte insan o zaman daha önce gönderdiğini bilecektir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Rabbin(in emri) geldiği ve melekler saf saf dizildiği (zaman)! (Fecr, 22)"
Allahım, bizi ve neslimizi emrin gelip melekler saf saf dizildiği zaman selamette eyle.. Âmin..

Yer dümdüz edildiği zaman

Ey insan! Allah'ın rızkını artırmasına sevinip azaltmasına kızmak, yetime ikram etmeyip yoksula yedirmemek, mirası helal haram demeden yemek malı aşırı bir şekilde sevmektir.
Unutmamalıdır ki o çok sevilen mallar gibi dünya da çarpıla çarpıla ufalanacak ve sonunda dümdüz edilecektir. İşte o zaman mal da dünya da beş para etmez.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Hayır! Yer (çarpıla çarpıla) un ufak olarak dümdüz edildiği zaman! (Fecr, 21)"
Allahım, bizi ve neslimizi dünyada iken ve yerin dümdüz edildiği zaman selamette eyle.. Âmin..

14 Haziran 2014 Cumartesi

Malı, aşırı bir sevgi ile seviyorsunuz

Ey insan! Rabbinin ikramına sevinip rızkını daraltmasına kızan insan, yetime ikram etmediği gibi yoksula yedirmeyi de teşvik etmez ve mirası da helal haram demeden doyumsuz bir iştahla yer.
Varlığa sevinip yokluğa kızmak, yetime ikram etmeyip yoksula yedirmeyi teşvik etmeyerek mirası helal haram demeden yemek malı aşırı bir sevgi ile sevmektir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Ve malı, aşırı bir sevgi ile seviyorsunuz! (Fecr, 20)"
Allahım, bizi ve neslimizi malı aşırı bir sevgi ile sevenlerden eyleme.. Âmin..

Mirası helal haram demeden yiyorsunuz

Ey insan! Yetime ikram etmez ve yoksulu doyurmada birbirini teşvik etmez insanlar, varlıkta ve yoklukta Allah'a şükretmeyenlerdir.
Onlar yetime ikram etmeyip yoksulu yedirmede birbirini teşvik etmedikleri gibi mirasın helal veya haram olduğuna bakmadan doyumsuz bir iştahla yiyenlerdir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Hem mîrâsı, helâl haram demeyen bir yiyişle yiyorsunuz! (Fecr, 19)"
Allahım, bizi ve neslimizi yetime ikram eden, yoksula yedirmede birbirini teşvik eden ve mirası helal olanlardan eyle.. Âmin..

Yoksulu yedirmeye teşvik etmiyorsunuz

Ey insan! Rabbinin ikramı karşısında sevinip Rabbim bana ikram etti diyen, sonra rızkını daraltınca üzülüp Rabbim bana ihanet etti diyen insan yetime ikram etmeyen ve edemeyen insandır.
Yetime ikram etmeyen insanlar, yoksulu yedirmediği gibi yoksulu yedirmede birbirlerine tavsiye etmeyen, birbirini teşvik etmeyen insanlardır. 
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Ve yoksulu yedirmeye, birbirinizi teşvîk etmiyorsunuz! (Fecr 18)"
Allahım, bizi ve neslimizi yetime ikram eden ve yoksulu yedirmeye birbirini teşvik edenler eyle.. Âmin..

13 Haziran 2014 Cuma

Doğrusu yetime ikram etmiyorsunuz

Ey insan! Varlıkla imtihan edildiğinde Rabbim bana ikram etti diyen insan yoklukla imtihan edildiğinde Rabbim bana ihanet etti diyerek tutarsızlık ile imtihanı kaybeder.
İşte varlık ve yoklukta aynı tavrı takınmayarak imtihanı kaybeden insan, Rabbi kendisini ikram ettiğinde yetime de ikram edenlerden değildir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Hayır! (Siz) doğrusu yetime ikrâm etmiyorsunuz! (Fecr, 17)"
Allahım, bizi ve neslimizi daima yetime ikram edenlerden eyle.. Âmin..

Rızkını kendisine daralttığı zaman

Ey insan! Varlıkla imtihan edilen insan, Rabbim bana ikram etti der ve Allah'ın kendisine olan ikramını ikrar eder.
İnsan varlıktan sonra yoklukla imtihan edilip rızkı daraltıldığında bu sefer Rabbim bana ihanet etti diyerek varlıktaki ve darlıktaki imtihanın sırrını idrak edemeyerek kaybeder.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Hâlbuki onu (bu sefer yoklukla) imtihân edip de rızkını kendisine daralttığı zaman: “Rabbim bana ihânet etti!” der. (Fecr, 16)"
Allahım, bize ve neslimize dünya ve ahiret zenginliği ver ve her halükarda Sana şükredenlerden eyle.. Âmin.. 

Rabbi insana nimet verdiği zaman

Ey insan! Allah insanı daima gözetlemede ve her hareketini kayıd altına almaktadır. Öyle ki isyanda ileri giden gafil fesadcılara semavî tokatlarla ve azab kamçılarıyla cezalandırarak helak etmiştir.
İnsanı gözetlemede olan Allah, insanı bazen varlıkla imtihan eder ve ona ikram ve ihsanda bulunarak takınacağı tavrı ortaya çıkartır. İnsan bu imtihan ve ikram karşısında Rabbim bana ikram etti diyerek ikramı tasdik eder.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Fakat insan, Rabbi kendisini (varlıkla) imtihân edip, ona ikramda bulunduğu ve ona ni‘met verdiği zaman, bunun üzerine: “Rabbim bana ikrâm etti!” der. (Fecr, 15)"
Allahım, bizi ve neslimizi fazıl ve kereminle ihsan ettiklerinden ve şükredenlerden eyle.. Âmin..

Rabbin, elbette gözetlemededir

Ey insan! Allah, Ad, İrem, Semud ve Firavun'u memleketlerde ettikleri azgınları ve çoğalttıkları fesadları yüzünden azab kamçısıyla helak etmiştir.
Allah'ın kendisine isyan eden kavimleri kendi başlarına bırakmayıp azab kamçısıyla tokatlaması, elbette Allah'ın her an gözetlemede olduğunun isbatıdır.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Şübhesiz ki Rabbin, elbette (her an) gözetlemededir. (Fecr, 14)"
Allahım, bizi ve neslimizi rızan dairesinde daima muvaffak eyle.. Âmin..

12 Haziran 2014 Perşembe

Rabbin, bir azab kamçısı yağdırdı

Ey insan! Allah Ad, İrem, Semud ve Firavun'u azgınlıkları sebebiyle azaba uğratıp helak etti.
Onlar memleketlerde azgınlık ederek fesadı çoğalttıklarından Allah da onların üzerine hak ettikleri bir azab kamçısı yağdırmış, adeta onları kamçılayarak helak etmiştir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Bundan dolayı Rabbin, onların üzerine bir azab kamçısı yağdırdı! (Fecr, 13)"
Allahım, bizi ve neslimizi azgınlıktan ve azaba uğramaktan muhafaza eyle.. Âmin..

Oralarda fesâdı çoğaltmışlardı

Ey insan! Ad'ı, İrem'i, Semud'u ve Firavun'u helak ile azab eden Allah, kendisini ve kudretini bu asilere vurduğu tokatlarla hissettirmektedir.
Memleketlerde azgınlık eden Ad, İrem, Semud ve Firavun oralarda fesadın öncüsü ve teşvikçisi olarak çoğaltmışlar ve umuma yaygınlaştırmışlardır.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Böylece oralarda fesâdı çoğaltmışlardı. (Fecr, 12)"
Allahım, bizi ve neslimizi fesad çıkartan ve fesadı çoğaltanlardan eyleme.. Âmin..

Onlar memleketlerde azgınlık etmişlerdi

Ey insan! Allah Ad kavmine, şehirler içinde benzeri yaratılmayan İrem'e, vadide kaya oyan Semud'a ve kazıklar ve piramitler sahibi Firavun'a nasıl azab ettiğini görmedin mi?
O kavimleri Allah'ın azabına müstahak kılan, haddi aşarak memleketlerinde azgınlık etmiş olmalarıdır. Onlar umumen azgınlığa düştüklerinden ve hidayete davete icabet etmediklerinden tarihe mal olan bir şekilde azab ile helak oldular.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Onlar ki memleketler(in)de azgınlık etmişlerdi. (Fecr, 11)"
Allahım, bizi ve neslimizi memlekette azgınlık edenlerden eyleme.. Âmin..

11 Haziran 2014 Çarşamba

Ve kazıklar sâhibi Fira‘vun

Ey insan! Fecre, on geceye, çifte ve teke ve geçip giderken geceye yemin ederek bunlardaki yemin hükmündeki her bir hikmete ve ibrete akıl sahiblerinin dikkatini çeken Allah, Ad kavmine, şehirler içinde benzerini yaratmadığı İrem şehrine ve vadide kayalara evler oyan Semud'a nasıl azab ettiğini insanların ibretine gösterir.
Ad kavmine, İrem şehrine ve Semud kavmine nasıl azab ettiğini gösteren Allah, kendileri hakkında karar verilen azaba engel olamayan kazıklar sahibi Firavun'u da akıl sahiblerinin ibretine sunar.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Ve kazıklar sâhibi Fira‘vun’a? (Fecr, 10)"
Allahım, bizi ve neslimizi helak ve azab ettiklerinden eyleme.. Âmin..

Vadide kayaları oyan Semud

Ey insan! Fecre, on geceye, çifte ve teke ve geçip giderken geceye yemin eden Allah, Ad kavmine ve şehirler içinde benzerinin yaratılmadığı İrem şehrine nasıl azab ettiğini ibret-i âleme sunar.
Allah'ın insanların ibretine sunduğu diğer kavim ise Semud'dur ki onlar vadide kayaları oyarak kendilerine sağlam evler yapmakla şöhret bulmuşlardır. O evleri ve kaleleri de kendilerini azabdan kurtaramamıştır.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Vâdide (ev yapmak için) kayaları oyan Semûd’a da (nasıl azâb etti)? (Fecr, 9)"
Allahım, bizi ve neslimizi âyetlerinden hakkıyla ibret ve ders alanlardan eyle.. Âmin..

Şehirler içinde benzeri yaratılmamıştı

Ey insan! Ad kavmine nasıl azab ettiğini memleketlerinin perişanlığıyla akıl sahibi insanların ibret nazarına gösteren Allah, İrem şehrini ikinci bir misal olarak gösterir.
İrem şehri ki sütunlar üzerine kurulmuş eşsiz binalarla dolu, şehirler içinde onun gibi benzerinin inşa edilmediğini ve yaratılmadığını Allah akıl sahibi insanlara ibret için gösterir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Ki şehirler içinde onun benzeri yaratılmamıştı. (Fecr, 8)"
Allahım, bizi ve neslimizi rızana uygun ve isminin zikredildiği binalar ve şehirler inşa edenlerden eyle.. Âmin..

O direkli İrem'e

Ey insan! Allah fecre, on geceye, çifte ve teke ve geçip giderken geceye yemin ederken onlardaki hikmetleri ve gayeleri insanın nazarına verirken bu yeminlerden ibret almayan Ad kavmini günahlarındaki ısrarları sebebiyle nasıl helak ve azab ettiğini haber verir.
Ad kavmine nasıl azab ettiğini insanın ibretine sunan Allah, helak ettiği şehirlerden olan sütunlar üzerine kurulmuş binalarla baştan aşağı dolu İrem şehrine nasıl azab ettiğini yine insanın nazarına tarihî bir ders olarak ibretine sunar.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "O (sütunlar üzerine kurulmuş binâlarla dolu) direkli İrem (şehrin)e! (Fecr, 7)"
Allahım, bizi ve neslimizi Ad kavmi ve İrem şehri gibi helak ve azab ettiklerinden eyleme.. Âmin..

10 Haziran 2014 Salı

Görmedin mi Rabbin Ad'e nasıl etti?

Ey insan! Fecre, on geceye, çifte ve teke ve geçip giderken geceye yemin eden Allah'ın yeminine kulak vermeyen, ondaki hikmet ve ibreti görmeyen elbette çok büyük bir gaflet üzeredir.
Allah'ın yeminindeki dersleri görmeyen ve azgınlıkta ileri giden Ad kavmi günahının karşılığı olarak Allah'ın azabına uğramıştır. Allah'ın Ad kavmine azab etmesi yine akıl sahibleri için bir ibret ve derstir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Görmedin mi Rabbin, Âd (kavmin)e nasıl (azâb) etti? (Fecr, 6)"
Allahım, bizi ve neslimizi âyetlerinden hakkıyla ders alanlardan eyle.. Âmin..

Bunda bir yemin vardır

Ey insan! Fecre, on geceye, çifte ve teke ve geçip giderken geceye yemin eden Allah, bunlardaki harika icraatlerine ve faaliyetlerine insanın nazarını çeker.
Allah'ın bu yemininde elbette akıl sahibleri için ibret ve ders vardır ki bu ders ve ibretlerin her biri ayrı ayrı yemindir, yemine layık hakikatlerdir. Elbette akıl sahibleri bu yemini tasdik edecektir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Bunda bir akıl sâhibi için (ibret alınacak) bir yemin (bu yemine lâyık hakikatler) vardır, değil mi? (Fecr, 5)"
Allahım, bizi ve neslimizi yeminlerini tasdik edenler eyle.. Âmin..

Geçip giderken geceye yemin olsun

Ey insan! Fecre yemin eden Allah, günün siyah sayfasını kapatıp beyaz sayfasını açar ve insanların dikkatini fecirdeki ve fecre kadar gecedeki hikmetlerine ve mucizelerine çeker.
Allah on geceye yemin ederek Zilhicce'nin ve Muharrem'in ilk on gecesine ve Ramazan'ın son on gecesine mü'minlerin ve insanların dikkatini çeker.
Allah çifte ve teke yemin ederek mahlukatta gözettiği ikili beraberlikteki nice hikmetlerine ve tekteki ferdiyetinin mükemmelliğine dikkati çeker.
Fecre, on geceye, çifte ve teke yemin eden Allah, geçip giderken geceye yemin ederek gecenin örttüğü kudretinin muhteşem ve muazzam icraatlerine ve hadsiz hamde vesile nimetlerine insan olan insanın dikkatini çeker.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Ve geçip giderken, geceye! (Fecr, 4)"
Allahım, bizi ve neslimizi geçip giderken gecedeki hikmetlerini tefekkür edip nimetlerine şükredenler eyle.. Âmin..

9 Haziran 2014 Pazartesi

Hem çifte ve teke

Ey insan! Şafak vakti olan fecir insana gecenin büyük bir inkılab ile gündüze geçtiğini ve geceden sabaha kadar nice nimetlerin ihsan edildiğini ihtar edip hatırlatır. Allah fecre yemin ederek ondaki nice hikmetlere insanın nazarını ve dikkatini çeker.
Zilhicce'nin ilk on gecesi, Muharrem'in ilk on gecesi ve Ramazan'ın son o gecesi olan o geceye yemin ederek o gecelerde mü'minlere olan ihsanlarını ve ikramlarını ihtar ile hatırlatır.
Allah çift olarak ve tek olarak yarattığı şeylere yemin ederek mahlukatın çift ve tek olarak yaratılmasındaki hikmetleri insandan tefekkür etmesini ihtar eder.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Hem çifte ve teke! (Fecr, 3)"
Allahım, bizi ve neslimizi rızana uygun tefekkür edenlerden eyle.. Âmin..

Ve on geceye yemin olsun

Ey insan! Allah fecre yemin ederek insanların dikkatini geceden sabaha dönen o azim inkılabdaki nice İlahî hikmetlere çeker ve insana iki vakit ortasındaki nimetlerini hatırlatır.
Fecre yemin eden Allah, insanlar için mübarek kıldığı on geceye de yemin ederek on gecenin ehemmiyetine dikkatleri çeker ki inananları o gecelerden istifadeye davet eder. O on gece ki Zilhicce ayının ilk on gecesi, Muharrem ayının ilk on gecesi ve Ramazan ayının son on gecesidir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Ve on geceye! (Fecr, 2)"
Allahım, bizim ve neslimiz için daima on geceyi mübarek ve feyzdar eyle.. Âmin..

Yemin olsun fecre

Ey insan! Gündüzün bütün eserlerini karanlık örtüsüyle örten gecenin yine karanlık örtüsünü dünyanın yüzünden kaldıran fecirdir, şafak vaktidir. Her iki hadise de Allah'ın kudretinin azim tecellilerindendir.
Allah şafak vaktine, fecre yemin ederken insanların nazarını ve dikkatini o fecirdeki kudretin azim tecellisine, mühim inkılabına ve geceden fecre kadar olan insana nimetlerine çekmektedir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Yemîn olsun fecr’e (şafak vaktine)! (Fecr, 1)"
Allahım, bizi ve neslimizi fecirde Senin azim kudretinin ve rahmetinin tecellilerini tefekkür edenlerden eyle.. Âmin..

Kıyamet günü nur olan sure, Fecr Suresi

Ey insan! Fecr Suresi, Kur'ân-ı Kerim'in 89. suresi olup 10. sure olarak Mekke devrinde nâzil olmuştur, 30 âyettir.
Surede; Allah fecre, on geceye, çifte ve teke, geceye yemin ederek azgınlık edip fesad çıkaran kavimlerin akıbetini haber verir. İnsanın nankörlüğünü gösterip dünya malına düşkünlüğünü bildirerek insanı uyarır. Kıyametin geleceğini, meleklerin saf saf dizileceğini, Cehennemin getirileceğini ve insanın pişman olacağını beyan eder. Sonra Allah mutmain olan nefisten salihlere katılarak Cennete girmesini buyuracağını haber verir.
Peygamber Efendimiz (asm) Fecr Suresi'nin faziletini bize şöyle haber verir: "Kim her gün Fecr suresini okursa, o, kıyamet günü kendisi için bir nur olur."
Allahım, bizi ve neslimizi Fecr Suresi'nin mana, sır ve faziletine mazhar eyleyip mutmain nefis olarak salihlere kattıklarından eyle.. Âmin..

8 Haziran 2014 Pazar

Onların hesabı ancak bize aiddir

Ey insan! Yüz çevirip inkâr edenler dönüp dolaşıp sonunda Allah'a döndürülecek ve en büyük azab ile cezalandırılacaklardır.
Dünya ve ahiretlerine fayda verecek nasihat ve hakikati dinlemeyip yüz çevirerek nefis ve şeytanın aldatmaları doğrultusunda hayat geçiren inkârcılar Allah'a döndürüldüklerinde yine onların hesabı Allah'a aiddir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Sonra doğrusu onların hesâbı(nı görmek) de ancak bize âiddir. (Gâşiye, 26)"
Allahım, bizi ve neslimizi hesabı kolay olanlardan eyle.. Âmin..

Şübhesiz onların dönüşü, ancak bizedir

Ey insan! Zorlayıcı olmayan, ancak bir nasihatçi olan Peygamber Efendimizin (asm) semavî nasihatine kulak vermeyen, hakikatten yüz çevirip inkâr edenlerin cezası en büyük azaba girmektir.
Yüz çevirip inkâr edenler, elbet şu dünya hayatının neticesinde nasıl şu dünyaya gönderildi iseler ahirete gidecek ve hesab vermek üzere Allah'a döneceklerdir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Şübhesiz onların dönüşü, ancak bizedir. (Gâşiye, 25)"
Allahım, bizi ve neslimizi Sana razı olduğun şekilde dönenlerden eyle.. Âmin..

Yüz çevirip inkâr edenin cezası

Ey insan! Allah, Peygamber Efendimizin (asm) şahsında insanlara nasihat edenlerden kendilerinin sadece bir nasihatçi olduklarını, bir zorlayıcı olmadıklarını ve insanların anlayışına uygun olarak nasihat etmelerini ister.
İnsanların anlayışına uygun ve gözüyle gördüğü şeylerden deliller getirerek nasihat edenleri dinlemeyip yüz çevirerek inkâr edenleri, Allah en büyük azab ile cezalandıracaktır.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Ancak kim yüz çevirip inkâr ederse, o takdirde Allah, onu en büyük azâb ile cezâlandırır! (Gâşiye, 23-24)"
Allahım, bizi ve neslimizi yüz çevirip inkâr edenlerden eyleme.. Âmin..

7 Haziran 2014 Cumartesi

Onların üzerine bir zorlayıcı değilsin

Ey insan! Allah Peygamber Efendimizden (asm) insanlara gözüyle gördüğü şeylerdeki yaratılış gayelerini, hikmet ve hakikatlerini göstererek vazifesi olan bir nasihatçi olarak nasihat etmesini ister ve biz inananlara da bir örnek olarak gösterir.
İnsanlara nasihat eden elbette onların üzerinde bir zorlayıcı olmadığından güzellikle nasihat edecek ve onların anlayacağı şeylerle hakikati gösterecektir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Onların üzerine (musallat olmuş) bir zorlayıcı değilsin! (Gâşiye, 22)"
Allahım, bizi ve neslimizi rızana uygun nasihat edenlerden eyle.. Âmin..

O halde nasihat et

Ey insan! Allah insanın dikkatini devenin nasıl yaratıldığına, göğün nasıl yükseltildiğine, dağların nasıl dikildiğine ve yerin nasıl yayılıp döşendiğine dikkati çekerek dünyaya gönderilişindeki hikmeti tefekkür etmesini istiyor.
Dünyaya gönderilişini tefekkür edip gayesini idrak etmek isteyen bu noktada gelecek nasihatlere açık olacağından Allah, Peygamber Efendimizden (asm) onlara nasihat etmesini ve vazifesinin de sadece nasihat olduğunu bildirir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "(Habîbim, yâ Muhammed!) O hâlde nasîhat et; çünki sen, ancak bir nasîhat edicisin! (Gâşiye, 21)"
Allahım, bizi ve neslimizi hakkıyla nasihati dinleyenlerden ve nasihat edenlerden eyle.. Âmin..

Yer nasıl yayılıp döşenmiş?

Ey insan! Deveye bak, Allah nasıl yaratmış? O çöllerde 9 gün aç susuz yaşar. Göğe bak, Allah nasıl yükseltmiş? Hayat için bütün şartları hazırlamış. Dağlara bak, Allah nasıl dikmiş? Hayat için lüzumlu maddeleri depolamış, dünya gemisini sarsıntıdan muhafaza eylemiş.
İnsanın nazarına devedeki, gökteki ve dağlardaki yaratılış mucizelerini veren ve gösteren Allah, bu sefer insanın dikkatini yere çekiyor ve bir haliçe gibi nasıl döşendiğini ve ondaki mucizelerini nazara veriyor.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Ve yere (bakmıyorlar mı), nasıl yayılıp döşenmiş? (Gâşiye, 20)"
Allahım, bizi ve neslimizi yerdeki eserlerini tefekkür edip sana hududsuz hamd u senalar edenlerden eyle.. Âmin..

Dağlar nasıl dikilmiş?

Ey insan! İnsanı tefekküre sevk eden Allah, devenin nasıl yaratıldığına insanın bakıp taaccüb etmesini ve ondaki mucizeleri idrak etmesini, belki de ondaki mucizeleri çalışarak kendi sanatına yansıtmasını istiyor.
Allah insana ikinci bir hedef daha gösteriyor ki göğün nasıl yükseltildiğine dikkatini çekiyor. Belki bu dikkat ile insana yeni hedefler gösteriyor. Sen de çalış, benim kanunlarıma riayet et, sen de göğe yükselmenin vasıtalarını bul emrediyor.
Allah üçüncü hedef olarak insana dağları gösteriyor. Dağlara bak, nasıl dikilmiş dünya gemisine. Sen de denizde gemilerine dağlar gibi direkleri dik, selametle yol al. Sonra dağlardaki diğer nimetlerime bak, senin için su ambarı, maden deposu yaptım, çıkar ve faydalan buyuruyor.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir. "Ve dağlara (bakmıyorlar mı), nasıl dikilmiş? (Gâşiye, 19)"
Allahım, bize ve neslimize dünya ve ahiret zenginliği ver.. Âmin..

6 Haziran 2014 Cuma

Göğe bakmıyorlar mı, nasıl yükseltilmiş?

Ey insan! Allah kendini sana tanıttırmak için nice harikaları ve mucizeleri yaratmıştır. Muhteşem sanatlı ve nakışlı eserler ve manzaralar senin gözünün önünde sergilenmektedir.
İnsan birkaç gün susuz kalamazken o sıcak çöllerde bir haftayı aşkın süre aç susuz yaşayabilen çöl harikası devenin nasıl yaratıldığına bir bakmaz mı?
Gözünü yerden kaldırıp göğün nasıl başı üzerinde yükseltildiğini, nasıl tanzim edildiğini, dünyadaki canlılar için hayat şartlarının nasıl hazırlandığını görmez mi insan? 
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Ve göğe (bakmıyorlar mı), nasıl yükseltilmiş? (Gâşiye, 18)"
Allahım, bizi ve neslimizi âyetlerini ve eserlerini hakkıyla tefekkür edenlerden eyle.. Âmin..

Onlar hiç deveye bakmıyorlar mı?

Ey insan! Kıyamet gününde yüzleri zelil olanlar kızgın ateşe girip son derece sıcak bir kaynaktan içirilir ve hiçbir faydası olmayan kuru bir dikenden yedirilirken yüzleri güzel olanlar nimetler içinde çalışmalarından hoşnud olarak yüksek bir Cennette yüksek tahtlar üzerinde, daima akan pınardan önlerinde doldurulmuş kadehler, dizilmiş yastıklar ve serilmiş halılar olduğu mutlu ve memnundurlar.
Allah insanın tefekkür ederek kıyamette hoşnud olacakları işler ve çalışmalar yapması için ibret ve ders alacağı nice mahlukları gözü önünde yaratmıştır ki onlardan birisi devedir. Acaba insan devenin nasıl yaratıldığını merak edip hiç bakmaz mı?
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "(Onlar) hiç deveye bakmıyorlar mı, nasıl yaratılmış? (Gâşiye, 17)"
Allahım, bizi ve neslimizi mahlukatını tefekkür edip kıyamette hoşnud olacağımız rızana uygun işler yapanlardan eyle.. Âmin..

Tahtlar, kadehler, yastıklar ve halılar

Ey insan! Kıyamet gününde birtakım yüzler nimetler içinde olup güzeldirler. Onlar dünyadaki gayret ve çalışmalarından dolayı memnun ve hoşnud olarak yüksek bir Cennettedirler. Onlar orada boş bir söz işitmezler ve daima akan bir pınardan içerler.
Onlar yüksek Cennette yükseltilmiş tahtlar üzerinde oturur, onlar için hazırlanmış pınardan doldurulmuş kadehler önlerine konulmuştur. Tahtlarında dizilmiş yastıklar ve serilmiş halılar vardır.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Orada yükseltilmiş tahtlar, (önlerine) konulmuş kadehler, dizilmiş yastıklar ve serilmiş halılar vardır! (Gâşiye, 13-16)"
Allahım, bizi ve neslimizi iyilerle birlikte Cennetine al.. Âmin..

5 Haziran 2014 Perşembe

Orada dâimâ akan bir pınar vardır

Ey insan! Kıyamet gününde nimet içinde olan güzel yüzler, dünyadaki hayırlı ve salih çalışmalarından hoşnud olarak yüksek bir Cennettedirler.
O yüksek Cennette boş bir söz dahi işitmeyen o güzel yüzler için o Cennette akmasıyla gönüllere ferahlık veren ve içmesiyle tarifsiz lezzetler sunan daima akan bir pınar vardır.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Orada dâimâ akan bir (çok) pınar(lar) vardır! (Gâşiye, 12)"
Allahım, bizi ve neslimizi daima akan o pınardan içenlerden eyle.. Âmin..

Orada boş bir söz işitmezler

Ey insan! Kıyamet günü dünyadaki Allah'ın rızasına uygun olarak yaptıkları çalışmalarından hoşnud olan nimetler içindeki o güzel yüzler, Allah'ın yüksek nimetlerine mazhar olarak yüksek bir Cennettedirler.
O yüksek Cennette olan o güzel yüzler, nimetler içinde Allah'ın nimetleriyle memnun ve mesrur oldukları halde orada malayani hükmünde boş bir söz işitmezler.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Orada boş bir söz işitmezler! (Gâşiye, 11)"
Allahım, bizi ve neslimizi dünyada ve ahirette boş bir söz işitenlerden eyleme.. Âmin..

Yüksek bir Cennettedirler

Ey insan! Kıyamet günü nimetler içinde olan birtakım yüzler vardır ki o yüzler o nimetlere vesile olan dünyada yaptıkları çalışmalarından dolayı hoşnuddurlar.
Dünyada yaptıkları çalışmalarından hoşnud olan nimet içindeki o güzel yüzler, Allah'ın yüksek nimetlerine mazhar ve nail olarak yine Allah'ın bir ihsanı ve nimeti olarak yüksek bir Cennette olacaklardır.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Yüksek bir Cennettedirler! (Gâşiye, 10)"
Allahım, bizi ve neslimizi yüksek Cennette olanlardan eyle.. Âmin..

Çalışmalarından dolayı hoşnuddurlar

Ey insan! Kıyametin insanı kuşattığı an birtakım yüzler zelil iken birtakım yüzler de Allah'ın kendilerine ihsanı olan nimetler içindedirler.
Nimetler içinde olan o yüzler, böyle bir neticenin kendilerine ihsan edilmesine vesile olan dünyada işlemiş oldukları sevablar ve salih ameller için yaptıkları çalışmalarından dolayı hoşnud ve memnundurlar.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "(Dünyadaki) çalışmalarından dolayı hoşnuddurlar! (Gaşiye, 9)"
Allahım, bizi ve neslimizi o gün hoşnud olanlardan eyle.. Âmin..

4 Haziran 2014 Çarşamba

O gün nimet içinde olan yüzler vardır

Ey insan! Gaşiye, kıyametin insanı dehşetiyle kuşattığı an, birtakım yüzler zelil olacaktır ki onlar kızgın bir ateşe girerler ve orada son derece sıcak bir kaynaktan içirilir, gıda vermeyen ve açlığı gidermeyen kuru bir dikenden başka yiyecek verilmez.
O gün kapkara kesilmiş zelil birtakım yüzler olduğu gibi, nimet içinde olan, Allah'ın hadsiz nimetlerine mazhar olmuş ve o nimetlerle güzelleşmiş yüzler de vardır.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "O gün öyle yüzler (de) vardır ki ni‘met içinde (olmakla güzel)dir! (Gâşiye, 8)"
Allahım, bizi ve neslimizi o gün nimet içinde olan yüzlerden eyle.. Âmin..

O ne besler, ne de fayda verir

Ey insan! İnsanları dehşetiyle kuşatan kıyamet gününde bazı yüzler zelildir. Onlar kızgın bir ateşe atılacak ve onlara son dereceye sıcak bir kaynaktan içirilecektir.
Açlıklarını gidermeleri için onlara kuru bir diken verilecektir. Onlar için ondan başkası yoktur ki kuru diken ne onları besler ki kuvvet bulsunlar, ne de açlıklarını giderip tok olsunlar.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "(O) ne besler, ne de açlıktan yana fayda verir! (Gâşiye, 7)"
Allahım, bizi ve neslimizi kıyametin dehşetinden ve Cehennemin ateşinden muhafaza eyle.. Âmin..

Onların yiyeceği kuru bir dikendir

Ey insan! Kıyametin dehşetiyle insanı kuşattı o gâşiyede yüzleri kapkara olup zelil olarak eğilecek olanlar günahlarının cezası olarak kızgın ateşe gireceklerdir.
Orada onlar için kaynar bir su içirilecek de açlıklarını gidermeleri için kuru bir diken verilecektir. Onlara yiyecek olarak kuru bir dikenden başkası da yoktur.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Onlar için kuru bir dikenden başka bir yiyecek yoktur! (Gâşiye, 6)"
Allahım, bizi ve neslimizi ateş ehli eyleme.. Âmin..

3 Haziran 2014 Salı

Son derece sıcak bir kaynaktan içirilir

Ey insan! Günahlarından dolayı birtakım yüzlerin kararıp zelil olacağı gün onlar günahlarının karşılığı olarak kızgın bir ateşe girerler.
O kızgın ateşte bir serinlik bulamadıkları gibi kendilerine susuzluklarını gidermek için son derece sıcak kaynar olan bir kaynaktan içirilir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verilir: "Son derece sıcak bir kaynaktan içirilir! (Gâşiye, 5)"
Allahım, bizi ve neslimizi sıcak kaynaktan içirilenlerden eyleme.. Âmin..

Kızgın bir ateşe girer

Ey insan! İnsanı dehşetiyle kapladığı kıyamet anında, gâşiyede birtakım yüzler işledikleri günahlar sebebiyle zelil olacak, sanki meşakkat içinde çalışmış ve yorgun olacaktır.
O yüzleri zelil olan o kimseler yorgun görünen o halleriyle günahlarının karşılığı olarak müdhiş azab veren kızgın bir ateşe girecektir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Kızgın bir ateşe girer! (Gâşiye, 4)"
Allahım, bizi ve neslimizi kızgın ateşe girenlerden eyleme.. Âmin..

Meşakkat içinde çalışmış, yorgun

Ey insan! Gaşiye olan kıyametin dehşetiyle insanı kapladığı an birtakım yüzler dünyada iken nefislerine aldanmaktan, kötü ve çirkin amellerinden ve günahlarının kendilerini kuşatmasından gelen bin pişmanlıklarından yüzleri kapkara kesilip öne düşerek zelil olacaktır.
O gün o yüzleri kapkara kesilip zelil olanlar sanki meşakkat içinde çalışmış, çabalamış ve yorgun düşmüşlerdir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "(Meşakkat içinde) çalışmış, yorgun! (Gâşiye, 3)"
Allahım, bizi ve neslimizi yüzleri zelil olup yorgun düşenlerden eyleme.. Âmin..

Birtakım yüzler o gün zelildir

Ey insan! Kıyamet insanı dehşetiyle saracaktır. İşte o an gâşiyedir. Gaşiyenin ne olduğunu haber veren Allah'dır.
Kıyametin insanı dehşetiyle sardığı an, dünyada iken işledikleri kötü ve çirkin amellerinden ve günahlarından gelen ve nefislerine itimaddan gelen bin pişmanlıklarından dolayı birtakım yüzler kararıp aşağı düşerek zelil olacaktır.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Birtakım yüzler vardır ki o gün zelildir! (Gâşiye, 2)"
Allahım, bizi ve neslimizi dünyada ve ahirette zelil eyleme.. Âmin..

2 Haziran 2014 Pazartesi

Gaşiyenin haberi sana geldi mi?

Ey insan! İnsan için takdir edilen ecel ve ölüm, dünya için de takdir edilmiştir. Dünyanın ölüm sekeratında yaşanacak dehşetli hadiseler de kıyamettir.
Kıyametin dehşetiyle insanları kuşatacaktır. İşte insanları dehşetiyle kuşatan kıyamet anı Gaşiyedir. Gaşiyenin haberi bize Peygamber Efendimiz (asm) vasıtasıyla gelmektedir.
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "(Ey Resûlüm!) Ğaşiye’nin (dehşetiyle insanları kaplayıcı olan kıyâmet ânının) haberi sana geldi mi? (Gâşiye, 1)"
Allahım, bizi ve neslimizi Gaşiyenin dehşetinden muhafaza eyle.. Âmin..

İnsanların sonunu bildiren sure, Gaşiye Suresi

Ey insan! Gaşiye Suresi, Kur'ân-ı Kerim'in 88. suresi olup 68. sure olarak Mekke devrinde nâzil olmuştur, 26 âyettir.
Surede; Kıyamet gününde ve ahirette Cehennemlikler ile Cennetliklerin halleri, yiyecekleri ve görecekleri şeyler konu edilir.
Peygamber Efendimizin (asm) Âlâ Suresi ile Gaşiye Suresini iki bayramda ve Cuma gününde okuduğuna dair rivayet şöyledir: "Resulullah (asm) iki bayramda ve cuma gününde ile "Âlâ ile Ğaşiye" surelerini okurdu. Bayram ile Cuma aynı güne denk geldiğinde her iki na­mazda da aynı sureleri okurdu. (Müslim)"
Allahım, bizi ve neslimizi Gaşiye Suresi'nin mana, sır ve faziletine nail eyle.. Âmin..

Bu ilk sahifelerde vardır

Ey insan! Dinler içinde en kolay din olan İslam'a davete yapılan nasihatten kaçınan en bedbaht insan en büyük ateşe atılacak, o orada ne ölecek ne yaşayacaktır. 
Günahlarından tevbe edip temizlenen, Rabbisinin ismini zikredip namaz kılan gerçekten kurtuluşa erendir. Fakat insanların çoğu ahiretin daha hayırlı ve daha devamlı olmasına rağmen dünya hayatını üstün tutmaktadır.
Bu anlatılanlar daha önce indirilen sahifelerde olduğu gibi Hz. İbrahim'in (as) sahifelerinde ve Hz. Musa'nın (as) sahifeleri olan Tevrat'ta dahi vardır.
Allah bu hususu bize şu âyette haber verir: "Şübhesiz bu (anlatılanlar) elbet (daha önce peygamberlerimize indirdiğimiz) ilk sahîfelerde, İbrâhîm’in ve Mûsâ’nın sahîfelerinde (de) vardır. (Âlâ, 18-19)"
Allahım, bizi ve neslimizi en kolay olan İslam'a hakkıyla tabi ve teslim olanlardan eyle.. Âmin..

1 Haziran 2014 Pazar

Ahiret hayatı daha hayırlı ve devamlıdır

Ey insan! Gerçekten kurtuluşa erenler günahlarına tevbe edip temizlenenler, Rabbisinin ismini zikredip tazim, tesbih ve hamd manasındaki namazı kılanlardır.
Fakat insanların birçoğu dünyanın fani olduğunu bilmesine rağmen dünya hayatını tercih etmekte ve üstün tutmaktadır.
Dünya bütün şaşaasına rağmen ahiretteki sinek kanadı kadar bir nura karşılık gelmez. Ahiret hayatı fani dünya hayatına ve menfaatine göre daha hayırlı ve daha devamlıdır. 
Allah bu hususu bize şu âyetle haber verir: "Hâlbuki âhiret daha hayırlı ve daha devamlıdır! (Âlâ, 17)"
Allahım, bize ve neslimize dünya ve ahirette iyilik ve zenginlik ver.. Âmin..